Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
günün, götürdükleri

Bir Günün Götürdükleri

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Günün Götürdükleri



Bir Günün Götürdükleri - Aysel Aksümer yazıları


Gökyüzünün damarlarından biri patlamış da sanki durmadan su kaybediyor gibiydi Gri asık yüzü gittikçe siyahlaşıyor, hiddetinden gürlüyordu


Yağmurun dinmemesi için dua eden hatta daha da yağsın diye yürek sesi çağlayan biri vardı O da yolda seyir halindeki Bıçkın Kazım’dı Tabi bu arada adını anmadığımız çiftçiler ve şemsiye satıcılarından da özür dilemek gerekiyordu


Çaldığı Ankara havasına ayak uyduran sileceğin ise keyfine diyecek yoktu Bir o yana bir bu yana ahenkle gidip geliyordu


Kazım oldukça titiz biriydi Dağınıklığa asla tahammülü yoktu Hele peruk gibi saç modeli bütün mahallenin dilindeydi Saçlarını geriye doğru iyice tarıyor ve jöleyle üstünden geçiyordu Rüzgarın en şiddetlisinin bile saçlarını bozmaya gücü yetmiyordu


Bu arada arka koltuğun neredeyse yarısını işgal eden müşterisi o kadar hareketsiz duruyordu ki sık sık dikiz aynasından yaşıyor mu diye kaçamak bakışlarla kontrol etme hissine kapılıyordu Bir yolu, bir aynaları bir de müşteriyi takip etmek pek de kolay bir iş değildi


- Şoför Bey lütfen radyoteybi kapatır mısınız?


şeklinde ensesinden kulaklarına doğru gelen ince ve çatallı ses bütün neşesini kaçırmıştı


Taksinin asıl sahibinden müşteri memnuniyeti konusunda aldığı brifinglere harfiyen uymak zorundaydı Ne de olsa ekmek teknesiydi bu sarı kız


Sessizce radyoteybin kulağını büktü Artık sadece rüzgarın ve yağmurun romantik melodisi vardı


Kırmızı ışığa yakalanmadan karşıya geçmek için verdiği mücadele maalesef başarısızlıkla sonuçlanmıştı İçinden küfürler savuruyordu


Yirmi dakikadır susan kadına ne olmuştu böyle İkinci cümlesini de gerine gerine kuruvermişti


- Bu zıkkım bu kadar mı açılıyor?


şeklindeki sorusuna cevap verebilmek için başını arkaya doğru çevirdi ve tekrar aynı konuma getirdi Kısa ve net bir biçimde "evet" dedi ama içindeki cümleler virgül ve nokta arası bile vermeden uzayıp gidiyordu


- Allah’ım sen bana sabır ver Şu pencereyle zırt pırt oynamaları yüzünden son bir ayda iki kez sanayiye gittim Hem ne biçim soru bu? Cam nereye kadar açılabilir ki Elbetteki hareket kabiliyeti de pencerenin ölçüsünce olacak Hanımefendi benim şu mütevazi arabayı galiba deniz kenarlarındaki boydan boya cam kaplı villalarla karıştırdı Sormak lazım zatı muhtereme " tekerleklere kadar inen camı olan bir taksiyi ömrü hayatında görmüş müdür acaba?" Tövbe tövbe


Tali yoldan sessiz sessiz ilerleyen düşünceleri iyi ki ana yola çıkmıyordu Aklından geçenleri müşterileri duysa yüzde yüz bu mesleki hayatının sona erişi olurdu


Kazım’ın içi rahat etmedi ve nazik bir lisanla sordu


- Rahatsızlandıysanız ön camı açabilirim Ne dersiniz?


Geri dönüşüm kutusuna herhangi bir geri bildirim almayınca camı açma girişiminde bulunmadı


- Of! Arabanız ne kadar da sıcak Kliması yok mu bunun?


- Genelde müşteri klima çalıştırmamı istemiyor Bir de malum klima deponun düşmanı


Kavşakta yine kırmızı ışığa yakalanmıştı Müşterin gideceği semte daha önce hiç yolu düşmemişti Dikiz aynasından kadına bir kez daha baktı


- Hanımefendi Ben yolu bilmiyorum Sağa mı sola mı döneceğim?


Cevap çok kısaydı Dümdüz ilerleyecekti Esnemeye başladı Artık usanmıştı Emekli olup evde keyif yapmayı o kadar istiyordu ki Gecesi gündüzüne karışmıştı


- Şoför Bey uykusuzsunuz herhalde Kaza maza yaparsınız da alimallah En iyisi ben size sorular sorayım da uyanık tutayım


Kazım, birden gözlerini faltaşı gibi açmıştı "Bu kadın da fazla oluyor" dedi içinden Biraz sert bir ses tonuyla cevap verdi


- Hayır Uykusuz falan değilim Siz rahat olun Ayrıca acemi şoför hiç değilim!


Sessizlik olmuştu yine Kazım arkadan gelen "Şimdi sola döneceksin Karşına çıkan ilk köprüden sonra da sağa döneceksin" talimatını kafasıyla onayladı


Neyse ki yağmur kesilmiş ve güneş, yolu pırıl pırıl aydınlatmıştı Ama birden içine kasvet çökmüştü


- Allah’ım bu da yaşamak mı? Hayatımın direksiyonu takside müşterilerin,evde ise tamamen hanımın kontrolünde Kazım! Bayram geldi; eve çikolata, kolonya al Kış geldi; doğal gaz, çizme vs al Yaz geldi; tatile götür Okullar açıldı; defter al, dershane parası öde


Takside; sağa dön, sola sap, düz git Bana da gelenler geldi ama!


Arkadaki müşterinin kolunu omuzunda hissedince birden frene bastı


Kadın çığlık çığlığa bağırıyordu


- Çabuk beni indir! Erkenden bu dünyadan gitmeye hiç niyetim yok Az daha öndeki arabaya çarpıyordun Bir de usta şoförüm diyordun Senin gerçekten ehliyetin var mı?


Kazım’ın yüzü bembeyaz olmuştu Kadın kapıyı açmış ve hızla arabadan gitmişti Arkasından sadece seslenebildi


- Pardon bayan! Ücreti ödemediniz!


Aysel AKSÜMER

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.