Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-17-2008 | #121 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?17 MART - MARCH 17 Tarihte Bugün - Today in History 17 Mart 1923 Atatürk Mersin’de kendsini karşılayanlar arasında gördüğü çocukları severken While being welcomed in Mersin Atatürk shows his affection for children, who are the future inheritors of the Turkish Republic (March 17 1923) 17 Mart 1923 Mersin’de Millet Bahçesinde Mersinlilere hitap ederken Addressing the local people of Mersin in the National Garden (March 17 1923) 15 – 17 Mart 1923 Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da 15 – 17 Mart 1923 Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da 17 Mart 1923 TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Adana'dan Mersin'e giderken 17 Mart 1923 TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal, Mersin Millet Bahçesi'nde halkla konuşurken 1937 - Atatürk'ün, Çankaya'da Romanya Dışişleri Bakanı Antonesco'yu kabulü Atatürk'ün, gece Romanya Dışişleri Bakanı Antonesco şerefine Ankara Palasla verilen ziyafette konuşması: "Milletler gam ve keder bilmemelidir Şeflerin vazifesi, hayatı neşe ve şevkle karşılamak hususunda milletlerine yok gös*termektir! Bütün insanlığın varlığını kendi şahıslarında gören adamlar mutsuzdur Herhangi bir şahsın, yaşadıkça memnun ve mesut olması için lâzım gelen şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir" 1935 - Atatürk'ün, gece Karpiç'e gidişi, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü 1933 - Atatürk'ün, gece Çankaya'da film izlemesi 1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber Adana'dan hareketle Mersin'e gelişi, Hükümet Konağı'nı, Belediye'yi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni ziyareti ve Millet Bahçesi'nde -Türkocağı'nın tertiplediği-toplantıda konuşması: "Gerçek refah ve mutluluğa sahip olabilmek için, asıl bundan sonra çalışmak lâzımdır Sizin için, zafer ve ilerleme sahası iktisadiyatta, ticarettedir Bunu takdir ediyorsanız, çok çalışmaya mecbursunuz" Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber akşam Mersin'den Tarsus'a gelişi ve geceyi burada geçirişi 1922 - Atatürk'ün, beraberinde İsmet Paşa olduğu halde Tayyare Bölüğü'nü teftişi, Fazıl Bey ve diğer bir pilotun uçuşlarını izlemesi 1921 (17-18) - Gürcü Hükümeti'nin Batum'u terk etmesi ve Albay Kazım Bey'in Batum Mutasarrıfı olarak göreve başlaması 1920 - Atatürk'ün, İstanbul'un işgali nedeniyle İslâm âlemine bildirgesi: "Bu onur kırma ve tecavüz darbesinin düşmanlar tarafından tahmin edildiği gibi maneviyatı bozmak değil, belki bütün şiddetiyle mucizeler gösterecek bir kabiliyeti geliştirmek neticesini doğuracağına şüphemiz yoktur!" Mustafa Kemal, tüm devletlere ve Millet Meclislerine, ve İslâm dünyasına bir bildiri yayınlayarak, milli hareketin desteklenmesini istedi (Yabancı Devletlere Yaptığım Protesto - 1920 (16-17) - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyetlerine bildirisi: "İçinde bulunduğumuz olağanüstü durumun ne derecelerde sağduyu ve birliği gerektirdiği açıktır Merkez Heyetlerimizin bir taraftan milleti düşünce ve amaç birliğine yönelterek en alt düzeydeki insanlara kadar, giriştiğimiz mücadelenin kutsallığını ve haklılığını duyurmaları, diğer yandan bulundukları yerlerin askerî ve sivil yöneticileriyle bütün işlerde birlikte hareket etmeleri kesinlikle gereklidir" 1920 - Atatürk'ün, İstanbul ile resmî ve hususî bütün telgraf haberleşmelerinin ve telgraf memurlarının kendiliklerinden gizli yazışmalarının yasaklandığına dair bütün illere, kolordu komutanlıklarına, müstakil livalara, Posta ve Telgraf Başmüdürlüklerine genelgesi: "Özellikle İstanbul'dan düşman bildirilerini alıp Anadolu içine yayanlar ve Anadolu haberleşmelerini İstanbul'a verenler casus kabul edilerek, bu hareketlerinin gerçekleşmesi halinde derhal ve şiddetle cezalandırılacaklardır" Kastamonu Valisi Cemal Bey'in Atatürk'e telgrafı: "Bugünden itibaren Kastamonu Vilâyeti'nin, Heyet-i Temsiliye'yi hükümet merkezi sayarak emirlerine girdiğini ve alacağı her emri tereddütsüz yapacağını arz ederim!"[Kocatürk] İngilizler, Eskişehir ve Afyon'dan çekildiler (24 Nisan'da Şile'ye asker çıkardılar) 1919 - İzmir'de Müdafaa-ı Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti'nin kongresi başladı 1916 - Diyarbakır'a gitmekte olan Atatürk'ün, trenle öğleyin Konya'ya gelişi, öğle yemeğini Kurmay Başkanıİzzettin Bey'le beraber Konya istasyonundaki Bağdat Oteli'nde yemesi
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-18-2008 | #122 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?18 MART - MARCH 18 Tarihte Bugün - Today in History 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü 1915 Çanakkale Albay Mustafa Kemal "Anafartalar Grup Komutanı" "Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar geçebilir” * * * The famous photograph of Lieutenant-Colonel Mustafa Kemal observing the battlefield "I am not giving you an order to attack I am ordering you to die" 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferlerinin Kazanıldığı Gün * * * March 18 1915 The Turkish Naval Victory at the Dardanelles Türk'ü dünyaya tanıtan destan Anıtkabir'de Çanakkale Şehitleri İçin Tören 18 Mart Cumhurbaskanligi - Sehitleri Anma Gunu Mesaji 18 Mart Genelkurmay - Sehitleri Anma Gunu Mesaji
Çanakkale Deniz Zaferi Törenlerle Kutlanıyor Cumhuriyetimizi kuran Büyük Önderimiz ATATÜRK’ün aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, vatan topraklarının kurtarılmasında canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle ve minnetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz Mustafa Kemal 3 Ordu Erkanı ile Düsman Çıkarmasını önledikten sonra Anafartalar Grup Komutanlığına getirilen Albay M Kemal GrKh önünde arkadaşları ile birlikte Anafartalar Kahramanı M Kemal, İstanbul'dan gelen milletvekillerine muharebelere ilişkin bilgi veriyor 1915 Kurmay Albay Mustafa Kemal, Çanakkale’de 1915 Kurmay Albay Mustafa Kemal, Gelibolu Yarımadası Mustafa Kemal Çanakkale'de 18 Mart 1915, Çanakkale deniz savaşlarında 215 okkalık (275 kg) top mermisini taşıyan Edremit-Havanlı Mehmet oğlu Seyit Onbaşı Corporal Seyit from Edremit-Havanlı, who carried a 275 kg shell for a gun battery during the Gallipoli naval attack on March 18, 1915 "Siz vatanı için, milleti için, namusu için canını ortaya koyan böyle insanları bu kadar mı tanıyorsunuz? Eğer onları tanımazsanız; geleceğinizi göremezsiniz, hedeflerinizi bilemezsiniz" Mustafa Kemal Atatürk Bir Yolcuya Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,Bu toprak, bir devrin battığı yerdirEğil de kulak ver, bu sessiz yığın,Bir vatan kalbinin attığı yerdirBu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda,İstiklal uğrunda, namus yolunda,Can veren Mehmed’in yattığı yerdirBu tümsek, koparken büyük zelzele,Son vatan parçası geçerken ele,Mehmed’in düşmanı boğuldu sele,Mübarek kanını kattığı yerdirDüşün ki, hasrolan kan, kemik, etinYaptığı bu tümsek, amansız, çetin,Bir harbin sonunda, bütün milletin,Hürriyet zevkini tattığı yerdir NECMETTİN HALİL ONAN Çanakkale'yi simgeleyen "Şehitler Abidesi" Çanakkale Savaşları sırasında büyük cesaret gösteren şehit olan birlikler ve şahıslar adına bugün Gelibolu Yarımadası'nda çok sayıda şehitlik vardır Her biri ayrı bir kahramanlık örneği olan bu şehitliklerin en önemlisi Morto Koyu'nda, Hisarlık Tepe üzerinde tüm şehitlerimizin anısına dikilen Çanakkale Şehitler Abidesi'dir Çanakkale Zaferi'nin 90 Yıldönümü Çanakkale Türk siperleri Nusrat Mayın Gemisi Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi Çanakkale Savaşı 18 Mart 1923 Atatürk, Tarsus'ta Çağlayan Bahçesi'nde Ataturk during a visit to Tarsus on March 18 1923 1936 - Atatürk'ün, akşamüzeri ismet İnönü'yle beraber Gazi Orman Çiftliği'ne gidişi, akşam Çankaya'ya dönüşü 1920 - Ottoman parliament adjourns 1934 - İçişleri BakanıŞükrü Kaya'nın, Çanakkale şehitleri için yapılan törende, hayatlarını kaybeden diğer millet askerlerine de hitap edilmek üzere Atatürk'ün yazdırdığı söylevi okuması: "Bu memleketin topraklan üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz Sizler, mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlâtlarınız bizim bağrımızdadır Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizin evlâtlarımız olmuşlardır"(Kaynaklarda bu olayın yılı belirtilmesine rağmen ayı ve günü gösterilmemiştir 1934 yılına ait gazetelerde de -Şükrü Kaya'nın başka bir görevle Gelibolu'ya gidişi dışında- açıklayıcı bir bilgi bulunmamaktadır Biz gerçek tarih tespit edilinceye kadar bu konuşma tarihini ihtiyatla- 18 Mart 1934 olarak kabul ediyoruz) [Kocatürk] 1923 - Atatürk'ün, Tarsus Çiftçiler Yurdumda konuşması: "Memleketimiz şu iki şeyin memleketidir; biri çiftçi, diğeri asker Biz çok iyi çiftçi ve çok iyi asker yetiştiren bir milletiz, iyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktur İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara kasteden düşmanlar fazladır" Atatürk'ün, Tarsus Gençlik Yurdu'nda konuşması: "Muhterem gençler, hayat mücadeleden ibarettir Hayatta yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak Size, Türk gençliğine bıraktığımız vicdanî emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız!" 1922 - Atatürk'ün, Akşehir'de, posta ile gelen İstanbul ve Avrupa gazetelerini okuması 1921 (17-18) - Gürcü Hükümeti'nin Batum'u terk etmesi ve Albay Kazım Bey'in Batum Mutasarrıfı olarak göreve başlaması Diyarbakır'a gelen Şeyh Sunusî'nin, Atatürk'e teşekkür telgrafı: "Salimen Diyarbakır'a vardım" Ermeni Misak Torlakyan, Azerbaycan İçişleri Bakanı Cevanşir Han'ı, Tepebaşı'ndaki Pera Palas Oteli önünde öldürdü 1920 - Meclis-i Mebusan'ın son toplantısını yaparak çalışmalarına ara verme kararı Meclis-i Mebusan, bir kapanış toplantısı yaparak ebediyen faaliyetlerine son verdi Meclis-i Mebusan reisi Celalettin Arif, Halide Edip (Adıvar), Dr Adnan (Adıvar) ve Çerkez Reşit gibi kişiler ise kılık değiştirerek, Anadolu'ya kaçmaya başladı Atatürk'ün, komutanlara Ankara'da bir meclis toplanması hakkında acele görüş isteyen telgrafı: "Görüşünüzü makine başında bekliyoruz Bu konuda acele karar vermek ve hemen gereğine başlamak zorunluğunu hissediyoruz"[Kocatürk] İngilizler tarafından tutuklanan 30 kadar Türkün İstanbul'dan Malta'ya gönderilmesi İngilizler aralarında Rauf Bey, eski Harbiye nazırı Mersinli Cemal Paşa, Çürüksulu Mahmut Paşa, Esat Paşa, Galatalı Şevket, Vasıf Bey ve Numan Usta gibi kişilerin olduğu mebusları bir gemi ile Malta'ya götürdü Balıkesir'de, Kastamonu'da, İstanbul'un işgalini protesto mitingleri yapıldı 1917 - Mustafa Kemal, Diyarbakır'daki 2 Ordu Komutanlığı'na asil olarak atanması 1917 - Mustafa Kemal is appointed Commander of the 2nd Army Meets with Colonel İsmet (later İnönü), Chief of Staff of the 2nd Army 1916 - Diyarbakır'a gitmekte olan Atatürk'ün, trenle sabah Pozantı'ya gelişi, trenin saat 1100'de Pozantı'dan hareketi, saat 1700'de Gülek istasyonuna gelişi, burada diğer bir trene aktarma yaparak saat 1820'de Mamure'ye hareketi ve 18/19 Mart gecesi saat 0100'de Mamure'ye gelişi 1915 - Çanakkale Boğazı'nı geçmeye teşebbüs eden Amiral Jde Robeck komutasındaki İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır zayiat vererek başarısız kalışı (Düşman donanması 7 saat süreyle tüm boğaz tahkimatını ateş altına almışsa da, bu girişim, kıyı topçusunun etkili karşı ateşi sayesinde sonuçsuz kalmıştır Bugünkü deniz savaşında Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar düşman donanmasına ağır kayıplar verdirmiştir) Atatürk'ün, Maydos (Eceabat)'a gelen Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa ile -Seddülbahir kıyı bölgesinin korunmasında aldığıönlemleri göstermek üzere- Kirte'ye gidişi, daha sonra tekrar Maydos'a dönüşleri (Kirte'de iken düşman donanmasının boğaz girişini ateş altına aldığını görmüşlerdir) 18 Mart 1915 - Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü İngiliz-Fransız Donanması'nın Boğaz'a hücumu, ağır kayıplarla geri çekilmesi Çanakkale Boğazı'nı geçme girişiminde bulunan İngiliz ve Fransız donanmalarının, ağır kayıplar vererek başarısız kalışı ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞLARI I Dünya Savaşı'nda çarpışmaların ve kahramanlıkların en üst düzeyde gösterildiği Çanakkale Cephesi Savaşları Türk ve Dünya tarihleri arasında önemi yadsınamayacak bir yere sahiptirKuşkusuz tarihte hiçbir cephe Çanakkale Cephesi gibi dünya tarihinin akışını değiştirmemiştirBağımsız Türk Cumhuriyeti'nin kurulmasının temel taşlarından birini teşkil eden ayrıca Emperyalizme karşı verilen bu üstün direnişin tarihi Türk milletinin cesareti sayesinde zaferle sonuçlanmıştır(19-ŞUBAT 1915 18 MART 1915) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA Birinci Dünya Savaşı, 19 yüzyıl ile 20 yüzyılın başlarında meydana gelen olay ve gelişmelerin bir sonucudur Bu bakımdan sebeplerini bu dönemde aramak gerekirÇANAKKALE CEPHESİ VE DENİZ SAVAŞLARI (19 ŞUBAT 1915-18 MART 1915) Birinci Dünya Savaşı, Avrupa'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin giriştiği, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır I Dünya Savaşı Avrupa'da ittifak ve merkezi devletler diye adlandırılan Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ile itilaf devletleri diye adlandırılan İngiltere, Fransa, Rusya, İtalya, Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Belçika, Portekiz, Romanya, ABD, Brezilya vb meydana gelmiştir I Dünya savaşının genel ve özel olmak üzere iki nedeni vardır a) GENEL NEDENLER: Fransız ihtilalinin getirdiği yeni anlayış ve görüşler siyasi ve sosyal hayatta büyük değişiklikler yapmıştı Milliyetçilik düşüncesi özellikle 20 yüzyılın başlarında etkisini göstermiştir 1815 yılında Viyana Kongresi ile Avrupa'ya yeni statü getirilmiş ve buna göre de güçler dengesi kurulmuştu Özellikle 1870 Sedan Savaşı ile Alman ve İtalyan birliklerinin kurulması ve bu devletlerin girişimlerde bulunmaları Viyana Kongresi statüsünü ve güçler dengesini büyük ölçüde değiştirmiştir 19 yüzyıl içinde önem kazanmış diğer bir gelişmede sanayileşmedir Sanayileşme sonuç olarak sömür geliciliği doğurmuş, büyük devletlerin çıkar çatışmaları Afrika, ve Uzakdoğu'ya kadar yayılmıştır Hammadde ve Pazar arayışı hızlanmış, bütün devletler sömürge yarışına girmiştir Bazı devletlerin siyasi birliklerini geç kurmaları blokları ortaya çıkmasına neden olmuştur Bloklar hızla silahlanarak yeni bir savaşın şartlarını hazırlamıştır b) ÖZEL NEDENLER: Devletlerin izledikleri politikalar ve çeşitli çıkarlar özellikle bu devletleri karşı karşıya getirmiştir Rekabet ittifak ve itilaf devletleri arasında meydana gelmiştir Savaş öncesi devletlerin durumuna bakıldığında ; Almanya: Siyasal birliklerini kurduktan sonra (1871) ekonomisinde büyük bir canlanma meydana gelmiştir Biriliğini geç kurduğundan dolayı sömürgeciliği geç başlamıştır Özellikle İngiltere ile rekabete girişmiştir İngiltere: Almanya'nın siyasal ve ekonomik açıdan güçlenmesinden rahatsız olmuştur Kendisine rakip olabilecek güçlerden kurtulmayı istemektedir Buna karşı deniz kuvvetlerini arttırmıştır Fransa: 1870 Sedan Savaşı ile Almanya'ya kaptırdığı Alsance-Loren bölgelerini geri almak istemektedir Bundan dolayı Almanya'ya karşı bir düşmanlık içindedir Rusya: Rusya, Panislavizm'i gerçekleştirme amacındadır İtalya: Sömürgecilikte geri kalmıştır Amacı yeni sömürgeler ele geçirmektir Avusturya-Macaristan: En büyük tehlikesi Rusya'dır Panislavizm'e karşı mücadele etmiştir SAVAŞIN BAŞLAMASI: Avusturya BÜYÜK Sırbistan'ı kurmak isteyenlere gücünü göstermek üzere 1914 yılı Haziran ayında Bosna da bir manevra yapmaya karar vermiştir Buna katılmak üzere veliaht Ferdinant da Saray Bosna'ya gelmiştir Ancak veliaht 28 haziran 1914 günü bir Sırplı tarafından öldürülür Buda I Dünya savaşına yol açan olayın başlangıcı olur Avusturya bu olaya Sırbistan'a savaş açarak karşılık verir Bunun üzerine Almanya, Avusturya-Macaristan'ın, Rusya da Sırbistan'ın yanında yer alır Böylece savaş kısa bir zaman içinde bütün Avrupa'yı etkilemiştir I Dünya savaşına Osmanlı Devletinin Almanya'nın yanında girmesinin nedenleri ilk bakışta devletin ileri gelenlerinin Alman hayranlığı ve daha sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarında kaybedilen yerlerin geri alınabileceği, Kars, Ardahan ve Batum'un yeniden alınabileceği, Mısır'ın yarım yeniden İngiltere'den alınabileceği, Rus, Mısır ve İngiltere sömürgeleri olan Türk ve İslam ülkelerinin istiklale kavuşabileceği, Girit ve Kıbrıs adalarının tekrar devlete bağlanabileceği gibi düşünceler mevcuttu Osmanlı Devleti bu toprak beklentilerinin yanı sıra yalnızlıktan da kurtulma istiyordu Almanya ile 2 ağustos 1914 te gizli bir ittifak anlaşılmasının yapılması, Alman desteği ile ülkenin kalkınabileceği ve iki Alman gemisinin (yavuz ve Midilli) Osmanlı topraklarına sığınması savaşa girmemizde etkili olmuştur Almanya'nın Osmanlı Devleti'ni Savaşa sokmak istemesinin Nedenleri: Almanya, Avrupa'nın Doğusunda Rusya, Batısında ise İngiltere tarafından sıkıştırılmıştır Bundan dolayı Avrupa'daki savaş yükünü hafifletmek, Osmanlı Devleti'nin Jeopolitik konumundan yararlanmak istiyordu Almanya özellikle geçiş yollarının tutularak Rusya'ya ulaşılmasına engel olmak düşüncesindeydi OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞA GİRMESİ: Osmanlı Devleti'nin tarafsız kalması en çok itilaf devletleri istemekteydiler Özellikle Rusya boğazların kullanılması ve kendisine yardımın kolay yapılabilmesi için bu durumun devam etmesini istiyordu Almanya, ittifak anlaşmasından sonra Osmanlı Devleti üzerindeki baskılarının savaşa girmesi yönünde arttırmaya başladı Bu arada Alman askeri heyetinden bazı subaylar Osmanlı ordusunda önemli bazı görevlere getirilmişlerdi Sonuçta, Yavuz (Goesa) ve Midilli (Breslav) gemileri Amiral Sovchen komutasında 28-29 Ekim 1914 gecesi Rusya'nın Odessa ve Sivastopol Limanlarını topa tutması fiilen Osmanlı Devletini savaşa sokmuş oldu Bu olay üzerine önce Rusya ardından İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar Böylelikle savaşa resmen katılan Osmanlı Devleti I Dünya savaşında bir çok cephede savaşmıştır Savunma Cephesi olarak kurulan ve oldukça öneme sahip bulunan Çanakkale Cephesi'nin açılmasının nedenleri ve meydana gelen Deniz savaşları üzerinde duracağız SAVAŞ ÖNCESİ DÜŞÜNCE VE İTİLAF DEVLETLERİNİN SAVAŞ PLANLARI: 1) Baltık