Kapıdaki Karanlık 4 |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kapıdaki Karanlık 4Kapıdaki Karanlık 3 Hikayesi - Karanlık Hikayeleri - Aynur Engindeniz - Aynur Engindeniz Yazıları � Tamam, yok� Söylediğine kendi bile inanmıyordu Nazan Çünkü duyduğu her şeyi yaşadıklarıyla bağdaştırmaya çalışacağını biliyordu Ama korkusu biraz olsun hafiflemişti Havva�ya olan şüphesi de uçup gitmişti Şimdi, böyle düşündüğü için arkadaşının yüzüne bakmaya utanıyordu Yirmi altı yaşında, ilk gençlik dönemini çoktan geçmiş bir kızdı Nazan Ama yıllar ona olaylara ön yargıyla yaklaşmamayı bir türlü öğretememişti Çocukluğundan beri yaşadığı olaylar, onu asileştirirken, olaylara karşı da daima şüpheci ve ön yargılı yaklaşmayı öğrenmişti Yeni tanıştığı insanlara alışması belki iki üç ay sürer Bu tanıma süresi içinde, gardını almış boksör gibi daima tetikte bekler Ona göre tüm insanlar kötülüğe programlanmıştır Koca adayı ise, aldatması kaçınılmazdır Yeni bir arkadaşsa, kesinlikle arkasından dedikodu yapıyordur, esnafsa kazıklayacaktır Komşu ise hırlı olur, hırsız olur�Ama alışma devresi bittikten sonra eğer kişi Nazan�ın güvenini kazanabildiyse başı üstünde yeri olur Yok eğer güvene layık görülmediyse bir daha onunla aynı mekana bile girmez Biraz da bu yüzden bekar kalmıştı zaten İki arkadaş mutfağa geçip çay yaptılar, yiyecek ufak tefek bir şeyler de hazırladıktan sonra salondaki aynı yerlerine oturdular Nazan kendini çok iyi hissediyordu Bu buhranın en önemli etkeni yalnızlık değil miydi zaten? Çaylar döküldü Nazan merakla Havva�nın anlatacaklarını bekliyordu � Haydi başla anlatmaya, çayın kaçmıyor ya� � Bir dur, bu ne merak anlamadım doğrusu� � İnan ki anlatsam da anlamazsın O yüzden önce sen soracağım sorulara cevap ver Mesela; bu cin dedikleriniz insanlara görünür mü?� � Elbette ki görünür Allah�a şükür ben görmedim Ama bir keresinde çilingir Remzi�nin karısı Hatice anlatmıştı Köyde, büyükannesinin evine gidecekmiş Yol uzunmuş Karanlığa kalmış Ormanın içinden geçiyormuş Peşine bir sürü kedi takılmış Eline bir dal parçası alıp kedilere vurmaya başlamış Vurdukça kediler çoğalmış O da ormanın içinde kaçmaya başlamış Kediler peşinde, gah üzerine atlayıp eteklerini parçalıyorlarmış, gah bacaklarına dolanıp tırmalıyorlarmış Koşa koşa büyükannesinin kapısına güç düşmüş Arkasına baktığında bir tane bile kedi görememiş Eteklerindeki bacaklarındaki yırtıklar da kaybolmuş Büyükannesine başından geçenleri anlatmış Meğer o kedilerin saldırısına uğrayan bir tek Hatice değilmiş Büyükannesinin anlattığına göre o yol periler tarafından sahipliymiş O yüzden pek kullanılmazmış� � Ee, nerden biliyorsun Hatice�nin doğru söylediğini, uydurmuş da olabilir� � Madem inanmayacaktın, neden anlattırıyorsun? Anlatmam daha� � Tamam, bir şey söylemeyeceğim, anlat Sadece mantıklı bulmuyorum� Nazan cümlesini bitirince düşüncelere daldı O fırsattan yararlanmak isteyen Havva soğumaya dönmüş çayını yudumladı Nazan inanmıyor gibi görünse de, kafasında, dinlediği hikayenin analizini yapmaya başladı �Görünmez yaratıklar neden kedi kılığına girer ki? Neden kendi şekillerinde görünmezler? Demek ki o kadar insan içine çıkamayacak durumdalar Ya çok korkunçlar, ya da çok komik Dedesinin tercüme notlarında okuduklarını düşündü� Hiç kimse onları asıl şekilleriyle göremez� diyordu Görenlerin, gördüklerine dair şahit bulunmayan esrarengizlikleri dinleyerek ne yapmaya çalıştığını düşündü Korku onu daha beter bir şekilde rezil edebilirdi Basit zihin yanılmalarını, büyüye, periye yormak, kalıcı bir hastalığa bile sebep olabilirdi Hayatının geri kalanı alaturka düşüncelerle geçebilirdi O bunları düşünürken Havva cep telefonuyla bir şeyler yazıyordu Bir süre Havva�ya baktı Havva eli yüzü düzgün, temiz bir aile kızıydı Nişanlıydı ve çok yakında evlenecekti Daima gülmesi, bazen Nazan�ın sinirlerine dokunurdu Hayat içindeki, tadı tuzu olmayan boş kısımları, hatırlamaya değer