Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Sözlük Ağı

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgisi, dil, edebiyat, terimleri

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Tümleç nedir?

Cümlenin oluşması için mutlaka gerekli olan öğelere temel öğeler demiştik Ne ki düşündüklerimizi, isteklerimizi, duygu ve tasarılarımızı her zaman bu iki öğeyle (yüklem - özne) anlatamayız Cümlelerimize başka öğeler de katarız, böylece anlatımı genişletiriz Ne ki cümleye kattığımız bu öğeler, cümlenin oluşması için zorunlu olmayan öğelerdir, salt anlatımı boyutlandırmak için gerekir Böyle öğelere yardımcı öğeler, bir başka terimle tümleçler diyoruz

Anlatımı, cümle düzeyinde boyutlandırıp genişletmek için üç türlü tümlece zaman zaman cümlelerimizde yer veririz Bunlardan biri düz tümleç (nesne)?dir Düz tümleç, öznenin yaptığı işten etkilenen ya da etkilenen varlıkIa ilgili niteliği karşılayan öğedir: ?Önce kurumuş dalları kestik? Bu cümlede ?kurumuş dalları? düz tümleçtir Öznenin yaptığı, yüklemin belirttiği işten etkileniyor Yüklemin anlamını bu yönelen tümlüyor

Düz tümleçler de (nesneler) sonlarına durum takısı alıp almadığına göre belirtili ve belirtisiz olmak üzere ikiye ayrılır: ?İIkin ağacı budadım? cümlesinde ağacı belirtili düz tümleçtir Çünkü, bilinen, belirli bir ağaçtan söz ediliyor Oysa aynı cümle şöyle olsaydı: ?İlkin ağaç budadım? Bu kez ağaç sözcüğü belirtisiz düz tümleç olacaktı Çünkü sözü edilen ağaç belirsiz bir varlığa göndermektedir bizi

İster belirtili ister belirtisiz olsun düz tümleçlerin cümlede bulunması yüklem olan eylemin özelliğine bağlıdır Yüklem geçişli bir eylemse cümleye düz tümleç girer, geçişsizse girmez

Yüklemin anlamını yönelme, bulunma, ayrılma ve çıkma yönünden tümleyen, -e, -de, -den durum ekleriyle yükleme bağlanan sözcük ve sözcük öbeklerine de dolaylı tümleç diyoruz Şu cümlede olduğu gibi: ?Hastayı, eski bir jip içinde, köydeki evinden sağlık ocağına götürüyorduk? Bu örnekte olduğu gibi, her yüklem -e?li, -de?li, -den?li tümleçleri tümüyle istemeyebilir Bunların tümceye girmesi, yüklemi oluşturan eylemin durumuna bağlıdır Kimi eylemler -e?li ve -den?li dolaylı tümleç istemezken, kimileri -e?li, kimileri de hem -e?li hem de -den?li tümleç isterler

Tümleçlerin bir bölümü de yüklemin anlamını zaman, nitelik, nicelik ya da durum yönünden tamamlar Bu türden tümleçlere belirteç (zarf) tümleçleri diyoruz: ?Akşam inerken, türkü söyleye söyleye köye vardık?

Kaynak: Dr Dz Öğ Kd Alb S Ömer Erenoğlu ile Düzeltmen Selma Otçu?nun hazırladığı ?Türkçenin Doğru Kullanımı -İletişim, Etkili Konuşma, Yazma Ve Okuma Kılavuzu-? (Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, ISBN: 975-409-384-9, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 2007) kitabından derlenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Özne - yüklem uygunluğu nedir?

