Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi > Şiirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayat, yorgun, yorgunum

Yorgunum Ey Hayat YORGUN... Yorgunum Yorgun Ey Hayat

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yorgunum Ey Hayat YORGUN... Yorgunum Yorgun Ey Hayat



Hazan Mevsimi Hüzün Mevsimi gibi Yorgunum Yorgun Ey Hayat



Her sonbahar gelişinde dökülür yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savrulur
Hazan mevsimi, doğanın da ölüm mevsimidir” derler… “Elveda zamanı, hüzün mevsimi, ayrılık mevsimidir” derler Oysa ben mevsimler içerisinde en çok sonbaharı severdim bir



zamanlar Uçurum kenarlarında açan sarı sarı çiçekleri bir de, çiçekler arasında Düşme tehlikesiyle de olsa uzanıp kokusunu içime çekerdim yudum yudum, nefes nefes Hayatın bütün derinliğini, dinginliğini, gizini orada ve onlarda bulurdum


Dalından ayrı düşen her yaprağın hüznünü yaşıyorum şimdi ey hayat! Sararmış, gazel olmuş, solmuş ve rüzgarın önünde savrulan yaprakların hüznünü… Gönlümde sonbahar rüzgarları esiyor, şarkılar daha bir içli çalıyor şimdi , gönlüm yorgun, gönlüm küs, gönlüm suskun Boğazımda düğüm düğüm hasret, bulut bulut gözlerimde çakıyor şimşekler



Gurbetten gurbete savrulan insanların iç acısını duyuyorum içimde her sonbahar gelince İçimden kopan her duygu kırıntısı yüreğime batıyor


Yapraklar gibiyim ben de ey hayat, her sonbaharın gelişiyle beraber bende sonbaharı yaşıyorum, sonunda ilkbaharın müjdesi olsa da İlkbaharda çayırlar yeniden yeşillenip, ağaçlar filiz sürse de, çiçekler yeniden süslesede dağları, kırları, ovaları Ben hep güzdeyim



Her baktığımda soluk sarı yapraklar gibi duruyor aynalarda ki yüzüm, içim, dışım sonbahar ey hayat Bütün anılar yaprak yaprak sokaklara dökülmüş Kardan bir kefenle kocaman bir dağ gibi gelip oturmuş göğsümün üzerine hüzün Yorgunum, çok yorgun ey hayat, vefasız dünyanın
ihaneti beni bitirdi



Bilirim ne yapsamda bir sonbahar yaprağına yazgılıyım, değiştiremiyorum yazgımı Acılara, hüzünlere, sevdalara, sararmış yaprakların rüzgardan savruluşuna yazılmış adım neylersin Terkedilmiş evlerin hanelerine, yıpranmış defterlerin sayfalarına yazılmış adım



Bilirim sonbaharların sarı kaderine yazılmış sonu hazin küçük bir öyküyüm ben, kimselerin açıp okumadığı bir kitapta; üzerine hüzün tozları serpilmiş kederli gecelerin sonbahar rüzgarlarıdır belki de; bütün bu yaşadıklarım Ki, sonbahar yaprakları gibi dökülüp, dökülüp savrulup gidiyor ömrüm elimden



Yalnızlığın en derin uçurumuna yaslanmış kalmışım yangın yüreğimle ey hayatSonunda gücüm tükenip düşeceğim belki ya da kendi yüreğimden taşınıp gideceğim kimsenin bilmediği, ulaşamadığı, uğramadığı bir yüreğe

Varsın karanlık geceler yokluğuma ağıt yaksın, sahte sevgilerle avutsun hicranımı zaman



Kaç yıldır ki, yaşamın uğramadığı mezarlıklar gibiyim, içime binlerce ölü gömülü Dolaşıp duruyorum ağaçların dökülmüş yaprakları arasında, sonbaharın sarı soluk yüzüne sürüyorum yüzümü yaprak yaprak Ağaçlara baktıkça nedenini bilmediğim ama acısını duyduğum sararmış hüzünler kaplıyor içimi

Bilmem bu kaçıncı çığlığımdır ey hayat, sesimi duyuramadığın Bilmem bu kaçıncı imdat



Şimdi vurulmuş bir kuş kanadı gibi duygularım, sığınacağım dal da yok Yıpranmış, paralanmış eski bir giysi gibi duruyor üzerimde ömrüm Her ihanet onulmaz bir yara açtı yüreğimde, ne yapsam durmuyor kanama Kahretsin



İçimin yaşayan sevinçli yanını öldürdüler ey hayat, hüzne bulandı her yanım, ben ki sevinç rüzgarları doluydum bir zamanlar sevgi dağlarında, sevgi eserdim gece gündüzyüreklere, yüreklerden dağlara, ormanlara, sokaklara Şimdi ihanetin kara bulutları kaplamış göğümü, güneşli günlere hasretim ey hayat



Ellerine kapanıyorum şimdi, anla beni, al beni Bir sonbahar yaprağı gibi bekletme son yaprakta Bırak alıp götürsün beni sarı yapraklarıyla sonbahar rüzgarları, yapraklar gibi savurup savurup götürsün uzaklara



Bir varmış bir yokmuş diye başlar bütün masallar Ellerim soğuk şimdi üşüyorum, bedenim,dudaklarım buza dönmüş
Yokumsa beni ey hayat, doğmamış gibiSayki hiç yaşamadım, tatmadım, acıyı, ihaneti Masalım da olmadı sonu mutlulukla biten Gökten üç elma düşmesini beklemiyorum artık,
yorgunum ey hayat, yorgun






sunum ALMİRA

Alıntı Yaparak Cevapla

Yorgunum Ey Hayat YORGUN... Yorgunum Yorgun Ey Hayat

Eski 06-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Yorgunum Ey Hayat YORGUN... Yorgunum Yorgun Ey Hayat



