Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayatı, lutun

Hz. Lut'un Hayatı

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Lut'un Hayatı



Hz Lut'un Hayatı

Kurân-ı kerîm'de ismi bildirilen peygamberlerden Hz İbrâhim'in kardeşi Hârân'ın oğludur[1][2] Hz İbrâhim ve ona inananlarla birlikte Nemrûd'un memleketinden hicret edip Şam'a geldikten sonra, Lût Gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber gönderildi İnsanlara Hz İbrâhim'in dînini tebliğ etti[1]
Kuran'da Hz İbrahim ve Hz Lut'un da aynı dönemde ve aynı coğrafyada yaşadıkları haber verilir Hz Lut ve Hz İbrahim farklı kavimlerin içinde hayat sürmelerine karşın, birbirlerinin destekçisi olmuşlardır[3]

Hz İbrâhim'le birlikte Bâbil'den hicret edip, Şam diyârına geldikleri zaman Cebrâil gelerek Lût Gölü civârındaki Sedûm bölgesi ahâlisine peygamber olarak gönderildiğini bildirdi Hz İbrâhim'den ayrılarak Sedûm bölgesine gitti

Bu beldede ahlâksız ve sapık bir millet türemişti [1] Sedomlular bozuk ahlâklı, kötü niyet insanlar idi Yol keserler, yolcuların elinde avucunda ne varsa alırlardı[2] Putlara tapıyorlar, soygun yapıyorlar, zayıfları eziyorlardı İğrenç olan livata (homoseksüellik; bugün tedâvisi mümkün olmayan AIDS hastalığına sebep olan cinsî sapıklık) yapıyorlardı[1]
Sedom halkı, dünyada daha önce kimsenin yapmadığı sapık işleri, ahlaksızlıkları yapıyor, eşcinsel davranışlarda bulunuyor, azgınlıkta birbirleriyle yarış ediyorlardı Hz Lût, kavmini doğru yola davet ettiyse de aldırmadılar Yaptıkları kötü işleri devam ettirdiler Karısı da ona inanmayanlardandı
Hz Lût, "âlemlerden hiç kimsenin sizden önce yapmadığı hayasızlığı mı yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz, doğrusu çok aşırı giden bir milletsiniz" (el-A'raf, 7/80-81); "evet, siz cahil bir milletsiniz" (en-Neml, 27/55); "yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" (el-Ankebût, 29/29) diyerek onları doğru yola davet etti, içinde bulundukları delâlet ve cehaletten kurtarmağa çalıştı[2]
Hz Lût, onları çirkin işlerden men edip, doğru yola dâvet etti Bu husus Kurân-ı kerîmde Şuarâ sûresi 161-164 âyetlerde meâlen şöyle bildirilmektedir: “Kardeşleri Lût, onlara: Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş emîn, güvenilir bir peygamberim Artık Allah'tan korkun ve bana itâat edin! Buna karşılık sizden bir ücret istemiyorum Benim ücretim âlemlerin Rabbine âittir, dedi

Sedum halkı, Hz Lût'un dâvetine uymadılar İsyân edenler arasında kendi hanımı da vardı O da kocası Hz Lût'a inanmamıştı Kâfirlerle bir olup, ona ihânet etmişti Bu azgın ve cinsî sapıklıkla uğraşan kavim, îmân etmedikleri gibi Hz Lût'u ve ona inananları memleketlerinden kovmaya kalkıştılar Hz Lût bu kavme nasîhat edip, doğru yola dönmezlerse Allah-u teâlânın azâbına uğrayacaklarını bildirdi Buna rağmen isyândan ve fuhuştan vazgeçmediler Hattâ Hz Lût'a; “Doğru sözlü isen bahsettiğin azâbı getir de görelim dediler Sapık kavmin isyânının gittikçe artması üzerine Allah-u teâlâ onları cezâlandırmak için melekler görevlendirdi Bu melekler Cebrâil, Mikâil, Azrâil bir rivâyete göre de Cebrâil ile birlikte on iki melekti Melekler, önce Hz İbrâhim'e uğrayıp, kendisine bir oğlan evlâdı (Hz İshâk) verileceğini müjdelediler ve azgın Sedum halkını helâk etmek üzere geldiklerini söyleyip ayrıldılar Öğle veya akşam vakti Sedum beldesine gidip Hz Lût'u buldular Melekler, nûr yüzlü genç delikanlı sûretinde Hz Lût'un evine gelince Hz Lût'un isyankâr hanımı, durumu azgın Sedum halkına bildirdi Azgın Sedum halkı Hz Lût'un evinin etrâfını sarıp misâfirlerini bize teslim et diyerek musallat olmaya kalkıştılar Hz Lût onlara nasîhat ettiyse de dinlemeyip kapıyı zorladılar[1]

