Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
iğdır

Iğdır Şehir Yerleşimi

Eski 10-23-2009   #16
Şengül Şirin
Varsayılan

Iğdır Şehir Yerleşimi



Iğdır Şehir Yerleşimi


Iğdır'ın ilk kurulduğu yer, BüyükAğrı Dağı'nın kuzey yamaçları üzerinde yar alan "Iğdır Korganı"dırBölgenin Türk egemenliğine geçtiği 1064 yılından sonraki dönemde kale yerleşmesiönemini korumuştur Iğdır Korganı'nın terk edilerek nüfusun ovaya inmesi veyerleşmenin aynı adla bugünkü yerinde kurulmasının 1640 yılında meydana gelendepremde kalenin yıkılmasından sonraki döneme rastladığı sanılmaktadır


İstanbul Antlaşmasıyla(1736) Rus hakimiyetine giren bölge, 1920'de Ruslarla imzalanan "GümrüAntlaşması" ile yeniden Türkiye topraklarına ilhak olmuştur Cumhuriyetdöneminde ilk nüfus sayımı olan 1927'de 3716 olan Iğdır'ın nüfusu, 1940'ta 9465'ibulmuş, ancak II Dünya Savaşının olumsuz etkileri sonucu 1950'de 7826'yadüşmüştür Ovada DSİ tarafından 1956 yılından itibaren drenaj ve sulamakanallarının açılmasıyla birlikte tarımsal üretimde büyük bir artışsağlanmıştır


Dolayısıyla, 1960 yılından sonra hızlı bir artış göstererek ilkkez 1960'ta 10000'i aşan şehir nüfusu, 1970'te 21420'ye, 1975'te 29542'yeyükselmiştir Ancak, 12 Eylül 1980 öncesinde ülkemiz genelinde yoğun olarak yaşanananarşi ve terör olayları nedeniyle, 1980'de 24352'ye düşen nüfus, bu dönemdensonra tekrar artmaya başlamış ve 1985'te 29460'a, 1990'da 35858'e, 1997'de de45941'e yükselmiştir

İldeki konutların 1990 yılı itibariyle%95'ten fazlasını tek katlı konutlar oluşturmakta iken, özellikle Iğdır'ın"İl" oluşundan sonra hızlı bir yapılaşmayla birlikte bugün bu oranın%60'lara kadar düştüğünü söylemek mümkündür Nüfus kriteri, kır ve şehir yerleşmelerinin ayrılmasında olduğu gibi, genellikleşehirlerin büyüklük ve küçüklüklerine göre ayrılmasında da kullanılankriterlerden birisidir Bu yönüyle Iğdır ili, 1997 sayımına göre 45941 olannüfusuyla "küçük şehir" kategorisine girmektedir

Ancak, Doğu AnadoluBölgesinde 1997 nüfus tespitine göre nüfusu 10000'i aşan ve dolayısıyla"şehir" olarak kabul edebileceğimiz 40 yerleşmenin bulunduğu, bu merkezlerinancak %40'nın 25000'den fazla nüfusa sahip olduğu dikkate alınırsa, Iğdır'ın45000'i aşan nüfusuyla, bölge şartlarına göre daha cazip bir şehir yerleşmesiolduğu sonucuna varılacaktır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Iğdır Sınır Ticareti

Eski 10-23-2009   #17
Şengül Şirin
Varsayılan

Iğdır Sınır Ticareti



Iğdır Sınır Ticareti


Sınır ticareti tabiri, ülkemizde ilk kez01/08/1972 tarih ve 1615 sayılı Gümrük Kanunu içerisinde gümrük denetlemesi açısından yer almıştır Türkiye'nin sınır ticareti ile ilk tanışması ise1978-1979 yıllarında yaşanan petrol krizi ve döviz darboğazından sonra olmuşturPetrol krizine çözüm bulabilmek için, İran'dan sınır ticareti yoluyla malkarşılığı petrol alınmasına karar verilmiştir 20/09/1980 tarihli RG'de yayımlanan Sınır Ticareti Yönetmeliği ile de Ağrı-Gürbulak gümrük kapısındanİran'la sınır ticareti yapılması öngörülmüştür

