Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kibir

Kibir

Eski 10-30-2009   #1
b@ron
Varsayılan

Kibir



Sual: Kibrin, kendini başkalarından üstün görmenin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Kibir, kendisini başkasından üstün görmektir Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kibir, hakka, razı olmamak ve insanları küçük görmektir) [Müslim]

Fudayl bin Iyad hazretleri "Tevazu, ister cahilden, isterçocuktan duyulsa da hakkı tereddütsüz kabul etmektir" buyuruyor Kabul edemeyen kibirlidir Kibirli, kendini başkasından üstün görmekle, kalbi rahat eder Burada başkasını düşünmez Kendini ve ibadetlerini beğenir Kibir; kötü huydur,haramdır Allahü teâlâyı unutmanın alametidir Çok kimse, bu kötü hastalığa yakalanmıştır Kibirli olan, salih insan olamaz

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennete giremez) [Müslim]
(Yiyin, için, giyinin ve sadaka verin, fakat israftan ve kibirden sakının) Mace]

(Hz Nuh, ölürken çocuklarına, “Şirk ile kibirden çok sakının” buyurdu)
[Hakim]
(Kibir, İblisi Hz Âdem’e doğru secde ettirmemiştir) Asakir]

(Kibirliler kıyamette zerre gibi ayak altında kalır Herkes onları çiğner)
[Tirmizi]
(Allahü teâlânın buğzettiği üç kimse: Zâni ihtiyar, kibirli fakir ve zalim lider) [Tirmizi, Nesai]

(Kibir, her güzelliğin,
[her iyiliğin, her nimetin] âfetidir) [Deylemi]
(Kibirli fakire şiddetli azap vardır) [Müslim]

(Cehennem, kibirsiz olan müslümana haram olur)
[Beyheki]
(Kendisine el pençe divan durulmasını isteyen Cehenneme hazırlansın!) Ahmed]

(En şerliniz, katı kalbli ve kibirli olandır)
Ahmed]
(Kibirli, ahirette Allahü teâlâyı gazaplı bulur)
[Buhari]
(Kibir, hıyanet ve borçtan temiz olarak ölenin gideceği yer Cennettir) [Nesai]

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Kibriya ve azamet bana mahsustur Bu ikisinde bana ortak olanı hiç acımadan Cehenneme atarım)
[Müslim]

Kibir, diğer günahlardan niçin daha büyüktür? Çünkü, kibir, yani büyüklük ancak Allahü teâlâya mahsus iken, kulun kibirlenmesi, bir kölenin hükümdarın tacını başına geçirerek onun tahtında oturup hükmetmesine benzer Hükümdarın bir emrini yapmayarak suç işlemekle, hükümdarlığına sahip çıkmak arasında elbette büyük fark vardır İşte kibirlenmek, Allah’ın emrini yapmamak gibi bir suç değil, bizzat ilah olmak gibi büyük suç oluyor

Bu suçun biraz daha aşağısı ilahlığa ortak olmaktır Hükümdarın maiyetine hakaret eden, onlara üstünlük taslayan ve onları kendi idaresine almak isteyen kimse, bir noktada hükümdara ortak olmuş sayılır Her ne kadar bunun tahtına oturmak gibi değilse de ona yakındır Bütün yaratıklar, Allahü teâlânın kullarıdır Bunlar üzerinde büyüklük, hakimiyet, yalnız Ona mahsustur İnsanlara bu şekilde kibirlenen, Allahü teâlâya ortak olmuş sayılır

Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hiç kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir Bunun için her an her yerde aczini göstermesi, tevazu üzere bulunması gerekir Büyüklenerek ben demek feyz ve bereketi keser

Hz Ebu Bekir buyuruyor ki:
Kibirden sakının Topraktan yaratılıp, yine toprağa dönecek olan bir varlığın kibirlenmesi, bugün var, yarın yok olan bir varlığın kendini beğenmesi ne kadar anlamsızdır