Denizine Egemen Olmak Planı: "Baltık Denizine egemen olmak ve hem Ruslara silahla cephane yetiştirmek, hem de Almanya'nın mesafelerce düz kumluk halinde bulunan Pomeranya kıyılarına, Berlin'den 150-200 km uzaklıkta olan yerlere, büyük bir Rus ordusu çıkarmak Lora Fiser'e göre ayrıca üç yere üç ordu çıkarılacak biri asıl çıkış ordusu, diğer ikisi gösteriş ve şaşırtma orduları olacaktır Planın esaslarına göre İngiliz donanması, Almanya Frizon (Frize) adalarından Batı'da bulunan Bordum adasını ele geçirip onu Çanakkale önündeki Limni, İmroz ve Bozcaada gibi bir üs olarak kullanacak, o bölgede denize dökülen Alman ırmaklarının ağızlarını tıkayacak, Kiel kanalını tahrip edecek ve genel olarak Almanya'nın kuzey deniz kıyılarını torpille kuşatacaktır 2) LOYD CORC Planı: Loyd Corcc planının esası ilkbaharda kuvveti 700 bin kişiye varacak olan yeni birliklerin Fransa'da Batı cephesine gönderilmeyip Balkanlar'da kullanılmasıdır Loyd Corc ayrıca Türklerin Süveyş kanalına saldırdıkları sırada, Suriye'ye 100 bin kişilik bir kuvvet çıkararak 80 bin kişilik Türk ordusunu mağlup etmeyi'de düşünmüştür Böylelikle Suriye ele geçirilmiş ve Kafkasya ile sıkışık durumda bulunan Ruslara yardım edilmiş olunur Amiral Fişer Batı cephesini Baltık yolu ile Kuzeyden çevirmeyi, Loyd Corc ise aynı işi Balkanlar'dan veya Adriyatik kıyılarından yapmayı istemektedir 3) JOFR Planı: Bu düşüncede olanlar her şeyi bir kenara bırakarak ilk olarak Almanya'yı ezmeyi istemektedirler Buna klasik düşünce ve plan denilebilir Bunu isteyenler, elde edilecek bütün kuvvetlerini, yani en çok İngiltere'de önce gönüllü sonra mecburi olarak silah altına alınan ve alınacak olan birkaç milyon askerin hepsini veya hemen hepsini Batı cephesine yığmak ve Alman ordusunu kemire kemire ezmek düşüncesindedirler Bu düşünceler ileri sürenlerin başında Fransız orduları başkomutanı Jofr ile İngiltere İmparatorluk genel kurmay başkanı General (sonra mareşal) Robertson bulunmaktadır 4) Çörçil-Hankey'in Boğazları Zorlama Planı: Baltık denizine girmek planı da kısmen deniz bakanının düşünceleri arasında olmakla birlikte Çörçil, hemen bütün gücünü Çanakkale'nin zorlanması üzerinde toplayacaktır O sırada İngiltere'de Osmanlı Devleti, düşmanların en zayıfı sayılıyordu O, Almanya'dan damla damla ve adeta kaçak gibi Romanya ve Bulgaristan yolu ile silah ve cephane alabiliyordu, dolaysıyla Türk'ün kahramanlığını göz önünde tutmayanlar Boğazları zorlamayı nispeten kolay sayabilirlerdi Uzlaşma Devletleri Çanakkale'ye denizden saldırıya girişecekleri sırada Osmanlı Devleti'nin durumu onlar açısından böyle bir saldırı için elverişli görüntüdeydi Osmanlıların Sarıkamış üzerine yaptıkları büyük saldırı bozgunla sonuçlanmıştı Mısır'ı İngilizlerden kurtarmak amacıyla giriştikleri kanal harekatları umulanları getirmemişti Bu arada Balkan Devletlerinden Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan'la Dünya Savaşı'nın başlamasından beri bir antlaşmaya varılması için sürüp gelen siyasal görüşmelerden de olumlu bir sonuç alamamıştı Bulgarların çekingen davranışı Almanya ile Osmanlı arasında doğrudan bir bağlantının kurulmasını engellediğinden Osmanlı ordusunun yoksun bulunduğu Modern savaş gereçleri ile donatılmaması da gecikmekteydi Bu durum uzlaşma Devletleri'nin Osmanlılara karşı bir saldırıya geçmelerine elverişli gibi görünmekteydi Ne var ki aralarında bu maksatla hazırlanmış bir harekat alanları yoktusavaş sonucunun batı cephesinde ve kısa bir zamanda alınacağına inanılmaktaydılar Üstelik İngiltere'nin büyük bir kara ordusu kurmak için giriştiği hazırlıklar da tamamlanmış değildi Çanakkale üzerine bir saldırı için ilgililer arasında kesin bir antlaşmaya henüz varılmamıştı ÇANAKKALE'YE SALDIRI FİKRİ Çanakkale'ye saldırı fikrinin bir Rus sorunu ile bir olup-bitti olarak ortaya çıktığı görülmektedir Sarıkamış saldırısının Osmanlı çıkarına geliştiği sırada Rus Orduları Başkomutanı Grandük Nicolar, İngiliz Harbiye Nazırı Kitchner'den Osmanlı kuvvetlerinden bir kısmının Kafkas cephesinden uzaklaştırılmasını sağlayacak bir kara veya deniz gösterisinin yapılmasının mümkün olup olmadığını sormuştur (Aralık sonları 1914) Grandük böyle bir gösteri için Çanakkale'den söz etmemişti Grandük'ün sorusu Londra'ya ulaştığı sırada, Çanakkale seferi düşüncesi çoktan doğmuş bulunuyordu Tartışılan yanı yapılacak seferin yalnız savaş gemileriyle mi yoksa aynı zamanda bunların kara kuvvetleri tarafından desteklenmesi suretiyle mi yapılacağıydı 1908'de İngiltere İmparatorluğu Ulusal Savunma Konseyi Boğazların yalnız savaş gemileriyle aşılması konusunu etüt etmiş ve XIX Yüzyıl başlarında Lora Nelson'un bu konuda öne sürmüş olduğu bir fikre saplanıp kalmıştı Nelson, "Bir kara kuvveti tarafından desteklenmeden istihkamlara saldıran gemici delidir" demişti Fakat birinci dünya savaşı başladığı sırada İngiltere'de Nelson'un düşüncesini paylaşmayan bir insan yetişmiş bulunuyordu: Churchill Churchill ve Çanakkale Churchill düşüncesini Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl önce Londra'yı ziyaret etmiş ve onunla görüşmüş olan Enver Paşa'ya şöyle anlatmaktadır; "Londra'da bulunduğum sırada Churchill ile bir dünya savaşı çıkması durumunu tartışmıştım Böyle bir savaşta Türkiye'nin ne yapacağını bana sordu Ve arkasındanda şunu dedi: "Eğer Türkiye Almanya tarafını tutarsa İngiliz filosu Çanakkale Boğazı'nı zorlayıp geçecek ve İstanbul'u alacaktır" Churchill'in Çanakkale seferi ile ilgili çalışmaları İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğuna savaş açmasından önce başlar Churchill 1 Eylül 1914'te İngiliz filosunun Çanakkale'yi zorlamasına ve Yunanistan'ın Gelibolu'ya asker çıkarmasına dayanan bir tasarı hazırlar Fakat Bulgarlardan kuşkulanan Yunanistan, tarafsızlığından ayrılıp İngiltere'ye yanaşmadığı için bu tasarı suya düşer Ayrıca Churchill, Mısır'ın en iyi biçimde savunulmasının Gelibolu'ya saldırmakla mümkün olduğu yolundaki düşüncesini de savaş komitesi tarafından çok kuvvete ihtiyaç duyulacağı için iltifat görmez Yukarıdaki sözü edilen Rus orduları Başkomutanının Osmanlı İmparatorluğu'nun her hangi bir yerinde bir gösteri yapılması isteğinin Londra'ya varması üzerine (31 Aralık) Churchill'in Başvekile sunduğu bir raporda "Savaşın duyurulmasından beri Gelibolu'ya saldırılmasını istemekte idim" demektedir Bu kez Lloyd George ile Savaş komitesi genel sekreteri Hanway, Harbiye nazırı Kitchner ve Lord Fisher de Churchill'in fikrine katılmışlardır Şu şartla ki kara kuvvetleri sağlanmadığı takdirde Çanakkale Boğazı sadece savaş gemileriyle zorlanacaktır Bu suretle Rusya'nın "gösteri" isteği de yerine getirilmiş olacaktır 3 Ocak'ta Churchill, Çanakkale'yi abluka altında bulunduran Amiral Garden'den Boğazın yalnız denizden zorlanmasını mümkün görüp görmediğini sorar Sorusuna bu iş için eski savaş gemilerinin kullanılacağını ve sağlanacak sonuçların, uğranılacak kayıpları haklı göstereceğini de ekler 5 Ocak'ta Amiral Garden'in cevabı gelir: Bir baskınla Çanakkale Boğazı'nın zorlanabileceğini sanmadığını fakat esaslı bir plana dayanılarak sayısı fazla gemilerle bunun yapılabileceğini bildirir Bu cevap savaş komitesi üyelerini tatmin eder Bu suretle Churchill'in Çanakkale seferi ile ilgili hazırlıkları başarı ile sonuçlanır Bundan sonra 20 Ocak'a kadar sürecek bir zaman içinde sefer planı hazırlıklarına geçilir Bu sırada sefere Fransa'nın da katılması sağlanır Churchill, Fransa'dan önemli bir yardım dilemediklerini bu devletten ancak işbirliği, saldırı tasarısı üzerinde anlaşma ve onu birlikte hazırlama dileğinde bulundukların belirtmiştir GARDEN'İN PLANI Çanakkale'yi geçme planı Amiral Garden tarafından hazırlanmış ve 13 Ocak'ta Savaş komitesi tarafından onaylanmıştı Plan önemli deniz kuvvetlerinin kullanılmasını öngörmeliydi 12 zırhlı, 3 savaş kruvazörü, 3 hafif kruvazör, 12 destroyer, 6 deniz uçağı, 12 torpil tarayıcı gemisi ve daha bir çok başka çeşit gemiler Plana göre ilkin boğaz'ın girişini savunan dış bataryalar uzun mesafelerden bir ateşle tahrik edilecekti Dış bataryaların ikisi boğazın Anadolu yakasında bulunan Orhaniye ile Kumkale'den, diğer ikisi de Rumeli yakasındaki Ertuğrul ile Seddülbahir'den ibaretti Boğaz'ın bunlar arasındaki genişliği 4 km kadardı Bundan sonra Boğaz'a girilerek Anadolu yakasında Kepez, Rumeli Kilitbahir'e kadar olan ve merkez savunma sistemi denilen tahkimatla bataryalar bombardıman edilerek tahrip edilecekti Bu işte son bulunca, Çanakkale ile Nara arasındaki savunma sisteminin son kısmı ateş altına alınarak zararsız duruma getirilecek ve Marmara'ya girilerek İstanbul yolu tutulacaktı Bu bombardıman aşamalarının her birinde savaş gemileri yol almaya başlamadan önce torpil tarlaları ayıklanmış olacaktı Planın yürütülmesi için 15 şubat saptanması başarı ümitleri de havaların iyi gitmesine; yol, cephane sağlanmasına ve Türklerin savunmada göstereceği yılgınlığa bağlanmıştı ENVER PAŞA VE BOĞAZLARI SAVUNMA SİSTEMİ: Türk Başkumandanlığı Boğazın savunma sisteminde mayından faydalanmaya büyük önem vermiştir Bundan ötürü mayın hatları kurulmuştur Bunların bir kısmı sabitti Ana mayın hatları Çanakkale Boğazı'nın 1,5 km genişliğinde bulunan en dar yerini korumak maksadıyla