Iğdır'la Erivan'ı Birbirine Bağlayan Alican SınırKapısı


İlk önceleri sınır ticareti fiili olarakAğrı ilinde görülmekteyken, hızlı bir gelişmeyle bu tür ticaretin diğer sınırve kıyı illerine de yayıldığı görülmüştür Ağrı, Van, Hakkari, Erzurum veKars illeri Gürbulak, Kapıköy ve Esendere sınır kapılarından İran'la, Gaziantepili Cilvegözü, Öncüpınar ve Karkamış sınır kapılarından Suriye ile, Mardin iliNusaybin sınır kapısından yine Suriye ile, Şırnak ili Habur sınır kapısındanİrak'la, Ardahan ili Türkgözü sınır kapısından Gürcistan'la ve son olarak daIğdır ilimiz, Dilucu gümrük kapısından Nahçıvan'la sınır ticareti yapmayayetkili kılınmışlardır


Iğdır'la Nahcıvan'ı Birbirine Bağlayan Dilucu GümrükKapısı


Dilucu Sınır Kapısı ülkemizin OrtaAsya'ya açılan tek kapısıdır 5 Mayıs 1992 tarihinde açılan Dilucu SınırKapısı Iğdır'ın ve Iğdırlının kaderini değiştirmiştir Nahçivan ÖzerkCumhuriyeti ile yapılmakta olan sınır ticareti Iğdır ve dolayısı ile ülkeekonomimiz açısından çok önemlidir Bu bağlamda 2001 yılı ihracat toplamı13576253 Dolar, ithalat toplamı ise 1625533 Dolar'dır

Nahcivan ve Iğdır Ekonomisinin Can Damarı Mazot Ticareti

40000 metrekare alan üzerine kurulmuşbulunan Dilucu Gümrük Sahası 2348 metrekarelik kapalı alana sahiptir 17 Aralık 1993yılında ihalesi yapılan tesisler 20 Kasım 2000'de bitirilerek açılışıyapılmıştır Bir adet yolcu giriş - çıkış hizmet ünitesi, iki katlı tır giriş- çıkış hizmet ünitesi, iki adet kantar binası, iki adet depo, otoparklar ve araçdezenfeksiyon ünitesi bulunan sahada Gümrük Muhafaza Müdürlüğü, GümrükMüdürlüğü ve Sınır Mülki İdare Amirliği de mevcuttur Bunların yanı sıra sahaiçinde yolculara ve görev yapan personele hizmet veren yemekhane, yolcu bekleme salonu,iletişim hizmetleri için PTT bulunmaktadır Saha içine ve çevresine yerleştirilengüvenlik kameraları ile sahanın güvenliği 24 saat kontrol altında tutulmakta ve eldeedilen görüntüler kaydedilmektedir Güvenlik kuvvetleri giriş - çıkışlardagerekli kontrolleri yapmaktadırlar Bu amaçla Narkotik biriminde bir adet polis köpeğide mevcuttur

Sınır Ticaretinin Ekonomiye Etkileri


Nahçıvan ekonomisinin zayıfyapısı, işyerlerinin gayri faal ya da atıl kapasite ile çalışıyor olması,çalışmak isteği ve gücünde olan işgücünü, hayatının idamesi için yeni işimkanları aramaya yöneltmiştir Tabi ki, burada Türkiye'deki emek gelirlerininNahçıvan'a göre yüksek olmasının da etkisi olmuştur Nahçıvanlı işgücününIğdır'a yönelmesi dolayısıyla Iğdır'da işçilik maliyetlerinde önemlidüşüşler gözlenirken, ucuz işgücü nedeniyle kârlar arttığı gibi, inşaat,tarım vb alanlarda ucuz işgücünden kaynaklanan yatırım artışları dagörülmüştür Konunun ikinci bir boyutu da, kendi ülkesine göre daha yüksek birücretle çalışma imkanı bulan Nahçıvanlı işgücü, Türkiye'de elde ettiği emekgelirinin önemli bir kısmını Türkiye'deki ikameti sırasında kullanırken, kalankısmını ise dövize dönüştürerek ülkesine götürmektedir


Konunun iş hukuku, işgüvenliği ve vergisel yönlerinin de dikkate alınması gerekir Turistik vize ileülkemize gelen Nahçıvan vatandaşlarının iş kazasına uğramaları halindekarşılaşacakları problemler göz ardı edilmemeli, asgari ücretin altında bileçalışmaya razı olan bu ülke vatandaşlarının istihdam alanında haksız rekabetesebep oldukları da bilinmelidir