Tevazu ve kibirli görünmek
Tevazu göstermekle, tevazu sahibi olmak çok farklıdır Tevazu sahibi övülmüş, tevazu göstermeye çalışan ise yerilmiştir Cüneyd-i Bağdadihazretleri, (Tevazu göstermeye çalışmak da kibirdir Çünkü kendinde bir varlık hisseden tevazu göstermeye çalışır Gerçek tevazu ehli, kendinde bir varlık hissetmez ki, tevazu göstermeye çalışsın Onun tevazuu tabiidir, yapmacık değildir) buyuruyor Bazısı da, (Bu günahkâr, bu fakir) diyerek kendinin tevazu ehli olduğunu göstermeye çalışır Bir günahını söyleyince hemen kızar O zaman sözünde yapmacık olduğu anlaşılır Din büyükleri de "bu fakir" diye kullanırlar Fakat bunlar böyle sözlerinde samimidir Kibirlenmekle, kibirli görünmek de tevazu farklıdır Kibirliye karşı, kibirli görünmek sadaka vermek gibi sevaptır Hadis-i şerifte, (Kibirliye kibirli görün ki, onu hakir ve küçük düşürmüş olursun) buyuruldu Gazali)

Kibir sahibine karşı tevazu eden kimse, kendisine zulmetmiş olur Bid'at sahiplerine ve zenginlere karşı da kibirli görünmek caizdir Bu kibir, kendini yüksek göstermek için değildir Onlara ders vermek, gafletten uyandırmak içindir Savaşta, bid’at ehli ile münazara ederken onlara karşı kibirli görünmek de sevaptır Sadaka verirken de neşe ile karışık kibirli görünmek, malı parayı çöpe atar gibi vermek gerekir Sadaka verenin kibirli görünmesi, fakire karşı değildir Verdiği malı küçültmek, mala kıymet vermediğini gösterir Gösteriş yapan riyakârlara karşı da kibirli görünmek caizdir

Kendinden aşağı olanlara karşı tevazu göstermek iyi ise de, bunun aşırı olmaması gerekir Aşırı olan tevazua yaltaklanmak [tezellül] denir ki bu ancak üstada ve âlime karşı caizdir Başkalarına karşı caiz değildir Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Yaltaklanmak, Müslüman ahlakından değildir) [Berika]
(Hak için zillete girmek, kibirlenmeye göre izzete daha yakındır) [Deylemi]

(Fakir ile oturmak, merkebe binmek, davarını sığırını sağmak kibirden uzaklaştırır)
[Beyheki]
(Fakirlikten dolayı eski elbise giyende de kibir olur) Ahmed]

(İnsanlar çok bozuldu diyerek kendini onlardan üstün gören helak olmuştur)
[Müslim]
(Selamı önce vermek kibirden uzaklaştırır) [Beyheki]
(Sadaka vermek kibri de giderir) [Taberani]

(Sökük yerini diken, ayakkabısını tamir eden, hizmetçisi ile yemek yiyen ve çarşıdan yükünü kendi taşıyan kibirden uzaktır)
[Ebu Nuaym]

Yanına başkasının oturmasını istememek ve hastalarla birlikte oturmamak, evine lazım olan eşyaları alıp evine getirmemek ve eski elbisesini tekrar giymekten hoşlanmamak, iş başında iş elbisesi giymek istememek, fakirlerin davetine gitmek istemeyip zenginlerinkini tercih etmek, akrabasının ve çocuklarının ihtiyaçlarını temin etmemek, doğru sözü, haklı tenkitleri kabul etmeyip münakaşa etmek, kusurunu, kabahatini bildirenlere teşekkür etmemek, içeri girince, oradakilerin ayağa kalkmaları hoşuna gitmek gibi şeyler kibir alametidir Başkasının tenkidinden hoşlanmıyor, onun benden ne farkı var, o da bir insan diyorsa, hakkı onun ağzından duymak zor geliyorsa, bilsin ki bu da kibirdendir

