Antalya Demre'de Tatil |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antalya Demre'de TatilGEZİYORUM Noel Baba'nın "Kale"si, Demre İlk ismi; "Demre" idi Sonraları "Kale" oldu Son yıllarda ise yine Demre olarak anılıyor Antalya'nın bu şirin ilçesi, yaz mevsiminde olduğu kadar yıl sonu yaklaşırken de ziyaretçi akınına uğruyor Bunun nedeni ise; ilçedeki tarihi St Nikolaus Kilisesi ve bahçesindeki Noel Baba heykeli Türkiye'nin doğal güzellikleri, tarihi eserleri, pırıl pırıl denizi ve seracılığın odak noktası Demre, Kekova Körfezi'ne en yakın çıkış kapısı konumunda Toros dağları eteklerinde ve Akdeniz'in turkuaz renkli denizi arasında yer alan Demre, bahar aylarında limon ve portakal çiçeklerinin mis gibi kokularıyla, yerli yabancı tüm turistleri büyülüyor Likya medeniyetinin izlerini taşıyan kentte; çocukların, denizlerin ve gezginlerin koruyucusu sayılan St Nikolaus Kilisesi, en önemli ziyaret yeri olarak kabul ediliyor Bu nedenle de yurt dışından gelen katılımcılarla her yıl çeşitli etkinliklere sahne oluyor Ağaçlarla ve çiçeklerle kaplı bahçede heykeli olan Noel Baba ve St Nikolaus Kilisesi, dış etkilere karşı yapılan özel bir çatı altında korunuyor Yer mozaikleri, kemerli salon ve odaları, lahitleriyle binlerce turistin ziyaret ettiği kilise, ilginç ve oldukça başarılı bir akustik ses düzenine sahip Sahne altındaki ses tüneli kapısında du ranlar, tünelin diğer ağzında konuşulanları çok şaşırtıcı bir şekilde, ekolu bir efektle duyabiliyorlar Antik kentlere meraklı olanlar, Çayağzı yolundaki Andriake ören yerinde bir gezi yapabilirler Demre'nin sahili ve Çayağzı'nın (Demre-Myrus) denize döküldüğü deltanın 1 km uzunluğundaki kumsalı caretta carettalara evsahipliği yaparken; Andriake, antik çağda Myra'nın Akdeniz'e açılan önemli bir liman kenti olarak ziyaretçileri konuk ediyor Yöredeki bir başka gezi yeri de, Likyalılar'ın önemli kenti olan Myra, MÖ 5 yüzyılda kurulan ve bugünkü kent merkezine 15 kilometre uzaklıkta olan Myra, antik tiyatro ve kaya mezarlarıyla ünlü Antik kentin kapısında turistler için deve turları düzenleniyor Sağlı-sollu işporta tezgahları, halılar, hediyelik eşyalar, biblo ve market satıcıları arasından girilen ören yerinde; sağınızda tiyatro, solunuzda ise kayalara oyulmuş çok katlı mezar odaları bulunuyor Mezarlar arasındaki geçitlerle birinden diğerine geçen turistler, kayalara oyularak yapılmış kabartmaları ve yıllar önce devrilerek ters duran meduza başlarını da fotoğraflamayı da ihmal etmiyorlar Andriake harabeleri, Çayağzı yolundaki kaplıcanın suyunun şifalı olduğuna ve birer haftalık kürlerle bazı mide hastalıklarına ve cilt yaralarına iyi geldiğine inanılıyor Çevrede yürüyüşü sevenler için Kapaklı Köyü yakınlarında "İslada", Yavu Köyü'nden gidilen ve Yunanca'da mavi anlamına gelen "Kyenai", Demre'ye 5 km uzaklıkta antik çağda balık kehaneti ile ünlü Lykya kenti "Sura" bulunuyor Efsaneye göre, kahinler Apollo Çeşmesi'nde üç kez boru öttürünce balıklar geliyor ve kehanette bulunuyorlarmış Balıklar, kendilerine atılan etleri yerelerse iyi sayılır, kuyruklarıyla iterlerse kötüye işaret kabul edilirmiş Simena turu Çayağzı mevkiine gelen turistleri Kekova turunda; Simena, Batık Şehir, Tersane, Üçağız'a ***üren "Sınırlı Sorumlu Demre Taşıyıcılar Kooperatifi" ne bağlı otuz tekne bulunuyor Tam gün kiralanan teknelerin yanında küçük tur ve altı kişilik turlar için tekneler mevcut En büyüğü 100 kişilik teknelerle 45 dakika süren Simena yolculuğu sırasında sahildeki tahta iskelelere yanaşan tekne yolculara