Ancak şu da bir gerçek ki, Nahçıvan'lı ucuzişgücü, il ekonomisi için önemli bir kazançtır İl genelinde bulunan şirketler tam bir ticari organizasyon yapısı yansıtmamakta, fert veya aile şirketleri görünümü vermektedirler Zaten mevcut bulunan bu şirketlerin kuruluş amaçları genellikle vergi kolaylıklarından yararlanabilmek, kredi imkanlarını genişletebilmektir Fakat yine de son yıllardaki şirket kuruluş sayılarındaki önemli artışlar gözardı edilmemeli, dış ticaretin sebep olduğu bu şirket kuruluşlarının gelecekte büyük ticari organizasyonları da gerçekleştirebileceği düşünülmelidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Iğdır Hayvancılık

Eski 10-23-2009   #18
Şengül Şirin
Varsayılan

Iğdır Hayvancılık



Iğdır Hayvancılık


Bölgede hayvancılık, tabii çevreşartlarının bir sonucu olarak iktisadî faaliyetler arasında çok önemli bir yeresahiptir Gerçekten de, bölgede geniş alanlar kaplayan çayır ve otlak araziler,hayvancılık faaliyetleri için elverişli bir ortam oluşturur
Bölgede çayır ve otlak alanlarının yüz ölçümü 146026 hektarı bulmaktadır Buda, yaklaşık 358351 hektar kadar olan bölge yüz ölçümünün %4075'inioluşturmaktadır Bölgede, genel olarak mera hayvancılığı besleme sistemiuygulanmaktadır Dolayısıyla, mevcut hayvan sayısı içinde, et ve süt verimleridüşük olan yerli ırklar çoğunluktadır İl genelinde bulunan 450000 büyükbaş veküçükbaş hayvanın beslenmesinde esas olarak çayır ve otlak alanlardanyararlanılmaktadır, ancak, çayır ve otlak araziler, mevcut hayvan sayısıkarşısında çok yetersiz kalmaktadır

Bu nedenle hayvan sayısı, arazilerin genişlikve kapasitelerini aşmayacak miktarda olmalı, diğer taraftan da mera alanlarını ıslahetmek suretiyle değerleri yükseltilmektedir Ancak, bu şekilde hayvan ürünlerininkalitesini yükseltmek, aşırı otlatma yüzünden gittikçe değerden düşen meraları,verimsiz hale gelmekten kurtarmak mümkündür Ayrıca bol ve ucuz yem temini, kredisağlanması, iklime ve şartlara uygun damızlıkların seçimi, hayvanyetiştiricilerinin organizasyonu, hayvansal ürünlerin değerlendirilmesinde ulaşımkolaylığının sağlanması ve bakıcılara gerekli pratik bilgilerin verilmesi gibitedbirlerin alınması, bölge hayvancılığında sorunların çözümüne katkıdabulunacaktır Ancak, konunun bir başka ve en önemli yönü, ilimiz ve ülkemizgenelinde hayvan varlığında hızlı bir düşüşün görülmesidir

Gerçekten de,1992'de 836926 olan ilimiz genelindeki büyük ve küçükbaş hayvan sayısı 1993'te777352 adede, 2000 yılında ise, 449039'a kadar gerilemiştir Yani, oran olarak1992'den 2000'e hayvan varlığında yaklaşık % 46'lık bir azalma görülmüştür Bugerilemenin en önemli sebepleri; bölgede cereyan eden terör olayları dolayısıylaçayır ve otlak araziler olarak kullanılan ve bölge hayvancılığında çok önemlibir yere sahip bulunan Büyük ve Küçük Ağrı Dağları ile diğer yüksek kesimlerinyasak bölge ilan edilerek yaylaya çıkışların durdurulmasıdır Diğer önemli birsebep de terör olayları nedeniyle köyden şehre büyük göç olaylarınınyaşanmasıdır

Ülkemizde de, hayvan varlığında özellikle son 14 yıl içindehızlı bir düşüşün olduğunu görüyoruzNitekim, 1930'da ülkemizde sağılanhayvan sayısı 15203866 iken, 1950'de 23305526'ya, 1970'te 32086000'e ve 1982'de enyüksek değerine 38821140'a yükselmiştir Ancak bu yıldan sonra hayvan sayısındasürekli bir düşüş görülerek 1985'te 35910152'ye, 1990'da 35791950'ye ve 1992'de34326980'e gerilemiştir 1982 yılını baz alırsak, 1992 yılına kadar geçen 10yıllık zaman zarfında, ülkemizde hayvan varlığının %12 dolayında azaldığınıgörüyoruz İlimiz genelindeki azalma %32 dolayında olduğuna göre, demek ki, ildekiazalma, ülke ortalamasının çok üstündedir Bu nedenle hayvancılık sektöründezaman kaybetmeden acil tedbirlerin alınması zorunlu olarak görülmektedir