Kibir, insanı, Allahü teâlânın bütün emirlerine muhalefete sevk eder Çünkü kibirli insan, başka birinden hak ve hakikati duysa, onu kabul etmek istemez, hemen karşısına çıkar Dini konularda bile münazara edilse, hemen inkâra kalkışır Hatta hakkı, karşıdakinin dilinden duysa hemen çeşitli yollardan, doğru olduğunu bile bile onu çürütmeye çalışır

Büyüklenmek üç çeşittir
Kibir, kendini başkasından üstün görmektir Yapıldığı yerlere göre üçe ayrılır:
1- Allahü teâlâya karşı kibirdir:
Kibrin en kötüsü budur Nemrud, Firavun böyle idi İlahlık iddiasında bulundular Bazı dinsizler de imanı, ibadeti, namaz kılmayı aşağılık, gericilik sanarak kibirlenirler Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(Büyüklenerek bana ibadet etmeyenler alçalmış olarak Cehenneme girecektir) [Mümin 60]
(Cehennem, kibirliler için ne çirkin, ne kötü bir yerdir) [Nahl 29]

2- Peygamberlere karşı kibirdir:

Bazıları, Peygamberleri kendileri gibi bir insan gördükleri için, kibirlenerek onlara uymayı kabul etmediler Mesela Peygamber efendimiz için dediler ki:
(Bu da sizin gibi bir insan Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz, hüsrana uğrarsınız) [Müminun 33, 34]

3- İnsanlara karşı kibirdir:

Herhangi bir hususta kendini başkasından üstün gören kibirlidir Kibrin sebepleri şunlardır: İlim, ibadet, soy, güzellik, kuvvet, servet, mevki, yakınların çokluğu

İlim:
İlim silah gibidir Düşman elinde zararı, dostun elinde faydası olur Yani ilim, kibirlinin kibrini, tevazu ehlinin tevazuunu artırır İlmi ile kibirlenmek, büyük felakettir Hadis-i şerifte, (Âlimin afeti, kendini büyük görmesidir) buyuruldu Gazali)

İbadet:
İbadeti sebebiyle kibirlenmek de büyük felakettir Bunun için "Çok ibadet edenin, kibirden kurtulması zor olur" buyurulmuştur

Soy:
Soyu ile övünmek ahmaklıktır Kabil,HzÂdem’in oğlu idi Babasının Peygamber olması, bunu küfürden kurtarmadı Hadis-i şerifte, (Atalarınız ile övünmeyi terk edin) buyuruldu (Ebu Davud)
Bir gün iki kişi birbirine üstünlük taslayarak biri, "Ben falancanın oğlu filanım Ya sen kimsin?" dedi Bunun üzerine Peygamber efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:
(Hz Musa’nın yanında iki kişi birbirine karşı övünmeye başladı Biri ecdadını 9 göbek geriye doğru saydı Allahü teâlâ, Hz Musa’ya, "Ona söyle, iftihar ettiği 9 kişi Cehennemdedir Kendi de onuncusudur" diye vahyetmiştir) Ahmed]

Güzellik:
Bu daha çok kadınlarda görülür Başkalarını ayıplamaya, küçük düşürmeye ve gıybete vesile olur Halbuki güzellik, insanda kalıcı değildir, er-geç gider Geçici olan şeyle kibirlenmek, ahmaklıktır Kibredenin güzelliği, gübrelikte biten gül gibidir

Kuvvet:
Kuvveti ile zayıflara üstünlük sağlar Gücü, kuvveti ile kibretmek de, cahilliktir Çünkü hayvanların kuvvetleri, insanlardan çok fazladır Mesela bir insan fil kadar kuvvetli olamaz Kaplan gibi koşamaz Kuş gibi uçamaz Hayvanlar, bir bakımdan insandan üstündür Hayvanlarda da bulunan üstünlüklerle kibirlenmek elbette uygun olmaz

