Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Nesil Bilinçlendirme Kampı > Tarih Musahabeleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beyhude, devrim, devrimi, şapka

En Beyhude Devrim Şapka Devrimi

Eski 06-12-2010   #1
VANDETTA
Varsayılan

En Beyhude Devrim Şapka Devrimi



Paul Gentizon ''Mustafa Kemal oul Orient en Marche'' isimli eserinde,şapkayla ilgili bakanlar kurulu tarafından sonra oldukça meraklı sonuçların ortaya çıktığını,Beyoğlu'nun nadir şapkacı (1) dükkanlarının tahmin edilemeyecek kadar çok alışveriş yaptıklarını ve bir kaç ay içinde umulmayacak kadar zengin olduklarını anlatırGentizon,''Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu'' isimli kitabında bu durumu şöyle bir tesbitle ifade etmeye çalışır:



''Kıtlık günlerinde,bazı saatlerde ekmek fırınlarının önünde olduğu gibi,şapkacı dükkanları da adeta müşteriler tarafından sarılıyor ve önünde uzun kuyruklar oluşturuyordu(2)

Eylül 1925 tarihlerinde basın da üzerine düşen görevini yapıyor ve alabildiğine sarık,cübbe ve fes üzerine hücuma geçiyorduŞapkaya övgüler düzülerek yürütülen kampanya da fesle ilgili gazete başlıkları dikkat çekiciydiGazeteler fes'i şöyle veriyorlardı:

''Bu özük kazın rengindeki başlık bütün bir milletin kanının akıtıldığı bir rejimi hatırlatmaktadır'',''Opera -komik olan bu başlık'',''Bu fuar tiyatrosu malzemesi'',''İçiyle ve dışıyla tanı bir şarap şişesi kasesi'',''Gelincik'',''Horoz İbiği''ni kullanmak herkesi utandırıyor'',Her adımda bir rüzgar esintisinde sallanan püskülüyle fes''(3)

Gazete başlıklarıyla halkın fesiyle alay ediliyor,fesli komikliklere karşı halk mücadeleye çağırılıyorduGazetelerin yönlendirmesiyle özellikle İstanbul'da halk içinde büyük kavgalar başlıyorduŞapka giyenler,feslilerin sarıklıların karşısına çıkmışlar,hükümet desteğini de düşünerek tenha yerlerde gördükleri fesli kişileri,sarıklı kişileri grublar halinde feci şekilde dövüyorlardıMustafa Kemal üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Paul Genziton kitabında bu konunun şahidi olarak şapkayla ilgili terör olaylarına yer verir:

''Şapka giyenler,her yerde külah giyenlerin karşısına çıktıHatta neredeyse çoke baş giysinini değiştirecek yerde fes'de ısrar edenlere veya şapka giymeyip başı açık dolaşanlara karşı dayak dahil her türlü enerjik çarelere başvrulurduBirçok fırsatlarda sokaklarda,vapurda,gösteri salonlarında ''şapka''lar,''fes''lere hücum etti!Fes ve fesliler daima yenildiFesler şapkalılarca parçalandı,ayaklar altına alınıp ezildi veya denize atıldı''(4)

''Şapka''lar ''Fes''lere hücum etti,dayak dahil her türlü enerjik çarelere başvuruldu ifadeleri,bir yabancının gözüyle bile ne tür bir terör estirildiğini ve şapkalıların feslileri nasıl bastırdığını açıkça ifade ederVe en korkuncu,şapka giymeyip başı açık olanların bile dövüldüğü bir çılgınlıklar ortamı olmuştur zamanın Türkiyesi''(5)

