Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürkten, aşk, hikayesi, kırık

Atatürk'ten Kırık Bir Aşk Hikayesi

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk'ten Kırık Bir Aşk Hikayesi



Atatürk' ün bilinmeyen kırık bir aşk hikayesi




Selanik'te öğrenci iken, Nadire diye bir komşu kızı varmış

Ciğerlerinden hasta olan bu kız Mustafa'ya pek hayranmış

Her geçişinde pencereye koşar, ona bakarken yüzünü al basarmış

Bir gün komşu kızı Hatice'ye açılmış:

"Mustafa Bey, öteki arkadaşlarına hiç benzemiyor" demiş

Bu gizli sevdayı Mustafa'ya hissettirmeye karar vermişler

Hatice, Zübeyde hanımların evine girer çıkarmış Bir cuma, ailece oturmaya gitmişler

Mustafa evde yokmuş

Hatice, üst kattan bir şey getirmesi istendiğinde aklındaki planı uygulamaya koymuş

Sofadan geçerken, saksı içindeki kırmızı karanfillerden birini gizlice koparmış Mustafa'nın üst katta soldaki yatak odasına dalmış Karyolasının başucundaki masanın üzerinde açık duran tarih kitabının üzerine karanfili bırakmış

Korkudan titreyerek koşar adım aşağı inmiş

Çiçeğin Nadire'den geldiğinin anlaşılacağına eminmiş

* * *

Az sonra Mustafa eve gelmiş

Zübeyde Hanım'ın ve Hatice'nin annesinin ellerini öpmüş

Hatice'nin de elini sıkmış

O dönem Türkler arasında el sıkma âdeti olmadığından Hatice şaşırmış biraz Zaten gizlice bıraktığı çiçekten dolayı pek heyecanlıymış

Mustafa bu heyecanı hissetmiş; gözlerini Hatice'nin gözlerine dikmiş

Küçük kız ne yapacağını bilememiş

Mustafa "Ders çalışmam lazım" deyip yukarı çıkmış Çıkar çıkmaz da tekrar aşağı indiği ayak seslerinden anlaşılmış

Hatice kalbinin duracağını hissetmiş

Çünkü, geldiğinde Mustafa'nın elinde o kırmızı karanfil varmış

"Bu çiçeği benim kitabımın arasına kim koydu?" diye bağıracak diye çok korkmuş Hatice

"Ben ettim, sen etme" der gibi bakmış ona

Mustafa, Hatice'yi müstehzi gözlerle süzdükten sonra dışarı çıkmış

Hatice hemen gidip olanları Nadire ablasına anlatmış

"Ölüyordum korkudan Bir daha beni böyle işlere sokmayın" diye yalvarmış

Nadire, çiçeğinin adresine ulaşmasının keyfiyle beklemeye başlamış

* * *

Aradan epey bir zaman geçmiş

Bir gün Hatice, Zübeyde Teyze'sinin kendisini oğlu Mustafa'ya istediğini öğrenmiş

Ama Hatice'nin annesi, Mustafa asker olup uzaklara gidecek diye bu izdivaca yanaşmamış

Konu kapanmış

Mustafa, Harbiye'de okumak için İstanbul'a gitmiş Lakin annesine gönderdiği her mektubun altına "Hemşiremiz Hatice Hanım'a da mahsus selamlar ederim" cümlesini eklemeyi hiç ihmal etmemiş

Harbiye'den erkânıharp yüzbaşısı olarak çıktığında Hatice'yi yeniden istetmiş

Bu kez Hatice'nin ailesi razı olmak üzereyken sarayda çalışan bir ahbapları onları uyarmış:

"Ben, onun hakkında saraya gelen jurnalleri okudum İstikbali çok karanlık Aman uzak durun" demiş

Hatice'nin annesi, kızını alelacele bir başkasıyla evlendirmiş

* * *

Yıllar geçmiş

Mustafa Kemal, "Atatürk" olmuş

Evlenip çoluk çocuğa karışan Hatice, yaşadıklarını 1920'lerde bir kış günü, Kocaeli'nde Maarif Müdürü olan apartman komşusu Münir Hayri Bey'e anlatmış

Münir Hayri, daha sonra sinema tahsili için yurtdışına gitmiş

Döndüğünde Atatürk kendisinden hayatını perdeye yansıtacak bir senaryo yazmasını istemiş Senaryonun esaslarını da bizzat dikte ettirmiş

"Filme başka neler koymalıyız?" diye sorduğunda Münir Hayri, biraz da çekinerek, "Her filmde kadın ve aşk unsuru aranır, bilmem nasıl emredersiniz" demiş ve yıllar önce Hatice'den dinlediği hikâyeyi Atatürk'e nakletmiş

Hatırlamış Atatürk; gülmüş:

"Ben, Hatice'nin o karanfili kendi hesabına koyduğunu sanmıştım" demiş

Ve devam etmiş:

"Hatice zekâsı, güzelliği ve terbiyesiyle örnek bir kadındı Her vakit hayatımın en değerli hatıraları arasında kalacaktır"

Sonra Nadire'yi de hatırlamış:

"O kızcağızı da bir kâtiple evlendirdiler Sonra öldü"

* * *

Hazin değil mi?

Devamı var:

Birkaç gün düşündükten sonra Münir Hayri'yi yeniden çağırmış Atatürk:

"Tamam" demiş; "Bizim çocukluk hikâyesini filme koyalım Yalnız Hatice'nin ismini koymayalım Bu, çok masum ve hiç de şerefsiz olmayan bir hikâyedir, ama belki Hatice'nin torunları filan istemezler"

Münir Hayri'nin senaryosu "Ben Bir İnkılap Çocuğuyum" adını taşıyordu; Atatürk rahatsızlandığı için çekilemedi

Hatice mi?

Son sürprizimiz de bu:

Hatice Hanım milletvekili seçildi ve Meclis'e girdi

Torunları hayatta mıdır acaba?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.