Servet:
Çok zengin olmak da üstün olmayı gerektirmez Karun’un çok malı vardı Malı ile beraber kahrolup gitti Geçici olarak sahip olunan servet ile, mal ile kibirlenmek, çok çirkindir

Mevki:
Gelip geçici olan makam, mevki de üstünlük sebebi değildir Bir çok krallar, derebeyler, Firavunlar mevki sahibiydi Hepsi gitti Ancak iyilerin iyiliği, kötülerin kötülüğü söylenmektedir Kötü birinin mevki, makamı ile övünmesi neye yarar?

Şam Ordusu kumandanı Ebu Ubeyde bin Cerrah hazretleri büyük bir kalabalıkla Hz Ömer’i karşıladı Hz Ömer kölesi ile nöbetleşe deveye bindiğinden, Halife devesinden indi Yerine kölesi bindi Devenin yularından tuttu Ayakkabılarını çıkarıp deredeki sudan geçti Bunu gören kumandan dedi ki:
- Efendim, bütün Şamlılar, bilhassa Rumlar, müslümanların halifesini görmek için toplandılar Size bakıyorlar Bu yaptığınızı nasıl izah edebiliriz?

Hz Ömer buyurdu ki:
- Ya Eba Ubeyde! Senin bu sözünü işitenler, insanın şerefini, vasıtaya binerek gitmekte ve süslü elbise giymekte sanacaklar Biz daha önce zelil ve hakir bir kavimdik Allahü teâlâ, bizleri müslümanlıkla şereflendirdi Bundan başka şeref ararsak, Allahü teâlâ bizi zelil eder, her şeyden aşağı eder

Yakınların çokluğu:
Akraba ve tanıdıklarının çokluğu ile üstünlük taslamak da yanlıştır Bir kimsenin kendi iyi değilse, bütün dünya onun akrabası olsa ne çıkar?


Kibir ve tevazu
Allahü teâlâ, bütün kitaplarda, kibri kötülemiş ve yasak etmiştir Kur'an-ı kerimde de, (Allah, kibirli olanları elbette sevmez!) buyurmuştur(Nahl 23)
Aklı olan, kendini ve Rabbini tanıyan, hiç kibredebilir mi? İnsan aşağılığını, acizliğini, Rabbine karşı her an izhar etmek mecburiyetindedir Bunun için her an her yerde aczini göstermesi, tevazu üzere bulunması gerekir Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
(Allah rızası için tevazu edeni, [kendini, Müslümanlardan üstün görmeyeni] Allahü teâlâ yükseltir) [Bezzar]

Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki:
Allahü teâlâ ilim gibi, kudret gibi bütün sıfatlarından kullarına biraz ihsan buyurmuştur Fakat yalnız üç sıfatı kendine mahsustur Bu üç sıfattan hiçbir mahlukuna vermemiştir Bu üç sıfatı, kibriya, gani olmak ve yaratmak sıfatlarıdır Kibriya, büyüklük, üstünlük demektir Gani olmak, başkalarına muhtaç olmamak, her şey Ona muhtaç olmak demektir İnsan ise ihtiyaç sahibidir Allah yaratıcıdır, insan ise yaratıktır, fanidir

Bunun için kibirlenmek, Allahü teâlânın sıfatına, hakkına tecavüz etmek olur Kula kibirlenmek yakışmaz En büyük günahtır Hadis-i kudside buyuruldu ki:
(Azamet ve kibriya bana mahsustur Bu iki sıfatta, bana ortak olmak isteyenlere, çok acı azap ederim) [Müslim]

Tevazu sahibi olabilmek için dünyaya niçin geldiğini, nereye gideceğini bilmek gerekir İnsan, hiç yok idi Önce bir şey yapamayan, hareket edemeyen bebek oldu Şimdi de, her an hasta olmak, ölmek korkusundadır Nihayet ölecek, çürüyecek ve toprak olacaktır Dünya zindanında, her an, ne zaman azaba götürüleceğini beklemektedir Ölecek, leş olacak, böceklere yem olacak, kabir azabı çekecek, sonra diriltilip kıyamet sıkıntılarını çekecektir Cehennemde sonsuz yanmak korkusu içinde yaşayan kimseye tekebbür mü yakışır, tevazu mu?

