Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
, apollon, didim, tapınağı

Apollon Tapınağı – Didim

Eski 09-19-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Apollon Tapınağı – Didim



Apollon Tapınağı – Didim



Aydın ilinin Söke ilçesi, Yeni Hisar köyü (Yoran) sınırları içerisinde yeralan Didyma, Apollon Tapınağı ile ünlüdür

Didymaion, Miletus’a bağlı bir kâhinin ikamet yeri ve mabet olarak bilinir Son kazılardan Didyma’nın sadece bir kâhinin ikametgâhı değil, aynı zamanda yoğun bir yerleşim yeri olduğu da anlaşılmıştır Antik Tarihçilerden Thoukydides ve Pausanios’tan öğrenildiğine göre Sicilya’nın kuzeyindeki Lipari takım adalarından iki tanesi de bu ismle anılmıştır Bunun yanı sıra Yunanistan’ın Thessalia bölgesinde de Strabon tanrılar anası Dinayme’nin tapınağından söz eder XIXYüzyılda Sir Charles Newton “iki dev sütun ile üzerindeki architrav parçası ve tamamlanmamış üçüncü bir sütun, Apollon Tapınağı’ndan tek ayakta kalandır


Anıtsal kalıntılar düştükleri yerde parçalanmış buzullar gibi üst üste yığılmış duruyorlar” diyerek o zamanki tapınağın durumunu açıklamıştır Tapınağın anıtsal boyutları ve benzersiz planı kadar , çok iyi bir durumda bugüne gelmesi de hayranlık uyandırmaktadır Yunan dünyasında Apollon Tapınağı’nı boyutları bakımından önemli bir farkla geride bırakacak herhangi bir tapınak yoktur Hellenistlik dönemde tasarlanan Apollon Tapınağı, dev boyutlu mimarlık yapıtlarının Roma’lıların tekelinde olmadığını göstermektedir



Tapınak ve onun yönetiminde ki bilicilik , Miletos toprakları içerisindedir ve rahibi de kentin önde gelen resmi görevlileri arasında yer almıştır Apollon Tapınağı bir Bilicilik Merkezi durumundadır Milet ve çevre kentlerden gelen ziyaretçiler Panormos Limanından ( Mavişehir yakınlarında ) karaya çıkarak, tapınağa bir kutsal yol ile ulaştıkları bilinmektedir Kutsal yolun iki tarafında heykeller sıralanmıştır MÖ 6 yy tarihlenen bu heykellerden bir çoğu 1858 yılında Newton tarafından British Museum’ a gönderilmelerine kadar orijinal yerlerinde kalmışlardır Çoğu Arkalik döneme ait dik bir biçimde oturan figürleri betimler Bazıları yazıtlıdır Kutsal yol heykelleri arasında bir aslan ile bir sfenks heykeli de vardır Bu heykellerin orijinalleri olmasa da yerlerine kopyalarının bile konması bir önem taşımaktadır








Didyma tarihinin erken evresi Tapınağın Persler tarafından yıkılmasıyla sona erdi MÖ 494 yılında İona ayaklanması başarısızlıkla sonuçlanıp Miletos düşünce, Dareison hem tapınak hem de bilicilik yerini yağmalayarak yıktırmıştır Perslerin çaldığı bronz Apollon heykelini 150 yıl sonra İskender almış ve Didyma ya geri vermiştirPers yıkımının ardından bilicilik merkezinin toparlanması uzun sürmüştür Ama İskender’ in gelişiyle inşaat hızlanmış ve bilicilik pınarı yeniden kaynamıştır Hayata dönen bilicilik kurumu İskender’ in tanrı Zeus’ un öz oğlu olduğunu ve Gaugamela’ da zafer kazanacağını muştulamıştır Yine de Didyma, asıl canlanmasını Seleukos’ a borçludur Eski tapınağın bulunduğu yerde bugün kalıntıları bulunan dev yapının inşaatını MÖ 300 yılında Seleukos başlatmıştır


Yeni kutsal alan kısa zamanda büyük bir üne ve zenginliğe kavuşmuştur Ama MÖ 278 yılında istilacı Galatların saldırılarından çok zarar görmüştür MÖ 277 yılına ait çıkartılan bir yazıtta savaştan çok zarar ve yağma görüldüğü, tapınakta Artemis hazinesindeki kaidelerden hiç bir eser kalmadığı yazmaktadırHenüz tamamlanmayan yapı ise ayakta kalabilmişti 200 yıl kadar Miletos’lular kendi imkanları ile onu tamamlamaya çalıştılar Ama tapınak hiçbir zaman tamamlanamadı Örneğin taşların çoğu perdahlanmadı, sütunların livleri tamamlanamadı









