28 Şubat Derin Darbe |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
28 Şubat Derin Darbe28 Şubat'ta ne oldu? 28 Şubat (1977)'da ne olduğunu bir kez daha hatırlayalım İktidarda 1995 seçimlerinde ülkenin birinci partisi haline gelen Refah Partisi (RP) ile Doğru Yol Partisi'nin (DYP) müşterek kurdukları koalisyon hükümeti vardı Hükümet başkanı RP lideri Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı da DYP lideri Tansu Çiller idi Hükümetin icraatları ve bazı politikaları toplumun bazı kesimleri ve özellikle de asker ve bürokrasi çevrelerince benimsenmiyor ve mevcut iktidarla Türkiye'nin karanlığa doğru ilerlediği savunuluyordu Her ay gerçekleşen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantıları öncesinde kamuoyuna verilen bazı kaset ve belgelerle toplum yönlendiriliyor ve bir tedirginlik havası yaratılıyordu 28 Şubat tarihi MGK'nın toplantılarından birinin gerçekleştiği gündü Toplantı öncesinde bir hafta boyunca toplantı gündemiyle ilgili medyada geniş tartışmalar yapılmış, toplum gerilmişti Askeri kesimin toplantıda ciddi konuları gündeme getireceği tahmin ediliyordu Tam dokuz saat süren 28 Şubat tarihli MGK toplantısında ele alınan konular ve alınan kararlar Türk siyasetine derin bir müdahale olarak kabul edilmiştir Onsekiz maddede özetlenen askeri kesimin talepleri ve sivil üyelerin bunları imzalamak zorunda kalmaları tam bir sivil-asker gerilimine dönüşmüştür Adeta birer direktif olarak gündeme gelen onsekiz maddelik "İrticaya Karşı Önlem Paketi" mevcut iktidarın görevde kalmasını imkansızlaştırmış ve bu kararların alındığı toplantıyı takip eden aylarda hükümete karşı sürdürülen ağır eleştiri ve eylemler siyasi bir krize dönüşmüştür Sonunda hükümet istifa etmek mecburiyetinde kalmıştır Hükümet programına göre başbakanlık değişimli olacağından Erbakan'dan sonra Çiller'in yeni hükümeti kurmakla görevlendirileceği bekleniyordu DYP Meclis'in ikinci büyük partisiydi Ancak Cumhurbaşkanı yeni hükümeti kurma görevini Çiller'e değil üçüncü büyüklükteki parti olan ANAP lideri Mesut Yılmaz'a verdi Bu şaşırtıcı değildi, zira senaryoyu yazanların mevcut hükümetin devamını istemedikleri açıktı Ama bunu hükümet görmüyordu Siyasetçiler geleceği iyi okuyamamışlardı Toplumun baskılarla tanzim edilmesi… Bu arada DYP birtakım baskılarla kendi içerisinde çözüldü ve bu partiden Demokrat Türkiye Partisi diye bir parti çıkarıldı Bir kısım milletvekilleri buraya transfer edilerek yeni hükümetin güvenoyu alması sağlandı 28 Şubat süreci siyasetin marjinalleştirildiği, parlamentoya dışarıdan yapılan dayatmalarla birtakım yasaların çıkarıldığı, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin her alanda öne çıktığı bir dönem olmuştur İnsanlar fişlenmiş, herkes çeşitli iftira ve suçlamalarla karalanmış, "andıç"larla basın kuruluşları yönlendirilmiştir Bu süreçte hukukun nasıl siyasallaştığı, medya organlarının nasıl belli yerlerden yönlendirildikleri, üniversitelerin irtica adına nasıl bir sürek avına yöneldikleri, bilim ve akademik faaliyetlerle meşgul olması gereken kurumların öncelikli görev olarak ideolojik mücadelede kendilerine nasıl yer edinmeye çalıştıkları, bu dönemde ortaya çıkan reflekslerin hâlâ nasıl varlığını sürdürdükleri herkesin gözlemleri arasında yer almaktadır Bin sene devam edeceği belirtilen 28 Şubat sürecinin derin etkilerinin hâlâ belli kesimlerde derinden hissedilmekte olduğunu kimse görmezlikten gelemez Aradan sekiz sene geçti, iktidarlar değişti, Türkiye değişti Ancak 28 Şubatın tortuları silinmiş değil En azından bugün 28 Şubat sürecinin Türkiye'ye nelere malolduğunun muhasebesini yapmamız gerekir 28 Şubat 1997'den bu yana Türk toplumu ne kazandı, ne kaybetti? Bu kadar büyük bir fatura ödeten bu sürecin mimarları ve aktörlerinin topluma hesap vermeleri, yaptıklarını savunmaları ve toplumu ikna etmeleri gerekmez mi? |
|