anılarla doldurmayı becerebilen bir kızdı Bu enerjisinin, yaşam dolu olmasının aile kaynaklı olduğu besbelliydi Nazan, bazen görünmeden, pencereden izlerdi onları Ana kız çay demler, saatlerce balkonda sohbet ederlerdi Annesinin her kelimesi Havva�nın şen kahkahasına dönerdi Nazan�ın, mutlu bir müzikal izler gibi, gizlice seyrettiği bu tablo, gözyaşlarına sebep olurdu Çünkü o hayatı boyunca anne ile sohbet etmenin nasıl bir şey olduğunu bilemeden yaşayacak, kederli, karanlık bir odada yalnız başına ölecekti Bu düşünceyle bu yaşına kadar gelmişti Doğal olarak da bu düşünceyi, artık kaderi olarak görüyordu Neşeli insanların hayatlarına imrenmez, aksine sıkıcı bulurdu Arkadaşında, ya da etrafında, örneğin çocuk parklarında, imrendiği tek şey, neşelilerden ziyade, annelilerdi Saatler önce hayalinde gördüğü kadına �anne� demesi de, bu özlemden olsa gerekti Havva sessizliği bozdu Ne düşünüyorsun Nazan? Hiç Yine büküldü boynun, gözlerin doldu Saat geç oldu Uykum geldi ondandır Yatalım istersen Yatalım, ama benimle uyu bu gece Sen gerçekten çok korkmuşsun, ama neden? Sonra konuşalım bunları Hayatta insanın başına her şey gelebilirmiş Ne yaşadın bilmiyorum, ama hayatta her gün bir derstir Darılma ama, çok karamsarsın Bu şekilde yaşamak doğru mu? Kendini bu eve gömdün Artık eskisi gibi dışarı da çıkmıyorsun Doğru dürüst perdelerini bile açmıyorsun Şu bahçen de olmasa, ot böcek yüzü görecek değilsin Yakında ben de evlenip gideceğim Sen hepten yalnız kalacaksın Bir sevgilin yok, başka bir arkadaşın yok Aklım hep sen de kalacak Nazanın gözleri doldu Havva her kelimesinde haklıydı Herkes onun yalnızlığı tercih ettiğini sanıyordu Ama bilmedikleri, hayatında en sevmediği şeyin yalnızlık olduğuyduSevgili, arkadaş, bunlar ısmarlama olacak işler değildi ki Sırf yalnızlıktan kaçmak uğruna, onlarca günü birlik insan girmişti hayatına Kendince, hem yalnızlıktan kurtuldu, hem hayattan intikam aldı böylece Ama kalıcı bir insan bulmak, hele de bunca hatadan sonra, onun için kapanmış bir defter gibi görünüyordu Sen evlenip gideceksin ve çok mutlu olacaksın Kötü düşünmek yok Sen mutlu olmayı hak ediyorsun Sen de hak ediyorsun Gitmeden sana, bir münasip koca bulacağım, söz İki genç kız, göz yaşları içinde gülüştüler Kol kola girerek Nazanın odasına çıktılar Nazan Havvaya kendi pijamalarından verdi Beraberce, iki kız kardeş gibi sarılarak uyudular Ezan okunuyordu Nazan gözlerini açtı Uykulu gözlerle sağı solu seçmeye çalıştı Havva derin bir uykudaydı, kımıldamadan, hatta nefes alış verişleri bile hissedilmeyecek derecede sessiz bir şekilde uyuyordu Yataktan kalktı Alt kattan duvar saatinin sesi geliyordu Dün durmuştu, bugün çalışıyordu Yavaşça perdeyi kaldırıp dışarı baktı Yağmur kesilmişti Rüzgar ve sis de kalmamıştı Gökyüzündeki kırmızılıktan bugün havanın güzel geçeceği anlaşılıyordu Dışarıda derin bir sakinlik vardı Hafif dal kıpırtılarından başka, hiçbir hareket görünmüyordu Doğanın bu dingin hali Nazana da sirayet etmişti Çok yakında arkadaşı yanında olmayacaktı O yüzden onunla kalan son günlerini güzel geçirmeye karar verdi Planını yapmıştı Bugün bütün şehri gezeceklerdi Yemek yiyecekler, alışveriş yapacaklardı Perdeyi kapatıp Havvanın yüzüne baktı Sonra sessizce odadan çıkıp merdivenlere yöneldi İki üç basamak inmişti ki; üşüdüğünü hissedip geri döndü Yüzünü oda kapısına çevirdiğinde, odadan belli belirsiz bir karaltının çıktığını gördü Daha çok dumana benzeyen bu karaltı, havada kayboldu Nazan korku içinde dumana bakarken arkasından bir ses duydu Nazan! Yavaşça geri döndü İki basamak aşağısında, sırtı Nazana dönük bir kadın oturuyordu Siyah saçları omuzlarına dökülmüş alacalı elbiseler içinde bir kadın! Nazan! Korkma! Nazan titriyordu Ellerinin ve ayaklarının buz gibi donduğunu hissetti Kimsin sen? Ben sana odandaki duvarda olacağımı söylemiştim O kızı neden çağırdın Kimsin sen? Lütfen söyle! Bana güvenmedin se Aynur Engindeniz |
|