Aşure Günü Oruç Tutmak-Aşure günü Orucu |
06-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşure Günü Oruç Tutmak-Aşure günü OrucuŞu anda takvimlerimizde iki tarih vardır İkisi de peygamberlerle alâkalıdır Biri İsa Aleyhisselâm’ın doğumunu temel kabûl eder, biri de Muhammed Aleyhisselâm’ın hicretini İsâ Aleyhisselâm’ın doğumundan başlayan tarihe, “Milâdî Tarih” adı verilmiştir Âhirzaman Nebîsi’nin hicretini temel kabûl eden tarihe de “Hicrî Tarih” adı verilmiştir Demek her iki takvim de peygambere dayanmaktadır Milâdî takvimde sene nasıl Ocak ayı ile başlarsa, Hicrî takvimde de Muharrem ayı ile başlar; ilk hicret kafilesinin yola çıktığı bu ay, hicrî senenin ilk ayı olarak bilinir Muharrem ayının, senenin ilk ayı oluşuna sadece hicret kafilesinin bu ayda harekete geçmesi sebep olmamıştır Bu ay, ayrıca tarih boyunca fevkalâde hâdiselere menşe’ ve mebde’ olmuştur Bu hâdiselerle de Muharrem ayı hicrî takvimin birinci ayı olmaya lâyık görülmüştür Hele bu ayda bir de Aşure günü vardır ki, geçmiş bütün peygamberlerce farklı bir gün olarak kabûl edilmiş, birçok hayırlı ve hattâ hüzünlü hâdiseler bu Muharrem ayının 10 günü içinde kaderin çizgisine aksetmiştir Nitekim rivâyete bakılırsa, Âdem Aleyhisselâm’ın tevbesinin bugünde kabûlünden tut da, Mûsa Aleyhisselâm’ın, Firavun’un takibinden kurtulması, Firavun’un Kızıldeniz’de boğulması, Nûh Aleyhisselâm’ın tûfandan kurtulup da karaya çıkması gibi hayırlı hâdiseler, hep bu 10 Muharrem’de vâki olmuştur Bu yüzdendir ki, hemen bütün İslâm ülkelerinde 10 Muharrem’de çeşitli tahılların bir araya getirilerek yapıldığı aşure tatlısı yapılır, bu tarihî hâdiselerin hatırlanması mânasında sevinçli ve neş’eli günler yaşanır, eş dosta aşure yedirme âdeti devam eder Aslında böyle bir tatlı İslâmî bakımdan ne emredilir, ne de nehiy Yâni, ne yapana yapma denir, ne yapmayana yap Anlayış ve âdet mes’elesi İslâmî hayatı büsbütün monotonlaştırmamak, neş’e ve hediyeleşme âdetinden mahrum etmemek için aşure tatlısını mahzurlu bulmak bilmem nasıl olur? Sebep olduğu sevgi ve sevinç bakımından düşünmek gerek Arapçada “aşere” on, âşir “onuncu” demektir Halkımız onuncu gün mânasına gelen “âşir”’i, Aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe Aşure günü ismi vermiş, böylece tarihe de Aşure günü olarak geçmiştir Nûh Aleyhisselâm’ın gemisinden karaya çıktığı günü, geride kalan çeşitli tahılları bir araya getirip de pişirdiği şükür tatlısının hatırlanması mânasında yapılan aşureler, herhalde gönüllerde bir canlanma, çoraklaşan maddî hayatımızda bir tebessüme imkân vermektedir Kendi gibi, mânası da tatlıdır Hazret-i Resûlüllah, hicretten önce 10 Muharrem’de oruç tutarlardı Ashâbı da onu aynen takip edip tutardı Hicretten sonra ikinci senede Ramazan orucu farz kılınınca kendisi 10 Muharrem günü oruç tutmayı bıraktı, tutanlara da serbest olacaklarını ima eden ifadede bulundu Bu günlerde oruç, o yüzden sünnet oldu Dileyen tutar Üç gün oruç tutmak şart değildir Bir gün de tutulabilir Aşure gününe has bir ibadet yoktur Kişinin kaza namazları varsa öncelikle bunları kılmasını tavsiye ederiz Ayrıca Kuranı Kerim okunabilir Ahmed ŞAHİN |
|