Soğanlıdere - Dardonos önünden başlamıştı 9 mayın hattı meydana getirilmişti Kıyılarda da bu hatları koruyacak gizli obüs bataryaları yuvalanmış bulunuyordu Ender Paşa yalnız denizden yapılacak bir saldır ile Çanakkale'nin geçilmezsinin olanaksızlığını göstermekteydi Bu nedenle İstanbul'da halk arasında dedikoduların uyandırmış olduğu korku, kuşku ve telaşına anlamıyordu Ona göre, düşman büyük istihkamları uzaktan ateş hattına olabilir, tahrip de edebilirdi Fakat mayın tarlalarını savunma bataryaları tahrip etmek için bataryaların üzerine kadar gelmesi gerekliydi Gelecek olan gemiler ufaksa, kolaylıkla batırılabilirdi Büyük savaş gemileri ise batmak korkusundan oraya kadar yaklaşamayacaklardı Şayet düşman donanması mayın tarlalarına geçip Çanakkale şehri önüne Boğazı kıvrılarak Nara'ya dönüp, Marmara'ya geçmeye girişirse karşısında bizim donanmamızı bulacaktı Bizim donanmamız ufak olduğu halde büyük top düşmanın teker teker geçmeye mecbur olan gemilerine karşı üstündü Düşman gemileri bu dönüş esnasında bizim gemilerimize karşı ancak 2 topla ateş edebileceği halde 5 kilometreden fazla olmayan etki menzili içinde bizim en aşağı 30 topumuz, onların karşılayabilecekti Bu durumda en büyük dretnotlar bile batırılacaktı ÇANAKKALE DENİZ SEFERİNDEN BEKLENENLER Enver Paşa'nın Çanakkale deniz kuvvetleriyle zorlanamayacağı hususundaki düşünceleri, birinci Dünya savaşı başlarında İngiltere'de de aşağı kabul edilmişti Fakat Charebill'in ilkin Mısır'ın savunması için ortaya atılan bu fikri zamanla kök tutmuş ve bunun eyleme konulup başarılmasıyla şu önemli istifadelerin sağlanabileceği İngilizlerce hayal edilmeye başlanmıştı: İstanbul'un Ruslar tarafından ele geçirilmesi önlenerek İngiliz hakimiyetine geçecektir Bu durumda Osmanlı Devleti toprakları ve ordusu ikiye bölünmüş olacağından barış yapmak zorunda kalacaktı Buna yanaşmadığı taktirde de kısa zamanda savaş dışı bırakılacağına şüphe yoktu Bu durumda Rusya ile batık dost devletler arasında bağlantı sağlanacak, karşılıklı ekonomisel ve savaşsal yardımlaşama sağlanacaktı Bütün bunlardan başka Dünya savaşı'nın başlangıcından beri tarafsızlıkları ile sallantıda bulunan Bulgaristan ve Romanya, İngiltere ile Fransa'nın yanında savaşa gireceklerdi Girince ve Almanya ile Avusturya'nın etrafındaki çember tamamlanmış ve kuvvetlenmiş olacaktı Sözün kısası " can boğazdan gelir" atasözüne uygun olarak dünya savaşının bitirme yolu, Çanakkale Boğazından geçmekteydi SAVAŞIN BAŞLAMASI (ŞUBAT 19) Yukarıda sözü geçen Gordon planının eylemine 19 şubat saat 10'da başladı Bu tarih 1807 yılında İngiliz filosuna başarı ile sonuçlanan Boğaz zorlaması 108 yıl dönümüne rastlamaktadır Saldırı amacı ilkin boğazın girişini koruyan Anadolu yakasındaki Kumkale ile Orhaniye'de ,Rumeli yakasında Ertuğrul ile Seddülhisar'deki tabyaları yok etmekti İkinci Fransız dördü İngiliz olmak üzere altı zırhlı bu işi başarmak için görevlendirilmişti Bu gemiler 12000 ile 10000 metreden bataryalar üzerine ateşe başlamışlardı İlk ateşi açan HMS Cornwasllis zırhlısının topçu subayı Yüzbaşı Harry Minchin, bunu büyük babasına yazdığı bir mektupta gururla anlatmaktadır İlk topa ateş emrini verdim ve daha ilk ateşte isabet kaydettik Onların menzillerini dışında olduğumuzdan ateş oranı çok ağardı, dakikada bir mermi falan Öğlene kadar buna devam ettik Öğleden sonra biz ve Vengeance 800 ile 5000 yarda kadar yaklaştık ve Vengeance epey yoğun bir ateş altına girdi Biz hemen onu desteklemeye koştuk ve gemideki bütün toplarla kaleye ateşe başladık Her top yaklaşık olarak dakikada iki mermi atıyordu Bu numaralı tabya sır taşı, duman, alev ve toz yığını halinde havaya uçtu Ondan sonra başka bir tabyada üzerimize ateş başlayınca hemen o yana döndük ve yaşamım boyunca bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum Birkaç kere çok yaklaştıysa da biz hiç isabet almadık Ateş hızımız onların şaşırtmış olmalıydı İnsanın çevresine dakikada 1500 kilo mermi yağması epey sinir bozucu olmalı Türk bataryaları menzillerinin kısalığından susmak zorunda kaldılar Saat 12'den sonra zırhlılar kıyılara yaklaşarak 7000 metreden ateş etmeye başlayınca bataryalar da karşıt ateşe geçtiler Ateş şiddetliydi iki gemi isabet aldı Amiral Garden saat 17:30 da geri çekilme emri verdi Dış bataryaları bir günde tahrip etmek ümidi bu suretle suya düşmüş oluyordu Ertesi gün başlayan fena hava saldırıyı 25 Şubat'a kadar geciktirdi Bombardımana Devam Edilmesi (25 Şubat) 25 Şubat'a dış bataryalar üzerine yarıda kalmış olan saldırıya tekrar başladı Bu kez saldırıya 12 Şubat gemisi katıldı Bataryalar top menzillerini elverişsizliği alanına giren gemilere güçlü bir karşılık verdiler İkisine önemli isabetler kaydetmeye muvaffak oldular Ne var ki, bu yüzer kaleleri yürüyüşlerinden alıkoyacak olanaklara sahip bulunmuyorlardı 25 Şubat'tan beri artık susmak zorunda bırakılmışlardı Düşman savaşın sonuçlarını anlamak için tabyalara deniz erleri çıkarmış ve henüz kullanabilecek gibi görünen bir iki topu tahrip ettirmişlerdi Dış bataryaların susturulması işi bu suretle sona ermiş bulunuyordu 26 Şubat'ı izleyen günlerde ve havanın elverişliliği ölçüsünde saldırı planının ikinci ve üçüncü bölümlerine yani iç bataryaların tahrip edilmesine girişilmişti Amaç Dardonos ve Erenköy tabyaların savaş dışı etmek için Boğazın içine girmekti Savaş gemileri ateş ederken mayın tarama gemileri de kendilerine yol açacaktı Planı bu bölümünün eylemini sağlamada hesapta olmayan engellerle karşılaşıldı Kıyılarda yerleştirilmiş gizli ve hareketli sahra bataryalarıyla Dardonos tabyasının topçuları yapılacak işi güçleştiriyorlardı Devamlı olarak yer değiştiren mayın tarama gemilerine nefes aldırmıyorlardı Zırhlılara isabetler oluyordu Kaydedilen başarılar umulanlara yaklaşık olmadığı halde Amiral Gorden, 2 mart'ta Churchill'e çektiği bir telgrafta Mart ortalarında İstanbul'a ulaşacağı ümidinde olduğunu bildiriyordu 11 Mart'ta Churchill, Gorden'le bu konumdaki düşüncesini bir kez daha sordu Gelen cevap filonun Marmara'ya girmesi üzerine, geri güvenliğin korunması için kara kuvvetlerine ve bulunmadığı gibi Gelibolu'ya sır çıkartmakta planı da hazırlamıştı Hemen kara kuvvetlerinin tedarike girişildi Bu kuvvet general Hamilton komuta atandı ve Çanakkale'ye gönderildi Amiral Gorden'in ordusuz bir komutana ihtiyacı yoktu Edindiği bilgilere göre Türk'lere Almanya'dan mühimmat gönderilmesi ihtimali de vardı Bu arada da Almanya'dan ve Avusturya ve Avusturya denizatlıları işe karışabilirdi Buna zaman yoktu Kaldı ki planın iç bataryaların susturulması ile mayınların toplanmasından ibaret olan ikinci kısmın tamamlanmış olduğuna dair de kanıtı vardı 15 Mart'ta saldırı için kararını verdi , Saldırı 17 ve 18 Mart'ta yapılacak yani Boğaz gerilecekti Ne var ki, vermiş olduğu karardan bir gün sonra Gorden yorgunluktan, sinirden ve uykusuzluktan güçsüz düşmüştü Doktorunun tavsiyesi İstanbul'dan vazgeçerek Londra'ya dönmesi merkezin deydi Bu suretle Amiral hazırlanmış olduğu planın trajedi ile sonuçlanacak son perdesini görmekten kurtulacaktı 17 Mart'ta yerine Harmay başkanlığı yapmakta da Vis Amiral de Robeck atandı İSTANBUL'U SAVUNMA TEDBİRLERİ Üçlü uzlaşma devletleri savaş gemilerinin Çanakkale Boğazı'nın geçilme girişiminin Osmanlı Genelkurmayı'nın kuşkuya düşmesi normaldi Kaldı ki bu girişime paralel olarak Ruslarında Karadeniz Boğazı'na bir saldırıda Bulunmaları olasılığı da büsbütün ortadan kalkmış değildi Bu durum göz önünde tutularak Boğazların ve İstanbul'un savunulması için şu Askersel tedbirlerin alınması gerekli görülmüştü; Çanakkale Boğazı ile İstanbul doğrultusunu savunmak görevi Liman Von Sanders komutasında bulunan I Orduya verilmişti Bu ordudan I Kolordu Gelibolu Yarımadasına, 15 Kolordu Çanakkale'nin Anadolu kıyılarına 6 Kolordu da Yeşilköy bölgesine yerleştirilmişti Karadeniz Boğazı'nın savunması ile Vehip Paşa'nın komutasında bulunan 2 Orduya verilmiş bulunuyordu Boğazların savunması ile görevli kuvvetlerin tümü , 200,000 kadardı 18 MART SALDIRSI ÖNCESİNDEKİ HAZIRLIKLAR Saldırının yüksek komutası da Robeck'e verilmişti De Robeck bir gün önce görevinde çekilmiş olan Gorden'in planını uygulayacaktı Plan sade idi Amaç Boğazın iki kıyısındaki bataryaların susturulması, torpillerin ayıklanması, bu suretle açılacak yoldan filonun Boğazı girilmesine olanak sağlanmasında ibaretti De Robeck bu planı başarıyla gerçekleştirmek için savaş gemilerini üç kümede savaş düzenine getirmiş bulunuyordu Birinci kümede Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson ve İnflexible bulunuyordu Bunlar güneye doğru sardırmışlardı Bu üç savaş gemisinin sahra bataryalarına karşı güvenlikleri kuzey kanatta Lrince George ve güney kanatta Triumph tarafından sağlanacaktı İkinci kümede Amiral Guepratte komutasında şu dört Fransız zırhlısından kurulmuştu; Buffren, Bouvet, Goulois ve Charlemagne İlk ikisini boğazın Anadolu kıyılarını, diğer ikisi de Rumeli kıyılarını döveceklerdi Üçüncü küme, İrresistable, Albian , Vengeance, Swiftsare ve Magestic yedekte bırakılmışlardı Üçüncü küme gemileri sırası gelince ikinci kümenin yerine alacaklardı Son olarak Cornwallis, Conapus, Dorthmouth ve Dublin kruvazörleri geliyordu Bunlardan ilk