Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
güncesi, kirpinin

kirpinin güncesi

Eski 03-05-2009   #1
evrem88
Icon47

kirpinin güncesi



Bir yerlerde, bedenlerindeki bir farklılık ya da düşüncelerindeki saflık mahcubiyetiyle birileri tarafından toplumdan uzaklaştırılmış temiz gönüller var Engelliler var—yüreği engelli olmayanlara bir ibret duruşlarıyla Bizimle ama bizden uzakta olan engelliler
Bir de, yoksulluğun görünüşünde izler bıraktığı kimseler var
Niceleri var, anlamadığımız, bilmediğimiz
Bu kirpi güncesiyle onlara ayna tutmak istiyor






ŞÖYLE BİR SİLKİNDİ küçük kirpi Üzerindeki yağmur damlaları oraya buraya sıçradı birden
Bir yük kalktı omuzlarından Ufak adımlarla bir sağa bir sola eğilerek yürüyor ve bir yandan düşünüp duruyordu Sivri burnu ve dikenleri kadar sivri bir dili yoktu Küçüktü, zararsızdı Hatta kendine göre sevimli yanları bile vardı Vardı da, neden kimse dönüp yüzüne bile bakmıyordu?
Yağmuru seviyordu bu yüzden Çünkü herkes bir yerlere gizleniyor; kimileri ağaç kovuklarına, kimileri bir yaprak altına, bazıları da rengârenk şemsiyelerin altına giriyorlardı yağmurda Kirpiyi gören olmuyordu İşte o zaman yollar, gökler, tarlalar onun oluyordu Kendisini padişah gibi hissediyordu ıslak kirpi
Güncesini dolduruyordu yağmur eşliğinde:

“Bir kirpiydim, dolanıyordum öylesine Bir yollara bakıyordum, bir göklere, bir de dikenlerime
Bir dinliyor, bir söyleniyordum Gürültüyle doluydu çevrem
Yalanlar da duyuyordum, iltifatlar da Yalan benim dikenlerimden daha çıkıntılı duruyor ve tüm çirkinliği ile kendini hemen belli ediyordu Kimi iltifatlar da farksızdı yalandan Bu yüzden ben susmayı seviyordum; susuyordum, kirpiydim, dikenlerim vardı ve yağmur da yağıyordu
Yağmurdu tek güzel şey söyleyen Damlalar dikenlerimin ucundan aktıkça, hem serinliyor, hem mutlu oluyordum
Kirpiydim; ve dikenlerime korkmadan dokunan tek şey yağmurdu
Ben susarak gezmeyi de seviyordum Adımlarımın ufaklığına aldırmadan büyük gezilere çıkıyor ve başka sesler arıyordum Mutlu, sevecen, yumuşak, doğal sesler
Doğada yaşıyordum Doğal mizaçlıydım bu yüzden Plastik ve metallerin dünyasına uzaktım Dikenlerime bir çiçek arıyordum, bir renk—ki insanlar severek baksınlardı bana
Boş zaman koleksiyonculuğu yapıyordum bir yandan Hepsini topluyor, üstüste diziyor, üstlerine düşüncelerimi örtüyor, ve ‘dolu’ diye imza atıyordum kenarlarına
Boş olmaya tahammülüm yoktu Her ne kadar etrafta çok fazla boşluk ve boşa atılan adım gördüysem de, aldırmıyor, sevginin tüm boşlukları dolduracağı inancıyla ümidimi pekiştiriyordum
Garipti İki kolları, iki ayakları vardı Kirpi de değillerdi; kalpleri kocamandı Hatta sevgiyi de duymuşlardı Ama yine de mutsuzdu içlerinden bazıları Boştu içleri çünkü
Sözleri dolu değildi Sevgileri içten değildi Zamanları kısır döngülerin saplantısındaydı Ellerinde tuttukları kağıtlar bile boştu
İnsandı isimleri ama, yağmur bana fısıldamasa, bilemeyecektim kim olduklarını
Yağmur da birinin gözbebeğinin önünden geçerken tanımış onları Gözbebeğinin sahibi tebessüm ediyormuş ve öyle bir ışık görmüş ki yağmur, ‘İşte!’ demiş ‘İşte sevgi ve insan
Ben ise hâlâ tanıyamıyorum onları Güneşli havalarda olsam yine tanıyamıyorum
Kirpiyim ben, bilemem ki Okşayamazlar da beni Gözlerini de göremem Belki bir gün biri eğilip bakarsa gözlerime Belki o zaman
Acaba diyorum, şu dikenli kostümümü çıkarsam severler mi beni? Ya da kendimi pembeye boyasam, bakarlar mı yüzüme? Yoksa yunuslar gibi top mu oynamalıyım onlarla? Herşeyi yapabilirim bir sıcak tebessüm için
Ama bu dikenli kıyafet bana yakışıyor Beni böyle seven her halimle sevebilir Sevmez mi kimse beni? Olsun Mutluyum ben Kirpiyim ama, sevginin sahtesini sevmem ki



Son satırı işledi zihnine Ve kapattı güncesini kirpi
Tam o sırada bir yağmur taneciği burnunun üstüne düştü Neşeyle kıpırdadı bizimki “İşte beni seven biri!’ diye haykırdı Hemen ardından bir başka damlacık kulağına düştü Biri ensesine, biri sırtına, biri ayağındaki parmağa, biri dikenlerinin ucuna Sanki yağmur kendisiyle arkadaş olmak istiyor, onu öpüyor, bir yandan da yakalamacılık oynuyordu Neşeyle bu oyuna katıldı kirpi Uzun süre böylece oynayıp durdular Kirpicik hayatı boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştı
O böyle oynayıp dururken, yoldan hızla geçen bir insanla karşılaştı İnsan ayağıyla kirpiye vurup onu uzaklara fırlattı Ama tam bileğine dikenlerden biri batmıştı Öfkeyle homurdanıp yoluna devam etti Kirpi ise düştüğü yerde gözyaşları içinde kalakalmıştı Yine sevmemişti biri onu
Hemen sonra, yağmur sevgili arkadaşını teselli etmek için pıt diye burnunun ucuna düştü yeniden Onu sevindirdi Ve onlarca, yüzlerce damla birden dikenlerinin üstüne iniverdiler
“Aaa!” dedi kirpi “Dikenlerim onu acıtmıyor! Yaşasın! Dikenlerim onu acıtmıyor!”
Öyle sevindi, öyle sevindi ki, yağmur tüm tatlılığını koruyarak onu okşamak için daha fazla yağmaya başladı
O artık mutlu bir kirpiydi
Çünkü biliyordu ki, dikenleri sevginin ölçütüydü Ancak sevdiğine batmıyordu o sivri uçlar Ne kadar yüksekten gelirse gelsin, kibirlenmeyerek yere inen yağmur gibi olmalıydı sevenler Yağmur gibi şefkat dolu Dikenlere rağmen sevgi dolu
Ve bir kirpinin dikenlerindeki ışıltılar kadar ışık dolu



© 2009 karakalemnet, Rabia Nazik Kaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.