Koşamlarla Sağlanan Anlatışlar |
12-20-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Koşamlarla Sağlanan AnlatışlarKoşamlarla Sağlanan Anlatışlar Koşma anlatışları - Koşmaların özellikleri - Koşuklar - Koşmaların vasıfları - eş anlamlı koşuklar Bir koşmanın verdiği anlam, kendisini meydana getiren koşukların eş, yakın, karşıt anlamlı olmak gibi birbirine göre olan durumlarıyla belirir Onun için diziliş konusunda bunların karşılıklı ses durumları nasıl gözden geçirilmişse burada da anlamlarının birbiriyle olan ilişiğini göz önüne almak gerekir Çünkü, koşmaların anlamında beliren pekişme, genişleme, kutuplaştırma, ikircillik, tekleştirme, gibi çeşitli değerler bu ilişiğe dayanır Mesele bu bakımdan ele alınınca, koşukların yedi vasıfta alabileceği görülür: Eş anlamlı Yakın anlamlı Karşıt anlamlı Anlamca ilişkili Anlamca ilişkisiz Koşuklardan biri anlamsız Her ikiside anlamsız Eş anlamlı koşuklarla yapılan koşmalar düşünceyi pekiştirerek anlatır: bitmek tükenmek, doğru dürüst, deli divane, kılık kıyafet, sille tokat vb Yakın anlamlarla yapılan kavram çerçevesini genişletmeye yarar: ak pak, akıl fikir, aslı nesli, din imam, mal mülk, yer yurt vb Karşıt anlamlı olanlar ya alt üst, öte beri, ulu orta gibi mecaz yolu ile yeni bir kavram meydana getirmeye, ya alıcı verici, altlı üstlü, büyüğü küçüğü, enine boyuna, gece gündüz, yaz kış, gibi iki karşıt anlamı uzaklaştırıp iki kutuplu bir düşünce anlatmaya yada az çok, var yok, er geç, ileri geri, gibi iki ihtimali karşılaştırıp ikircilik meydana getirmeye yarar Koşuklarında ancak çağrışım yoluyla bir anlam ilişiği sezilen koşmalar, karı koca, ana baba, giyim kuşam, göz kulak, saz söz, selâm kelâm, vb de olduğu gibi iki ayrı kavramı birbirine bağlayıp tekleştirme görevindedir Koşuklar arasında hiçbir anlam ilişkisi bulunmadığı zaman ya ahım şahım, dedi kodu, hoş beş gibi apayrı bir anlam meydana gelir yada afiyet şeker, aslı faslı, çeyiz çimen koşmalarında görüldüğü gibi ikinci koşuk birincisinin anlamını pekiştirir veya genişletir Koşukların biri anlamsız olduğu zaman (ki aralarında her zaman ses uygunluğu bulunur) anlamsızı anlamlı olanın alanını kendi değeri içinde genişletmeye yarar: bakkal çakal, çoluk çocuk, hayal meyal, sıkı fıkı, ufak tefek gibi Son olarak, koşukların her ikiside abuk sabuk, çıtı pıtı, ıvır zıvır, kem küm gibi anlamsız olan koşmalar geliyor Bunlarda anlamın doldurma olması tabiidir Ayrıca Ağakay pekiştirmeyi bir çalışmasında şöyle anlatmaktadır Pekiştirme öğesi ?p? ile yapılan kelimelerin çeşitleri: sesli ile başlayanlar, yapılarında dudaksıl ve s yakını (z, ş, ç) bulunmayanlar, Bu çeşit seslerin her ikisinden başka bir de r taşıyanlar a) ap + acı ap + aydın ip + ince ap + açık ap + ayrı up + uygun ap + ak ep + ekşi up + uzun ap + ansız (+ın) ep + ey (+ce) ap + aşikâr ıp + ıslak b) dap + dar (+acık) kap + kalın kop + koyu dip + diri kap + kara kup + kuru dop + dolu kap + karanlık tap + takır dup + duru kop + kolay yep + yeni c) çep(e) + çevre kıp + kırmızı sip + sivri 2 b sesi ile başlayan ve yapılarında s yakını ses bulunanların pekiştirmesi m ile yapılır: bam + başka bom + boş bem + beyaz bum + buruşuk Aşağıdaki pekiştirmeler s yakını ses taşıyan kelimelerle yapılıştır Bunların kimisi, pekiştirme öğesine p, kimi ise m almıştır Ancak bu grupta çağdaş olarak dümdüz/düpedüz, tamtakır/taptakır almaş?