ikisinin görevi mayın taramak, doğu ilgisinin de aşırma ateş yapmak suretiyle sahra bataryalarını arkadan varmaktı Dünya topraklarında güneşin batmadığı iki büyük imparatorluğun meydana getirdiği bu kudretli ve haşmetli savaş gücüne insan gücü ile karşı gelinemeyeceği konusuna İngiliz ve Fransız denizcilerinde genel bir kaç doğmuştu 18 Mart saat 10:58'de yukarıda işaret edilen savaş düzeni almış olan aramada da ilk bombardıman için suretle görev bölümü yapılmıştı: Queen Elizabeth, Anadolu yakasında bulunan Hamidye I ve Çimenlik tabyalarını, Agamemnon, Lord Nelson ve İnfletible ise boğazın Rumeli yakasındaki Yıldız, Mescidiye, Hamidiye II ve Namazgah tabyalarını ateş edeceklerdi Düşman ordusu büyük saldırışa geçeceği sırada Türk bölgesi savunma karargahında durum şöyleydi; Karargah komutası Albay Cevat , 18 Mart'tan önce Bozcaada'da düşman savaş gemilerinin toplanmakta olduğunu haber almıştı 18 Mart sabahı da bir araştırıcı uçağımız Bozcaada'da büyük bir kaynaşma olduğunun haberini getirmişti Ne var ki, komutanlık bu haberleri büyük bir saldıranın ilk işaretleri olarak kabul etmedi O kadar etmedi ki komutan Albay Cevat, 18 Mart sabahı karargahta ayrılıp Kirte'deki birlikleri teftişe gitmiş ve ancak 16:30'da karargaha dönebilmişti Bu nedenle savaşı Kurmay Binbaşı Selahattin Adil(paşa) yönetmişti Savaş sırasında yanında bulunmuş olan yardımcıları Kurmay Kolağası Osman Zati ile Yüzbaşı Hamdi'dir Bu kısa açıklama da göstermektedir ki, 18 Mart saldırısı bir baskın biçiminde başlamıştır SALDIRININ BAŞLAMASI: Birinci küme ile kendilerine hedef olarak gösterilmiş plan tabyaları arasında düello saat 11:15'te başlıyor Queen Elizabeth, ağır toplarıyla uzak mesafeden ilkin Çimenlik'e sonra Çanakkale şehrine daha sonra da Hamidiye tabyasına ateş ediyor Çimenlik'e iki isabet oluyor Çanakkale'de yangın çıkıyor Hamidiye'de yıkıntı meydana geliyor Saat 11:35'te Lord Nelson, Rumeli yakasındaki Hamidiye II tabyasına; George ve Triumph, Mecidiye, Yıldız ve Dardonos tabyalarına açıyorlar Fakat zırhlıların büyük şikayeti bu tabyalardan olmaktan çok, görünmeyen ve göründüğü anda hızla yer değiştiren sahar bataryalarındandı 12:30'da Amiral de Robeck Fransız gemilerinden kurulmuş olan ikinci küme gemilerine kıyılara yaklaşarak, yakın mesafeden bombardımanı sürdürmesi emrini veriyor Bunlar Erenköy bizansında duran İngiliz gemileri arasından geçerek kıyıya 400 metre kadar yaklaşıyorlar Bütün ağır toplarıyla Rumeli yakasında Kilitsihar ile Mesudiye tabyaları, Anadolu yakasında da Dardonos ile Beyaztepe mevkileri ateşe tutuyorlar Büyük Aramada boğaz en dar olan Kilitsahir ile Çanakkale arasına yönelmişti Buraya gelmeden önce birkaç gemi feda edileceği de hesaba katılmıştı Bu kayıpları karşılıksız olmayacaktı Boğaz geçilip İstanbul alınmakla, Osmanlı ile müttefiklerin bağlantısı kesilecekti, çember içine alınan Avusturya ile Almanya da pes demek zorunda kalacaklardı Sözün kısası savaşın muhteşem armadanın birkaç kilometre daha ilerlemesine bağlı kalmıştı Tarihsel Fransız cesareti ile İngiliz soğukkanlılığı Türk'ün alçak gönüllü kahramanlığı karşısına bu alınacak yerde bir sınav verecekti Deniz savaşının en bunalımlı anı iki taraf içinde gelip çatmıştı Dünya bu olaya kadar Türk'lerin fetihler savaşlarında tanımıştı Yurt savunmasında ise güçlerinin neye yettiğini ilk kez hecelemeye başlayacaklardı Hava şartları Türk'lerin lehineydi Gemi bacalarından ve toplardan çıkan dumanlar sayesinde Türk bataryaları görünmüyordu Türk savunma komutanlığı düşman zırhlılarının merkez bataryalarına 14 kilometre kadar yaklaşması üzerine bu bataryalar tarafından da ateş emri verildi Türk'lerin ağır toplarıyla ötüşlerinin ateşi düşman üzerine şaşırtıcı bir etki yapmaktaydı Kaptan köprüsünden isabet alan İnflexible'den geriye dön emri verildi Bouvet'de de almış olduğu isabetten dolayı yangın başlamıştı Geminin toplarının yarısı kullanılmaz hale gelmişti Bir çeyrek saatte 14 isabet alan Suffren hemen hemen savaş dışı edilmişti Ne var ki, bu arada da Çanakkale'de başlamış olan yangın genişlemiş, Dardonos, Namazgah ve Hamidiye bataryaları, Fransız gemilerinin ateşi karşısında susmuştu Deniz ile kara arasındaki büyük düello taraflar ağır yaralar almışlardı Fransız gemilerinin yıprandığını gören de Robeck geri dönmelerini ve üçüncü küme gemileri ile yedeklere onların yerine almalarını emrini veriyor Saat 13:34 ne var ki, Boğazdan çıkmak girmek kadar kolay değildi Donanmalara taranmış sandıkları karanlık limanın güney kısmına, Erenköy açıklarından Doğuya doğru da Nusrat adındaki mayın gemisi geceleyin, Ruslarca Karadeniz kıyılarımıza dökülüp tarafımızdan toplanmış olan mayınlardan 26 tane döker İşte bu mayınlardan birine çarpan Bovvet bir buçuk dakikada 640-700 kadar mevcudu ile sulara gömülüyor 5 subayla 51 er ancak kurtarılıyor Bu kurtarma işine karışmış olan Gaulios zırhlısına da iki ağır top mermisi ile yaralanıp su almaya başlayınca diğer iki Fransız gemisini yardımı ile savaş yerini terk ediyor Fransız, tümden yok olmamak için savaş yerinden çekilmek zorundadır Ve şimdi Türklerle İngilizler karşı karşıya geliyorlar Bovvet'in batış anını anlatan Yarbay Worsley Gibson'un sözleri; Bovvet'in sancak tarafına yattığına dikkat ettim ve bunu McB'ye söyledim Daha sözümü bitirmeden gemi daha fazla yatmaya başladı Ağır yara aldığı belliydi Çokta hızlı ileri gitmekteydi ve az sonra direkleri suya girdi, büyük bir duman ve buhar sütünü yükseldi ama herhangi bir patlama olmadı ve birkaç saniye sonra sulara gömüldü Bovvet'in batması Golois'in yaralanması ve tüm Fransız gemilerinin geri çekilmesi Türklerin moralini yükseltiyor Saat 14:00'ten sonra savaş 6 İngiliz zırhlısı ile bataryalar arasında tekrar başlıyor 15:15'te Irrsistable zırhlısı Beyaz tepe hizasında torpidoya çarparak yan yatmaya başlıyor Makineleri su ile doluyor Hareket edemiyor Ocean zırhlısı imdada koşuyor Onu geriye çekmek istiyor fakat akıntı iki gemiyi Anadolu kıyısına doğru sürüklüyor Ocean'da Bovvet'in batmakta olduğu yerde bir mayına çarpıyor İki yaralı gemi Türk Topçusunun ateşi altında gemiler boşaltılarak kendi hallerine bırakılıyor Bu gemiler Çanakkale Savaşının son kılavuzları oluyor Amiral de Robeck saat 17'de muhteşem aramadan geri kalan zırhlılara dönüş emrini veriyor Çanakkale direnişinin ilk bölümü; İngiliz ve Fransız armadasının yenilgisi ve Türklerin zaferi ile son buluyor İKİ TARAFIN KAYBI 18 Mart'ta Boğazı geçmek için 12 büyük zırhlı savaşa katılmıştı Diğer gemilerden her biride az çok isabet almışlardı Osmanlı kaybına gelince; Bataryalardan hepsi isabet almıştı Boğazın girişindekiler susturulmuştu İç bataryalardan da çok veya az yaralananlar olmuştu 176 Kaptan 8'i kullanılmayacak duruma gelmişti İnsan kaybı 40 ölü ve 74 yaralıdan ibaretti Yaralılarınsa 18'i Almandı İki tarafında sahip bulundukları savaş güçlerine göre kayıplar önemli sayılamaz İngiliz ve Fransız imparatorları engin servet kaynaklarına sahiptiler Batan ve yaralanan gemilerini yerlerine kolaylıkla başkalarını koyabilirlerdi Ne var ki, iki devletin normal kayıpları hiçbir suretle giderilemeyecek kadar ağırdı Türklerin uğradığı nesnel kayıplara karşılık moral kazançları yüksekti Aylardan beri İstanbul'da kuşku içinde yaşayan Türkler için Çanakkale deniz zaferi, kurtuluş anlarını taşıyordu Türklerin İngiliz donanması için kökleşmiş bir hayranlığı vardıbu donanmayı, yüz gemisi dönmeye zorlamanın büyük heyecanını duymaları doğaldı 18 Mart akşamı İstanbul ve zafer haberinin ulaştığı bütün Türk şehirlerinde, kasabalarında ve köylerinde evler bayraklarla süslenmiş, aydınlatılmış ve şenlik yapılmıştı Çanakkale deniz zaferinin dünyada bulunan diğer Müslüman ülkelerinde de etkisi görüldü Sömürge yaşamı süren Müslüman ve hatta Müslüman olmayan halklarda, Emperyalizme karşı bu üstün direnişi kendi kurtuluşları için değerli bir örnek gibi kabul eder oldular Çanakkale deniz yenilgisi altında kalmak istemeyen ve olumsuz etkisini her ne pahasına olursa olsun silmek isteyen uzlaşma devletleri talihlerini bu kez de İstanbul'u almak için kara yolundan giderek denemeye karar verdiler Bu yolun Gelibolu yarımadasından geçtiğini düşündüler ve kara ordularını oraya çıkartmakla ilgili işe giriştiler 18 Mart yenilgisi İngiliz ileri gelenleri arasında bir takım tartışmalara yol açmıştı Amiral de Rocek ile Ian Hamilton arasında ortaya çıkan sorun; donanmanın Boğazı geçmek için yapacağı ikinci bir denemesinin ordu tarafından desteklenmesine karşılık, ordunun Gelibolu Yarımadasına yapacağı bir çıkartma hareketinin donanma tarafından desteklenmesinin daha uygun olup olmadığı nedeniyle ortaya çıkmıştır İngiliz ileri gelenleri başvekil, savaş komitesi, deniz bakanlığı amirallik, savaş komisyonu da savaşa devam düşüncesindeydiler Hatta Fransız deniz bakanı da aynı düşüncede olduğunu belirtmiştir ilk başta amiral Robeck tekrardan boğazı zorlayarak İstanbul'u almayı düşünmüşse de bu kararında vazgeçerek ordunun Gelibolu Yarımadası'na yapacağı bir çıkartma hareketinin donanma tarafından desteklenmesi planına uymuştur Bu nedenledir ki, 18 Mart saldırısı bir daha tekrarlanmayarak tarihte tek er bir olay olarak kalacaktır Böylelikle 18 Mart yenilgisinin intikamını almak isteyen uzlaşma devletleri 15 Nisan da Gelibolu'ya ilk birlikleriyle çıkartma yaparlarKAYNAKÇA BAYUR, Yusuf Hikmet, Türk İnkılabı Tarihi cilt 3/2 Kısım TTK Ankara 1991 KARAL, Enver Ziya , Osmanlı Tarihi 9 Cilt TTK Ankara 1996 Nigel Steel ve Peter Hart , Gelibolu Yenilginin Destanı Çev Mehmet Harmancı Medya Basım Volkan VAROL 1915 - The Turkish naval victory at the Dardanelles Allied fleet fails to force the Dardanlles Vice Admiral de Robeck launches final Allied naval attack at the Dardanelles The English and French attempt to break through the Turkish Straits with a large fleet, but are repulsed, suffering great lossesThis was the second allied attempt to force a naval break through of the Turkish defences in the Dardanelles Mustafa Kemal distinguishes himself in battles leading to allied withdrawal Mustafa Kemal demonstrates outstanding skills as a soldier and commander throughout the battle at Canakkale As a result, Turkey defeats the final attempt by the British and French fleet to force the Turkish Straits Three battleships are sunk by mines Three battleships and the battlecruiser HMS Inflexible are badly damaged |
