Halden Hale Ne İstedimse Rabbim Verdi |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Halden Hale Ne İstedimse Rabbim VerdiHalden Hale Ne İstedimse Rabbim Verdi Hikayesi - Dini Hikayeleri - Gül Şehri - Aysel Bahram Yazıları İnsan Acizdir… Muhtaçtır İstekleri, özlemleri vardır… ‘’ Ne istedimse Rabbim verdi’’ diyerek yaşadıklarını paylaşan bir arkadaşımın, yaşadığı bazı olayları, sizlerle paylaşmak istiyorum Çocuklar çiçeklere benzer Çiçeklerin her biri faklı ilgi bekler Aynı derecede ve aynı zamanlarda suladığınız çiçeklerin bazıları coşarken bazıları solar yaprağını döker Kimi güneşi sever kimi sadece ışığı Çiçek yetiştirenler bilir, hepsine ayrı ilgi gerekir Arkadaşım kalabalık bir ailede büyüdü Yaratılan her insan farklı bir karakterdedir O ilgiye diğerlerinden çok daha fazla ihtiyaç duyan bir yapıdadır Etrafındaki insanların ilgisizliğine üzülür İlk zamanlarda dikkat çekmek için çok şeyler yaptığını, fakat zamanla bunun sevgi olmadığının farkına vardığını söylüyor ‘’Fark edilmek değildi maksadım sadece daha fazla sevgi istiyordum’’ diyor Bunu anladığında içine kapanıp hayal dünyası kurmuş kendine Bütün sevgileri hayalinde yaşamaya başlamış Zamanla sevginin gerçek kaynağı olan Yaradana yönelmiş O’nun sevgisine talip olmuş Bundan sonrasını onun dilinden dinleyelim: ANLAYABİLME DUYABİLME İSTEĞİ ’ Herkese ihtiyacı nispetinde davranmak istiyordum ama kimin neye ihtiyacı var bilmiyordum Allahu Teala’ ya yakardım… Ya Rabbim ne olur insanların iç dünyalarını bileyim Bana onları duyma kabiliyeti ver, diye niyazda bulundum Öyle olursa herkese ihtiyacı nispetinde yaklaşacak benim yaşadığım sıkıntıları yaşamayacaklardı Lütfetti Yaradan İlk zamanlar çok hoşuma giden bir durumdu İstediğim olmuştu işte, kime nasıl davranmam gerektiğini biliyordum Fakat hiçte göründüğü gibi basit değildi Hem dilden çıkanı duymak hem de kalp seslerini duymak ve bunları birbirine karıştırmamak çok zordu Bu bir şey değildi Asıl zor gelense insanların iki yüzlükleri oluyordu Farkında olmadan buğz etmeye başlamıştım Allahu Teâlâ ne kadar merhametliydi onlara her şey veriyordu Bütün güzel nimetleri bahşediyordu Oysa ben kızmaya ve sevmemeye başlamıştım Yavaş yavaş insanlardan uzaklaşmaya başlamış, yine kabuğuma çekilmiştim Artık duymak bilmek istemiyordum çünkü taşıyamıyordum Büyük bir yük omuzlarıma çökmüştü Ellerimi açtım; ‘’Ya Rabbim bu hali taşıyamıyorum bunu benden al’’ diye yakardım MÜMİNLERİN HALLERİYLE, HÂLLENEBİLME İSTEĞİ! ‘’Bir mümin diğer müminlerin halleri ile hâllenmedikçe gerçek mümin olmaz’’ Hadisi şerifini okuduğum zaman Çok duygulanmış ve yeise kapılmıştım Hâllenmek ne demekti? Bunu çok düşündüm Üzülmek yeter miydi? Üzülüyordum ama tam olarak yaşamıyordum, demek ki hadisi şerifte bildirilen bu değildi Yine Rabbime el açıp yalvardım’’Ya Rabbim ne olur insanların hali ile hâllenebilmeyi nasip eyle Onların yaşadıkları acıları, dertleri bende hissedeyim yaşayayım’’ Ne istediğimin farkında bile değildim o zaman Yine taşıyamayacağım bir yük istemiştim