Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göz, ruhun, yaşları

Ruhun Göz Yaşları

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ruhun Göz Yaşları



'Çocuklar da evlenip gittikten sonra' diyor karşımdaki acılı yüz 'hayatta tutunacak bir şeyim kalmadı Gün be gün kedere gömüldüm' Bu sözler bir gazete kesiğinin üzerinde asılı duruyor Belleğin tavan arasına kaldırılmış ve karşılaşılan yeni bir cümleyle yeniden hayata karışan onlarca yüzden ve sözden bir tanesi


Gazetede âşinası olduğumuz türden bir haber bir uzman kendi gözlem ve tahminlerine dayanarak ev kadınlarında depresyonun yaygın olduğundan söz ediyorAğlayan kadınların bir bölüğü benim sezebildiğim kadarıyla yitirdikleri hayatlarına ağlıyorlar Evliliğin cehennem azabına döndüğü evlerin kadınları bütün hayat enerjilerini çocuklarına yöneltir ve onlarla birlikte kendilerini var ederler Onlar da evlenip gittiklerinde hele de hayırsız gelin veya damatlara anaya olan borcu ufak sevgi kırıntılarıyla da olsa geri ödemeye yanaşmayan 'el çocukları'na gittiklerinde geriye büyük bir boşluk kalır İnce fırça darbeleriyle ruhun bütün emeğini katarak yapılan ve sanatkârın her gün biraz da kendisine duyduğu hayranlıkla izlediği tablo artık yoktur Ağlayan kadınların bir bölüğü konuşmaya ve sevilmeye acıkmıştır Baba evindeki saadet dışarıdaki dünyada bir türlü bulunamaz İşten yorgun argın gelen kocanın ağzını bıçak açmaz o zaten kurtlarını arkadaşlarıyla bir kahve köşesinde dökmüştür ve istediği tek şey karnını doyurduktan sonra televizyonun mırıltısıyla uykuya dalmaktır


Samimiyet giderek kayıplara karışır Ev hepimizin kendimizi güvende hissetmek istediğimiz bizi dış dünyanın tekinsizliğinden koruyan bir yer olması gerekirken bakarsınız zalimliğin kalesi olmuş Ağlayan kadınların bir bölüğü yaşadıkları mutsuzlukla birlikte atına binip gelen o mutsuzluğun çağırdığı hatta var ettiği gençlik aşklarına ağlarlar Gençliğin o yere göğe konulamayan büyük aşkı şimdi başka bir mutsuz olarak karşısına çıkmış bir selam göndermiş ve varlığını duyurmuştur İnsan aldanmaya nasıl da hazırdır! Sanırlar ki o kişiyle birlikte mutluluk halısına binip uzak ve acısız ülkelere uçacaklar Ne ki köPage Rankülerin altından çok sular akmıştır Hamle yapıp uçan halıya binenler bir meçhule gider binemeyenler hâlâ kaybedebilecekleri bir şeyler olanlardır onlar ilk sevgiliyi hep bir kurtarıcı imge olarak belleklerinde saklar ama elden kaçırılmış bir hayata da gizli gizli ağlarlar Ağlayan kadınların bir bölüğü evde her şey yolunda olsa bile hayatın kendilerine yeterince cömert davranmadığını düşünürler


Yatağını bulamamış bir ırmaktır onlar ah bir okusalardı kim bilir ne cevval doktorlar avukatlar olacaklardı Pek beceriklidirler sosyal ve duygusal zekalarıyla etraflarında bir sevgi hâlesi yaratır bir mücevher gibi ışıldarlar Hayatlarını ya eşlerine ya da çocuklarına adamış aradan geçen yirmi yıldan sonra 'bir şeyler mi kaçırdım acaba?' duygusuyla paniğe kapılmış kadınlardır onlar Onlara kalırsa hayat ırmağı başka bir mecra izleseydi kabına sığamayan bu kadınları mutlaka iş hayatında başarılı kişiler yapacaktı ve kocaları karşısında daha dik daha mağrur durabileceklerdi Giden gitmiştir geriye her şeyin görünürde mutlu olduğu bir yuvanın tesellisi ve üç beş damla gözyaşı kalır Ağlayan kadınların bir bölüğü kendileri olmaktan yorulmuşlardır Hayatın bütün zehrini içinin kuyularına akıtan kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyen ayakta kalmanın tek formülünün herkesle uzlaşmak ve hep alttan almak olduğunu düşünen kadınlardır onlar Hayır diyemezler başkasına karşı seslerini yükseltemezler her acıyı her alayı ümitsizce sineye çeker ve için için üzülürler Başkası üzülmesin için kendileri üzülenler Var olmanın tek koşulunun başkalarının kendilerini onaylaması olduğunu sanan o kırılgan kadınlar Sanki bir seferliğine hayır deseler cümle âlem seferber olup onları bu dünyadan sürgün edecek kapılarını çalacak bir yarenleri bile kalmayacaktır Bu kadınlar on yıllar boyu bir zehri içlerinde biriktirir ve artık yaşlanmaya yüz tuttuklarında bir çırpıda hepsini boşaltırlar Onları bir köşede sessizce ağlamak yerine konuşurken itiraz ederken bağırırken görenler adeta küçük dillerini yutar O zehri akıtmak da onları durdurmaz yıllarca sakladıklarını açığa vurmanın mahcubiyeti onları kalan ömürlerinde de dertli insanlar olarak yaşamaya mecbur eder


Kimileri de elbette bu zehri mezara kadar ruhlarında taşır ve onun verdiği azapla kıvranmayı seçerler Her kuytuda her imada her ruha dokunuşta ağlar ağlar ağlarlar Ruhun gözyaşları kendisi olmaktan yorulan kadınların dünyaya bıraktıkları bir manifestodur Yakınlığın öldüğü zalimliğin ayyuka çıktığı bir dünyada ağlamak var olmaktır

Doç Dr Kemal Sayar

Alıntı Yaparak Cevapla

Ruhun Göz Yaşları

Eski 07-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ruhun Göz Yaşları



Aslında çocuklar evlenip gidince, üzüntü yerine bir nevi rahatlıyor insan

Anne yüreği tabi ki üzülecek ama, mühim olan onların hayata dört elle sarılıp, birbirleriyle mutluluğu paylaşmaları

Hâlbuki artık insan kendine zaman ayırabilir, ne zamandır yapmak isteği şeyleri yerine getirme imkânını bulabilir

Gönüllü olarak bazı hayır kurumların da vazifeler üstlenebilir Daha bir sürü imkânlar, say say bitmez


Emeklerine sağlık, candan teşekkürler…




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.