kaleye tırmanıp Kekova'nın muhteşem manzarasını inceliyor fotoğraf çekip çevredeki lahitleri geziyorlar Simena'dan ayrılmadan önce işporta tezgahlarından elişi dantel, yazma ve deniz kabukları almak da mümkün Sahil lokantaları veya kafelerde oturarak yada yüzerek vakit geçirenlere de rastlanıyor Simena'dan ayrılanlar, tur boyunca Burç Koyu -Osmanlı dönemindeki ismiyle Top Kalesi koyu- yüzme molası veriyorlar Sığ ve kum plaj, deniz içinden çıkan kükürtlü, çok soğuk ve şifalı suyu ile de ilgi görüyor Çayağzı'na geri dönen turistler, kendilerini bekleyen otobüslere binerek buradan ayrılırken saat 17:00' den sonra bir başka keyifli [Linkleri görebilmek için üye olmanız gerektir Üye olmak için tıkla]alternatif turizm başlıyor Günlük tur yapan "Şekerci Boat" kaptanı Ali Şekerci, aileler için kaşık veya kerteze ile olta balıkçılığına uygun, balığın bol olduğu yerlere geziler düzenleniyor Teknede mangallar yapılıp tutulan balıklar ızgara ateşinde pişirilirken, arzu edenler için aynı tekne gece de pansiyon olarak kullanılıyor Battaniye ve nevresimlerle, güvertede deniz havasında uyuyan turistlerin çoğunun kamaraya girmek istemediklerini belirten kaptan Ali, teknede konaklayanlara sabah kahvaltılı bir hizmet sunuyor |
Antalya Demre'de Tatil |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antalya Demre'de TatilNASIL GİDİLİR? Antalya'nın batısında Finike ile Kaş ilçeleri arasında yer alan Demre, Antalya'ya 147 km uzaklıkta Bitmesini istemeyeceğiniz güzelliklerle dolu geniş asfalt yolla ulaşılan Demre'ye çam ağaçları arasından Kaş yönünden geliş ise bir başka keyif Otobüs yolculuğunu seçenler, Demre-Antalya arasında saat 20:00'ye kadar karşılıklı yapılan seferleri kullanabiliyorlar Simena'ya gitmek üzere Çayağzı mevkiine Demre'den gelenler üç km yol katediyorlar Burada bulunan Noel Baba-St Nikolaus Kilisesi ziyaret edilebiliyor Andriake kent kalıntıları çevresi, yarı batak ve yumuşak toprakla kaplı Bu nedenle gezi için ağaçlık bölümü kullanabilirsiniz NE YENİR? Demre-Çayağızı mevkii, çeşitli kafe ve çay bahçeleriyle yorgunluk atılıp dinlenenlerin tercih ettiği bir sahil bandı St Nikolaus Kilisesi çevresi, turist gruplarına yemek sunabilen restoranlarla çevrili, Simena'ya gidenler için sahil boyu da restoranların yoğun olduğu yerler Ayran ve gözlemecilere her yerde olduğu gibi burada da adım başı rastlanıyor Seracılığın gelişme gösterdiği bölgenin ortak özelliği; turfanda sebze ve meyvelerin yıl boyu bulunabilmesi Hemen her yerde Finike'den getirilen portakalları yiyebilir ve portakal suyundan içebilirsiniz Demre'deki restoranlardan bazıları şunlar: Özer Dinlenme Tesisleri Tel0-242) 871 33 64 İpek Restoran Tel0-242) 871 54 48 Çalpan Restoran Tel0-242) 871 52 75 NEREDE KALINIR? Üç yıldızlı Andriake Oteli, 52 oda ve 104 yataklı Otelin tüm odalarında TV, mini-bar, telefon, air condition ve müzik yayını var Yarı olimpik ve çocuk havuzlu, snack-teras-pool ve loby barlı, restoran, diskotek ve kapalı otoparklı bu otel, Demre kavşağı Finike caddesi üzerinde bulunuyor Myra, StNikolaus Kilisesi ve antik doğal limana yakınlığıyla da ilgi görüyor Andriake Otel Grand Otel Kekova Otel Topçu Otel Simge Otel Kıyak Otel Şahin Otel Murat Noel, Kent, Lykia ve Kekova gibi pansiyonlar, yöredeki diğer konaklama tesislerinden birkaçı |