rabbimden Bir zaman sonra hissetmeye ve onların acıları, sıkıntılarını, dertlerini yaşamaya başlamıştım Her karşılaştığım insan farklı ruh halinde oluyordu Kimisi hasta, kimisi mutsuz, kimisi bunalımda Onların bu hallerini yaşamak dayanmak zordu Evden mutlu çıktığım gün akşama ya hasta ya da dertli dönüyordum Bazen öyle şeyler oluyordu ki çok mutlu oluyordum Allah diyen bir kalbin huzuru yansıyınca huzurla sevgiyle doluyordu içim Onlardan ayrılmak istemiyordum Maalesef çok az ve değerliydi bu durum Ve her zaman yaşamak nasip olmuyordu Sonra! Sonra çok ağır bir yük yüklendiğimi ve taşımakta bir hayli zorlandığımı anladım Ama vazgeçmek istemiyordumBu sefer olmaz Bunu Rabbimden geri almasını isteyemezdim Bir gün yine bir hasta ziyaretindeyken hastanın halini yaşamaya ve hastadan kötü duruma düşmeye başlamıştım O tahammül edebilirken ben edemiyordum Orada bulunan bir abla, yanıma yaklaştı ve; ‘’Herkes kendi imtihanını yaşar, sende seninkini yaşıyorsun Allah’tan ne istediğine dikkat et’’demişti Şaşırmıştım Halimi bilmiş ama ben onun halini anlamamıştım Bu sözü çok düşündüm Boyun büktüm, sukut ettim Rabbime her şey açıktır, açıktan söylenende gizliden söylenende Halim perişandı Üstelik etrafımdaki insanlarda bu durumdan rahatsız oluyor psikolojik sorunlarım olduğunu düşünüyordu Doğruydu aslında Onlarda benim yaşadığım şeylere maruz kalsalar aynı şekilde olurlardı Hiç yük taşımamış bir insanın sırtına 70 kiloluk un çuvalını verseniz taşıması mümkün müydü? Bir kaç adım da yıkılır yüzüstü yere kapaklanırdı Ama gönüllü olunca ve de çok isteyince bir dene dersiniz değil mi? Benim durumumda öyle bir şeydi Ders almak herkese nasip olmuyor… Ben hiç akıllanmadım İLAHİ AŞK İSTEĞİ ‘’ölümlüye duyulan, sevgi, ölümsüzleşmişti’’ Bundan sonrasını anlatmakta bir hayli zorlanıyor Bazen gözleri ufuklara dalıyor,bazen ağlıyorSonra devam ediyor Ona: Başından itibaren anlattıkların hep bir sevgi arayışında olduğunu gösteriyor İnsanları sevmek istemen onların halleri ile hâllenmek istemen bundan Ama bunların arasında sevilme istediğine ne oldu? Bunlarla seni sevmelerini mi bekliyordun? diye soruyorum Bu soru karşısında bir müddet durup: ‘’ Hayır Bana verilmeyen sevgiyi başkalarına veren olmaktı belki ama sevilmek değildi Sevilen olmaktan vazgeçeli çok zaman olmuştu Çünkü insanların riyakârlıklarını görmüştüm Evet, gerçekten sevenlerde vardı annem gibi, babam gibi Onlar sevgilerini göstermeyi bilmiyorlardı ya da aldıkları terbiye ile göstermekten kaçınıyorlardı Babamın bana bakarak İçinden geçirdiği üç beş kelime onlara olan dargınlığımı bitirmişti Buna rağmen insanların sevgisine talip değildim artık Ama içimde bir sevgi isteği hep vardı Çok sevebilmeyi bu duyguyu yaşamayı çok arzu ediyordum Bu sıradan bir sevgi olmamalıydı Okuduğum kitaplarda o güçlü duyuyu bulamıyordum Hep bir şeyler eksik kalırdı Aradığım duygu çok daha güçlüydü Leyla ile mecnunu da okumuştum Hoşuma gitmişti Fakat çok etkiledi dersem yalan olur Daha sonra başka versiyonlarına rastladım ’’Bir