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-19-2008 | #123 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?19 MART - MARCH 19 Tarihte Bugün - Today in History Çanakkale Savaşı 1936 - Atatürk'ün, günüÇankaya'da çalışmakla geçirmesi 1934 - Atatürk'ün, Çankaya'da Vali başkanlığındaki Edirne Heyeti'ni kabulü ve kendisine, Edirneliler adına hediye edilen Sarayiçi Çiftliği tapu senedinin takdimi 1933 - Atatürk'ün, orduya hitaben Fahrettin (Altay) Paşa'ya –onun ağzından- bir söylev dikte etmesi: "Silâhlarımızı büyük Türk ulusunu ezmek isteyenlerin gözlerine doğrultalım Bunda amaç, düşman olsun Bu amaca giden kurşun, Türk'ün ülkü kurşunudur!" 1932 - Atatürk'ün, akşamüzeri Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey'in evine uğrayışı, bir süre dinlendikten sonra Çankaya'ya dönüşü 1927 - Atatürk'ün, Türkocağı Ankara şubesinin yıllık toplantısı nedeniyle kendisine gönderilen saygı telgrafına teşekkür mektubu 1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Tarsus'tan Konya'ya hareketi 1920 - Mustafa Kemal tarafından Ankara'da üstün yetkiyi taşıyan bir Millet Meclisi toplanması hakkında illere duyuruda bulunuldu Mustafa Kemal, Ankara'da toplanacak Meclis için seçim yapılmasını bir yazı ile illere ve komutanlıklara bildirdi Ankara'da fevkalade selahiyeti haiz bir Millet meclisi'nin toplanması hakkında Vilayetlere tebliğ Mustafa Kemal Paşa'nın vilayetlere, livada ve kolordu komutanlarına genelgesi:"Ankara'da toplanacak fevkalade selahiyete haiz bir meclis için acele seçim yapılması" Atatürk'ün, Ankara'da bir meclis toplanması amacıyla acele seçim yapılması için vilâyetlere, mutasarrıflıklara ve kolordu komutanlarına bildirisi: "Ankara'da olağanüstü yetkiye sahip bir meclis, millet işlerini yönetmek ve denetlemek üzere toplanacaktır!" [Kocatürk] Harbiye Nazırı Fevzi Paşa (Çakmak), yayınladığı bir bildiride işgalin antlaşmalara uygun olduğunu söyleyerek Anadolu'daki birliklerin Yusuf İzzet Paşa'ya bağlı olduğunu, ancak ondan emir alabileceğini dile getirdi İsmet Bey (İnönü) Ankara'ya geçmek için hareket etti 1917 - 19 Mart 1917 Tarihinde muharebat-ı vakıadaki hidemat-ı hasanesinden dolayı tebdilen İkinci 1917 - Petrograd'da genel grevİngilizler'in Bağdat'ı alması Çin ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkinin kesilmesi Rus Çarı'nın tahtını bırakması Çar'ın tutuklanması Birinci Gazze savaşı 1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle sabah saat 930'de otomobille Mamure'den İslâhiye'ye hareketi, saat 1130'da İslâhiye'ye gelişi, İslâhiye'den saat 1310'de trenle hareketi, akşam saat 2130'da Halep'e gelişi ve Halep Valisi Abdülhalik (Renda) Bey tarafından karşılanışı 1916 - Sir John Maxwell withdrawn from Egypt, leaving Sir Archibald Murray in command Murray ultimately led Allied forces, including the Australian Light Horse, in the war against Turkey in the Sinai and Palestine 1915 - Atatürk'ün sabah, Maydos (Ecebat)'tan 19 Tümen birliklerine emri: "Türlü kaynaklardan gelen bilgilerde, düşmanın çıkarma için hazırlıklarda bulunduğu anlaşılmaktadır Birlikler, kendi bölgelerinin savunma tertibatını bir an önce bitirmelidir" 1915 (18-19) - Fransız ve İngilizler'in Çanakkale'ye yaptıkları deniz saldırısının başarısızlığı
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-20-2008 | #124 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?20 MART - MARCH 20 Tarihte Bugün - Today in History 1915 Çanakkale’nin cehennemi andıran savaşlarında her zaman askerleri ile beraber siperlerde olan Mustafa Kemal 1932 - Atatürk'ün, Çankaya'da, Habeşistan Elçisi Babjeranda Zellake Ajoudou'nun güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması 1930 - Yeni çıkan Belediye Kanunu ile kadınlar ilk defa belediye seçimlerine katıldı 1926 - Başbakan İsmet Paşa'nın, İzmir'den Atatürk'e telgrafı: "Güney sahillerinde pek istifadeli bir seyahatten sonra İzmir'e geldim Her yerde halkımızın Cumhuriyete bağlılık ve Cumhurbaşkanlarına sevgi ve saygı hislerinin taşkın ve pek derin derecede bulunduğunu sonsuz sevinç ve iftiharla arz ederim" Atatürk'ün, ismet Paşa'nın 20 Mart 1926 tarihli telgrafına cevabı: "Seyahatiniz esnasında, vatandaşlarımızın Cumhuriyet ve naçiz şahsım hakkındaki tezahürlerinden pek duygulandım" 1925 - Atatürk'ün, Anadolu seyahatine çıkmak üzere bir "Halkı Aydınlatma Heyeti" oluşturan İstanbul Darülfünunu Öğrenci Birliği'nin telgrafına cevabı: "Memleketin aydın gençliğinin, taassup ve gericiliğe karşı mücadelesindeki yüksek vazifesini idrak ile girişim sahasına geçmesi takdire değerdir!" 1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Konya'ya gelişi, Hükümet Konağı'ndan halka söylevi: "Egemenliğine doğrudan doğruya sahip olmanın değerini pek iyi anlayan millet, bu kutsal egemenliğine karşı baş gösterecek her tehlikeyi boğacaktır!" Atatürk'ün, Konya Hükümet Binası'nda esnaf ve tüccarlar tarafından şerefine tertiplenen ziyafette konuşması: "Bugün için düşündüğüm yegâne şey kapitülâsyonlardır Maddeten, gerçekten, kanla kaldırılmış olan kapitülâsyonların bir daha dirilmemek üzere yokluğa gömülmesini temin etmektir Ticaretimizin de, sanayiimizin de, iktisadiyatımızın da gelişme ve yükselmesi ancak buna bağlıdır" Atatürk'ün, Konya Türkocağı'ndagençlere seslenişi: "Bilirsiniz ki, milliyet teorisini, milliyet ülküsünüçözüp dağıtmaya çalışan teorilerin dünya üzerinde uygulanma kabiliyeti bulunamamıştır Çünkü tarih, olaylar, hâdiseler ve gözlemler insanlar ve milletler arasında hep milliyetin hâkim olduğunu göstermiştir ve milliyet ilkesi aleyhindeki büyük ölçüde eylemsel tecrübelere rağmen yine milliyet hissinin öldürülemediği ve yine kuvvetle yaşadığı görülmektedir" [Kocatürk] 1922 - Vahdettin ile görüşen Ankara hükümetinin hariciye vekili Yusuf Kemal Bey (Tengirşenk), padişahtan Ankara'daki millet meclisini tanımasını istedi Akşehir'de, Müdafaa-i Hukuk Heyeti, Ali İhsan (Sabis) ve Fahrettin (Altay) Paşaların Atatürk'ü ziyareti Fransız Mareşali Lyautey'in, Atatürk'ün 23 Aralık 1921 tarihli mektubuna cevabı 1920 - İstanbul'un İtilaf Devletleri tarafından ele geçirilmesi, Mustafa Kemal'in protestosu, Ankara'da yeni bir Millet Meclisi toplama girişimi 1920 (19-20) - Atatürk'ün, Bandırma'da 14 Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa'ya telgrafı: "Mümkünse İngilizlerden birkaç rehin subay almamız lâzımdır" [Kocatürk] 1920 - Ottoman parliament is dissolved 1918 - Türk Kadını Dershanesi açıldı Dershanede yabancı dil, Türkçe ve müzik dersleri ile konferanslar verildi 1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle yeni Halep çarşısında birazdolaşması 1916 - ANZAC Corps land in FranceWith Gallipoli behind them the bulk of Australia's forces were now sent to France where the terrible fighting on the Western Front awaited |
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-21-2008 | #125 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?21 MART - MARCH 21 Tarihte Bugün - Today in History Çanakkale Savaşı 1937 - TBMM'de 1935'te kabul edilen Tunceli Kanunu'ndan sonra bölgede özellikle karakol, yol ve köprü inşaatlarına karşı çıkan aşiretler Nevroz gecesi ayaklanma başlattı Ordu birlikleri isyanı bastırmak üzere bölgede harekâta başladıwwwtskmiltr/anitkabir/canakkalesavasi 1934 - Atatürk'ün akşamüzeri Genelkurmay Başkanlığı'nı ziyareti ve Mareşal Fevzi Çakmakla görüşmesi 1933 - Atatürk'ün, gece Ankara Halkevi'nde, Gazi Orman Çiftliği öğrencilerinin verdiği temsili izlemesi 1932 - Atatürk'ün, saat 2200'de Sağlık Bakanı Refik (Saydam) Bey'in evine uğrayışı, geç saatlerde Çankaya'ya dönüşü 1927 - Atatürk'ün, Çankaya'da Mısır Elçisi Abdülâzam Raşit Paşa'nın güven mektubunu kabulü 1923 - Atatürk'ün, Konya Hilâliahmer (Kızılay) Kadınlar Şubesi'nin tertiplediği çayda Konya kadınlarına hitabı: "Daha emin, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır Büyük Türk kadınınıçalışmamızda ortak yapmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmî, ahlâkî, sosyal, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmak yoludur" Atatürk'ün, Konya Sultanisi'nde tertiplenen çayda öğretmen ve öğrencilere hitabı: "Gerçek kurtuluşu istiyorsak her şeyden evvel, bütün kuvvetimiz, bütün hızımızla bilgisizliği ortadan kaldırmaya mecburuz" 1923 (20-21) - Atatürk'ün, Konya Türkocağı'nın şeref defterine yazdıkları: "Konya, muhtelif Türk Devletleri yaşamışöz Türk vatanıdır Konya, asırlardan beri tüten büyük bir Türk ocağıdır Türk kültürünün esaslı kaynaklarından biridir Konya Türkocağı, Konya Türklüğünün hakikî bir timsali olmalıdır Bu Ocak'tan milletin hissini, ülküsünü daima ısıtacak, nurlandıracak parlak alevler semalara yükselmelidir; çok yükselmelidir!" [Kocatürk] 1921 - Atatürk'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gizli oturumunda konuşması: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, bugünküşartlara göre Misak-ı Millî'ye aykırı bir barışa imza koyamaz Bunda mahzurlar vardır" 1920 - Yunus Nadi, Cami Bey (Baykurt) ve İzmit mebusu Sırrı Bey Anadolu'ya geçti Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir "Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü Aldığı kanaat acı idi; ağırdı"Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir) |