Antalya Demre'de Tatil |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antalya Demre'de TatilKale-Demre(Antalya)'de Tatil Kale-Demre Hakkında Myra (Antalya-Demre) Aziz Nicholaosın piskoposluk yaptığı ve bu nedenle tüm Orta Çağ boyunca ününü sürdüren Myra önemli bir Lykia kenti olup ismi "Yüce Ana Tanrıçasının yeri" anlamına gelmektedir Lykia dilinde "Myrrh" olarak geçen Myra, Demre ovasını kuzeybatıdan çeviren dağların denize bakan yamacına kurulmuştur Önce bugünkü kaya mezarlarının üzerindeki tepeden kurulan şehir daha sonraları aşağıya inerek genişlemiş ve Lykianın çok önemli altı büyük kentinden birisi olmuştur Kentin MÖ IV yüzyılda basılan ilk sikkesi üzerinde ana tanrıça kabartması vardır Antik kaynakların MÖ I yüzyıldan itibaren Myradan bahsetmelerine rağmen, kaya mezarlarından ve bastıkları sikkelerden, şehrin en az MÖ V yüzyılda varolduğu anlaşılmaktadır Şehrin içinden geçen Demre Çayı (Myros) deniz ticaretini geliştirmiş ancak korsanların kolayca baskın yapmalarına neden olmuştur Bu nedenle Myralılar limanları Andriakede, nehrin ağzına bir zincir gererek bu baskınları durdurmaya çalışmışlardır MÖ 42de Sezarı öldüren Brutus asker toplamak için Lykiaya gelmiş, Xanthosu aldıktan sonra komutan Lentulusu para toplamak için Myraya göndermiştir Myralılar buna karşı çıkmışlar ve kendilerini müdafaa etmeye çalışmışlarsa da komutan nehrin ağzına gerilen zincirleri kırarak şehre girmiştir MS 18de Tiberiusun evlatlığı olan Germanicus ve karısı Agrippina burayı ziyaret etmişler ve Myralılar limanları olan Andriakeye onların heykellerini dikerek kendilerine olan saygılarını göstermişlerdir MS 60da ise St Paul Romaya giderken Myrada gemi değiştirir Eski kaynaklar Myra ile Limyra arasında gemi seferlerinin yapıldığını kaydederler Lykia Birliğinin metropolisi olan Myra MS II yüzyılda büyük bir gelişme göstermiş, burada Lykialı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı yapılmıştır Örneğin Oinoandalı Licinius Langus 10000 dinar vererek tiyatro ve portikoyu yaptırmıştır Ayrıca Rhodiapolisli ve Kyeanaili Iasonun da Myranın imarı için çok yardım ettigini kitabelerden anlıyoruz Aziz Nicholaosın Myrada başpiskoposluk yaptığı II Theodosion (408 - 450) zamanında Myranın Lykia Bölgesinin başşehri olduğu bilinmektedir Şehir, VII yüzyıldan başlayarak IX yüzyıla kadar devamlı Arap akınlarına uğramış, 809 yılında Harun El Reşitin komutanlarından birisi Myrayı zaptetmiştir 1034 tarihinde Arapların yaptığı deniz hücumlarında St Nicholaos Kilisesi yıkılmıştır Arap akınlarının verdiği huzursuzluk, Myros Çayının sık sık taşması, bu taşma nedeniyle gelen toprakla bazı yapıların dolması ve bu arada meydana gelen depremler şehrin terk edilmesine neden olmuştur Tiyatronun üzerindeki dağda bulunan akropolde fazla bir şey kalmamıştır 1842de Myrayı ziyaret eden ve akropole çıkan Spratt burada küçük taşlardan başka bir şey kalmadığını görmüştür Roma Devrinden kalma şehir surlarında yer yer Hellenistik Devirden kalma ve hatta MÖ V yüzyıla ait olan duvar kalıntıları bulunmaktadır Tiyatronun yakınında şehre doğru giderken, yolun sonunda hamam veya bazilika olabilecek geç devir kalıntıları görülmektedir Myranın su ihtiyacı Demre deresinin aktığı vadi kenarındaki kaya yüzüne açılan kanallarla karşılanmaktaydı Bugünde bu kanalları görmek mümkündür Myranın diğer yapıları bugün toprak altında olup gün ışığına kavuşacakları zamanı beklemektedirler Myraya gelirken yol üzerindeki Karabucak mevkiinde, günümüze kadar iyi korunmuş Roma Devri mezar anıtı dikkati çeker Çay ağzındaki Myranın limanı olan Andriakenin üzerinde kehanet merkezi olmasıyla ünlü Sura antik kenti Suradan birkaç km uzaklıktaki Gürseste ise Trebenda antik kenti yer alır Myranın görkemli tiyatrosu oldukça sağlam