Karagöz İle Hacivat Konuşmaları |
09-30-2016 | #1 |
Mountain
|
Karagöz İle Hacivat KonuşmalarıKARAGÖZÜN İĞNESİ Hacivat birkaç gündür görmediği Karagöz'ü sağda solda arar, bulamaz Sorar soruşturur bilen, gören yoktur Son çare olarak evine gider Karısı Karagöz'ün üç gündür evin samanlığında olduğunu ve yemeğini bile orada yediğini söyler Hacivat bahçeden samanlığa geçer Karagöz samanların arasında birşey aramaktadır Ama ne? Hacivat: " Selam Karagözüm, ben geldim, selam " Karagöz: " Hay Selami'nin kara kellesi Sen misin Hacivat? " Hacivat: " İyi günler Karagözüm, iyi günler " Karagöz: " Güller iyidir de ben papatyayı pek severim " Hacivat: " Aman Karagözüm, neden o? " Karagöz: " Papatyanın yapraklarını seviyor, sevmiyor diye koparıyorum, hep Hacivat beni sevmiyor çıkıyor " Hacivat: " Olur mu Karagözüm? Ben seni çok severim Bunu cümle alem bilir " Karagöz: " Düğmeci Adem bilir ama ben bilmiyorum Beni sevmeyeni ben de sevmem " Hacivat: " Yapma " Karagöz: " Yaptım bile " Hacivat: " Etme " Karagöz: " Ettim bile " Hacivat: " Papatya falına inanma " Karagöz: " Ee kime inanacağım? " Hacivat: " Bana inan Karagözüm " Karagöz: " O zaman sevdiğini ispat et Bir şey istesem yapar mısın? " Hacivat: " Emrin olur Ne istersen yaparım " Karagöz: " Samanların arasına iğne düşürdüm Bul iğneyi, ispatla sevdiğini " Hacivat: " Aman Karagözüm, samanlıkta iğne aranır mı? " Karagöz: " Aranır, ben üç gündür arıyorum " Hacivat: " Aradın da buldun mu? " Karagöz: " Bulamadım Sanki iğne samana dönüşmüş " Hacivat: " O iğne ne iğnesiydi? " Karagöz: " Arı iğnesi değil herhalde , dikiş iğnesiydi " Ben şimdi o iğneyi bulurum, diyen Hacivat samanlıkta iğne aramaya başlar Birkaç dakika sonra her zaman yakasında bulundurduğu dikiş iğnesini, işte iğneni buldum, diyerek Karagöz'e verir Karagöz buna çok sevinir ve Hacivat'ı alnından öper Hacivat Karagöz'ün koluna girerek bahçeye çıkarır Altlarına birer sandalye çekip otururlar Karagöz karısına seslenir ve hanım bize iki çay yap, der Çaylar gelinceye kadar onlar sohbeti o kadar koyulaştırırlar ve şakalaşmalarını o kadar ağırlaştırırlar ki, dünyanın gelmiş geçmiş en somurtkan insanını kahkahalarla güldürecek düzeye erişirler KARAGÖZ İŞSİZ Uzun zamandır işsiz olan ve geçim zorluğu çeken Karagöz hanımını ve oğlu Yaşar'ı köye, babasına gönderir İş aramaktan bıkar, yalnızlıktan sıkılır ve yolda rastladığı Hacivat'ı evine çay içmeye davet eder Eve gelince bakar çay ve şeker kavanozları bomboştur Hacivat'a durumu anlatmak zor olacağı için, ne yapacağını bilemez Mutfakta çaresiz beklemeye başlar Daha sonra Hacivat odadan bağırır: " Haydi Karagözüm, çay demlendiyse getir de içelim " Bunun üzerine Karagöz Hacivat'ın yanına gelir ve sorar: " Çayı kaç şekerli içersin? " Hacivat: " Ben çayı çok şekerli içerim " Karagöz: " Çok şekerli mi? Çokşeker Arif çay bardağına sığmaz ki " Hacivat: " O zaman çift şekerli