Bu sert uygulamalar,tabi Anadolu'da ve Doğu'da hükümet yaptırımları ve meşhur jandarma uygulamaları ile çok kısa zamanda -şapka kanunlaşmadan önce- şapkanın zaferi gerçekleşmiş,artık şapka,fes tartışmalarının yerini,yazlık şapka,kışlık şapka,kır şapkası,otomobil şapkası,spor şapkası,şehir içi şapkası,cenaze törenleri şapkası ve kabul resminde giyilecek şapka gibi şapka türleri almıştı(6)Artık gazeteler ''hangi şapka nerde?'',''şapkayı nasıl giyinmeli?' gibi müstakil ''adab-ı muaşeret'' köşeleriyle olayı işlemeye ve halkı bilgilendirmeye başlamışlardı!Ekim 1925,Ankara,İstanbul,İzmir,Bursa gibi yerlerde şapkanın kullanımı üzerine yapılan tartışmalarla geçmişti

Tartışmalarda dikkat eken bir nokta halkın kendilerine çok ucuz olacak,festen daha ucuz olacak diye söyledikleri şapkanın çok pahalıya mal oluşu ve ekonomik yönden herkesin bunu sırtlanamayacağı idiNitekim seyyar satışlarla rızkını temin eden gezgin satıcılar bu işte ilk başkaldıranlar olmuştu(7)Gezgin satıcılar,''bizim bu kazancımız aylık 40-50 lira,onu da şapkaya verirsek,biz çoluk çocuk ne yiyeceğiz? diye haklı olarak şapka satınalmayı protesto etmişlerdiHatta ekonomik yönden şapka alamayanlar kendi kafalarına göre çucal,telis ve benzeri şeylerden evlerinde şapkaya benzeterek başlıklar dikmişler ve sokaklarda öylece gezmişlerdiGaribtir bu fakir insanların,sırf maddi kaygılarla alamayıp,kendi imkanlarıyla şapkaya benzeterek diktikleri bu başlıklar ''siz şapkayı protesto etmek için bunu yapıyorsunuz!'' diyerek başındaki bu garip kıyafetle beraber kendileri de içeri alınmışlardıMemur olmadıkları için onlara ''şapka avansı'' verilmediğinden şapka alamayan nice fakir fezginci ilk aylarda göze çarpmamak için işini gücünü terkederek evlerine kapanmışlardı

Hükümet şapka pahalılığının geçici olduğunu ve en kısa zamanda önlemler alınacağını ileri sürerek halkı yatıştırmaya çalışıyorduGazeteler de,hükümetin bu tavrını desteklemek ve halkı yatıştırmak açısından sürekli yayınlar da bulunuyorlardı

Kuvay-ı Milliye'nin kadın kahramanlarından olduğu bilinen ve özellikle Mustafa Kemal ve İsmet İnönü'ye yakınlığıyla tanınan Halide Edib (Adıvar) da,şapka uygulamaları,fakir halka karşı girişilen baskı ve halkın şapkaya olan başkaldırısı üzerine o yıllarda şöyle diyordu;

''Şapka kanunu bu dönemde girişilen devrimlerin ilki ve en gözalıcısı olmakla beraber,aynı zamanda en beyhude,en anlamsız ve en sathisi idi''(8)Halide Edib Adıvar'a göre,devrimler arasında en ciddi muhalefeti yaratan şapka kanununa,sokaktaki adamın karşı koyması,kanunu yapanlardan gerçekte çok daha batılıydıÇünkü şapkaya karşı koyanların çoğu,ekonomik nedenler dahil,bir çok haklı temellere dayanıyorlardı(9)

Halide Edip Adıvar'ın beyhude ve anlamsız addettiği şapka kanunu ve uygulamaları ile ilgili olarak,daha çok hiç bir hukuki temele dayanmadan yürütülen baskılarla ilgili olarak Mete Tuncay'ın yaklaşımı da bir hayli ilginç ve düşündürücü niteliktedirMete Tuncay ''Türkiye Cumhuriyetinde Tek Parti Yönetiminin Kurulması'' adlı eserinde