olarak günümüze kadar gelebilmiştir Arkasındaki dik dağın yamacında kurulan tiyatronun caveası büyük ölçüde kayalara oyulmuştur Tiyatro daha sonraları arena olarak da kullanılmış, bu nedenle bazı düzenlemeler yapılmıştır Kaya mezarlarıyla ünlü Myrada mezarlar hemen tiyatronun üzerinde ve doğu taraftaki nehir nekropolü denilen yerde olmak üzere iki yerde toplanmıştır Bütün dünyada “Noel Baba” adıyla tanınan, Avrupa ülkelerinde çoğunlukla Santa Klaus olarak bilinen Aziz Nicholaos, Anadoluda yaşamış bir din adamıdır Günümüz İtalyasının Sicilya Adası, Napoli, Bari, Almanyanın Frieburg ve hatta Amerikada New York kentinin koruyucu azizi olma derecesine varan önemi, her yılın 6 Aralık günü yapılan anma törenleri ile daha da pekişmektedir Günümüzde Santa Klaus, hiç şüphe yok ki, İskandinavya ülkelerindeki iyilik sever çocukların koruyucusu ve sevindiricisi olan Noel Baba efsanesi ile Myralı Aziz Nicholaosın kişiliklerinin birleştirilmesiyle, yarı dinî ve çok popüler bir tipin doğmasıyla oluşmuştur Bu tipin kökünün İskandinavya ülkelerinin çok eski inançlarından alındığı, Noel Babanın geyikler tarafından çekilen bir kızakla dolaşmasından anlaşılır Halbuki gerçek Myralı Aziz Nicholaosın yaşadığı yerler hiç kar yağmayan Akdeniz kıyılarıdır Onun zor durumda olan çocukları, insanları koruyucu kişiliği, kuzeyin kutsal bir varlığı, belki de çok erken çağların karanlıklarında kaybolmuş bir tanrısıyla birleşerek, Noel geceleri ortaya çıkan, çocuklara hediyeler getiren sempatik bir ihtiyara dönüşmüştür Ne derece gerçeklere aykırı olursa olsun, Hıristiyan ülkelerinde Noel Baba, özellikle çocukların heyecanla bekledikleri sevimli bir kişi olarak yaşamaktadır Aziz Nicholaosın hayatı hakkında, azizlerin birçoğunda olduğu gibi fazla bir şey bilinmez Sonraları pek çok efsane ile hayatı süslenmiştir Tahıl ticareti yapan bir ailenin çocuğu olduğu bilinir Hayatına dair yazılan dinî kitaplarda, göğün bir hediyesi, ana-babasının dualarının ve verdikleri sadakaların bir meyvesi, fakirlerin kurtarıcısı olarak dünyaya geldiğine işaret edilmiş, daha bebek iken mucizeler yarattığına inanılmıştır Aziz Nicholaosın ölüm günü tüm Hıristiyanlarca 6 Aralık olarak kabul edilir Ancak bu tarihin kesin bir kaynağa dayandığı söylenemez Azizden bahseden en eski kaynaklar olan, VI yüzyıla ait “Vita Sionitae” ile “Vita de Stratelatis” adlı eserler de kesin bir ölüm tarihi vermezler Bu kaynaklarda sadece Azizin doğum yerinin, Likyanın en büyük limanı Patara olduğu kaydedilmiştir Hıristiyanlığın ilk yıllarında Havari Paulosun, Patarada kaldıktan sonra yoluna devam etmesi, Pataraya İncilde adı geçen kentlerden biri olma özelliğini kazandırmıştır Bu bölümde Havari Paulosun arkadaşı Luke ile üçüncü seyahatleri sonunda, Miletostan Kudüse dönerken Patarada kaldıkları ve buradan muhtemelen daha büyük bir gemiye binerek seyahatlerine devam ettikleri anlatılır Aziz Nicholaosın İSIII yüzyıl sonlarında Patarada dünyaya geldiği ve Myraya papaz olana dek, gençlik yılarının Patarada geçtiği söylenmektedir Gençliğinde Filistin ve Mısıra yaptığı seyahatlerden söz edilmiş, yaşadığı devrin İmparator Konstantinos dönemi veya III yüzyıl sonu ile IV yüzyıl başı olduğu belirtilmiştir Ölümünden sonra Avrupanın birçok kentinde adına kiliseler inşa edilmiştir ki, bunlar arasında VI yüzyılda İstanbulda inşa edilen Bazilika en göze çarpan yapıdır Rusya ve Yunanistanın en saygın Azizi olarak tanınmış, çocukların mahkûmların, denizcilerin ve gezginlerin koruyucusu olarak saygı görmüştür Yaşantısı ve mucizeleri