Bir cümlede özne ile yüklemin kişi, tekillik ve çoğulluk yönlerinden tutarlı oluşuna uygunluk diyoruz Sözgelimi, “Ben bütün gün kitap okudum” cümlesinde özne birinci tekil kişi (ben)’dir; buna bağlı olarak yüklem de (okudum) birinci tekil
kişidir Bu uyum, genel ve değişmez kuraldır Ancak bunun dışında kimi durumlar vardır ki özne ile yüklem arasındaki tekillik, çoğulluk, kişi uygunluğu değişir Bu değişiklikler nerelerde, ne zaman ortaya çıkar? Bunları tanımazsak ister istemez yanlışlıklara düşeriz
Başlıcalarını tanıyalım:
1 Bir cümlede özne bir topluluk adına konuşuyorsa yüklem birinci çoğul kişili olabilir: “Derslerimizde görsel araçlardan yararlanmaIıyız” (Bu cümlede konuşan kişi öğretmenler adına konuşuyor)
2 Özne bir kişi de olsa, övünme, böbürlenme, karşısındakini küçümseme amacıyla birinci çoğul kişi biçiminde düşünülmüşse yüklem de birinci çoğul kişili olur Şu örnekte ki gibi: “Bizim böylesi sözlere karnımız tok, başka kapıya!” (Böbürlenme, karşısındakini küçümseme amacıyla oluşturulmuş cümle)
3 Özne tek kişi de olsa alçakgönüllülük gösterme amacıyla “ben” yerine “biz” ya da “bizler” kullanıldı mı yüklem de birinci çoğul kişiye dönüşür: “Biz bu konuşmamızda ayrıntılara inmeden dilimizin söz dağarcığındaki değişmeleri ele alacağız” (Konuşmacı ben demekten kaçınıyor)
4 Konuşmada ve yazmada söze saygı, incelik anlamı katmak için sen yerine siz zamirini·kullanırız ya da böyle düşünürüz Bu durumda yüklem de ikinci çoğul kişiye dönüşür: “Bu gece de bizde kalınız” (Cümlede sen, siz biçiminde düşünülmüş)
5 Üçüncü tekil kişilerde aşırı saygı gösterilmek amacıyla bir kişi de olsa, yüklem çoğul üçüncü kişiye dönüşebilir: “Büyük hala geldiler Kapıyı açıyorlar” (Cümlede sözü edilen tek kişidir Ama aşırı saygı gösterme amacıyla yüklem çoğullaştırılmıştır)
6 Özne bir organın ya da organdan çıkan bir nesnenin adıysa bu ad çoğul durumunda olsa bile yüklem tekil olur Şu örneklerde olduğu gibi: “Yukarı kattan sesler, çağrışmalar geliyordu” “Gözlerinden boşalan yaşlar, yanaklarından yuvarlanıyordu
7 Özne çoğul eylem adlarından oluşuyorsa, yüklem tekil olur Şu örnekte olduğu gibi: “Sokakta gülüşmeler, bağrışmalar birbirine karışıyordu
8 Hayvan ve bitkiler özne görevinde ve çoğul durumda cümleye giriyorsa, yüklem tekil olur: “İki yabancının, yaklaştığını görünce köpekler havlamaya başladı”, “Tepede ağaçlar biraz daha seyrek duruyor
9 Özne cansız varlıklardan oluşuyorsa, çoğul durumunda bulunuyorsa yüklem tekil olur: “Yamaçtan aşağı seller akıyordu” Ancak cansız varlıklardan oluşan çoğul özneye kişilik kazandırmaya yönelik bir kullanım verilirse, yüklem de çoğullaşır: “Ağaçlar, caddeler sisin örtüsüne sarınarak gözden kayboldular
10 Çoğullaştırılmış zaman adları özne göreviyle kullanılırsa yüklem tekilleşir: “Günler, haftalar, aylar böyle geçti”, “Dakikalar, saatler birbirini izledi” Ancak özneye kişilik kazandırmaya yönelik kullanımlarda yüklem çoğullaşır: “Günler ne çabuk geçiyorlar
11 Tekil durumda bulunan ve özne göreviyle kullanılan topluluk adlarının yüklemleri de tekil olur: “Sürü dağıldı”, “Kalabalık uzun süre bekledi
12 Cümlede birden çok özne varsa, öznelerden biri tekil ya da çoğul birinci kişi zamiri (ben, biz) ise, yüklem birinci çoğul kişi olur: “Uşak önde, ben arkada çıktık
13 Cümlede birden çok özne bulunursa, öznelerden biri tekil ya da çoğul ikinci kişi zamiriyse (sen, siz), yüklem çoğul ikinci kişi olur: “Ahmet, kardeşin Salih ve sen yarın bağa gideceksiniz
14 Cümlede birden çok özne bulunuyorsa, öznelerden biri tekil ya da çoğul üçüncü kişi zamiriyse (o, onlar) yüklem çoğul üçüncü kişi olur: “Babası, dayısı, o ve küçük hala bize geldiler
15 Cümlede birden çok özne bulunuyorsa, öznelerden her ikisi ya da üçü tekil ya da çoğul birinci, ikinci, üçüncü kişi zamiriyse (ben, biz, sen, siz, o, onlar), yüklem çoğul birinci kişi olur: “Siz de, o da ben de rahat ederiz