ını tenavvubünü görmekte olduğumuz gibi aynı olayı ayrı çağlar arasında da görüyoruz: Eskiden yapyalış, düpdüz, tamtaze şimdi yemyeşil, dümdüz, taptaze Bu gözlem (yukarıda iki sayılı maddede saptanan durum dışında) dil beğenisi?nin s yakını ses taşıyan kelimelerde p ile m yi aynı değerde tuttuğunu gösterir a) p alanlar: düp(e) + düz kıp + kızıl tap + taze düp + düz (eski) sap + sarı yap(a) +yalnız gep + geniş sıp + sıcak yap + yaşıl (eski) kıp +kısa şip + şirin zap + zayıf b) m alanlar: dım + dızlak tam + taze (eski) yam + yaş düm + düz yam + yassı yem + yeşil 4 Yapılarında dudak sesi bulunup da s yakını ses taşımayanlar s alır: bas + bayağı cas + cavlak pes + pembe bes + bedava kıs + kıvrak tas + tamam bes + belli kös + kötürüm tos + toparlak bes + beter mas + mavi yus + yumru büs + bütün mos + mor yus + yuvarlak 5 Yapılarında dudaksıl ve s yakını ses taşıyanlar r alır Çar + çabuk sır(ıl) + sıklam tor + topaç Çır(ıl) + çıplak ter + temiz Yukarıda beş madde halinde anlattığımız düzene uymayan ancak beş sıfat vardır: doğru, katı, koca, sağlam ve top Saptadığımız düzene göre ilk üçünün p, dördüncüsünün r, beşincisinin de s alması gerekirken bu gerekliğe uymamışlardır ÖRNEKLER Şiir: Ilgıt ılgıt esen seher yelleri Esip esip yâre değmeli değil Ak elleri elvan elvan kınalı Karadır gözleri sürmeli değil Karaçoğlan Beni bende demen, bende değilem Bir ben vardır bende, benden içerü Yunus Emre Sen olasın deyü yer yer asılıp ayineler Gelene gidene eyler nazarı döne döne Necati Zerre zerre hak-i dergâhına ister sala nur Dönmez ol dergâhtan ger olsa pare pare su Füzuli Kadrini seng-i musallada bilüp ey baki Durup el bağlayalar karşına yâran saf saf Bâki Zerre zerre hak-i guristanı pâmal etme kim Tûde tûde Husrev-i zerrin külehdür her biri Naili Sönük sönük yanıyor rafta isli bir lamba Önünde bir küme: Fes, tekke, hırka, salta, oba Mehmet Akif ERSOY Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ahmet Haşim Bu kitaptır, her insana için dışın öğreten Gökte yerde tende canda bir Yaradan sezdiren Mehmet Emin Yurdakul Sen ağlayan bir gözle süzersin uzun uzun Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini Faruk Nafiz Çamlıbel Geceler geceler almış giderim, Kara taş uyudun mu? Fazıl Hüsnü Dağlarca Atasözü: ?damlaya damlaya göl olur? ?ödünç güle güle gider, ağlaya ağlaya gelir? ?üzüm üzüme baka baka kararır? ?dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur? ?yer damar damar, insan soy soydur? ?erken kalkan yol alır, erken evlenen döl alır? ?bal bal demekle, ağız tatlanmaz? Deyim: ?durdu durdu turnayı gözünden vurdu? ?dik dik bakmak? ?ne yapıp yapıp başarmak? ?elini kolunu sallaya sallaya gezmek? ?tepe tepe kullanmak? ?sıcağı sıcağına söylemek? ?vakitli vakitsiz gelmek? ?fitil fitil burnundan getirmek? ?az buz değil? ?tüyleri diken diken olmak? ?huyuna suyuna gitmek? ?bucak bucak kaçmak? |
|