hakkında gerçekliği tartışılacak, sayısız hikâyeler anlatılmıştır Piskopos olma kararının kehanetlere veya seçim toplantısı kararına göre, ertesi günü kiliseye giren ilk adam olmasına dayanılarak verildiği söylenir Diğer hikâyeler, İmparator Dioeletianus devrinde (284-305) Hıristiyanlara yapılan zulümler sırasında çektiği acılarla ilgilidir İnancından dolayı hakimler tarafından tutuklanıp zincire vurulmuş, birkaç yıl sonra Hıristiyan İmparator Konstantinos tarafından serbest bırakılarak Myraya geri dönmesi sağlanmıştır Diğer bir hikâyede Azizin İS 325 yılında Nicacada (İznik) toplanan Konsüle katıldığı anlatılır Bir keresinde İmparator Konstantinosun rüyasına girerek, haksızlıkla ölüme mahkûm edilmiş olanları serbest bırakmasını söyler Bir keresinde de Mısırdan İstanbula giden bir gemiden aldığı hububatla Myra halkını açlıktan kurtarır Ancak gemi İstanbula vardığında yükünde hiçbir eksilme görülmez Bu belki de Azizin, denizcilerin patronu olmasına bağlanan mucizelerden biridir Çünkü, Akdenizde seyreden gemicilerin sefere çıkmadan önce birbirlerine iyi dilek olarak “Dümenini Aziz Nicholaos tutsun” demeleri gelenek olmuştur Azizin sağlığında din adamı olarak çalıştığı Likya sahilleri, Akdenizin en önemli denizcilik merkezi, burada yaşayanlar da Akdenizin ünlü denizcileriydi Bu nedenle, Azizin denizle ilgili birçok mucizesine din kitaplarında da rastlanır İki hikâye aynı zamanda onun, çocukların da patron azizi olduğunu gösterir Birinde insanlar açlıktan kırılırken, kasap üç genci evine davet edip satmak için uykularında parçalar Aziz Nicholaos, bunu duyar duymaz kasabın evine koşar ve gençleri yeniden diriltir Bir diğerinde fakir bir tüccar, kızlarını evlendirmeye gücü yetmeyince, onları satmayı düşünür Aziz Nicholaos, tüccarın evine üç kese dolusu para atarak, kızları kötü yola düşmekten kurtarır Bu hikâyeden çocukların Santa Klaus gününde hediye almalarının sebebi olduğu gibi Avrupada rehinecilerin, dükkânlarına üç altın top asma geleneğinin de kaynağı olduğuna inanılır Azizin resminin ikonalar da üç altın top ile tasvir edilmesinin sebebi de bu hikâyeye dayandırılır Noel Baba Kilisesi Aziz Nicholaos öldüğünde yapılan kilise veya şapel 529 yılındaki zelzelede yıkılınca daha büyük belki de bazilika tipinde bir kilise yapılmıştır Peschlow, büyük apsisin güney tarafında eşit apsisli iki küçük mekân ile bugünkü binanın kuzey yan nefinin büyük kısmının bu ilk yapıya ait olduğunu tahmin etmektedir Bu kilise VIII yüzyılda zelzele veya Arap akınlarıyla yıkılmış, daha sonra tekrar yenilenmiştir 1034 yılında Arap donanmasının denizden yaptığı akınlarla harap olmuştur On yıl harap durumda kalan kilisenin 1042de Bizans İmparatoru IX Konstantin Monomakhos ve eşi Zoe tarafından tamir ettirildiği kitabesinden anlaşılmaktadır XII yüzyılda binaya bazı ekler yapılmış, kilise tekrar onarılmıştır XIII yüzyılda Türklerin eline geçen Myrada, kiliseyi serbestçe ibadet etmek için kullandığını ve kilisede bazı onarımların yapıldığını anlıyoruz 1738de büyük kilisenin yanındaki şapel tamir edilmiştir 1833- 1837 yılları arasında Anadoluyu gezen C Texier, Myraya da uğramış ve kitaplarında kiliseden bahsetmiştir Ondan on yıl kadar sonra 1842 yılı Mart ayında Teğmen Spratt ile Prof Forbes de Myraya gelmiş, kilisenin bir krokisini çıkarmışlar ve kilisenin yanında bir manastırın olduğunu görmüşlerdir 1853 yılında Kırım Harbi sırasında Ruslar kilise ile ilgilenmişler ve burada bir Rus kolonisi kurmak için Anna Golicia adındaki Rus kontesi adına toprak almışlardır