Leyla iki mecnun’’ Orada ikisi de mecnunum diyordu Kadının huzuruna çıkarılıp hangisi mecnun olduğu anlamak için teste tabi tutulmuşlardı Kadı ilkine: ‘’Leyla için kolunu keser misin ‘’dediğinde hiç tereddüt etmeden feda olsun demişti Diğeri ise, eliyle kolunu tutarak:’’ Kesmeyin Leylamı incinmesin’’ demişti Bir başka rivayette, Leyla karşına getirilir ve işte Leyla’n çöllerde dolaşma artık denilmişti de karşısına getirilen kadına bakıp;’’ Sen Leyla isen içimdeki kim’’ demişti Birde çobanın aşkı var ya işte beni etkileyen asıl bunlardı İkisinde de ölümlüye duyulan sevgi, ölümsüzleşmişti Benim aradığım buydu Başka bir şey düşünemez olmuştum Her anım bu özlemle dolup taştı Evet, koluma tuttuğumda kendimden bir şey bulmadım ama! Bir yanlış dokuz doğru ile toplansa, on doğru eder mi? Çürük bir temelin üzerine, sağlam katlar çıkılsa o binaya sağlam denilemeyeceği gibi, yanlışta doğruları çürütürdü… Temel sağlam değilse bina da sağlam değildir En küçük bir sallantı da yıkılır gider Dinimizde niyetin önemine çok değinilir ve güzel bir niyetin küçük bir ameli büyüteceği bildirilir Ancak iyi bir niyet, yanlış bir işi (ameli) doğru yapmaz Yanlış yanlıştır YANLIŞ ÜZERİNE DOĞRULUK BİNA EDİLEMEZ Bu da öyle Sevgi Allahu Teâlâ’nın insanlara bir lütfüdür Ancak doğru temeller üzerine bina edilirse, aksi takdirde insana cefa verir Çok sevmek yetmez Çok sevdim yetmedi Herkesin sevgi anlayışı faklıdır Benim aradığımsa çok farklıydı Her insanın hayattan beklentileri, İstekleri, hayalleri, umutları farklıdır Hissettikleri ve hissetmek istedikleri farklıdır Herkes siz, siz de herkes değilsiniz Ama sevmekte insanın elinde olan bir şey değildir Seversiniz Ona; Onunda bildiğini söyledin Peki, o sevdi mi? Anlayabil di mi? diye sorduğumda; ‘’Hayır, anladığını sanmıyorum Anlamak zordu Hele benim durumumda olan biri için bunu söylemekte anlamakta zordur Ben kendimi anlamamışken onun anlamasını nasıl beklerim Kendi içimde barınan sevgiyle o kadar meşguldüm ki, Onun ne hissettiğini anlayamadım Seven sevilmek ister bu bir gerçek Sevip sevmediğini bilmiyorum Ben yaşadığım sevginin büyüklüğünü ve derinliğini biliyorum Değer verdiğini zannettim Beklide öyle olmasını istediğim içindir, kim bilebilir ki, İnsanların içinde barınan duyguları Allah’tan dileğim bu iki yolcuya da rızası üzere yaşamayı nasip etmesi Konuşmak ve anmaktan bile hayâ ediyorum Adını anmak kalbimi yakıyor O sabahın ilk ışıklarında doğaya düşen çiğ tanesi gibi, sineye düştü O gözyaşım, içimde yanan volkan oldu Bu dayanılması çok zor bir şeydir Kimse için böyle bir sevgi dileyemem Kimsede böylesini dilemesin Allah’tan ne istediğini iyi bilmek gerekir Bizim için ne hayırlı bilmiyoruz Keşke Sadece rızasını talep etseydim Sadece bu yeterdi Bu güzel nimetlere kavuşmak için önce pişmek, basamakları tek tek çıkmak gerekir’’Nefsini bilen Allah’ı bilir’’ bunun için önce nefis terbiyesinden, o ince süzgeçten geçmek gerekir Kalbi Allah’ın evi yapmalı insan, bu da zikirle mümkündür Acele etmemeli halini merak