Küçükbaş Hayvancılık

Bölge hayvancılığında en fazla yetiştirilen tür, koyundur Bu bakımdan bölge,koyun yetiştiriciliğine en uygun bölgelerden biridir Bu da mera hayvancılığı içinen uygun türün koyun olmasından ileri gelmektedirBölgede, koyun yetiştirilmesinigüçleştiren en önemli sorun, yılın 35-6 aylık bir süresi boyunca arazinin karlaörtülü olması ve hayvanların ağıl veya komlarda hazır otla beslenmesizorunluluğudur Iğdır ili ve çevresinde daha çok "Mor Karaman" cinsi koyunyetiştirilmektedir

Zaten Doğu Anadolu Bölgesi'nin iklim ve arazi yapısına en iyiadapte olmuş koyun ırkı Mor Karaman cinsidir Bu cins koyunların canlı ağırlığı45-50 kg, yapağı verimi 10-15 kg, süt verimi ise 05-1 kg/gün arasındadırBölgede toplam koyun sayısı yıldan yıla değişmekle birlikte 350000 ile 400000arasında değiştiği tahmin edilmektedir Örneğin; 1985 yılında 719049 baş kadarolan koyun sayısı, 1986'da 593150 adede düşmüştür İlin 1992'deki koyun sayısıise 733629 kadardır Ancak, bu yıldan sonra bölgenin iki en önemli sorunu olan"terör ve göç" nedeniyle 1994 yılı itibariyle koyun varlığı 476733adede, 1997 itibariyle de 355365 adede kadar düşmüştür Bölgede huzur ve güvenortamının sağlanmasıyla birlikte 2000 yılında bu sayı 373249 adedeyükselmiştir

Bölgedeki hayvan varlığının artış ve azalışlarında daha öncebelirtilen nedenlerden farklı olarak, Mayıs-Haziran-Temmuz aylarında bölgeye düşenyağış miktarıyla ilişkili olduğunu da söylemek gerekir Çünkü, çayır ve otlakarazilerdeki otların büyümesinde bu aylarda düşen yağış miktarı etkiliolmaktadır Iğdır Ovası ve çevresinde yaz mevsimlerinin az yağışlı geçmesi,hayvanların beslenmesinde büyük güçlüklerle karşılaşılmasına ve dolayısıylahayvan satışlarının artmasına yol açar Bu nedenle bazı yıllarda bölgedeki koyunsayısında, önemli miktarlarda azalmalar olmaktadır Bu durum, başlıca iki şekildehayvancılığı etkilemektedir Birincisi, çoğu hayvan yetiştiricilerinin kışlıkihtiyaçlarını karşılayacak miktarda kuru ot üretememeleri, ikincisi de, çayır veotlak alanların hayvan besleme kapasitelerinin büyük ölçüdezayıflamasıdır

Bölgede keçi yetiştiriciliği koyunculukla bir arada yürütülürGenellikle her koyun sürüsünde 5-10 tane de keçi bulunur Bölgenin toplam keçivarlığı 25000 ile 50000 arasında değişmektedir Çadır yapımında kılındanyararlanmak için bölgede önemli ölçüde kıl keçisi yetiştirilir Kıl keçisiyetiştiriciliğini teşvik eden bir diğer faktör de, bu hayvanların süt verimlerininkoyunlara oranla daha fazla olmasıdır Gerçekten bölgede, bir koyun günde ortalama05-1 kg kadar süt verirken, keçiden yaklaşık 15 kg kadar süt elde edilmektedirBölgede, yaylacılık faaliyetleriyle geçinen oymakların yaşadığı köylerde, kılkeçisi sayısı belirgin bir şekilde artmaktadır Kuşkusu/ bu durum keçinin,bölgenin dağlık ve engebeli yörelerine çok iyi uyum sağlayan bir hayvan türüolmasından kaynaklanmaktadır denilebilir Buna karşılık keçi beslemeye elverişligeniş çayır ve otlak arazilere sahip olmayan ve daha çok ekme-dikme şeklindekitarımsal faaliyetlerin önem kazandığı ova köylerinde keçi yetiştiriciliği,ekonomik anlamda pek önem taşımaz