Özne-yüklem ilişkisi ya da uyumu doğru, sağlıklı cümle kurmanın temel koşullarından biridir Aynı durum, tümleçler için de söz konusudur

Kaynak: Dr Dz Öğ Kd Alb S Ömer Erenoğlu ile Düzeltmen Selma Otçu’nun hazırladığı “Türkçenin Doğru Kullanımı -İletişim, Etkili Konuşma, Yazma Ve Okuma Kılavuzu-” (Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, ISBN: 975-409-384-9, Genelkurmay Basımevi, Ankara, 2007) kitabından derlenmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Öğeler arasındaki ilişkiler

Cümleyi oluşturan öğeleri ve bunların işlevini tanıma, doğru, sağlıklı cümle kurabilmemiz için gereklidir Çünkü cümlelerimizdeki yanlışlıkların bir bölümü öğelerIe ilgilidir Daha doğrusu bu öğeleri yerli yerinde kullanmama ya da bunlar arasında uyum sağlamama, öğeleri birbirine yanlış bağlama cümlelerimizin yanlış kurulmasına yol açar Bu tür yanlışlıklardan kurtulmak için cümlelerimizi oluşturan öğelerin arasındaki uyuma, birbirlerine bağlanışına özen göstermeliyiz
Özne - Yüklem Uygunluğu: Bir cümlede özne ile yüklemin kişi, tekillik ve çoğulluk yönlerinden tutarlı oluşuna uygunluk diyoruz Sözgelimi, “Ben bütün gün kitap okudum” cümlesinde özne birinci tekil kişi (ben)’dir; buna bağlı olarak yüklem de (okudum) birinci tekil
kişidir Bu uyum, genel ve değişmez kuraldır Ancak bunun dışında kimi durumlar vardır ki özne ile yüklem arasındaki tekillik, çoğulluk, kişi uygunluğu değişir Bu değişiklikler nerelerde, ne zaman ortaya çıkar? Bunları tanımazsak ister istemez yanlışlıklara düşeriz
Başlıcalarını tanıyalım:
1 Bir cümlede özne bir topluluk adına konuşuyorsa yüklem birinci çoğul kişili olabilir: “Derslerimizde görsel araçlardan yararlanmaIıyız” (Bu cümlede konuşan kişi öğretmenler adına konuşuyor)
2 Özne bir kişi de olsa, övünme, böbürlenme, karşısındakini küçümseme amacıyla birinci çoğul kişi biçiminde düşünülmüşse yüklem de birinci çoğul kişili olur Şu örnekte ki gibi: “Bizim böylesi sözlere karnımız tok, başka kapıya!” (Böbürlenme, karşısındakini küçümseme amacıyla oluşturulmuş cümle)
3 Özne tek kişi de olsa alçakgönüllülük gösterme amacıyla “ben” yerine “biz” ya da “bizler” kullanıldı mı yüklem de birinci çoğul kişiye dönüşür: “Biz bu konuşmamızda ayrıntılara inmeden dilimizin söz dağarcığındaki değişmeleri ele alacağız” (Konuşmacı ben demekten kaçınıyor)
4 Konuşmada ve yazmada söze saygı, incelik anlamı katmak için sen yerine siz zamirini·kullanırız ya da böyle düşünürüz Bu durumda yüklem de ikinci çoğul kişiye dönüşür: “Bu gece de bizde kalınız” (Cümlede sen, siz biçiminde düşünülmüş)
5 Üçüncü tekil kişilerde aşırı saygı gösterilmek amacıyla bir kişi de olsa, yüklem çoğul üçüncü kişiye dönüşebilir: “Büyük hala geldiler Kapıyı açıyorlar” (Cümlede sözü edilen tek kişidir Ama aşırı saygı gösterme amacıyla yüklem çoğullaştırılmıştır)
6 Özne bir organın ya da organdan çıkan bir nesnenin adıysa bu ad çoğul durumunda olsa bile yüklem tekil olur Şu örneklerde olduğu gibi: “Yukarı kattan sesler, çağrışmalar geliyordu” “Gözlerinden boşalan yaşlar, yanaklarından yuvarlanıyordu