etmemelidir Allah için gayret etmeli ve geriye bakmadan ileriye emin adımlarla yürümelidir… Yaptığı ibadetleri değil hatalarını bilmeli görebilmeli Bunları tek başına yapabilmek çok zordur Yolu bilen kötülüklerini bilen biri ile yol almak gerekir Belki tek başına da çıkılabilir ama tehlikelere maruz kalır, kendini korumakta zorlanır, tepe taklak oluverir ansızın Mesele en tepeye çıkmak değil orada kalabilmektir O da er kişinin harcıdır her kişinin değil Tasavvuf bunun için gereklidir ’’Bazen bilmek yapmak için yeterli olmuyor Gayret etmek sebat etmek gerekiyor, kısacası pişmek gerekiyor Değer miydi? O bu sevgiye layık mıydı? dedim O; Bunu kim bilebilir ki, ben bileyim! Kim kime layık ya da değil ancak Allah (cc) bilir Her şeyi bilen Allah’tır CC Sonunda ne oldu? Bu derin duygu seni istediğin ulvi sevgiye taşıdı mı? diye sorduğumda; ’Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğim beklide Bir sonu var mı yoksa hep böyle mi devam edecek bilemiyorum Kendimi içime hapsettim Her şeyi içimde yaşıyorum Artık düşünmüyorum unuttum diyebilmeyi çok isterdim ama unutamadım O duygu olduğu gibi orada duruyor Gözlerimin yaşı bile içime akıyor Bir yanım yok gibi Ama yaşıyorum ölmedim Mecnun çöllere düşmüştü aşkından Hala buradayım… Bazen dağları seyrederken cazibesine kapılır çekip gitsem mi diye düşünmüyor değilim! İçimde kopan fırtınaları içimde sindirmeyi öğrendim Karşı durmayı öğrendim inşallah Çünkü o fırtına beni ona itiyor Bırakırsam rüzgârın sürüklediği yaprak misali savrulur giderim Anladım ki kalpte Allah’tan gayrisi barınmamalı Gönül onunla mutmain olur Onunla yanarsa, aşıktır Onsuz susuz çöl, Onsuz kuru daldır Yanmak Onunla güzel, sevda Onun la aşktır…Gerisi boş ve yalandırBunu anlamakta neden bu kadar geç kaldım bilmiyorum’ diyerek sözlerini bitiriyor Allahu Teâlâ; Kimine verir imtihan eder, kimine vermez imtihan eder Varlıkla da yoklukla da imtihan edilir kullar Bazen mal ile bazen manevi hal ile evlat ile vs Sonuçta herkes kendi imtihanını yaşar Kaldıramayacağımız, ağır gelecek imtihanlardan muhafaza eylesin Rızası üzere yaşamayı cümlemize nasip eylesin Bize ışık olan Mürşidi kâmillerin tasarrufu altında yol almayı nasip eylesin O’nlar ne güzel dosttur Sen nesin demez, kimsin demez, Günahkârsın demez GEL der Yeter ki gel Yüz bin kere tövbe edip bozmuş olsan da gel ’’Pişmanlık tövbedir’’ Hadisi şerifinde bahsedilen ‘’pişmanlık’’ tövbeye taşıyan pişmanlıktır Böyle bir pişmanlıkla ‘’YA RABBİM BEN PİŞMANIM BÜTÜN YAPMIŞ OLDUĞUM GÜNAHLARDAN’’ Diyerek samimi olarak tövbe etmeyi, tövbede sebat edip sabredebilen kullardan olmayı, her işte rızasını gözeten, razı olan, razı olunan marifet ehli olmayı cümlemize nasip eylesin YÜCE YARADAN Âmin Aylar sonrakarşılaştığımızda; ‘’Değmezdi…’’ ‘ ’Efendim!’’diyorum O, bu sevgiye değmezdi! ’’diyor Sonuç: Acı ve gözyaşı… O sonsuzluk yolcusu şimdi… ‘’Bu sevgiye değmezdi’’ derken acaba ulaşmak istediği sevgiye ulaştığını mı belirtmek istiyordu… Değermiydi? İstediğine erişmişse değerdi Aysel Bahram |
|