Kibir ne kadar kötü ise, tevazu da o kadar iyidir Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah için affedenin şerefi artar, tevazu eden de yücelir) [Müslim]
(Kişi kibirlenince, iki melek, "Ya Rabbi bunu alçalt!" derler Tevazu ederse, "Ya Rabbi bunu yükselt!" derler) [Beyheki]

Kibirli hakkı kabul etmez
Asıl düşman içerdedir, bu da nefsimizdir En büyük düşman, insanın nefsidir Nefsinin arzularına tâbi olanın, Allahü teâlâya kul olması zordur Nefs daima kötü şeyleri ister Haram işlemek nefse esir olmayı gösterir Nefs, bütün iyiliklerden süzülmüş, sadece bütün kötülüklerin bulunduğu en ahmak yaratıktır Nefs bir kötülük deposudur Kendini iyi zanneder, halbuki süper cahildir Her istediği aleyhinedir Gıdası haramlardır Asıl arzusu ilah olmaktır Tatmin olmaz kötülük yaptırmakla, rahat bulur kendine taptırmakla

Büyük küçük herkeste nefs vardır Hiç kimse emir almak istemez Küçük diye, çocuk diye geçmemeli, onun gururu ile oynamamalı Ankara’ya yeğenimi ziyarete gitmiştim Yeğenimin 2-3 yaşlarındaki kızının ayakları çıplaktı Bir ayağı betonda bir ayağı halının üzerindeydi Ona, betona basma, öteki ayağını da halının üstüne koy dedim Sen bana ne karışıyorsun, ben kârımı zararımı bilmez miyim der gibi, bana ters ters baktı Sonra hışımla, inatla halıdaki ayağını kaldırıp betondaki öteki ayağının yanına sertçe koydu Çocuk olduğu için tepkisini gizleyemedi Büyükler de aynen o tepkiyi gösteriyorlar, fakat ayıplanacağız diye tepkilerini belli etmemeye çalışıyorlar Bir arkadaş anlattı: Kime sabah namazına gel dediysem herkes bir mazeret buldu, inşallah geliriz diyen kimse çıkmadı Kimisi, (Sen yatsıya gelmiyorsun biz de sabaha, sen önce kendine bak Hem biz evde çoluk çocukla cemaat yapıyoruz) dedi

Halbuki haklı bile olsalar, geçerli bir mazeretleri bulunsa bile, tepki göstermemeleri gerekirdi Doğru söz kimden gelirse gelsin inat etmeden kabul etmek gerekirdi Mazeretinden dolayı gelemiyorsa, (İnşallah) da denemez miydi? Nefs, kibir hepimizde mevcuttur Bunu azaltmaya çalışmamız lazımdır Dinin her emrine uymakta ve yasak ettiği her şeyden kaçmakta mutlaka nefsi kırma payı vardır Buna riyazet ve mücahede denir Riyazet, nefsin arzularını [haram ve mekruhları] yapmamaktır Mücahede, nefsin istemediği şeyleri [ibadetleri] yapmak demektir

Kibir, şirkin kardeşidir Kibir taşıyan kafada, akıl bulunmaz Nefsi aradan çekmeli, kendimizi beğenmemeliyiz, kendimizden iğrenmeliyiz, kendinden tiksinmeyen kurtulamaz