Branchidai (Brankhidai) ismi verilen Delphoi kökenli, soylu bir aileden gelen rahiplerin yönetimindeki Didyma’da her yıl veya dört yılda bir ayinler düzenlenmiş, bayramlar yapılmış, şenlikler, geceleri meşale koşuları birbirini izlemiştir Branchidai sözcüğü Didyma’nın yanında zaman zaman ikinci bir isim olarak kullanılmıştır Roma döneminde de bu şenlikler sürdürülmüştür Etimoloji yönünden incelendiğinde, Didyma sözcüğünün Grekçe olmayıp Anadolu kökenli olduğu görülür Bununla birlikte Grekçe’de ikizler anlamında “didymi” sözcüğünün Didyma’ya benzemesi Apollon ile kız kardeşi Artemis’i çağrıştırmıştır Ancak Didiyma’da Artemis kültünden de söz edilmişse de bu kült ikinci planda kalmıştır Anadolu’nun bir çok yerindeki Artemis, Aphrodite, hekate Tapınakları Apollon veya Zeus’un isimleriyle tanınmıştır Bu nedenle Didyma Apollon Tapınağı’nın da anatanrıça yerine Apollon ismiyle tanınmıştır




Didyma Apollon Tapınağı’nın bulunduğu yerde, İon göçünde ve Miletos’un kuruluşundan kalan arkaik bir tapınak vardı Büyük bir olasılıkla Apollon‘a ithaf edilen bu tapınak, bir çok hükümdar, özellikle Lidya kralı Kroisos da ziyaret etmiştir Pausanias kehanetin İon göçünden de önce bu yörede var olduğunu ileri sürmüştür Didyma’da ele geçen yazıtlar da MÖ600 yıllarında burada yapılmış bazı öğütleri içermektedir
MÖVYüzyılda Perslarin Anadolu’ya yaptıkları akınlarda arkaik devirde yapılmış olan ilk Apollon Tapınağı Kral Darius tarafından MÖ494′de yıkılmış, içerideki bronz Apollon heykeli de Ekbatana’ya götürülmüştür Herodot, MÖ494′te İonia ayaklanması başarısızlıkla sonuçlanıp Miletos düşünce Dareios’un hem tapınağı hem de kehanet yerini yağmalayıp yaktığını belirtmiştir Strabon ile Pausanias ise aynı eylemin Kserkes’in MÖ479′da Plataia yenilgisinden sonra Yunanistan’a dönerken yaptıklarını öne sürmüştür


Bu olaylardan sonra Brankhidler tanrılara karşı sadakatsiz tutumlarından dolayı suçlanmışlar, tanrılara sunulmuş hazineleri Pers kralına teslim etmişler ve sonra da pers ülkesine kaçmışlardır Pers kralı onları Sogdiana yakınlarına yerleştirmiştir Aradan geçen 150 yıl sonra İskender buraya geldiği zaman ordusundaki Miletosluların isteği ile Brakhidlerin yerleştiği köyleri yerle bir etmiştir


İskender, pers İmparatorluğu’nun başkenti Ekbatana’da Kserkses’in Didyma’dan almış olduğu Apollon‘un heykelini de geri vermiştir Bundan sonra tapınak yaklaşık 160 yıl kadar harap durumda kalmış, İskender’in Pers zaferinden sonra Helenistik devirde (MÖ300 – MS30) yapılmıştır Bundan sonra Didyma kutsal alanı kısa zamanda zenginleşmiş ve eski canlılığına kavuşmuştur MÖ278′de Galat saldırılarından çok etkilenerek zarar görmüş, Romalılar ise Didyma’ya ilgi göstermiş, MS100′de İmparator Traianus Miletos’tan Didyma kutsal alanına giden 1770 km uzunluğundaki yolun yapımına katkıda bulunmuştur MSIIIYüzyılda geçtikleri her yeri yağmalayan Gotlar Anadolu’nun batı kıyılarında da ilerlemeye başlayınca Didyma Apollon Tapınağı korunma amacıyla kaleye dönüştürülmüştür Hıristiyanlık döneminde de burası canlılığını korumuş, tapınağın yanına bir de kilise yapılmıştır







