Sevmek Ve Çalışmak |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sevmek Ve ÇalışmakSevmek Ve Çalışmak Yazısı - Sevmek Ve Çalışmak İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları Geçtiğimiz hafta sonu Ayşe Arman psikiyatr doktor Ümit Yazman’la bir söyleşi yapmıştı Okuyanlarınız vardır mutlaka Ben bir solukta okudum Açıkçası benim danışmanımdan pek de farklı şeyler söylemiyor Dr Yazman Bizim terapilerimiz bize diyerek, kamuya bir gazete sayfası üzerinde sunulmuş bu düşünceleri bir kez daha birlikte gözden geçirelim mi? Günümüz insanının korkuları ve hastalıkları üzerine konuşurlarken çözüm noktasında şöyle bir yanıt veriyor doktor: “(Ö)Freud Amca, yüz yıl önce söylemiş: ‘Lieben und arbeiten’ demiş İnsanların mutlu olabilmesi için, var olabilmeleri gerekiyor Var olabilmenin de şartları sevgi ve üretim Kimse bana gücenmesin; üretimi olmayan insan, üretmeyen insan, ne yaparsa yapsın, kendini var hissedemiyor İki, sevgin olacak Yine bana kimse gücenmesin, istersen dünyalara sahip ol, dünyaları üret, en akıllı, en parlak insan ol, içinde sevgin yoksa, derin ve sıcak bir ilişki kuramıyorsan var olamıyorsun Bu ikisini aynı anda gerçekleştirebilmek her zaman çok mümkün değil Ama bunları ne oranda ‘bir’e yaklaştırırsan o kadar iyi Bunlardan biri ‘sıfır’ olursa, diğerinde hangi büyüklüğe ulaştığının bir önemi yok Onun için yapmamız gereken, hayatta ne üretebileceğimizi bulmak ve bu üretim içinde kendimizi mutlaka aktif kılmak Ve sevgilerimizden imtina etmemek Sahip olmaya çalışmak yerine, vermekle uğraşmak gerekiyor” *** Hangi sosyal katmana ait olursak olalım hepimiz aynı iki durak arasında gidip gelmiyor muyuz gerçekten? Uzun süren bir durgunluk hâli ve yaşamdan tat almama bir dolu hastalığı da getiriyor beraberinde Örneğin şeker hastalığının “Hiç tadım yok, yaşamdan bir tat almıyorum” inancının bedensel dökümü olduğunu biliyor muydunuz? Boğaz ağrılarınızın söylenememiş sözlerden, kulak ağrılarının işittiklerinizin ağırlığından kaynaklandığını ve de Konuyu dağıtmayalım ama hakikaten bir şey üretmemek ve sevip-sevilmemek önce ruhsal ardından bedensel rahatsızlıkların nedeni oluyor *** Ayşe soruyor: “İnsanların bir türlü hesaplaşamadığı, altından kalkamadığı şey ne?” Dr Yazman yanıt veriyor: “Pek çok şey var Biri de, suçluluk duygusu İnsanlar yaşadıklarının suçluluk duygusu olduğunu tespit edemeyebilir Ve bana hayatlarını nasıl sabote ettiklerini anlatarak gelirler Bazı insanlar, hayatlarını planlı olarak sabote eder İyi şeylerin içine tükürürler Kadının ilişkisi iyi mi gidiyor? Her şey yolunda giderken, tırmalar başka bir taraftan Resmen bozar Aslında onu hiç kaybetmek istemiyordur Ama birden gider abuk sabuk bir şey yapar Ya da erkek evini ve düzenini kaybetmek istemez ama başka ilişkilerin peşine düşer Yani mis gibi hayatını sabote eder” “Niye? Çünkü suçluluk duyuyor, iyi bir şeyi hak ettiğine mi inanmıyor?” diye soruyor Ayşe “Bravo! Bazı insanlar iyi şeyleri hak etmediklerine dair bir duyguyla yaşıyor” diye yanıtlıyor doktor *** Hangimize yabancı bu durum? Uzak ya da yakın çevrede en azından bir kez şahit olmuşsunuzdur bu durumaÖ (Hadi kendiniz hiç içine düşmediniz bu girdabın var sayalım) İşte senelerdir üzerinde durduğum o gerçek çıkıyor karşımıza! Özellikle son yıllarda giderek yükselen bir suçluluk duygusu içindeyim ben de! İyi bir şeyi hak etmek konusunda hep şüpheliyim Hep sabotajcıyım Hep kötüye hazırlıklı, hayal kırıklığına tetikte yaşıyorum Kız kardeşim ve annem karşımda oturuyorlar şu anda Müthiş bir sağanak yağmur var Annem, kardeşim, kızım Bütün ailem Kendi kendime onlar için söz veriyorum Bugünden itibaren kendimi hak ettiğim mutluluğa kodlayacağım Ne yalan söyleyeyim yazarken bile zorlanıyorum Ama hadi sen de söyle, belki daha kolay olur: “Ben mutluluğu hak edecek kadar yürekliyim!” İclal Aydın |
|