''Şapkaya karşı doğan tepkilerin şiddetle bastırılması üzerine,gerçekten pahalı olduğu halde,hiç kimseden şapka giymenin pahalı olabileceğini söyleyecek hal kalmamıştırÇünkü görülmüştür ki,artık sorun ''fes'' ya da ''şapka''yı değil,onlardan birinin giyileceği kafayı yerinde tutabilmektir!'' diyerek Eylül-Ekim 1925 tarihlerinde,artık Türkiye'de gelinen noktanın şapkayı veya fesi değil,onu giyecek kafanın yerinde kalması probleminin olduğunu,yani ölmek veya ölememek sorununun yaşandığını dile getirir

''Sorun fes ya da şapkayı değil,onlardan birinin giyileceği kafayı yerinde tutabilmektir!''(10)sözünün en açık anlamı ''şapka için ölmek veya ölmemek''tir

Tarih 25 Kasım'a gelindiğinde,meclis şapkayla ilgili 2 Eylül Kararnamesinin yerine ''Şapka Kanunu'' çıkması ve uygulamaların kanun ışığında daha zecri tedbirlerle yürütülmesi için bir kanun teklifi vermişti

Konya mebusu Refik Bey ve 16 arkadaşının Meclise sunduğu ''Şapka Kanunu'' teklifi beklenmedik tartışmalara da neden olduKanun teklifinin gerekçesinde:''Aslında hiç bir öneme sahip olmayan ve fizik olarak hiç bir kıymet ifade etmeyen başlık konusu,muasır medeniyet ailesi içerisine girmeye kararlı Türkiye için özel bir değere sahiptirŞimdiye kadar Türkler ile,diğer çağdaş,medeni milletler arasında bir simge/sembol niteliğinde sayılan şimdilik başlığın,fesin değiştirilmesi ve yerine çağdaş medeni milletlerin tümünün ortak başlığı olan ve medeniyetin de bir simgesi olan şapkanın giyilmesi gereği belirmiştirTürk milleti de çağdaş medeni milletler arasına girmeye karar verdiğinden,behemahal şapkayla ilgili kanunun kabulünü teklif ederiz!!(11)denilerek şapkanın medeni/uygar olmakla eş anlamlı olduğu belirtiliyorGünümüzde ise söz konusu olan muasır medeniyetin önünde duran bayanlarımızın başındaki örtünün verdiği rahatsızlıktır

Dipnotlar;

(1)Paul Gentizen,Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu,s99Beyoğlunun nadir şapkacı dükkanlarından birisi o yılların fes tamircisi sonradan ''VAKKO'' diye şöhret bulan Yahudi asıllı Vitali Hakko'dan başkası değidlirVitali Hakko kendisiyle yapılan bir ropörtajda,varolan zenginliğinin Atatürk'ün şapka devrimine borçlu olduğunu açıkça dile getirmiştir

(2)Paul Gentizon,age,s100-109

(3)Gazette Costantinople,5 Ekim 1925,Paul Gentizan,aes99

(4)Paul Gentizaon,ages99-100

(5)Cumhuriyet tarihinde böyle şeylerin olmuş olması,şu anın Türkiye'sinde hiç inandırıcı gelmeyebilirÇünkü gerçekten bu akıl ve mantık dışı uygulamalar cereyan etmiştirHatta çoğu kereler İstanbul'da ''şapka''larca yakalanan ''fes''liler karga-tulumba yapılarak,fesleriyle birlikte bazan Sarayburnunda,bazen Karaköy rıhtımından denize atılmışlardırZamanın halk için ideolojik savaşıdır bu

(6)-(7)-(8)Paul Gentizon,ages100-103

(9)Halide Edib Adıvar,''Dictatorship and Reforms in Turkey'',Yale Rewiew,1929 Güz Sayısı,s30

(10)Halide Edip Adıvar,age

(11)Mete Tuncay,age,s150

En Beyhude Devrim Şapka Devrimi

__________________
Milliyetçilik,faşizmin millete yutturulabilir halidir,aksini iddia edenler kendi milliyetçiliğini
savunanlara saygı duysunlar!
Tek çare;Din birliğidir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.