Helenistik dönemde yapılan Didyma Apollon Tapınağı’nın mimarları Efesoslu Paionius ile Miletoslu Dapnistir MÖ300’de yapımına başlanan tapınağın planı çok fazla büyük düşünüldüğünden yapım çalışmaları MSIIyüzyılın ortalarına kadar sürmüş ancak tam olarak bitirilememiştir Bazı duvarlarda son işçilik yapılmamış, taşlar traşlanmamıştır Günümüze ulaşan sütunlardan birinin yivsiz oluşu bunu kanıtlamaktadır Didyma Apollon tapınağı dipteros plan düzeninde, çift sıra sütunla çevrelenmiş bir yapıdır Tapınağın kısa tarafında on, uzun tarafında ise yirmi bir sütun bulunmaktadır Tapınak yedi basamaklı bir kaide üzerinde olup, böyle yüksek bir kaide, Helenistik dönemde Anadolu’da yaşayan bir geleneği gösterdiği gibi, arazi konumundan dolayı da çukurda kalan tapınağın yükseklik kazanmasını sağlamıştır


Mabet sütunlarının her birinin ayrı birer kaideleri bulunmaktadır Burada kare Plinhos’lar üstüne üst üste ve konkav levhalar (toros) ile konveks levhaların (troçhilos) yerleştirildikleri görülür Eski İon üslubu denilen bu şekildeki kaideler cephenin ortasındaki sekiz sütun kaidesi dışında kalanların hepsinde uygulanmıştır Didyma Apollon Tapınağı’nın pronaus, iki sütunlu salon, sekos ve naiskos olmak üzere dört bölümlü bir plan düzeninde olduğu dikkati çeker Pronaos’da her sırada üçer tane olmak üzere dört dizinin oluşturduğu on iki sütun vardır Buradaki döşeme taş levhalarla kaplanmıştır Buradaki iki sütunlu salona açılan kapı 19×560 m yüksekliğinde ve anıtsal bir görünümdedir Ancak 145 m yüksekliğindeki eşik içeriye girişi engellemektedir Anadolu’nun diğer Grek ve Roma tapınaklarında görülmeyen bu eşik dini bir görüşten kaynaklanmaktadır


Antik çağlardaki dini görüşe göre ibadete gelen insanlar tapınakların içerisine giremez, dışarıdaki sunağın bulunduğu yerde toplanırlardı İçeriye sadece rahipler ve Apollon kültü ile ilgili olanlar girebilirdi Ölümlülerin buradan geçmesine izin verilmediğinden bu anıtsal kapının yalnızca Apollon’a ait olabileceği düşünülmektedir
Tapınağın Naosu’ndan 22 m genişliğinde, 22 mermer basamakla ayrılan iki sütunlu salon olup, penceresi bulunmamaktadır Salonun ortasında çok kalın iki sütun tavanı desteklemektedir Buradaki merdivenlerden üst kata çıkılabilmektedir Didyma Apollon tapınağında Pronaos’tan Sekos’a (Neos) anıtsal kapının iki yanındaki küçük kapıdan geçilmektedir


Sekos 2130 m yüksekliğindeki iri taş blokların oluştuduğu duvarlarlarla bir avlu görünümündedir Tapınağın üzeri açık olduğundan Sekos’un içerisinde bulunması gereken Apollon’un kült heykeli prostilos üslubunda yapılmış, küçük bir İon tapınağında korunuyordu Bizans döneminde bu tapınak taşlarından yararlanılabilmek için yıkılmış, yerine de basilika yapılmıştır Tapınağın güneyinde stadium bulunmaktadır Ayrıca tapınağın basamaklarından bazıları da yarışlarda belirli kişilerin oturması için ayrılmıştır Yarışların başlangıç noktası doğu yönünde ve günümüzde de görülebilmektedir

Didyma Apollon tapınağı ile ilgili araştırmalar 1834’te Anadolu’yu dolaşan Fransız gezgin Charles Texier ile Halikarnasis’daki kazıları yapan İngiliz arkeolog Charles TNewton tarafından yapılmıştır Onların ardından Berlin Müzesi adına Theodor Wiegant 1904’te bilimsel çalışmaları başlatmış ve 1913 yılına kadar sürdürmüştür Didyma çalışmaları 1962’de Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Klaus Tucheld tarafından yeniden başlamış ve günümüzde de devam etmektedir

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.