Ancak Osmanlı Devleti işin siyasî yönünü farkedince Rusların aldıkları toprakları geri almış, yalnızca kilisenin onarım istekleri kabul edilmiştir Böylece 1862 yılında August Salzmann adında bir Fransız, Nicholaos Kilisesinin onarımı ile vazifelendirilmiştir Bu restorasyonlar kilisenin aslını bozacak kadar kötü yapılmıştır Bu restorasyon sırasında 1876da bugün görülen çan kulesi de ilave edilmiştir Birçok kentin koruyucu azizi olan Noel Babaya adanmış iki bine yakın kilise bulunmaktadır Onun yaşam öyküsü ve mucizeleri birçok kitapta yer almış, ancak en eskisi 750-800 yılları arasında Byzantionda Stadion Manastırı Başkeşişlerinden Michael tarafından yazılmıştır IV yüzyılda burada bulunan tek kubbeli kilisenin güneyine VIII yüzyılda haç şeklinde bir şapel ile kuzey tarafına da eklemeler yapılmıştır Ayrıca 1862-63 senelerinde de binaya dış narteks ile iç narteksin bazı kısımları ilave edilmiştir Bugün iki sütunu ayakta kalmış bir avludan bir iki basamakla Bizans Devrinde ilave edilmiş güney nefine inilir Haç biçimli bu bölümün doğu kısmında üç kemerli pencereye sahip bir apsis yer alır Apsisin önünde orijinal stylobat ile ortasında altar kaidesi hâlâ görülür Apsis nişinin içinde yer yer renkleri kaybolmuş ve belirsizleşmiş aziz figürleri vardır Bunların altındaki küçük niş içindeki fresko Noel Babaya aittir Bu bölüm ve esas kilisenin güneydoğu şapelinin tabanlarında farklı desenlerde mozaik panolar görülür Batı yönünde merdivenlerin karşısındaki niş içerisinde İsa, Meryem ve Yahya freskoları vardır Buradan iyi muhafaza edilmiş kapı bizi, lahitlerin bulunduğu kısma, yani haç biçimli şapelin uzun kısmına çıkartır Lahitlerin yer aldığı nişler içindeki freskolar bugün net olarak görülmese bile çeşitli aziz tasvirlerini içeren freskolar ile bezenmiştir Kuzey duvarındaki ilk nişle sütunların üzerinde Meryem freskosu ilginç örneklerdir Noel baba freskosunun bulunduğu ikinci niş sütununun ters konduğu yazılarından anlaşılmaktadır Nişler içinde yer alan lahitlerden birinci niş içindeki akarthus yaprakları ile süslü Roma Devri lahdinin Noel Babaya ait olduğu kabul edilir Hatta Noel Babanın denizcilerin de azizi olmasından dolayı lahdin üzerinin balık pulu desenleriyle süslendiği söylenir 20 Nisan 1087de Barili korsanlar, Noel Babanın kemiklerini almak için lahdi kırmışlar, bazı kemikleri alarak Bariye götürmüşlerdir İkinci niş ile karşısındaki nişte bulunan lahitler sadedir Burada nişler içindeki lahitlerden başka yerde iki mezar daha bulunmaktadır Buradan bir kapı ile kilisenin iri blok levhalarla döşeli avlusuna geçilir Avluda ise bir niş içerisinde boşaltılmış iki mezar bulunur Yanında bulunan mermer üzerinde haç ve çapa motifi Noel Baba için yapılmış olmalıdır Solda duvar içine yerleştirilmiş mezardaki kitabede 1118 tarihi yer alır Avludan önce dış nartekse, sonra üç kapı ile ana mekâna (naos) açılan iç nartekse geçilir Burası gruplar halinde piskoposların resmedildiği freskolarla süslenmiştir Buradan geçilen esas mekân üç kemerle yan neflere açılır Ana mekânın güneyinde iki nef vardır İkinci nefte niş içindeki lahitte Noel Babanın mezarı olduğu söylenir ise de üzerindeki kadın erkek kabartması bunun böyle olmadığını gösterir Yan nefin karşısındaki niş içerisinde ise bir başka mezar vardır Kuzey nefin kubbesinde Hz İsa ve 12 havarinin freskoları bulunur Yanda ise yan nefin kazısı yapılmaktadır Bu kazının yapıldığı nefin batı kısmında ise üç oda bulunur Binanın ortasında pencereli ve kasnaklı bir kubbenin olması gerekirken, Salzmann