Kardan Prenses |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kardan PrensesKardan Prenses - Şule Meryem canpolat Sert iklimin narin karları düşüyordu yerlereKar tanelerinin yaşaması için soğuklara ihtiyaç vardıTaneler anlaşmış gibi çarpmadan iniyorlardı birbirlerineKardan prenses sessizce ilerliyordu, onu özleyenlerin yüreklerinePrenses güneşsiz yaşamaya alışmıştı, onu eritecek her türlü sıcaklıktan yerli yersiz kaçmıştıTıpkı sıcak mevsimlere göç eden kuşlar gibi, o da hep soğuklara alışmıştıGöç vakti gelmeden önce bir şeyler yapmalıydı prensesYaşadığı yerler beyaza bürünmüşken, beyaz düşlerine ortak olmalıydı onu seven yüreklerin Kardan prenses gecenin şiddetli soğuklarında kardan vücudunu yeniliyor, buz gibi sabahlara neşe içinde uyanıyordu her defasındaElbisesi o kadar beyaz ve parlaktı ki, ona bakan gözleri alıyordu bu beyazlıkVe başında huniyi andıran kardan başlık, düşen her kar tanesinde, yıldızlarla süslenmiş ince bir tül gibi iniyordu başından aşağıKardan prenses çok mutluydu mevsimli yağdığı içinPeki ya sonra? Bunu düşünmek bile istemiyorduÖnce kışın hakkını vermeliydiDiğer canlıların özlediği baharlar gelince kimbilir o ne kadar çaresiz kalacaktı, hücrelerine vuran ışık parçaları karşısında? Kardan prenses güneşli günleri atıp zihninden, hüznü sevdiren narin kar tanelerini seyre koyulduÇocuklar, karşıda kardan adamla oynuyorlardıNe kadar neşeliler, diye geçirdi içindenKardan adam kendisini ne kadar çok sevdirmiş çocuklaraBir an için oyun oynanan yere gitmeyi düşündü kardan prenses ve bir an için kardan adamla tanışmayı hayal ettiÇok neşeli olmalıydı kardan adamAma henüz tanışmak için çok erken diye düşündü, tıpkı kardan perenses gibi kardan adam daÇünkü o da çocukların neşeli gülüşleri arasında, kendisine bakan bir çift parlak gözü farketmişti çoktan Günler karın hızlı akışında ağır ağır ilerliyorduKarın getirdiği hüzün ve ağırlık sokak taşlarına dokunuyorduBir yanda temizlenmeye çalışan küçük canlılar ve diğer yanda insanların hüznüne inat, neşeyi seçen çocuklarKar başlıbaşına bir yenilikti ama güçlüklerle doluydu her tanenin tesirli inişiVe yerlerde akla hayale gelmeyecek şekilde birikmişliğiİşte kardan prenses bu yoğunluk içinde dünyaya gelmiştiAnnesi, onu narin karlar içinde yuvarlamış, gecelerce sallamış, sevgisini ve ilgisini buzdan tabaklar içinde sunmuştu onaYaşaması için ne gerekiyorsa yapmıştı, annelik aşkıylaBuzdan krallıklar yıkılmadan onu soğuk ülkelere götürmek için söz vermişti kendi kendine amaGüneşe fazla direnemeyen kardan vücudu günden güne erimişti Kardan prenses o kışı da diğer tüm kışlar gibi güneş görmeyen dağların zirvelerinde geçirmiştiTa ki; buzdan ülkelere göç haberini alıncaya kadarAcele etmeliydi ve insanlar dünyayı yok etmeden önce buzdan ülkesine varmalıydı diğer tüm kardan arkadaşları gibiAma kardan adam? O da gelecek miydi, eşlik edecek miydi ölümüne yapılan kar göçüne?Dünya her gün biraz daha erirken, yanında götürdüğü kar taneleriyle dur diyebilecek miydi prenses, bu çürümüşlüğe? En çok savaşlar ve silahlar yüzünden hızlanmıştı yeryüzünde bozulmaVe en çok, buzdan kalplerinin içindeki yürek yakan sıcaklıkları gizleyen insanlar yüzünden kirlenmişti dünya, kin ve nefrete yenik düştükçe Önce! Dedi prenses içindenÖnce kardan adamı ziyaret etmeliyimNeşe içinde oynayan çocuklarla kartopu oynamalıyımBuzdan dudaklarına gülümseme geldi prensesinVe mevsimlerden yorgun dünyaya, can geldiKuşlar yine sıcak ülkelere göç ettiler hiç usanmadanKardan prenses kışın hep kalmasını diledi, kardan yüreği erimesin diyeAcıların güçlendirdiği hayatlardan birer demet aldı kardan ellerineVe kardan adamın yolunu tuttu tüm narinliğiyleBeyazlık ona öyle çok uyuyordu ki Çocuklar yıllar sonra kardan prensesi görmenin doyumsuz heyecanını yaşıyorduOnlara neşe, prensle prensese karın hüznü yakışıyordu en çokKış mevsimi alışıktı hüznü ve sevinci aynı anda taşımayaVe insanlık habersizdi, bitmeyen hüzünlere ve ayrılıklara sebebiyet veren çöküntülerden Oysa ne çok isterdik çocuk yüreğimizle, kardan adamlar ve kardan prensesler ölmesinDünya durdukça, kartopu oynayan çocuklar hep sevinsin İnsanlık elleriyle boğmadan önce dünyayı, göç başlamalıydıKar hüznünü, sevince çeviren adamla, kadın el ele yürümeliydiGizlenmeden dünyanın tam ortasında tüm canlılara gülümsemeliydi hem deÖyle ki, kar taneleri ürkek dökülmesin yerlereKuruyan insanlık, bakıp bakıp üzülmesin elleriyle kurduğu çaresizliğe Kardan adam bir öpücük kondurdu kardan prensesin alnınaDünya hüzne doydu nice acıdan sonraKar taneleri gülücüklerde saçıldı yerlereÇocuklar, erimesin diye karlar, yemin ettiler dünyanın üstüneDünya beyaza büründü Şule Meryem Canpolat |
|