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-22-2008 | #126 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?Tarihte Bugün - Today in History 22 Mart 1923 TBMM Başkanı Gazi Mustafa Kemal'in, Konya Kız Öğretmen Okulunda karşılanışı 22 Mart 1923 TBMM Başkanı Mustafa Kemal, Dersim (Tunceli) milletvekili Diyap Ağa ile birlikte <!--[if !vml]--><!--[endif]--> 22 Mart 1923 Konya'da Mevlevi Dergahı Postnişini Abdulhalim Çelebi ve Mevlevilerle 1938 - Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan Celâl Bayar ve İçişleri BakanıŞükrü Kaya'yı kabulü Yusuf Kemal Bey Londra'dan Paris'e geldi Burada kendisine yapılan İzzet Paşa ile görüşme önerisin reddetti1933 - Atatürk'ün, Çankaya'da Sovyet Büyükelçisi Suriç ve beraberindeki Sovyet dilbilimcisi iki profesörü kabul edişi Atatürk'ün, gece Çankaya'da yapılan kabine toplantısında bulunuşu 1926 - Memurların çalışmalarını ve özlük haklarını düzenleyen Memurin Kanunu TBMM'de kabul edildi İspirto ve alkollü içkiler üzerindeki devlet tekelini düzenleyen kanunla, maarif teşkilatı hakkındaki kanun kabul edildi Atatürk'ün, Zonguldak Heyeti'ni kabulü 1925 - Atatürk'ün, öğleden sonra kabine toplantısına başkanlık edişi 1923 - Atatürk'ün, Konya'da Mevlâna Türbesi ve Dergâhı'nı ziyareti ve Dergâh'ta düzenlenen mevlevî semamı izlemesi 1922 - Paris'te toplanan İtilaf Devletleri Dışişleri bakanlarının İstanbul - Ankara ve Yunan hükümetlerine mütareke önerisi Paris'te toplanan İtilaf devletlerinin temsilcileri Yunanistan, İstanbul ve Ankara hükümetlerine üç ay süreli ateşkes önerisi yaptı Atatürk'ün, Akşehir'de medreseyi ve mektepleri dolaşması, Kazak köyüne gidişi, tekrar Akşehir'e dönüşü 1921 - Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti merkezlerine seçilecek kişilerde aranacak nitelikler hakkında Kâzım Karabekir'e telgrafı: "Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti merkezlerinin vatansever ve gayretli, namuslu ve halkın hürmet ve itimadını kazanmış kişilerden seçilmeleri ve bu merkez aracılığıyla halkı düzenli bir şekilde uyarmak gerekli görüldü Bölgenizdeki örgütün siyasî emellere ve kişisel çıkarlara âlet olmaması ve zararlı akımlara mâni olacak faziletli kişilerden oluşturulması için gereken aracılığın esirgenmemesini rica ederim" 1920 - Atatürk'ün, yabancı devlet temsilciliklerine, Ermenilerin doğu bölgesinde halka yaptıkları zulüm ve işkenceleri protesto eden telgrafı: "Bu hareketleri şiddetle protesto ettiğimizin ve bu tecavüzlerin önü alınmazsa cihanın pek büyük facialar doğmasına tanık olacağının bağlı olduğunuz hükümetlere süratle ulaştırılmasını rica ederiz"[Kocatürk] 1916 - Atatürk'ün, beraberindekilerle sabah, trenle Halep'ten Resülayn (Ceylanpınar)'a hareketi, Halep Valisi Abdülhalik (Renda) Bey ve şehir ileri gelenlerinin kendisini istasyonda uğurlaması 1915 - Queen Elizabeth savaş gemisinde İngiliz amiral ve generallerinin toplantısı ve Amiral Jde Robeck'in görüşü: "Kara kuvvetlerinin yardımı olmaksızın Birleşik Filo'nun, Çanakkale Boğazı'ndan geçemeyeceği" Atatürk'ün komuta ettiği 19 Tümen'in Kurmay Başkanlığı'na atanan Binbaşıİzzettin (Çalışlar) Bey'in, Maydos (Eceabat)'a gelerek göreve başlaması 1915 - At a conference between Hamilton and de Robeck aboard HMS Queen Elizabeth, it is decided to make an amphibious landing on the Gallipoli peninsula
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-23-2008 | #127 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?23 MART - MARCH 23 Tarihte Bugün - Today in History Latife Hanım ile Afyon’daki Vilayet Binasına gelişinde (23 Mart 1923) Arriving at the municipality building in Afyon with his wife Latife (March 23 1923) 23 Mart 1923 Afyon Belediyesi'nin önünde Afyonlulara hitap ederken 1936 - Atatürk'ün, Çankaya'da Başbakan İsmet İnönü ve Adalet BakanıŞükrü Saraçoğlu'nu kabulü 1920 - Atatürk'ün, vilâyetlere, bağımsız livalara ve kolordulara düşman lehine çalışanlar hakkında telgrafı: "Düşman lehinde propaganda yapanlar, herhangi şekilde düşmanla haberleşenler ve millî uygulama ve kararlara karşı koyarak düşmanların amaçların gerçekleşmesine yardım ve herhangi şekilde casusluk yapanlar derhal tutuklanarak o husustaki kanun maddelerine dayanarak süratle cezalandırılacaklardır"1935 - Atatürk'ün, suikasttan kurtulan Suudi Arabistan Kralı Abdülaziz İbn-i Suut'a geçmiş olsun telgrafı 1934 - Atatürk'ün, akşamüzeri Nuri (Conker) Bey'in evine uğrayışı, bir süre dinlendikten sonra Marmara Köşkü'ne gidişi, akşam Çankaya'ya dönüşü 1932 - Atatürk'ün, öğleden sonra Ankara Orduevi'ni ziyareti, daha sonra Marmara Köşkü'ne gidişi, saat 1900'da Anadolu Kulübü'ne gelişi 1931 - TBMM'de ilköğretimin Türk okullarında yapılmasını zorunlu hale getiren yasa kabul edildi 1925 - Doğu illerinin bir bölümünde ilan edilen sıkıyönetim 1 ay daha uzatıldı Atatürk'ün, vatandaşlara bayram mesajı: "Bugünlerde Cumhuriyet, şanlı ordusunun kahramanlığı ve bütün vatan evlâtlarının koruma ve yardımı ile büyük bir gericilik tehlikesini bastırmak ve isyan ve ihanetin başlarını Cumhuriyet mahkemelerinin adaletinin pençesine teslim etmiş olmakla bir defa daha parlak bir zafer kazanmıştır" Atatürk'ün, orduya bayram mesajı: "Memleketi büyük bir gericilik ve gerileme tehlikesine karşı savunma yolunda yeniden büyük zafer kazanan komutanlarımızı, subaylarımızı ve askerlerimizi bu vesile ile selâmlarım" [Kocatürk] 1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber sabah Konya'dan Afyon'a hareketi Atatürk'ün Lâtife Hanım'la beraber Afyon'a gelişi ve Belediye binasıönünde halka söylevi: "Felâketlerden ancak millî benliğinize hâkim olduğunuz için kurtuldunuz!" Atatürk'ün, Afyon Türkocağı'nda gençlere seslenişi: "Milletin her vesile ile her vasıta ile böyle güven ve itimadını gördükçe kuvvetim artıyor!" Atatürk'ün, Afyon Türkocağışeref defterine yazdıkları: "Afyon halkının, gençliğinin, aydınlarının kıymetli duygularını, millî egemenliğin korunmasındaki kesin kararlılıklarını kendi heyecanlı dillerinden işitmek benim için pek çok gönül ferahlığı ve güvene sebep olmuştur Afyon halkı cidden memleketlerine, millîülküye sahiptirler" Atatürk'ün, Afyon Belediyesi tarafından şerefine verilen ziyafette konuşması: "Milletimiz, son bulmuş Osmanlı Devleti yerine yeni Türkiye Devleti halinde varlığını göstermişse, bu milletimizin kendi hukukuna, kendi egemenliğine, kendi benliğine sahip olmasından ve millî menfaatleri dışında emellerden uzaklaşarak yürümesinden meydana gelmiştir Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber gece Afyon'dan Kütahya'ya hareketi [Kocatürk] 1921 - İkinci İnönü Zaferi () Yeni Yunan taarruzları Yunan kuvvetleri Bursa ve Uşak yönlerinde, iki ayrı koldan ileri bir saldırıya başladı Atatürk'ün, kolordulara telgrafı: "Millî emeller aleyhinde propaganda yapan Peyam-ı Sabah, Serbesti, Alemdar, Bosfor,Entanet gazeteleriyleaynı nitelikte olan bütün Rumca ve Ermenice gazetelerin Anadolu'ya sokulmaması uygun görülmüştür Postanelerde sansür vazifesiyle görevlendirilenler tarafından bu hususun temin ettirilmesini arz ederiz" Atatürk'ün, İstanbul hükümeti ile ilişkiyi sürdürmenin ülke için yararlı olacağını bildiren 14 Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa'nın telgrafına cevabı: "İstanbul'daki Nezaretlerle bu koşullar altında haberleşmek, İngilizlerle haberleşmekten başka bir şey değildir!"[Kocatürk] 1916 - Atatürk'ün, Halep'ten trenle Resülayn (Ceylanpınar)'a gelişi 1915 - Gelibolu/Çanakkale'de 5 Ordu'nun kurulması Gelibolu'da 5 Ordu'nun kurulması kararı ve komutanlığına Alman Generali Liman von Sanders'in atanması (26 Mart 1915 günü Gelibolu'ya gelmiştir) Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı'nın emriyle Maydos Bölgesi Komutanlığı'nın genişletilerek "Müstahkem Mevki Rumeli Bölgesi Komutanlığı" adını alması ve komutanlığına -9 Tümen Komutanı- Albay Halil Sami Bey'in getirilişi (Bu düzenlemede Atatürk'ün komuta ettiği 19 Tümen, ordu yedeğine alınarak 3 Kolordu Komutanlığı'nın emrinde olmak üzere yine Maydos'ta bırakılmıştır Atatürk'e, Bulgar Hükümeti tarafından Sen Aleksandır Nişanı'nın Komandör rütbesi verilmesi |