7 Özne çoğul eylem adlarından oluşuyorsa, yüklem tekil olur Şu örnekte olduğu gibi: “Sokakta gülüşmeler, bağrışmalar birbirine karışıyordu
8 Hayvan ve bitkiler özne görevinde ve çoğul durumda cümleye giriyorsa, yüklem tekil olur: “İki yabancının, yaklaştığını görünce köpekler havlamaya başladı”, “Tepede ağaçlar biraz daha seyrek duruyor
9 Özne cansız varlıklardan oluşuyorsa, çoğul durumunda bulunuyorsa yüklem tekil olur: “Yamaçtan aşağı seller akıyordu” Ancak cansız varlıklardan oluşan çoğul özneye kişilik kazandırmaya yönelik bir kullanım verilirse, yüklem de çoğullaşır: “Ağaçlar, caddeler sisin örtüsüne sarınarak gözden kayboldular
10 Çoğullaştırılmış zaman adları özne göreviyle kullanılırsa yüklem tekilleşir: “Günler, haftalar, aylar böyle geçti”, “Dakikalar, saatler birbirini izledi” Ancak özneye kişilik kazandırmaya yönelik kullanımlarda yüklem çoğullaşır: “Günler ne çabuk geçiyorlar
11 Tekil durumda bulunan ve özne göreviyle kullanılan topluluk adlarının yüklemleri de tekil olur: “Sürü dağıldı”, “Kalabalık uzun süre bekledi
12 Cümlede birden çok özne varsa, öznelerden biri tekil ya da çoğul birinci kişi zamiri (ben, biz) ise, yüklem birinci çoğul kişi olur: “Uşak önde, ben arkada çıktık
13 Cümlede birden çok özne bulunursa, öznelerden biri tekil ya da çoğul ikinci kişi zamiriyse (sen, siz), yüklem çoğul ikinci kişi olur: “Ahmet, kardeşin Salih ve sen yarın bağa gideceksiniz
14 Cümlede birden çok özne bulunuyorsa, öznelerden biri tekil ya da çoğul üçüncü kişi zamiriyse (o, onlar) yüklem çoğul üçüncü kişi olur: “Babası, dayısı, o ve küçük hala bize geldiler
15 Cümlede birden çok özne bulunuyorsa, öznelerden her ikisi ya da üçü tekil ya da çoğul birinci, ikinci, üçüncü kişi zamiriyse (ben, biz, sen, siz, o, onlar), yüklem çoğul birinci kişi olur: “Siz de, o da ben de rahat ederiz
Özne-yüklem ilişkisi ya da uyumu doğru, sağlıklı cümle kurmanın temel koşullarından biridir Aynı durum, tümleçler için de söz konusudur
Tümleç-Yüklem Uygunluğu: Tümleçlerin türü ve niteliği, cümleye girişleri ya da girmeyişleri
yüklemin niteliğine bağlıdır Öyle ki sıra ya da bileşik yapılı cümlelerde başka başka tümleçler alması gereken birden çok yüklem birbirine bağlanıyor Bunlardan yalnız birinin tümleci yazılıyor Bu tümleç öteki yüklemlerle de uyum sağlıyor mu, aralarında bir uygunluk var mı? diye düşünülmüyor Bu da cümlelerde tümleç eksikliği diyeceğimiz bir anlatım pürüzüne yol açıyor Sözgelimi şu tümceye bakalım: “Buna ancak okurlar karar verir, uygular” “Buna” tümleci “karar verir” yüklemi için doğrudur, ama “uygular” yükIemi için doğru değil Yani, “buna uygular” denilemez Bundan dolayı her iki yüklemin de “buna” tümlecine bağlanmış olması yanlıştır Çünkü “karar verir” eylemi geçişsiz, “uygular” ise geçişlidir Bu yüzden cümlede tümleç-yüklem uygunluğu sağlanamamıştır Uygunluk sağlansaydı cümleyi şöyle kurmak gerekirdi: “Bunu ancak okurlar kararlaştırır, uygular