Bir kimseye emri maruf yapınca, Allah’tan kork şunu yap, şunu yapma denince, eğer kabul etmezse o kişi nefsine mağlup olmuş demektir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan kork diyene, sen önce kendine bak diyeni Allahü teâlâ sevmez) [Beyheki]

Hakkı, doğruyu kim söylerse söylesin kabul etmek gerekir Doğru olan bir şeyi kabul etmemeye inat denir İnat, karşımızdakini aşağı görmek, ondan nefret etmek, ona düşmanlık beslemek, haset etmek gibi sebeplerden ileri gelir Hakkı, düşmanımız da söylese kabul etmeliyiz
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir) [Buhari]
(Küçük, büyük, iyi kötü veya hoşlanmadığın biri, hakkı söylerse, kabul et) [Deylemi]

(Bilmediği bir hususta inat edene, inadından vazgeçene kadar Allahü teâlâ gazap eder)
Ebiddünya]

(Din kardeşine itiraz etme)
[Tirmizi]
(Kibirli, hakkı küçük görür, inkâr eder, insanlara hakaret gözü ile bakar) Gazali]

(Müslümanı hakir görmek, kişiye kötülük olarak yeter)
[Müslim]
(Kendini beğenen helak olur) [Buhari]

Fudayl bin Iyad hazretleri "Tevazu, ister cahilden, ister çocuktan duyulsa da hakkı tereddütsüz kabul etmektir Kabul edemeyen kibirlidir" buyuruyor Abdülkadir Geylani hazretleri de, (Kardeşinin yaptığı öğüdü kabul et Ona itiraz etme) buyurdu

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Kibir

Eski 10-30-2009   #2
b@ron
Varsayılan

Cevap : Kibir



Kibir ve ucub
Sual:
Kibretmekle, ucub etmek birbirine çok benziyor Birinin diğerinden farkı nedir?
CEVAP
Kibir, kendini başkasından üstün göstermek, ucub ise, kendini başkasından üstün bilmektir Hiç kimsenin bulunmadığı yerde insan ucub sahibi olabilir, fakat kibirli olamaz Çünkü insan, kimse olmasa da kendini ve işini beğenebilir Fakat kimse olmadığı için kendini büyük gösteremez, kibirlenemez
Ucub, yaptığı iyi işler sebebiyle kendini beğenmektir İnsan, kendini beğenince, başkalarından üstün görebilir Bu üstün görme işi de kibirdir Ucubdan kibir doğar
Bir örnek:
Bir kadın, evinde güzel bir dantel işledi Bir marangoz güzel bir masa yaptı Bir ressam güzel bir tablo çizdi Bunların yaptıkları şeye bakıp da beğenmeleri ucub olur Bunların, ne maharetli kimseyiz, bizim gibi kaç kişi çıkar diye övünmeleri ucub olur

Eğer yanında başkaları da varsa, bakın bendeniz veya üstadınız neler yapabiliyor diye, büyüklenerek onlara sanatını göstermesi kibir olur Ucbu onu kibre sürüklemiş oluyor

Kibirden kurtulmak için tevazu sahibi olmaya, ucubdan kurtulmak için de minnet ehli olmaya çalışmalıdır!

Diyelim ki bir kimsenin hitabeti güzeldir Bundan dolayı kendini beğenir, yani ucbeder Minnet, nimete kendi eliyle değil, Allahü teâlânın lütfu ile kavuştuğunu düşünmektir Hitabet güzelliğinin Cenab-ı Hakkın bir lütfu olduğunu düşünen, kendini beğenemez

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Üç şey insanı felakete götürür: Hasislik, nefse uymak, ucublu olmak) [Beyheki]

Bir kimsenin ucub sahibi olup olmadığı şu alametlerden belli olur: Ucublu kimse,
1- Kibirli olur
2- Günahlarını unutur
3- Allahü teâlânın azabını unutur
4- Büyüklerden istifade edemez, âlimlerin sohbetinden mahrum kalır
5- Kimseyle meşveret etmez, danışmaz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.