"Lût'un konukları olan melekleri elde etmeye (onlara tecavüz etmeye) kalkıştılar" (el-Kamer, 54/37) "Hz Lût onlara: "Bunlar benim konuklarımdır; onlara karşı beni rüsvay etmeyin Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi" (el-Hicr, 15/68-69) "Misafirlere dokunulmaması için Ey milletim işte bunlar benim kızlarım, onlar sizin için daha temizdir (size nikahlayabilirim) Konuklarımın önünde beni rezil etmeyin İçinizde aklı başında kimse yok mudur? dedi" (Hûd, 11/78) Sedom halkı sapıklıktan başka bir şey düşünmüyordu "Andolsun ki senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun: Doğrusu ne istediğimizin farkındasın" (Hûd, 11/79) diyerek bunu reddettiler Hz Lût, bu defa: "Keşki size yetecek bir kuvvetim olsa ve ya sağlam bir yere sığınsam" dedi (Hud, 11/80) Hz Lût iyice sıkılmıştı Bunun üzerine melekler; "Ey Lût! Biz rabbinin elçileriyiz, onlar sana ilişemeyecekler" (Hûd, 11/81) diyerek kimliklerini açıkladılar ve onu teselli ettiler[2]
Azgın kavim içeriye girmek için kapıyı kırınca Cebrâil; “Ey Lût kapıyı aç ve geriye çekil gelsinler dedi Lût kapıyı açıp geriye çekildi Cebrâil, kanadını önlerine gerdi ve içeriye hücum eden azgınların gözleri âniden kör oldu, bunun üzerine şaşkın şaşkın kaçışmaya başladılar Bu husus, Kurân-ı kerîm'de Kamer sûresi 44 âyette meâlen şöyle bildirilmektedir: “Lût'tan kavmi, misâfir melekleri istediler! Hemen biz onların gözlerini kör ettik (Anadan doğma gibi kör oldular) işte azâbımı ve tehditlerimin âkıbetini tadın dedik

Hz Lût, kendine tâbi olanlarla geceleyin Sedum beldesinden ayrılıp Sa'r şehrine gitti Cebrâil, Sedum beldesini kanadıyla alt üst etti Üzerlerine şiddetli taş yağmaya başladı, nihâyet hepsi helâk olup gitti Bu hususta Kurân-ı kerîm'in Kamer sûresi 38 âyet-i kerîmesinde meâlen; “Celâlim hakkı için, bir sabah vakti devamlı bir azap onları bastırıverdi Ve Hicr sûresi 73-74-75 âyetlerde de; “Nihâyet onları güneşin doğma vaktinde korkunç gürültü yakalayıverdi Hemen şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de çamurdan pişmiş taş yağdırdık Elbette bunda keskin anlayışlılar için ibret alâmetleri var buyrulmaktadır[1]
Artık Allah Teâlâ'nın Lût kavmine takdir ettiği azabın vakti gelmişti Melekler, Hazreti Lûta: "Geceleyin bir ara, ailenle beraber yola çık Karının dışında kimse geri kalmasın Doğrusu onların başına gelenler onun başına da gelecektir Vadeleri gün doğana kadardır Gün doğması yakın değil mi?" (Hîd, 11/81) "Bu kasaba halkının yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten elbette bir azap indireceğiz" (el-Ankebût, 29/34) Sabahleyin Sedom müthiş bir zelzele ile sarsıldı Halkın üzerine kime isabet edeceği yazılı taşlar yağdırıldı Böylece ahlâksızlıklarının cezasını görmüş oldular[4][2]
Bundan sonrası da Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatılır:

"Buyurduğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine de Rabbinin katından işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık Bunlar zalimlerden hiç bir zaman uzak olmayacaktır" (Hûd, 11/82-83)

