07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Zor Olan Nedeni Anlamak
Zor Olan Nedeni Anlamak Yazısı - Zor Olan Nedeni Anlamak İclal Aydın - İclal Aydın Yazıları
Geçen gece, pencereden şehri seyrettim uzun uzun
Sakallı diye bir ot vardı, çocukken yol kenarından koparırdık Başaklara benzerdi  Omurgasını kırmadan etrafındaki bütün dikenlerini koparırsak dileğimizin gerçek olacağına inanırdık İnsan, omurgasını kırmadan kendindeki bütün dikenleri koparmaya çalışınca  Dik durmak giderek güçleşiyormuş, can çok acıyormuş çünkü  Çıplak ve çirkin de hissediyormuş meğer kişi kendini  Ama dileği gerçek olacak diye inanmış bir kere  O yüzden hep içeride, hep kapalı, hep pencerenin ardından bakıyoruz çoğumuz şehre  Her gün anımsayarak iyi ve kötü şeyleri  İçerimizden dışarı çıkabilecekken çıkmıyor olmamız bu dileğin bir gün tutacağına dair içimizde dik tutuğumuz çocuk inadımızdır belki, kim bilir?
***
Perşembe günü eski bir yazımı paylaşmıştım sizinle İşte o yazıda bir satır, bir soru vardı: “Dışarı çıkabilecekken neden çıkmıyor insanlar?” diye soruyordu Duygu Asena  Güzel, güneşli bir günde, kemoterapilerin ardından, henüz her şey yolundayken  
Yazdığım yazıların beş on yıl sonra karşıma bir başkasının bana bir önerisi gibi çıkması kendimi bir tuhaf hissettiriyor ne yalan söyleyeyim İçinde bulunduğum şimdiki zamana, kendime yabancılaşıyorum  
Yazılarımı takip edenler, eğer benimle bir çeşit bağ kurdularsa zamanla, birkaç yıldır içinden geçmekte olduğum “koridorun” kısmen farkındadırlar Hem ruhsal hem dünyevi arayışlar içinde belki mütemadiyen aynı şeylerden söz ediyor (yazıyor) gibi görünüyorum kimi genç arkadaşlarıma bazen Ama hayat durmaksızın kendini tekrar ederek ve “hâlâ öğrenemedin sen bu dersi” diyerek peşinden koşturuyor insanı  
Kiminin hiç umurunda değil belki ama benim hâlâ umurumda  
***
Kendini tekrara düşürmek pahasına arayışından vazgeçmiyor insan Okuduğu her satırda, izlediği her filmde, baktığı her insan gözünde bir yanıt arıyor  
O yanıtlardan birkaçı Elvan Demirkan’ın son kitabı “Akıllı Arzular”ın içinden çıktı 1999 yılında başına gelen bir dolu olumsuzluğun ardından yaşadıkları, bugün birçok başka kişinin hayatını etkileyen eğitimler vermesine neden olan sürecin başlangıcı olmuş “Her şeyin bir nedeni var; zor olan, o nedeni anlamaktır” diye başlıyor satırlarına  
İnsanların mutluluk arayışları, stresle baş edemeyişleri, dünya üzerindeki birbirine benzeyen hâlleri ile igili haklı gözlemlerini ve hemen ardından gelen araştırmaları ve önerilerini de aynı ilgiyle, bir solukta okudum
“Darwin’in teorisine göre hayatta kalanlar, türlerin en güçlü ve zeki olanları değil, uyum kapasitesi en fazla olanlarıdır Ben de hayatımdaki zorlukları, uyum sağlama becerilerimi geliştirebileceğim fırsatlar olarak görmeye başladım” diyor
***
Çoğumuzun ama pek çoğumuzun en büyük sorunu üzerine bir tespiti var Benim, sizin, pek çoğumuzun zaman zaman içe kapanmamıza (Hatta belki giderek daha çok kapanmamıza) neden olan bir sorun üzerine şunları yazmış:
“(  ) İnsan beyninde bir bölüm varmış İşi diğer insanların ne düşündüğünü düşünmek, sürekli onların hareketlerini yargılamak  Karşılaştığımız her olayda kendi senaryomuzu yazıyoruz İnsanları daha tanımadan onlar hakkında yanlış şeyler öngörüyoruz Çoğu zaman yanlış anlıyoruz Tecrübelerimizi içselleştiriyoruz, kendi gerçekliğimiz de ‘o kadar’ oluyor Yani gerçeği algılayış şeklimiz ve zihnimizde o gerçek için saptadığımız anlam bizi strese sokuyor Yazar Philip Roth’un dediği gibi ‘yaşamın insanları doğru anlamakla bir alakası yoktur  ’ Onları defalarca yanlış anlarız Sonra tekrar değerlendirip yanlış anlamaya devam ederiz Yaşamak bundan ibarettir ”
***
Doğru anladığımızı düşünüp ne çok yanlış anlamayla ne çok kapıyı kapattık acaba? Kaç kapının önünden yanlışlıkla geçtik gittik? Ne anlamıştık ömrümüzden gelip geçen yüzlerin bize anlattıklarından? Kaç kişi doğru anlıyor acaba şu anda bizi?
İclal Aydın
|
|
|