olsun " Karagöz: " Çiftelerin Şakir İzmir'e taşındı " Hacivat: " Bari tek şekerli olsun " Karagöz: " Şekersiz içsen " Hacivat: " Amma yaptın ha! Şekersiz çay mı içilirmiş? " Karagöz: " Anla işte, evde şeker yok " Hacivat: " Çay demlenmiştir Bardağa koy da getir bakalım " Karagöz: " Evde çay yok ki Ocağı yakmadım " Hacivat: " Bir de soruyorsun, çayı kaç şekerli içersin diye? " Karagöz: " İnan Hacivat, evde çay ve şekerin bittiğini bilmiyordum " Hacivat: " Sizinkileri köye gönderdiğini duydum " Karagöz: " Doğrudur, burada aç kalmasınlar diye " Hacivat Karagöz'ün eline birkaç akçe sıkıştırır: " Git bakkaldan çay, şeker, ekmek, peynir falan al " Karagöz bir koşu Hacivat'ın dediklerini alır, gelir Ocağı yakar, çayı demler Birlikte çay içerler, peynir, ekmek yerler Hacivat çayları çok şekerli içer Karagöz'ün ise, çayları tek şekerli içmesinin nedeni Hacivat'ın aldığı yarım kilo şekerin bitmesini istemediğinden Hacivat ertesi gün Karagöz'e bahçıvanlık işi bulur Karagöz çalışmaya başlar Haftalığını alınca hanımını ve oğlunu köyden getirtir Böylelikle Karagöz ailesi normal günlük yaşantılarına dönerler SON KARAGÖZ EZAN OKUYOR Karagöz iddia üzerine minareye çıkıp öğle ezanı okumaya başlar Fakat ezanın yarısında takılır, kalır Gerisini unutmuştur Sil baştan tekrar okur, yine aynı yerde takılır Bu böyle devam eder Karagöz ezanı bir türlü tamamlayamaz Cemaat namaza başlamak için, ezanın bitmesini beklemektedir Zaman geçtikçe homurtular artar Hacivat aşağıdan Karagözüm şöyle de, sonra bunu de diye bağırarak yardımcı olmak ister Sonunda ezanı bırakan Karagöz, beni sen şaşırttın diyerek minareden Hacivat'ın üstüne atlar Boğuşmaya başlarlar Cemaat araya girer ve Hacivat'ı Karagöz'ün elinden kurtarır Bu sefer Karagöz daha da sinirlenir ve cemaatı sille tokat döver Cemaat ve Hacivat kaçıp giderler Daha sonra minareye çıkan Karagöz ezanı güzelce okur ve derin bir oh çeker SON HACİVAT'IN İPİ Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar Karagöz'ün telaşlı olduğunu gören Hacivat sorar: " Hayrola Karagözüm, nereye böyle? " Karagöz: " Bahçedeki kuyudan su çekerken ip koptu Kova kuyuya düştü İp almaya gidiyorum " Hacivat: " Evde sağlam bir ip var Onu sana vereyim Ben ipin ucunu tutarım, sen kuyuya inersin " Karagöz: " Ben senin ipinle kuyuya inmem " Hacivat: " Aman Karagözüm, bana hiç mi itimadın yok? Karagöz: " Hı " Hacivat: " Yani bana hiç mi güvenin yok? " Karagöz: " Yok, çünkü ben kuyuya inince ipin ucunu bırakırsın, aşağıda kalırım " Hacivat ağzı bir karış açık Karagöz'e bakakalır Bu sefer Karagöz sorar: " Söyle bakalım Hacivat, sen benim ipimle kuyuya iner misin? " Hacivat: " İnerim " Karagöz: " Ya bıçakla ipi kesersem " Hacivat: " Öyle bir şey yapmazsın Karagözüm Ben sana güvenirim " Karagöz: " Ben de düne kadar sana güvenirdim ama gece rüyamda kuyuya indiydim de beni kuyuda bıraktıydın Artık güvenim kalmadı " Hacivat: " Rüyandaki ben değildim, gerçekler rüyadan farklı olur " diyerek uzun süre dil döker, sonunda Karagöz'ü ikna eder ve evden ipi alıp gelir Bahçedeki kuyuya Karagöz Hacivat'ın ipiyle iner Hacivat ipin ucunu bırakıp kaçar Karagöz'ün bağırması üzerine komşular gelip onu kuyudan çıkarırlar Altı ay ne Karagöz Hacivat'ı, ne de Hacivat Karagöz'ü arayıp sormaz İlk defa bu kadar uzun süre küs kalırlar SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: BİZANS ALTINI Karagöz bir gece rüyasında kendini Pınarbaşı Meydanı'nda toprağı kazarken görür Kazar, kazar ve sonunda bir küp Bizans altını bulur Çok sevinir ve oynamaya başlar Daha sonra kanter içinde uyanır Sabahı bekleyemez, alacakaranlıkta kazmayı, küreği kapar ve yola çıkar Karagöz Pınarbaşı Meydanı'na geldiğinde acele tarafından kazmayı toprağa vurur Kazdıkça kazar Sabahleyin işe giden Bursalılar, Karagöz'ü görürler Toprağı neden kazdığını sorarlar Karagöz rüyasını anlatır Adamlardan bazıları Karagöz'e katılır Onlar da kazma, küreklerini alıp gelirler ve biri o yanda, biri bu yanda kazmaya başlarlar Öğle vaktine doğru Hacivat olaydan haberdar olur Evde bulunan babadan kalma bir Bizans altınını cebine koyar ve yola çıkar Hacivat geldiğinde Karagöz rüyasını ona da anlatır Hacivat sırf muziplik olsun diye dinlenen birinin kazmasıyla toprağı biraz kazar ve altın buldum diye bağırır Yanındaki Bizans altınını gösterir Buna sevinen Karagöz altını alır, cebine atar ve orayı daha derin kazmaya başlar Akşam üstüne doğru meydan baştan aşağı kazılır ama başka altın bulan olmaz Karagöz tamam der ve işi bırakırlar Karagöz meydandan ayrılmadan Hacivat önüne çıkar: " Aman Karagözüm, ben şaka yapmıştım Altını evden getirmiştim Altınımı ver de gideyim, " der Karagöz: " Oldu mu şimdi Hacivat? Altını burada buldun " Hacivat: " Hayır, hayır, ben onu evden getirmiştim " Karagöz: " Senin evde altın ne arar? Bu altın rüyamda gördüğüm altınlardan biri " Hacivat: " Aman Karagözüm, etme, eyleme, beni buraya geldiğime pişman etme " Oradaki adamlar Karagöz'den yana taraf olunca Hacivat susar ve bir kenara oturup ağlamaya başlar Karagöz altını epey bir akçe karşılığında satar Kışın dört ay evde sırtüstü yatar, çalışmaz ve akçeleri bitirir Yazın gelmesiyle birlikte iş aramaya başlar SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: AYAKLI KÜTÜPHANE Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşırlar Karagöz: "Hacivat, evi taşımışsın? " Hacivat: " Doğru taşıdım " Karagöz: " Nereye taşıdın " Hacivat: " Şu kilisenin beş ev yukarısına " Karagöz: " Kilis'e mi taşındın? " Hacivat: " Kilis demedim Karagözüm Kilise dedim " Karagöz: " Kilis'e taşındığına göre Konya'yı görmüşsündür " Hacivat: " Konya da nereden çıktı? " Karagöz: " Kilis'e giderken kervan Konya'dan geçer " Hacivat: " Ne Konya'sı, ne kervanı? " Karagöz: " Mervan dayım Konya'da otururdu Çocukken gitmiştik " Hacivat: " Dayının adı Mervan mıydı? " Karagöz: " Van daha ilerde Acem sınırında " Hacivat: " Eee? " Karagöz: " Orada bir göl varmış Deniz kadar büyükmüş " Hacivat: " Göl deniz kadar büyük olur mu? Deniz gölden büyüktür " Karagöz: " Marmara Denizi, Ege Denizi " Hacivat: " " Karagöz: " Karadeniz, Akdeniz " Hacivat: " Bunları niye sayıyorsun? " Karagöz: " Saymayı bilirim, bir, iki, üç " Hacivat: " Sonra " Karagöz: " Üç, iki, bir " Hacivat: " Sonrası yok mu? Sen kaça kadar okudun? " Karagöz: " Üçe kadar Matematikte birinciydim " Hacivat: " Belli, sondan birinci " Karagöz: " Okumam da iyidir " Hacivat: " Şu dükkanın levhasını oku bakalım " Karagöz: " Kem küm " Hacivat: " Sonra " Karagöz: " Ham hum " Hacivat: " Senin neden üçe gidemediğin belli " Karagöz: " Üçe gidecektim ama evden göndermediler " Hacivat: " Neden? " Karagöz: " Çok şey öğrenmiştim, beynim dolmuştu " Hacivat: " Yapma ya? " Karagöz: " Bana ayaklı kütüphane diyorlardı " Hacivat: " Ayaklı kütüphane ha? " Karagöz: " Sen de bir şey bilmiyorsun Hacivat? Sen kaça kadar okudun? " Hacivat: " Beşi bitirdim " Karagöz: " Beşİ mi? Ben senden çok okumuşum " Hacivat: " Vay vay! Üç mü büyük, beş mi? " Karagöz: " Sen de amma cahilsin be Hacivat Tabi ki üç büyük " SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: KOCA KAFALI BİR KELEŞ Hacivat: " Gökyüzünde yıldız var, ay var " Karagöz: " Yeryüzünde baldızımın yaptığı çay var " Hacivat: " Gökyüzünde bulut var, güneş var " Karagöz: " Yeryüzünde unutma keleş var " Hacivat: " Karagözüm, keleş mi var? " Karagöz: " Var tabi, koca kafalı bir keleş var " Hacivat: " Acaba kim ki bu keleş? " Karagöz: " Kim olacak tabi ki sen " Hacivat: " Aman Karagözüm, kafan benimkinden büyüktür " Karagöz: " Çaresiz kaldığın için, şu attığın çığlıktır " Hacivat: " Senin denizin bitmiş, çırpındığın sığlıktır " Karagöz: " Sığır sana derler, benden fışkıran sağlıktır " Hacivat: " Sığır bana mı derler? Ben sığır falan değilim " Karagöz: " Sağır değilsin ama sığır olduğun muhakkak " Bana nasıl sığır dersin diyen Hacivat, Karagöz'ün yüzüne sert bir tokat vurur Karagöz yere yuvarlanır, ayağa kalkar Sol eli sol yanağının üstündedir Karagöz: " Aman Hacivat, bana vurdun " Hacivat: " Sen de dayak istedin durdun " Karagöz: " Zalim Hacivat, bana vurma " Hacivat: " Senin uçarken gördüğün telli turna " Karagöz: " Hamama gittim, yoktu boş kurna " Hacivat: " Ben seni bilirim, çalar durursun zurna " Karagöz: " De git Hacivat, alırım seni ayağımın altına " Hacivat: " O biraz zor, bugün üzüm şerbeti içtim " Karagöz: " Tarlada buğday, başak mı biçtin? " Hacivat: " Karagözüm, bugün çok saçmaladın " Karagöz: " Hacivatım, seçmeyi bilemedin " Hacivat: " Yanlışta olan ben değilim, sensin Karagözüm " Karagöz: " Tepeni delerim, budur son sözüm " Hacivat: " Karagözüm, barış yapalım, sun bana bir salkım üzüm " Karagöz: " İki karış uzakta dur, bir bardak zıkkım çözüm " Hacivat: " Nasıl olur, bir bardak zıkkım çözüm? " Karagöz: " İç zıkkımın kökünü, titrerken gör çözümü " Hacivat: " Aman Karagözüm, zıkkım zehir olmasın? " Karagöz: " Zehir, tehir olmasın, bardağa dolsun " Hacivat: " Dur Karagözüm, zehir bardağa dolmasın " Karagöz: " O zaman Hacivat sessiz kalsın " Hacivat: " Ağzıma fermuarı çektim, işte bak sustum " SON KARAGÖZ İLE HACİVAT: GÜBRE Hacivat Karagöz'ün evinin önünden geçerken, Karagöz pencereden Hacivat'ın üstüne atlar, boğuşmaya başlarlar Yoldan geçen adamlar ikiliyi ayırırlar, bunlar sakinleşince adamlar gider Yalnız kalınca Hacivat sorar: " Aman Karagözüm, bana neden saldırdın? Ben sana ne yaptım? " Karagöz: " Şuna bak, bir de ne yaptım diye soruyor " Hacivat: " Söyle canım efendim, bir suçum varsa bileyim " Karagöz: " Cenabettin Bey yalıya bahçıvan arıyormuş Zoti'yi göndermişsin " Hacivat: " Doğrudur Zoti iyi bahçıvandır " Karagöz: " Ben kötü bahçıvan mıyım? " Hacivat: " Hayır, kötü bahçıvan değilsin " Karagöz: " O zaman beni gönderseydin " Hacivat: " Geçen defa seni gönderdiydim Bahçedeki güllerin altına insan gübresi dökmüşsün O kadar gül soldu " Karagöz: " Eee Cenabettin Bey geldi, Karagöz gülleri gübrele dedi " Hacivat: " Ama olmaz ki, insan gübresi dökülmez ki " Karagöz: " Ne gübresi dökülür? " Hacivat: " Hayvan gübresi dökülür " Karagöz: " Kedi, köpek gübresi " Hacivat: " Olmaz " Karagöz: " Kuş, fare gübresi " Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz " Karagöz: " Bunlar hayvan değil mi? " Hacivat: " Hayvan ama gübreleri bahçede kullanılmaz " Karagöz: " Kullanılırsa ne olur? " Hacivat: " Topraktaki bitkiyi öldürür Tarla, bahçe bozulur " Karagöz: " " Hacivat: " Bir de Cenabettin Bey'i sokakta kovalamışsın " Karagöz: " Kovalarım tabi Bana kızdı, bağırdı " Hacivat: " Kızar, bağırır Yalının bahçesini tümden bitirdin Bahçeyi temizletti, yeniden gül ektiriyor " Karagöz: " Keşke ben ekseydim gülleri " Hacivat: " Artık sana orası yasak " Karagöz: " Gülleri eksinler de sonra ben bakımını yaparım " Hacivat: " Karagözüm, söyle bakalım ne gübresi kullanırsın? " Karagöz: " Sen söyle " Hacivat: " Ahır hayvanlarının gübresi Say bakalım " Karagöz: " İnek, öküz gübresi " Hacivat: " Başka " Karagöz: " Boğa, tosun gübresi " Hacivat: " Başka " Karagöz: " At, eşek gübresi " Hacivat: " Başka, başka " Karagöz: " Koyun, keçi gübresi " Hacivat: " Değil mi ya? İşte bunları kullanmalısın? " Karagöz: " Bak hepsini bildim Zoti'yi kov, beni işe al " Hacivat: " Zoti'yi kovmam ama seni işe alırım Yeni bir iş " Karagöz: " Yeni bir iş mi? Ne işi bu? " Hacivat: " Yük taşıyacaksın Sandık sandık domates " Karagöz: " Gündelik ne kadar? " Hacivat: " Gündelikler hep aynı Bu işin bir de ayrıcalığı var" Karagöz: " Ayrıcalık mı? Neymiş o çabuk söyle " Hacivat: " İstediğin kadar domates yiyebilirsin " Karagöz: " İstediğim kadar mı? Desene yaşadım Midem bayram edecek " SON |
|