yaptığı tamir sırasında mekânın üstünü kapatarak, kesme taştan kaburgalı büyük bir çapraz tonoz kullanmıştır Kale-Demre Hakkında Myra (Demre) her zaman Likya'nın en önemli şehirlerinden birisi olarak bilinir En erken sikkeler MÖ 3yy tarihlenir Fakat şehrin en azından MÖ 5yy da kurulduğu tahmin edilmektedir Roma egemenliği döneminde Myra gelişmiş ve zenginleşmiş şehirliler sivil projelere cömertçe para yardımında bulunmuşlardır Sen Pol Roma'ya gitmek için Andriake Limanından hareket etmeden evvel MS 6yy da şehri ziyaret etmiştir Bizans döneminde Myra önemli bir idari ve dini bir merkez olmuştur Piskoposluk merkezi de olan Myra'da St Nicholaus IV yüzyıl başında Piskopos olarak görev yapmış; halka kendini sevdirmiş, inancı uğruna çok acılar çekmiştir Myra o zamandan sonra hep haç yollu yapılan bir yer olmuştur Bu bakımdan Demre Hıristiyan Dünyasının her bakımdan ilgisini çekmiştir Her yıl 6 Aralık'ta Noel Baba etkinliklerini yapmak geleneksel hale gelmiştir Myra gibi önemli bir şehirden kalabileceği beklenen kalıntıların bir çoğunu bugün Demre'de göremiyoruz Likya'nın en büyük tiyatrosundan kalanlar bugün ayaktadır ve bu aynı zamanda Likya'nın en iyi korunmuş tiyatrosudur 29 oturma sırası ve 9-10 bin seyirci kapasiteli tiyatro tepeye yaslanmıştır Bugün bile bazen festival ve oyunlar için kullanılmaktadır Myra metropoli muhtelif tip Likya mezarlarını önemli örneklerini ihtiva etmektedir Tiyatro doğu ve batı metropoli diye ikiye ayrılmış ve Myra'nın arkasında yükselen kayalık, tepede kurulmuştur Kayalar oyularak mezarlar kabartma ve yazılarla süslenmiştir Başka önemli bir kalıntı StNicholaus kilisesidir Kilise bugün 7 m toprak seviyesinin altındadır StNicholaus kemikleri kilise içindeki mermer bir mezarda bulunuyordu Fakat bazı kemikler İtalyanlar tarafından çalınmış ve Bari'ye kaçırılmıştır Bir Rus Prensi 1862 yılında Kiliseyi restore ettirmiş olup, StNicholaus Rusya'da çok kutsal sayılmaktadır Ruslar bir kilise çanı ilave ederek kubbeyi bir ilaç tonozu ile değiştirmişlerdir Bazı kemikleri bugün Antalya Müzesi'nde teşhir edilmektedir StNicholaus çocukları, gemicilerin ve ağır işlerde çalışan işçilerin koruyucu azizidir Bilindiği üzere de bütün Dünya çocuklarının Noel Babasıdır İlk defa 1904 yılında Eynihal adıyla köy statüsüne kavuşan Demre; 6 Haziran 1968 yılında 4 köyün birleşmesiyle Belediyelik; 4 Temmuz 1987 günü Kale adıyla ilçe olmuştur İlçe 2005 yılında Demre adını almıştır Kale-Demre Tarihi Yerleri , Kale-Demre Gezilecek Yerleri MYRA Finike ile Kaş arasında, Finike'ye 25, Kaş'a 48 km uzaklıktadır Eski çağ Likya'sının en önemli 5 kentinden birisi olup kuruluşu İÖ V yüzyıla kadar uzanır Eskiden bir kıyı kenti iken Demre çayının getirdiği alüvyonlarla günümüzde denizden içeride kalmıştır İS IX yüzyılda Arap akınları sonucu terk edilmiştir Kaya Mezarları, Tiyatro ve StNicholas Kilisesi varlığını günümüze değin sürdürebilmiş yapılardan bazılarıdır İS 245 yılında Fethiye yakınlarında Patara kentinde doğan StNicholas (Aziz Nikola, Santa Claus, Heilige Nikolaus, Noel Baba) ölümü olan İS 326 yılına değin Anadolu'da yaşamış bir azizdir Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak iyi bir eğitim görmüş ve kendini insanlara adamıştır Yaptığı yardımlarla çevresinde sevgi bağı oluşturan StNicholas, denizcilerin ve çocukların koruyucusu olarak Noel Baba adı ile bu güne değin yaşatılarak efsaneleştirilmiştir Demre Piskoposu olarak çevresinde yaptığı dini ve sosyal çalışmalarla halkın sorunlarına insancıl çözümler getirmiştir Öldükten