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-24-2008 | #128 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?24 MART - MARCH 24 Tarihte Bugün - Today in History Atatürk Time Dergisinin kapak sayfasında (24 Mart 1923) Atatürk selected for the cover of Time Magazine (March 24, 1923) 1938 - Devlet tarafından Cumhurbaşkanı için satın alınan Savarona yatına, İngiltere'nin Southampton limanında bayrak çekme merasimi Törende Londra Büyükelçimiz Fethi Okyar da hazır bulunmuş, yat teslim alınışını takiben Hamburg'da inşa edildiği fabrikada bakımdan geçirilip bazı değişiklikler yapıldıktan sonra 2251938 günü buradan hareketle 161938'de İstanbul'a gelmiştir[Kocatürk] İtilaf Devletlerinin Paris'teki toplantılarında ateşkes sorunu görüşüldü Lord Curzon ile Fransız Poincare arasında görüş ayrılıkları ortaya çıktıAtatürk'ün, Çankaya'da Başbakan Celâl Bayar'ı kabulü 1934 - Atatürk'ün, Çankaya'da Danimarka Elçisi Axel Noergaard'ın güven mektubunu kabulü Atatürk'ün, akşamüzeri Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü (Araş) ve Bolu Milletvekili İsmail Hakkı (Uzmay) Beylerin evlerine uğrayışı, akşam Çankaya'ya dönüşü 1933 - Atatürk'ün, gece Çankaya'da film izlemesi 1931 - Mustafa Kemal Paşa Türk Ocakları’nı CHP ile birleştirme kararı hakkında demeç verdi Atatürk'ün, Türkocakları'nı Cumhuriyet Halk Partisi ile birleştirme kararı hakkında demeci: "Kurtuluş tarihinden beri ilmî sahada halkçılık ve milliyetçilik ilkelerini yaymaya sadakatle ve imanla çalışan ve bu yolda memnuniyeti gerektiren hizmetleri geçmiş olan Türkocaklarının, aynı esasları siyasî ve pratik sahada gerçekleştiren partimle bütün manasıyla tek vücut olarak çalışmalarını münasip gördüm Bu kararım ise, millî kuruluş hakkında duyduğum itimat ve güvenin ifadesidir!" 1930 - Atatürk'ün, Ankara'ya gelen Macar Dışişleri Bakanı Walko'yu kabulü 1927 - Eski Erzurum Belediye Başkanı ve Manisa milletvekili Nafiz (Dumlu) Bey tarafından, Erzurumluların saygı ve bağlılıklarını sunmak üzere Atatürk şerefine bir balo verilmesi 1926 - Atatürk'ün, yeni Polonya Elçisi Bader'in güven mektubunu kabulü ve Elçi'nin söylevine cevap konuşması 1923 - Atatürk 24 Mart 1923 (ve 21 Şubat 1927)'de Time Dergisi'ne kapak oldu Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Kütahya'ya gelişi ve Kütahya Lisesi'nde şerefine verilen çayda öğretmenlere seslenişi: "Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefine, saadet hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran kültür ordusu!" [Kocatürk] Atatürk'ün, Lâtife Hanımla beraber gece Kütahya'dan Ankara'ya hareketi 1923 - Mustafa Kemal Pasha is selected for the cover of Time Magazine's March 24, 1923 issue (he is selected once again for the cover of Time Magazine and appears on the February 21, 1927 issue) 1922 - <FONT face="Times New Roman" size=3>Akşehir'de bulunan Mustafa Kemal, ateşkes önerilerini olumlu buldu Ancak buna karşı sunulacak tezlerin ve önerilerin güçlü olmasını istedi Mustafa Kemal Paşa'nın cepheden vekiller heyeti başkanlığına direktifi: "Mütareke teklifini iyi telakki etmek lazımdır Biz, yalnız onların teklif ettiği şartları kabul edemeyeceğimizden, mukabik şartları öne süreceğiz"<B style="mso-bidi-font-weight: normal"> |
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı? |
03-25-2008 | #129 |
bukettt
|
Cevap : Atatürk Bugün Ne Yapmıştı?25 MART - MARCH 25 Tarihte Bugün - Today in History 1915 Çanakkale 1923 - Atatürk'ün, Lâtife Hanım'la beraber Ankara'ya dönüşü 1922 - Franklin Bouillon'un, Paristen -Yusuf Kemal Bey aracılığıyla- Atatürk'e mektubu 1921 - İkinci İnönü Zaferi ( Yunan kuvvetleri Bozöyük, Bilecik, Dumlupınar ve Sapanca'yı ele geçirdi Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, İtalya Yüksek Komiseri Kont Sforza ile görüşmesi (Kont Sforza'nın isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine göre, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas (Gürer), hatıralarında, bu görüşme için şunları söylemektedir: "Atatürk, İstanbul'da bulunduğu ayların sonlarına doğru İtalya Mümessili Kont Sforza ve Papaz Mister Frew ile de ayrı ayrı ve fasılalı tarihlerde görüşmüştü Aldığı kanaat acı idi; ağırdı" Mart sonu 1919 - Atatürk'ün, İstanbul'da, Rahip Frew ile görüşmesi (Rahip Frew'un isteği ile gerçekleşen bu görüşmenin tarihi belli değildir Olayların seyrine gore, muhtemelen Mart sonu veya Nisan başı 1919'da gerçekleşmiştir) 1916 - Atatürk'ün, günü Mardin'de geçirişi 1915 (24-26) - Alman General Liman von Sanders Çanakkale’de V Ordu komutanı oldu Sanders'in Gelibolu'ya gelmesi, yeni savunma planı yapması, Atatürk'ün komutanı olduğu 19 Tümeni ordu ihtiyat kuvveti olarak kendine bağlaması 1912 - Türk Ocağı, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu Türk Ocağı 1912'de kurulup birkaç defa kapanıp açılmasından sonra günümüze kadar gelen dernek Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan beyanneme ile başlamıştır Önce Balkan Savaşları ve hemen ardından başlayan I Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan hava içerisinde kurulmuştur Türk Ocağı dönem itibariyle güncel siyasetle ilgilenmekten ziyade "millilik" üst fikrinde birleşmiştir İlk tüzüğünde de "Ocak zinhar siyasetle iştigal etmez" şeklinde kesin bir ilke yer almış ve "Ocak maksadını tahsile çalışırken sırf milli ve içtimai bir vaziyete kalacak, asla siyasetle uğraşmayacak ve hiçbir vakit siyasi fırkalara hadim olmayacaktır" denilmek suretiyle siyasi duruş açıkça ifade edilmiştir Türk Ocağı, beyannamenin yayınlanmasından sonra, öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr Fuat Sabit Ağacık'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılır Ocak, resmen 25 Mart 1912'de İstanbul'da kuruldu İlk başkanlığı Ahmet Ferit Tek, başkan yardımcılığını ise Yusuf Akçura üstlendi 1913'de başkanlığına Hamdullah Suphi Tanrıöver getirildi Derneğin önde gelenleri arasında Halide Edip Adıvar, Mehmet Emin Yurdakul, Ahmet Ağaoğlu, Ziya Gökalp, Mehmet Fuad Köprülü gibi isimler vardı 1919 yılına kadar Turancı bir çizgide devam eden dernek "Büyük Turan" ülküsüne kısa sürede ulaşılamayacağını anlayarak Misak-ı Milli'ye yöneldi Mondros Mütarekesinden sonra işgallere karşı İstanbul'da ünlü "Sultanahmet Mitingleri" gibi eylemler düzenledi İstanbul'da direniş eylemlerinin örgütlenmesinde önemli rol oynadı İşgal altındaki İstanbul'da baskılar artınca üyelerinin çoğu Anadolu'ya geçerek Kurtuluş Savaşı içerisinde aktif görevler aldı Türk Yurdu ve Yeni Mecmua dergilerini çıkaran Türk Ocağı kısa sürede 100'den fazla şube açtı 1925'de Hamdullah Suphi Tanrıöver başkanlığa getirilirken Mustafa Kemal ve Latife Hanım da fahri başkanlığa seçildi 1931'de yerine Halkevleri kuruldu 1949'da merkezi Ankara'da olmak üzere yeniden açıldı 12 Eylül 1980'de her dernek gibi kapatıldı 1986'da yeniden faaliyete geçti Kaynak: "Türk Ocağı," Vikipedi http://trwikipediaorg * * * Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında başlamıştır Osmanlı Devleti bünyesindeki çeşitli milliyet mensuplarının varlıklarını korumak, geliştirmek ve kabil olursa bağımsızlıklarını elde etmek amacıyla yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığını bu gelişmeler karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları faaliyetleri müşahede eden ve Türk varlığının bu gelişmelere karşısında tehlikede gören Tıbbıye'li öğrencilerin, aralarında yaptıkları toplantılardan sonra hazırladıkları beyanname, Türk Ocağı'nın kuruluş dayanağı oluşturmuştur "190 Tıbbıye'li Türk Evladı" adına kaleme alınan bu beyannamede "Türk kavminin hayatı inkıraz yaşadığı" belirtilir ve buna "selefleri gibi lakayt kalamayacakları" ifade edilir Beyannamenin yayınlanmasından sonra öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr Fuat Sabit Ağacık'ın teklifiyle adının "Türk Ocağı" olması kararlaştırılırAralarından seçilen geçici idare heyetinde, Mehmet Emin Yurdakul (Başkan), Dr Fuat Sabit Ağacık (Veznedar) olarak görev alırlar Fiili kuruluştan yaklaşık dokuz ay sonra, 25 Mart 1912 tarihinde gerekli hazırlıklar tamamlanarak resmi kuruluş gerçekleştirilir * * * Mehmet Emin Yurdakul (Türk Ocağı Kurucusu) Mehmet Emin Yurdakul, Cumhuriyet dönemi Türk şairlerdendir Türk Milli Edebiyat akımının öncü şairleri arasında yer almıştır Türk milletinin yüceliğini şiirlerinde haykıran ve "Millî şair" sıfatını alan Mehmet Emin Yurdakul, 1869'da İstanbul'da doğmuştur Temiz ve doğru olarak kullandığı Türk dili ile yazdığı şiirleri, Türk milletine, özellikle savaş dönemlerinde destek olmuştur MEmin Yurdakul ülkü sahibi insan vasfında olduğu için memuriyet döneminde sık sık yeri değiştirilmiştir "Türk Yurdu" dergisinde kuruculuk yapmış, ancak Erzurum'a gitmesiyle dergiyi Yusuf Akçura'ya bırakmıştır Birinci Dünya Savaşı sonunda hüznünü "Türk Hukuku" adlı düz yazıdan oluşan eseriyle dikkatleri çekmiştir M Emin Yurdakul, Türkçülük boyutundaki eserleriyle "Ben bir Türküm, dinim, cinsim uludur" diyerek fikirlerini ifade etmiştir Savaş sırasında kahramanlık ve millî şuura dayanan şiirleriyle halka cesaret vermiştir M Emin Yurdakul'un şiirlerinin günümüzde de okunmasının ve sevilmesinin nedeni kullandığı saf Türkçedirc |
|