Alıntı Yaparak Cevapla

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Kaç çeşit cümle türü vardır?

Anlatımımızın tek düzelikten kurtulmasında değişik cümle türlerini kullanmanın önemli bir payı vardır Bu değişikliği yüklem yapı, anlam ve söz dizimi yönlerinden yaparız, daha doğrusu cümleleri bu açılardan türlendiririz
Ad Cümlesi: Yüklemi ad, ad soylu sözcük ya da sözcük öbeği olan bağımsız bir yargı bildiren sözcük dizisine ad cümlesi diyoruz: “Anlatımın gücü, sözcüklerde gizlidir” Ad cümlelerinin yargı bildirişi ekeylemle gerçekleşir Yüklemi oluşturan ad ve soylu sözcükler ekeylemle çekimlenerek yüklem niteliğini kazanırlar: “Çok çok hastaydı” Kimileyin de ek eylemin -dir biçimi gelir: “Tiyatro, söz ve eylem sanatıdır” Örneklerden de anlaşıldığı gibi ad cümleleri, öznenin ne olduğunu ya da bir durumu bildirirler
Eylem (Fiil) Cümlesi: Yüklemi çekimli bir eylemden oluşan, bağımsız bir yargı bildiren sözcük dizisine eylem cümlesi denir Eylem cümlelerinde öznenin ne yaptığı açıklanır: “Romanlarında daha çok Çukurova yöresini anlatıyor
Basit Cümle: Cümleyi bir yargı birimi olarak tanımlamıştık Yalnızca tek bir yargı bildiren cümle türüne yalın cümle ya da eski terimiyle basit cümle diyoruz: “Tevfik Efendi, banka önünde vezne arabasından indi”, “Öğrenciyim”, “Dün bizde toplandık:” Basit cümle tek sözcükten oluşabileceği gibi birden çok sözcükten de oluşur Cümlenin basitliğini belirleyen sözcük sayısı değil, bildirdiği yargıdır
Birleşik Cümle: Düşünce ve duygular, bağımsız birer yargı biçiminde oluşacağı gibi, birbirine bağımlı, neden-sonuç yönünden ilişkili yargılar biçiminde de ortaya çıkarlar Yargıların bu bağlanışı, neden-sonuç yönünden birbirine zincirlenişi bileşik yapılı cümlelerin
doğmasına yol açar İçinde birden çok yargı barındıran cümleye bileşik cümle denir: “Klasikleri okurken her okuyucu, bilerek ya da kendiliğinden okuduklarını kolayca kendi dünyasına aktarır” Örnek cümleden anlaşılacağı gibi, bileşik cümlede çekimli bir eylemle yüklemlenen bir temel cümlecik vardır: “Okuyucu aktarır” Bunun gibi bir ya da birden çok yan cümlecik bulunur: “Klasikleri okurken / bilerek / ” gibi Yan cümlecikler tamamlanmamış yargılardır, bunlar değişik ilişkiler içinde temel cümleciği tümler, onun öğelerinden biri olurlar
Sıralı Cümle: Tek yargılı basit ya da bileşik yapılı bağımsız cümlelerin anlam ya da öğe ilişkisiyle art arda gelmesi, (,) ya da ( ile birbirine bağlanmasından oluşan cümleler zincirine sıra cümle diyoruz: “Islak bir sabah, yağmur yok, rüzgar yok, havada bir kıpırdanma yok” “Anne güldü, adımı söyledi, beni tanımış” “Uzattığım parayı geri itiyor, gazeteleri zorla elime vererek beni dükkandan çıkarıyor
Bağlı Cümle: En az iki bağımsız cümleden oluşan ve aralarındaki anlam ilgisine göre bir bağlaçla birbirine bağlanan cümlelere bağlı cümle adını veriyoruz: “Geldi ve gitti”, “Çok çalıştı, ama başaramadı” gibi
Olumlu Cümle: Eylemin ya da yargının olduğunu, gerçekleştiğini bildiren cümlelere olumlu cümle denir Bu tür cümlelerde yüklem ya olumlu çekimli bir eylemdir ya da ekeylem almış ad, ad soylu bir sözcük ve sözcük öbeğidir: “Roman okumayı çok seviyordu”, “Kenan, derinliği olmayan bir roman kişisidir
Olumsuz Cümle: Eylemin ya da yargının gerçekleşmediğini, olmadığını bildiren cümleIere olumsuz cümle adını veriyoruz: “İlk romanı beklediği kadar çok satmadı”, “Büyük halası sandığı kadar varlıklı değildi” Örneklerden anlaşılacağı gibi, eylem cümlelerinde olumsuzluk
