Kurtuluşa Erenler'in Halleri |
03-30-2009 | #1 |
yesimciwciw
|
Kurtuluşa Erenler'in Halleriİnanmış olanların yüzleri, o gün, pırıl pırıldır Yaptıklarından hoşnutturlar Yüksek bir bahçededirler Orada boş söz işitmezler Orada akan bir kaynak vardır Orada yükseltilmiş tahtlar vardır Konulmuş kadehler Dizilmiş yastıklar Serilmiş halılar vardır(ĞAİYE SURESİ) Diğer yanda, rahatlığın üzerinde belli olduğu, hoşnutluk fışkıran yüzler vardır Bu yakada buldukları ile rahatlık içinde yüzen, yaptıklarından sevinen ve karşılığını hayır olarak bulan, bu yüce ve manevi haz ve duygu ile, yaptıklarından Allah' ın hoşnut olduğunu görünce bunlardan hoşnut olma duygusu ile tatmin olan yüzler vardır Bir kalp için hayırdan huzur bulmak ve onun sonuçlarından hoşnut olmak, arkasından da bu sonucu yüce Allah' ı şerefli hoşnutluğunda ve nimetinde simgelenmiş olarak görmekten daha doyurucu ve daha sevinç veren birşey yoktur Kur' an-ı Kerim buradan hareketle, bu çeşit mutluluğu, cennetteki bolluktan ve yararlanmaktan elde edilen mutluluktan daha üstün tutmaktadır Bundan sonra yüce Allah, cenneti anlatmakta ve bu bahtiyar insanlara verilecek olan nimetleri belirtmektedir "Yüksek bir bahçededir" Cennet olarak yüksek, yüce ve şerefli cennettedirler onlar Sonra bu cennetin dereceleri ve makamları da yüksektir "Yükseklik" sözcüğü insanın duyusuna özel bir etki bırakmaktadır "Orada boş bir söz işitmezler" Bu ifade, sükunet, sessizlik, esenlik, gönül huzuru, sevgi, hoşnutluk, sevenler ve sevgililer arası fısıldaşma ve sohbet havası, içinde hiçbir hayır ve yarar olmayan boş ve yararsız sözden uzaklık ve kaçınma olan bir atmosfer canlandırmaktadır Sadece bu bile bir başına nimettir Yalnız bu bile tek başına bir mutluluktur İnsan şu dünya hayatını ve bu hayatta rastlanan boş ve yararsız sözleri, münakaşaları, çekişmeleri, itişip kakışmaları, gürültüleri, düşmanlıkları, anlamsız karmakarışık sesleri, gürültüleri, bağırıp çağırmaları, gevezelikleri ve terbiyesizce konuşulan sözleri hatırladıkça kafasında canlandırdıkça ortaya çıkan ve değeri anlaşılan bir mutluluktur Bunun arkasından insan, "Orada boş bir söz işitmezler" ifadesinin ilham ettiği, güvenli sükunete, sakin olan esenliğe, hoşnutluk veren sevgiye ve ılık bir çağrışım düşüncesinin kucağına kendisini teslim eder "Orada boş bir söz işitmezler" ifadesinin sözcükleri bile, ılık bir sevinç havası estirir, sözcükler yumuşakça ve kolayca, gür ve ılık müzikal bir etki bırakarak kayar gibi dökülür Bu dokunuş, mü' minlerin münakaşadan ve boş sözlerden uzak olarak yeryüzünde sürdükleri hayatlarının cennet hayatından bir parça olduğunu ve onların bu hayatları ile Şerefli nimete hazırlandıkları havasını ve ilhamını verir Yüce Allah İşte böylece, cennetin niteliklerinden olan şu yüce, şerefli ve parlak anlamı bizlere sunmaktadır Arkasından duyuları ve hisleri doyuran nimetler gelmektedir Hem de insanoğlunun kafasında canlandırabileceği biçimi ile yer almaktadır Ancak bu nimetler cennete, -tadına varanlardan başka hiçbir kimsenin bilemeyeceği biçimde- ve cennetliklerin ruhlarının eriştikleri dereceye göre ayarlanmış olarak sunulacaktır "Orada akan bir kaynak vardır" Bu ifadede yer alan "aynun cariye" deyimi, fışkırıp duran su kaynağı demektir Bu ifade cennetlikleri suya kandırmanın yanına güzellik öğesini de hareket güzelliğini de, fışkırıp kaynama ve akma güzelliğini de katıyor Akan su, insanın hissine canlılık, titreyen ve çağlayıp akan bir rahatlık verir ve İşte insanın duygularının derinliklerine işleyen bu gizli açıdan ruhlara ve gözlere tatmin sağlayan bir olgudur "Orada yükseltilmiş tahtlar vardır" "Yükseklik" sözcüğü, temizlik çağrışımı vermesinin yanında pis şeylerden arınmış olma havası da vermektedir "Önlerine konulmuş kadehler" Önlerine dizilmiş içilmeye hazır kadehler vardır Ne istemeye gerek vardır ne de hazırlamaya: (Nemarık): Rahatça yaslanmak için yastıklar ve koltuk minderleri vardır orada "Serilmiş halılar vardır" (Zerabiy) saçaklı Burada yer alan (zerabiy) saçaklı yaygılar demektir Yaygılar oraya buraya süs ve rahat sağlamak için dizilip serpiştirilmişlerdir Bütün bunlar insanların yeryüzünde benzerlerini gördükleri nimetlerdir Cennet nimetlerinin yeryüzündeki benzerleri gibi nitelenmesi insanların kavrayabilmeleri içindir Bu nimetlerin asıllarına ve onlardan yararlanmanın şekli ise cennetteki tat alma duyusuna, yüce Allah' ın tat alma duyusunu kendilerine bahşetmiş olduğu bahtiyar insanlara, bırakılmıştır Nimetin veya azabın şeklini araştırmaya kalkışmak ve bu uğurda karşılaştırmalarda ve değerlendirmelerde bulunmak boş sözlere dalmak demektir Herhangi bir şeyin nasıl olduğunu kavramak kavrama duygusunun çeşidine bağlıdır Yeryüzündekiler bir şeyi yeryüzünün şartları, ortamı ve orada sürdürülen hayatın şekline bağımlı olan bir his yapısı ile kavrarlar Oraya, ahirete geçtiklerin-de ise, perdeler kalkar, engeller kaldırılır, ruhlar ve akıllar bağımsız hale gelir Hatta sözlerin anlamları bile, tatlarının değişmesinden dolayı değişmiş ve nasıl olacaksa o anlamı taşır hale gelmiştir Tabi bizler şu an, onların nasıl olacaklarını kavramaktan aciziz Biz bu niteliklerden algılama yeteneğimiz gücünün yettiği en son sınıra vararak lezzet duyma, tat alma ve nimetten yararlanma biçimlerini canlandırsın diye söz ediyoruz Çünkü bu dünyada bulunduğumuz sürece tadına varabileceğimiz budur, gerçek yüzünü ise orada ahirette yüce Allah bizlere ihsanı ve hoşnutluğu ile ikramda bulunduğu zaman, bizleri ağırladığı zaman anlayabileceğiz
__________________
|
|