"Tanyeri ağarırken çığlık onları yakalayıverdi Memleketlerini alt üst ettik; üzerlerine sert taş yağdırdık Bunda, görebilen insanlar için ibretler vardır O şehrin kalıntıları işlek yollar üzerinde hâlâ durmaktadır Bunda inananlar için ibret vardır" (el-Hicr, 15/73-77)

"Bunun üzerine onu (Lût'u) ve ailesini kurtardık Yalnız karısının geride kalanlardan olmasını gerekli bulduk Geride kalanların üzerine bir yağmur yağdırdık Uyarılan, fakat yola gelmeyenlerin yağmuru ne kötü idi" (en-Neml, 27/57-59)

"Andolsun ki, sabah erken, önü alınmaz bir azab başlarına geldi Âzabımı ve uyarılarımı dinlememenin sonucunu tadın" dedik (el-Kamer, 54/38-39)
Görüldüğü gibi, Lût'un kıssasındaki en büyük özellik onun eşcinsellikle yaptığı mücadeledir Eşcinsellik İslâm'da en büyük günahlar arasındadır Eşcinselliğe livata (lûtilik) denmesi, bu çirkin fiili ilk olarak bu kavmin işlemesinden dolayıdır Yine görüldüğü gibi Kur'an-ı Kerim, bu iğrenç fiili yapanları kınamakta ve faillerinin dünya ve ahirette büyük azap göreceklerini ifade etmektedir[2]
Sedum kavminin helaki sabah vakti geldiği zaman gerçekleşti O şehir'in alti üstüne geçirildi ve üzerlerine taşlar yağdırıldı Lut aleyhisselamla olanlar kurtarıldı, karısı ise belasını buldu[5]

Lût'un kavminin yaşadığı ve helâk oldukları topraklar Kurân-ı kerîmde alt-üst olan memleket mânâsına gelen “El-mü'tefikât” şeklinde zikredilmiştir Sedum beldesi alt-üst olduktan sonra kaynar sular fışkırıp göl hâline geldi Bugün bu bölge, Lût Gölü adıyla anılmaktadır Yahûdî kaynaklarında ise bu belde (Sodom) ismiyle geçmektedir

Lût, kavminin helâkinden sonra, Şam bölgesine gidip, amcası Hz İbrâhim'in yanında 7 sene kaldı Sonra Hicaz'a gidip, 80 yaşında iken orada vefât etti Kabrinin, Hz İbrâhim'in kabrinin de bulunduğu Filistin'deki Halîlürrahmân'da veya Mekke-i Mükerreme'de Kâbe yanında Hatim denilen yerde olduğu rivâyet edilir[1]
Ahmed bin Hanbel ve İbn-i Mâce'nin bildirdikleri hadîs-i şerîflerde, Peygamber efendimiz (SAV), Lût kavmi hakkında buyurdu ki:

"On şey vardır ki Lût kavmi onları yapmış ve o yüzden helâk edilmiştir Ümmetim ise onlara bir de kendisi katar Bunlar; livâta (erkek erkeğe münâsebet), fındık gibi taşları sapanla atmak, güvercinle (kumar) oynamak, def çalmak, (kadınlar için düğünlerde ruhsat vardır) içki içmek, (özürsüz) sakal kesmek, (emredilenden fazla) bıyık uzatmak, ıslık çalmak, el çırpmak, (erkekler için) ipek gömlek giymek bir tâne de ümmetim ilâve eder ki; o da kadın kadına münâsebette bulunmaktır Lût kavminin işini (livâta) yapan mel'undur Benden sonra ümmetim hakkında en korktuğum şey Lût kavminin yaptığını yapmalarıdır" [1][6][5]
Başka bir hadis-i şerifinde de iki cihan serveri peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) buyurmuştur ki: « Benden sonra en korktuğum şey, ümmetimin Lut kavminin yaptığını yapmalarıdır» [7][5]
Hz Lut'un Mucizeleri