-me olumsuzluk ekiyle, ad cümlelerinde ise değil edatıyla yapılıyor
Soru Cümlesi: Öğrenme, bir soru ya da kuşkuyu giderme amacıyla kurulan ya da yargıyı soru yoluyla belirten cümlelere soru cümlesi diyoruz Bu tür cümlelerin anlatımına değişik anlam özellikleri katacak kullanım biçimleri vardır Bunların bir bölümü mi soru takısıyla oluşturulur: “Batılılaşmanın gerekçesi bu mu?”, “Anlattıkları doğru değil mi?”
Soru cümlelerinin bir dilimi de soru sıfatlarıyla, soru zamirleriyle ve soru belirteçleriyle (zarflarla) kurulur: “Ziyafete kaç kişi gittiniz?”, “Bu zavallı kime derdini anlatacak?”, “Ne kadar cansız konuşuyor?”
Soru cümleleri her zaman bir şeyi öğrenme, bir merakı giderme amacıyla kurulmaz Soru yoluyla cümleye değişik anlam ve anlatım özellikleri kazandırır Anlatıma renk ve canlılık katılır Söz gelimi kimi soru cümleleri bir duyguyu, bir düşünceyi karşımızdakine onaylatmayı
amaçlar Bu tür soru cümlelerinin yanıtı evet, hayır, var, yok türünden tek sözcüklüdür: “Eleştirinin ılımlısı mı olurmuş?”
Soru cümlelerinin kimileri de yalanlama ya da benimsememe anlamı taşır: “Ben böyle bir kabalık yapar mıyım?” Bunun gibi olasılık ve kuşku, beğenme, övme ve yüceltme, şaşma, beklenmezlik, bilmezlikten gelme, bilinmezlik, yakınma, acınma, özlem gibi anlamlar katar cümleye
Ünlem Cümlesi: Korkma, acıma, üzüntü, hayıflanma, yakınma gibi durum ve duyguları anlatan cümlelere ünlem cümlesi adını veriyoruz: “Gördün mü yaptığın işi!”, “Ah, nasıl geri dönmek, yine yaşamak isterdi o günleri!”
Şart (Koşul) Cümlesi: Bir eylemin yapılıp yapılamayacağını bir başka eylemin oluşumuna bağlayan cümleye koşul cümlesi denir: “Bir arabam olsaydı, basıp gaza kentin dışına giderdim
Kurallı ya da Düz Cümle: Dilimizin temel kurallarından biri yardımcı öğelerin önce, temel öğelerin sonra gelmesidir Dilin işleyişini yönlendiren bu temel kuraldır Bütün sözcük öbekleri, tümcede sözcüklerin dizilişi bu kurala göre olur Yüklem de cümlenin temel öğesi olduğu için genellikle sonda bulunur Yüklemi sonda bulunan cümleye, kurallı ya da düz cümle adını veriyoruz Yüklem, cümlenin zembereği durumundadır Cümlede önemsenip vurgulanmak istenen sözcük ya da sözcük öbeği yükleme yaklaştırır Bu da cümledeki sözcüklerin kesin, demirbaş bir yeri olmadığını gösterir Söz gelimi, “Köyün erkekleri kışa doğru büyük kentlere gider” cümlesinde vurgulanmak istenen “büyük kentlere” sözcükleridir Bu cümleyi, “Kışa doğru büyük kentlere köyün erkekleri gider” biçiminde oluşturursak, “köyün erkekleri” öğesini önemseyip belirtmiş oluruz
Devrik Cümle: Yüklemi sonda bulunmayan cümlelere devrik cümle denir: “Fikir adamıyım, bilim adamıyım ben”, “Bir şiir antolojisini karıştırdım dün gece” Türkçenin temel kuralına, yardımcı öğelerin başta, temel öğenin sonda bulunması kuralına aykırı bir görünümü var diye, devrik cümleyi bozuk ya da yanlış saymamalıyız Devrik cümlenin de kendine özgü belli bir düzeni, belli bir öyküsü vardır Genellikle günlük konuşmalarda, şiirlerde, roman, öykü, oyun gibi yazımlarda kullanılır Anlatımı bir örneklikten kurtarır Anlatıma konuşmanın tadını
katar Şaşma, acıma, öfke gibi ruhsal duyguları açığa vurmaya, söze duygusallık değeri katmaya yarar Devrik cümleyi üst üste yığmadan kaçınmak gerekir Bir anlatım nasıl salt düz cümlelerden oluşunca tekdüzeleşirse, aynı durum devrik cümleler için de düşünülebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Devrik cümle nedir?