sonra Demre'de gömülmüş ve adına bir kilise yaptırılmıştır St Nicholas'ın kemiklerinin bir kısmı 1087 yılında İtalyan tacirler tarafından Bari'ye kaçırılmıştır Ancak acele ile götürülemediği anlaşılan bir kısım parçaları ise bugün Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir Hollanda'da Sinterkoas, Fransa'da Pere Noel, İngiltere'de Father Christmas, Amerika'da Santa Claus ve Almanya'da Heilige Nikolaus hikayelerinin aslı St Nicholas'dır Bugün pek çok ülkenin baş azizi olan St Nicholas'ın ölüm tarihi olan 6 Aralık'ta törenler düzenlenir, çocuklara hediyeler verilir ve bu kutlamalar Noel Yortusuna değin uzayarak yeni bir yıl özelliği kazanır 1951-55 Yıllarında St Nicholas'ın aslında Santa Claus (Noel Baba) olduğu ortaya çıkarılmış ve konu ülkemizde önem kazanmıştır Radyo ve gazeteler bir çok yayın yapmış, 1955 yılında Noel Baba adına posta pulu çıkarılmıştır Daha sonraları Demre'de Noel Baba şenlikleri düzenlenmeye başlanmıştır Dünyada ilk kez 5-7 Aralık 1983 tarihinde Antalya'da Noel Baba Sempozyumu gerçekleştirilmiştir Her yıl tekrarlanan bu sempozyumlara dünyanın değişik uluslarından din ve bilim adamları katılır Sempozyumlarda, Anadolu'lu St Nicholas'ın insan sevgisinden yararlanarak, dini ve inancı değişik tüm insanlara barış, dostluk ve kardeşlik çağrısı yapılır |
Antalya Demre'de Tatil |
11-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Antalya Demre'de TatilKabay Tree Houses Otel Fotoğrafları Kabay Tree Houses Hakkında 2000 yılında hizmete giren işletmemiz her geçen yıl mişteri otansiyelini arttırmaktadır İşletmemizin tamamında beton ve plastik aksamlarda dahil olmak üzere kullanılmamıştır Hizmet sektöründe faaliyet gösteren Kabay Tree Houses'e Hoşgeldiniz İdda ediyoruz %100 Doğal bir ortamda tatil yapma fırsatı, Hemde inanılmaz fiyatlarlaAktivitelerden Başlıklar KALE KÖY + BATIK ŞEHİR TURU, NOEL BABA TURU,BALIK TUTMAK İSTERMİSİNİZ ,TERSANE KOYUNDA DENİZ VE GÜNEŞ KEYFİ Yeşille mavinin birleştiği, eşsiz bir doğa ve tarih harikası olan Kekovada ; “Kabay Tree Houses” dasınız işletmemiz önce Hizmet ilkesiyle çalışmalarına aralıksız devam etmektedirÖrnek olarak çevremizdeki işletmelerden bizi ayıran özellik internet bağlantımızın olması ve bedava kullanımda olmasıBunun gibi bir çok örneği verebilirizAyrıca Bölgede tek Açık hava dans bar'ına sahiptirKabay Tree Houses daima siz misafirlerini rehat ettirmek için çalışacaktır Divan Antalya Talya Otel Fotoğrafları Divan Antalya Talya Hakkında DİVAN ANTALYA TALYA Divan Antalya Talya, Akdeniz'in gözbebeği Antalya'da, hem kentin merkezinde yer alan hem de deniz kenarında "özel plajı" olan, Antalya'nın ilk 5 Yıldızlı otelidir Körfeze hakim bir falez üstünde yükselen Divan Antalya Talya, Bey Dağları'nın eşsiz manzarasına karşı mükemmel konumu ile büyüleyicidir Divan Antalya Talya sadece 5 Yıldızlı bir otel değil - kongre, konferans ve incentive programlarınızdan en yüksek verimi alacağınız, iş dünyasının seçkin buluşma adresidir Otelde size hizmet sunan ekip, yılların yerel, ulusal ve uluslararası deneyim birikimi ile Antalya ve çevresinin benzersiz fırsatlarını çok yakından tanımaktan gurur duymaktadır Bu birikimden yararlanmalısınız Kongre ve Konferans Merkezi, Divan Antalya Talya Oteli ile işbirliğini seçen konuklarına, üstün profesyonel anlayışı ve detayları önemseyen dikkati, modern teknolojisi ile bir arada sunuyor Divan Antalya Talya, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de "Mükemmeli arayanların tercihi" olmaya kararlılığını başarıyla sergiliyor |
|