Kurân-ı kerîm'de yirmi yedi âyette Hz Lût'tan bahsedilmektedir Hz Lût'un mûcizelerinden bâzıları şöyledir:[*]Bulutsuz yağmur yağdırmıştır Kavmini doğru yola dâvet ettiği vakit, mûcize olarak bulutsuz yağmur yağdırmasını istediler Duâsı kabul olunup, elleriyle göğe işâret etmesi vahyedildi Göğe işâret edince yağmur yağmaya başladı[*]Duâsı bereketiyle otsuz bir dağda ot bitmiştir Kavmi, Hz Lût'un koyunlarını otsuz bir dağa toplayıp başka yere salmadılar Hayvanlar açlıktan telef olmaya başlamıştı Hz Lût, kuruyan dağda ot bitmesi için duâ etti ve yemyeşil otlar bitti Azgın kavmin koyunları o dağdan otlasa hemen ölürdü Bu mûcizesi ile kırk kişi îmân etmiştir[*]Taşlar, çakıllar ve kum tâneleri, Hz Lût ile konuşmuşlardır Kavminin isyânı üzerine taş parçaları dile gelip, “Kavminin îmân etmeyeceği sizce muhakkak ise cenâb-ı Hakk'a duâ et, onları yakmak için bizi ateş eylesin dediler[*]Kavmi, ona eziyet vermek için üzerine ufak taşlar atardı Allah-u teâlânın koruması ile hiçbiri ona dokunmazdı[*]Üzerine yattığı taşlar döşek gibi yumuşak olmuştur Kavmi, kendisini öldürmek için karar verince ilâhî emre uyarak onlardan uzaklaşıp bir dağa gitti Çok yorulduğundan bir yerde uyuyup kalmıştı Peşinden gelen yedi kişi, onu gördüklerinde sırt üstü yatmış, altında bulunan taşlar döşek gibi yumuşayıp çukurlaşmıştı Onu tâkip eden yedi kişi bu hâli görünce îmân etmiştir[*]Hz Lût, çok uzak yerlerde olan şeyleri görüp haber verirdi Çocuğu kaybolan biri gelip, nerede olduğunu sorunca duâ etti Allah-u teâlâ da ona bildirdi O da, çocuğun olduğu yeri söyledi Bunun üzerine çocuğunu soran kimse îmân etti[1] Lut Gölü (Ölü Deniz)

Lut Gölü (Alm Tote Meer, Fr La mer Morte, İng Dead sea), Ürdün ile İsrâil arasındaki meşhur göl Kudüs'ün 24 kilometre doğusundaki Ürdün Vâdisinde bulunan gölün kuzeyden güneye uzunluğu 74 kilometre, genişliği (doğu-batı istikâmetinde) 16 kilometredir Lût Gölünün alanı 930 km2dirGölde ortalama derinlik 300 metredir En derin yeri ise 401 metredir Lût Gölünün yüzeyi deniz seviyesinin 369 m altındadır Bu durumu ile, dünyâda deniz seviyesinden en düşük su topluluğu husûsiyetine sâhiptir Lût Gölünün başlıca su kaynağı Ürdün Nehridir Ürdün Nehrinin yanısıra göle su taşıyan sayısız ırmak ve pınarlar vardır Bu ırmaklar Lût Gölünde buharlaşmanın fazla olması (günlük 1,35 cm) gölden dışarıya bir akıntı olmamasına rağmen, su seviyesinin devamlı olarak aynı kalmasını sağlar Lût Gölünün bulunduğu çukur vâdinin, üçüncü jeolojik devirde meydana geldiği tahmin edilmektedir

Kur'ân-ı kerîmde, eski zamanlarda bu bölgede yaşayan insanların kendilerine peygamber olarak gönderilen Lût aleyhisselâmı dinlemediklerinden ve şehvânî azgınlıklarında ısrar ve inat ettiklerinden, Allahü teâlâ tarafından yurtlarının alt-üst edilerek helâk edildikleri bildirilmektedir Tefsir âlimleri bu bölge halkı helâk edilince, altı üstüne gelen yurtlarından kaynar sular fışkırdığını ve böylece burasının göl hâline gelip, Lût Gölü ismiyle anıldığını yazmaktadırlar Lût Gölü, dünyânın en tuzlu göllerinden birisidir Bu yüzden hiçbir canlı yaşayamaz Gölden çıkarılan belli başlı mineraller, klorin, bromin, sodyum, sülfat, potasyum, kalsiyum ve mağnezyumdur Lût Gölünün batı kıyılarında 1930'dan beri potasyum ve bromin elde edilmekte; kuzey bölümünde ise, günlük hayatta kullanılan tuz çıkarılmaktadır

Lût Gölü, târihte ismi en çok geçen göllerdendir Her millet ona değişik bir isim vermiştir Bunlardan en yaygın olanı “Ölü Deniz” ismidir[8]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.