Yüklemi sonda bulunmayan cümlelere devrik cümle denir: “Fikir adamıyım, bilim adamıyım ben”, “Bir şiir antolojisini karıştırdım dün gece” Türkçenin temel kuralına, yardımcı öğelerin başta, temel öğenin sonda bulunması kuralına aykırı bir görünümü var diye, devrik cümleyi bozuk ya da yanlış saymamalıyız Devrik cümlenin de kendine özgü belli bir düzeni, belli bir öyküsü vardır Genellikle günlük konuşmalarda, şiirlerde, roman, öykü, oyun gibi yazımlarda kullanılır Anlatımı bir örneklikten kurtarır Anlatıma konuşmanın tadını katar Şaşma, acıma, öfke gibi ruhsal duyguları açığa vurmaya, söze duygusallık değeri katmaya yarar Devrik cümleyi üst üste yığmadan kaçınmak gerekir Bir anlatım nasıl salt düz cümlelerden oluşunca tekdüzeleşirse, aynı durum devrik cümleler için de düşünülebilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri

Eski 11-29-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dil Bilgisi - Edebiyat Terimleri



Kurallı ya da düz cümle nedir?

Dilimizin temel kurallarından biri yardımcı öğelerin önce, temel öğelerin sonra gelmesidir Dilin işleyişini yönlendiren bu temel kuraldır Bütün sözcük öbekleri, tümcede sözcüklerin dizilişi bu kurala göre olur Yüklem de cümlenin temel öğesi olduğu için genellikle sonda bulunur Yüklemi sonda bulunan cümleye, kurallı ya da düz cümle adını veriyoruz Yüklem, cümlenin zembereği durumundadır Cümlede önemsenip vurgulanmak istenen sözcük ya da sözcük öbeği yükleme yaklaştırır Bu da cümledeki sözcüklerin kesin, demirbaş bir yeri olmadığını gösterir Söz gelimi, “Köyün erkekleri kışa doğru büyük kentlere gider” cümlesinde vurgulanmak istenen “büyük kentlere” sözcükleridir Bu cümleyi, “Kışa doğru büyük kentlere köyün erkekleri gider” biçiminde oluşturursak, “köyün erkekleri” öğesini önemseyip belirtmiş oluruz

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.