Büyükbaş Hayvancılık

Iğdır Ovası ve çevresinde küçükbaş hayvancılık kadar büyükbaş hayvancılıkda önemli bir yere sahiptir Bölgenin büyükbaş hayvan varlığı 1997'de 59388 başkadardır Büyükbaş hayvan olarak; inek, öküz, manda gibi türler görülürBölgede, büyük ölçüde mera hayvancılığı yapılmaktadır Bunun yanında, besihayvancılığı da giderek önem kazanmaktadır Bu amaçla, özellikle son yıllardabölge köylerinde modern besi ahırlarının yapılmaya başlandığı gözlenmektedirIğdır Ovası ve çevresinin toplam sığır varlığı 56000-66000 arasındadeğişmektedir Örneğin; 1985'te 65524 baş, 1987'de 61702 baş, 1988'de 59568 baş,1992'de 51799 baş ve 1997'de 59388 baş kadardır Bölgede egemen olan sığır ırkıDoğu Anadolu Bölgesi'nin en yaygın ırkı olan "Doğu Kırmızısı SığırIrkı"dır

Bu ırk da, iyi beslendiği takdirde ineklerin canlı ağırlığı350-400 kg'ı, boğaların ise 500 kg'ı bulabilmektedir Ancak bölgede özel birbesicilik programı uygulanmadığı için bu değerler daha küçük olmaktadır Buırkın et verimi ortalaması 180 kg kadardır İneklerin süt verimi ise günde 3-4 kgkadardır Bölgenin sığır sayısının tür bileşimi gözden geçirildiğinde en çokinek varlığının bulunduğu görülür Onu sırasıyla dana, boğa ve öküz izlerBölge sığır yetiştiriciliğinde süt sığırcılığı önemli bir yer tutar Ancaksüt verimi ticarete yönelik olmaktan çok, ailelerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaamacına yöneliktir Çünkü, bölgede bu gibi hayvansal ürünlerin pazarlamaimkânlarının kısıtlı olması, ticarete yönelik üretim yapmayı büyük ölçüdegüçleştirmektedir Öte yandan, bölgede sığır yetiştiriciliğinde manda türü degörülmektedir Sığırlar tür grubunda yer alan manda; eti, sütü, derisi veözellikle gücünden faydalanmak için yetiştirilir Ancak bölgede daha ziyade sütüiçin manda beslenmektedir

Çünkü manda, ineğe göre hem daha fazla hem daha uzun birsüre süt vermekte ve ineğe göre et verim ortalaması yüksek olmakla birlikte, ineksütüne göre sütündeki yağ oranı daha fazladır Iğdır ilinin toplam mandavarlığı yıllara göre 2000 ile 7000 adet arasında değişmektedir Bölgedebeslenen başlıca yük ve çeki hayvanlarını at ve eşek oluşturur Deveyetiştiriciliği zamanla önemini kaybetmiş olup, 1987 yılında son devenin dekesilmesiyle bölgede bu hayvanın nesli tükenmiştir Iğdır Ovası'nın güneyindekidağlık kesimlerde yer alan köylerde, at ve eşek sayısı çok belirgin bir şekildeartmaktadır Bu yörede, özellikle yaz mevsiminde tarımsal ekonomik faaliyetlerincanlılık kazanmasına bağlı olarak, ulaşımda da yoğunluk görülmektedir Ancakyeryüzü şekilleri, ulaşımda motorlu araçların kullanılmasını engellediğindendolayı, insan ve yük taşıması, büyük ölçüde at ve eşek gibi çeki hayvanlarıile sağlanmaktadır

Kümes Hayvancılığı

Iğdır Ovası ve çevresinde kümes hayvancılığında; tavuk, hindi, ördek ve kaz gibiçeşitli kümes hayvanları beslense de bunların en önemlisi tavukyetiştiriciliğidir Ancak bölgede, tavuk da yeterince gelişmemiştir Çok eskidenberi sürdürülen bu faaliyet, ilkel me-todlarla ve ilkel ırklarla daha çok ailetavukçuluğu şeklinde sürdürülmektedir Aile başına tavuk sayısı 5-10 adedi pekgeçmez İlde büyük hacimli tavuk çiftlikleri bulunmamaktadır 1992 yılında 119953adet olan kümes hayvanları sayısı 2000 yılında 87431 adet olarak tespitedilmiştir Kümes hayvancılığında en büyük pay, 166700 adet (%90) ile tavuk vehoroz sayısına aittirBölgede yumurta üretiminin yılda 18100000 adet kadar olduğutahmin edilmektedir Bölgede hindi, ördek ve kaz yetiştiriciliği de pekgelişmemiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.