Hazan Mevsimi Hüzün Mevsimi gibi Yorgunum Yorgun Ey Hayat



Her sonbahar gelişinde dökülür yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savrulur
Hazan mevsimi, doğanın da ölüm mevsimidir” derler… “Elveda zamanı, hüzün mevsimi, ayrılık mevsimidir” derler Oysa ben mevsimler içerisinde en çok sonbaharı severdim bir



zamanlar Uçurum kenarlarında açan sarı sarı çiçekleri bir de, çiçekler arasında Düşme tehlikesiyle de olsa uzanıp kokusunu içime çekerdim yudum yudum, nefes nefes Hayatın bütün derinliğini, dinginliğini, gizini orada ve onlarda bulurdum


Dalından ayrı düşen her yaprağın hüznünü yaşıyorum şimdi ey hayat! Sararmış, gazel olmuş, solmuş ve rüzgarın önünde savrulan yaprakların hüznünü… Gönlümde sonbahar rüzgarları esiyor, şarkılar daha bir içli çalıyor şimdi , gönlüm yorgun, gönlüm küs, gönlüm suskun Boğazımda düğüm düğüm hasret, bulut bulut gözlerimde çakıyor şimşekler



Gurbetten gurbete savrulan insanların iç acısını duyuyorum içimde her sonbahar gelince İçimden kopan her duygu kırıntısı yüreğime batıyor


Yapraklar gibiyim ben de ey hayat, her sonbaharın gelişiyle beraber bende sonbaharı yaşıyorum, sonunda ilkbaharın müjdesi olsa da İlkbaharda çayırlar yeniden yeşillenip, ağaçlar filiz sürse de, çiçekler yeniden süslesede dağları, kırları, ovaları Ben hep güzdeyim



Her baktığımda soluk sarı yapraklar gibi duruyor aynalarda ki yüzüm, içim, dışım sonbahar ey hayat Bütün anılar yaprak yaprak sokaklara dökülmüş Kardan bir kefenle kocaman bir dağ gibi gelip oturmuş göğsümün üzerine hüzün Yorgunum, çok yorgun ey hayat, vefasız dünyanın
ihaneti beni bitirdi



Bilirim ne yapsamda bir sonbahar yaprağına yazgılıyım, değiştiremiyorum yazgımı Acılara, hüzünlere, sevdalara, sararmış yaprakların rüzgardan savruluşuna yazılmış adım neylersin Terkedilmiş evlerin hanelerine, yıpranmış defterlerin sayfalarına yazılmış adım



Bilirim sonbaharların sarı kaderine yazılmış sonu hazin küçük bir öyküyüm ben, kimselerin açıp okumadığı bir kitapta; üzerine hüzün tozları serpilmiş kederli gecelerin sonbahar rüzgarlarıdır belki de; bütün bu yaşadıklarım Ki, sonbahar yaprakları gibi dökülüp, dökülüp savrulup gidiyor ömrüm elimden



Yalnızlığın en derin uçurumuna yaslanmış kalmışım yangın yüreğimle ey hayatSonunda gücüm tükenip düşeceğim belki ya da kendi yüreğimden taşınıp gideceğim kimsenin bilmediği, ulaşamadığı, uğramadığı bir yüreğe

Varsın karanlık geceler yokluğuma ağıt yaksın, sahte sevgilerle avutsun hicranımı zaman



Kaç yıldır ki, yaşamın uğramadığı mezarlıklar gibiyim, içime binlerce ölü gömülü Dolaşıp duruyorum ağaçların dökülmüş yaprakları arasında, sonbaharın sarı soluk yüzüne sürüyorum yüzümü yaprak yaprak Ağaçlara baktıkça nedenini bilmediğim ama acısını duyduğum sararmış hüzünler kaplıyor içimi

Bilmem bu kaçıncı çığlığımdır ey hayat, sesimi duyuramadığın Bilmem bu kaçıncı imdat



Şimdi vurulmuş bir kuş kanadı gibi duygularım, sığınacağım dal da yok Yıpranmış, paralanmış eski bir giysi gibi duruyor üzerimde ömrüm Her ihanet onulmaz bir yara açtı yüreğimde, ne yapsam durmuyor kanama Kahretsin



İçimin yaşayan sevinçli yanını öldürdüler ey hayat, hüzne bulandı her yanım, ben ki sevinç rüzgarları doluydum bir zamanlar sevgi dağlarında, sevgi eserdim gece gündüzyüreklere, yüreklerden dağlara, ormanlara, sokaklara Şimdi ihanetin kara bulutları kaplamış göğümü, güneşli günlere hasretim ey hayat



Ellerine kapanıyorum şimdi, anla beni, al beni Bir sonbahar yaprağı gibi bekletme son yaprakta Bırak alıp götürsün beni sarı yapraklarıyla sonbahar rüzgarları, yapraklar gibi savurup savurup götürsün uzaklara



Bir varmış bir yokmuş diye başlar bütün masallar Ellerim soğuk şimdi üşüyorum, bedenim,dudaklarım buza dönmüş
Yokumsa beni ey hayat, doğmamış gibiSayki hiç yaşamadım, tatmadım, acıyı, ihaneti Masalım da olmadı sonu mutlulukla biten Gökten üç elma düşmesini beklemiyorum artık,
yorgunum ey hayat, yorgun






sunum ALMİRA

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.