Türkiye'deki Antik Kentler - Pergamon |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkiye'deki Antik Kentler - PergamonBergamada kalıntılar Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır Pergamon, eski çağlardada Misya bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi İÖ 282-133 arasında da Pergamon Krallığı’nın başkentiydi Pergamon adı, bir söylence kahramanı olan Pergamos'tan gelir Pergamos’un, Teuthrania kralını öldürdükten sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır Başka bir söylenceye göre de Teuthrania Kralı Grynos savaşta Pergamos'tan yardım istemiş, zaferden sonra iki kent kurdurarak birine onun onuruna Pergamon, ötekine de Gryneion adını vermiştir Yazılı belgelerde Pergamon'dan ilk kez İÖ 4 yüzyılın başlarında söz edilir Kent daha sonra Pergamon Krallığı'nın başkenti oldu Bu dönemde saray, tapınak, tiyatro gibi yapılarla yapıldı, kent kule ve surlarla çevrildi Pergamon, krallığın Roma'ya bağlanmasından sonra da Batı Anadolu'nun sayılı kentlerinden biri olarak kaldı Eski kentin kalıntılarını, 1870’lerde Batı Anadolu’da demiryolu döşenmesinde çalışan Alman mühendis Carl Humann buldu Pergamon'da ilk araştırma ve kazı çalışmalarına da 1878'de başlandı Kazılar ve onarım çalışmaları günümüzde de sürmektedir Pergamon Akropolü Pergamon kentinin Akropol'ü ("kentin yukarı bölümü"), Bakırçayı'nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde yer alır Büyük bir kale görünümündeki Akropol’ün ana kapısına varmadan solda Heroon'un kalıntıları vardır Heroon, Eski Yunan'da bir kahraman ya da yarı tanrı adına yapılmış ve çevresi sütunlu bir galeriyle çevrili kutsal yerlerin adıydı Heroon’da, dinsel törenin yapıldığı oda (kült odası) geniş bir ön galerinin arkasındaydı Heroon’un kuzeyinde Helenistik dönemden kalma bir dizi dükkândan oluşan uzun bir yapı bulunuyordu Pergamon model kenti, Berlin Müzesi Kentin koruyucusu sayılan akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan Athena Tapınağı, Akropol'ün en önemli mekânıydı Tiyatro terasının üzerinde bulunan bu tapınak, Dor düzeninde yapılmıştı Kazılarda Athena Tapınağı’nın birçok parçası Berlin'e götürülerek aslına uygun biçimde orada yeniden kurulmuştur Pergamon'da ise yalnızca temelleri kalmıştır Athena Tapınağı'nın kuzeyinde dört salonlu bir kütüphane vardı Burası Helenistik dönemin en büyük kitaplıklarından biriydi Kütüphanede "Pergamon derisi" olarak adlandırılan parşömen üstüne yazılmış 200 bin kitap bulunduğu bilinmektedir Romalı asker ve devlet adamı Marcus Antonius, İÖ 41'de kitapların tümünü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya armağan etmiştir Athena Tapınağı’nın güneyindeki bir terasta Zeus Sunağı yer alıyordu Zeus Sunağı da Berlin'e götürülmüş ve onarılarak oradaki Pergamon Müzesi'ne (Pergamon Museum) koyulmuştur Helenistik dönemi mimarisinin en güzel örneği olan sunağın Pergamon’da yalnızca temelleri kalmıştır Zeus Sunağı'nın güneyinde Yukarı Agora bulunur Agora, güney ve kuzeydoğudan Dor düzeninde sütunlu galerilerle çevriliydi Agora'da toplanan halk, siyaset ve ticaretle ilgili konuları yönetimle görüşüp konuşuyordu Agora’nın kuzeybatısında Agora Tapınağı bulunuyordu Akropol'ün en yüksek yerinde Pergamon krallarının sarayları yükseliyordu Günümüze bu sarayların yalnızca zemini ve temelleri ulaşmıştır Sade görünümlü bu yapılarda odalar sütunlu bir avlu çevresine sıralanıyordu Athena Tapınağı'nın batısındaki dik yamaçta, yaklaşık 10 bin kişilik bir tiyatro yer alır Helenistik dönemde yapılan tiyatronun uçuruma bakan ön tarafı setlerle sağlamlaştırılmıştı Tiyatronun ahşap bir sahnesi vardı ve bu sahne sökülüp takılabilecek biçimde yapılmıştı Akropol’ün bir başka tapınağı olan Dionysos Tapınağı, tiyatro terasının kuzeyindeydi 25 basamakla çıkılan bir podyum üzerinde bulunan tapınağın yalnız ön yüzünde sütunlar vardı Orta Kent Bugün Orta Kent denilen yerleşme, eski Pergamon kentinin bir başka bölümüydü Kentin yukarı bölümü Akropol’de, daha çok kral ailesi ile yöneticiler, aydınlar ve komutanlar oturuyordu Orta Kent ise halkın rahatlıkla girip çıktığı yerdi Burada doğrudan devlet yönetimiyle ilgili olmayan yapılar, gençler için spor alanları, halka açık tapınaklar bulunuyordu Orta Kent’in önemli alanlarından biri Demeter Kutsal Alanı‘ydı Bu alan dikdörtgen bir platformda yer alıyordu Bugün Yukarı Gymnasion'dan gelindiğinde, eskiden bir çeşme ile kurban çukurunun bulunduğu alana girilir Buradan beş basamakla çıkılan iki sütunlu anıtsal girişe (propylaia) ulaşılır Kutsal alana buradan inilir Alanın solunda tapınak, ortasında ise sunak vardı Sağ yandaki 10 sıralı oturma alanında, Demeter ve Kore dinsel törenlerini 600 kişi izleyebiliyordu Gymnasion Orta Kent’in en büyük yapı kompleksiydi Burada çeşitli spor dallarında çalışmalar ve yarışmalar yapılırdı Gymnasion, yukarıya doğru genişleyen üç teras üzerine kuruluydu ve bir bakıma üç ayrı Gymnasion biçiminde inşa edilmişti Üst terası yetişkinlere, orta terası gençlere, alt terası ise çocuklara ayrılmıştı Orta bölümünde galerilerle çevrili alanda güreş, disk atma, uzun atlama gibi spor çalışmaları yapılırdı Kuzeydeki galerinin arka bölümündeki salonlarda çeşitli konularda dersler verilirdi Bu salonlardan biri 1000 kişi alabilecek büyüklükteydi Güney galerisinin altında bulunan üstü kapalı koşu yolu 212 metre uzunluğundaydı Orta Gymnasion'un batısında gençlerin eğitim gördüğü yapılar vardı Uzun koşu yolu doğuda Herakles ve Hermes'e adanmış tapınağa açılıyordu Yarışmalarda başarılı olan gençlerin adları tapınağın duvarlarına yazılırdı Küçük çocukların eğitimine ayrılan Aşağı Gymnasion 80 metre uzunluğunda bir terasa kurulmuş yapılardan oluşuyordu Yukarı Gymnasion'un batısında yer alan Asklepios Tapınağı’nın günümüze yalnızca temelleri ulaşmıştır Hekimlik tanrısı Asklepios adına yapılan tapınak dinsel özelliklerinin yanı sıra tıp alanında araştırma ve deneylerin gerçekleştirildiği bir okuldu Hastalar, bitkilerden elde edilen ilaçlar, ameliyat, su ve çamur banyolarının yanı sıra, spor, müzik, eğlence ve telkin yoluyla tedavi edilirdi Aşağı Kent Pergamon’un Aşağı Kent olarak adlandırılan aşağı bölümünde, iki sütunlu galerilerle çevrili Aşağı Agora ile heykel okulu ve evler vardı Evler içinde en dikkat çekeni, sütunlu galerileri olan iki katlı Attalos Evi‘dir Buranın güneydoğuya açılan odası, kışın bile güneşle ısıtılıyordu İÖ 2 yüzyılda surlarla çevrilen kente güneydeki Eumenes Kapısı yapılmıştı Bugün bu kapıdan girenler, ince yapılı bir sütun sırası ile karşılaşırlar Mısır tanrısı Serapis'e adanmış tapınak, eski Pergamon’un en büyük yapısıdır Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Avlu olarak da adlandırılır Roma Kenti Pergamon kentinin kuzeybatısı ile Bergama Çayı arasında Roma dönemi yerleşmesi bulunur Burada 50 bin kişilik amfitiyatro ile 30 bin kişilik tiyatro vardı Günümüzde Viran Kapı denilen kalıntılar tiyatronun ayakta kalan kemeridir Pergamon, yapılan düzenli kazılarla büyük bölümü ortaya çıkarılmış bir ilkçağ kentidir Burada kurulan Bergama Müzesi, Türkiye'nin ilk arkeoloji müzesidir Pergamon buluntularının birçoğu burada sergilenmektedir Bergamada antik tiyatro |
|