|
|
Konu Araçları |
alman, bağdat, berlin, emperyalizminin, girişikitap, türkiyeye, özeti |
Berlin- Bağdat Alman Emperyalizminin Türkiyeye Girişi-Kitap Özeti |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Berlin- Bağdat Alman Emperyalizminin Türkiyeye Girişi-Kitap ÖzetiBerlin- Bağdat Alman Emperyalizminin Türkiyeye Girişi-kitap özeti Bu eser, Alman emperyalist yayılma siyasetinin geçmişte ve gelecekteki boyutlarını, bu güne kadar gözden kaçırılmış gizli belgeler ışığı altında gözler önüne sermektedirBildiğimiz gibi Almanya diğer Avrupa devletlerinden farklı olarak ulusal birliğini 19 ncu Yüzyıl sonlarına kadar kuramamıştı 1871 yılında ulusal birliğini kurduğunda ise Dünya, Avrupanın diğer büyük devletleri tarafından nüfus bölgelerine ayrılmış durumdaydı Almanya kısa sürede sanayisini geliştirdi; fakat ne ürettiklerini satacak bir pazarı ne de yeteri ham madde kaynakları vardı Bu sıkıntıyı aşmak için sömürebilecek topraklar arıyordu Tam bu sıralarda Osmanlı imparatorluğu geniş toprakları ve güçsüz yönetimi ile herkesin iştahını kabartmaktaydı Ayrıca Osmanlının varlığını İngiltere ve Rusya arasındaki hassas dengeleri kullanarak devam ettirme siyaseti de iflas etmek üzereydi Geleneksel dostu İngiltere artık onun toprak bütünlüğünü koruma siyasetini bırakmıştı Osmanlı imparatorluğunun kendisine yeni bir hami aradığı bu yıllarda Almanya da kara Avrupasının en güçlü devleti olarak kendisini göstermeye başlamıştı İkinci Abdülhamitin tahta geçmesiyle birlikte Alman-Türk ilişkilerinin gelişimi hızlı bir ivme kazandı Almanyanın Osmanlı İmparatorluğunu bir sömürge haline getirme politikası üç ayaklıydı Bunlar; Alman finans devi Deusthe Bankın faaliyetleri, Alman silah devi Krupp şirketinin faaliyetleri ve Türkiyeye gelen Alman askeri heyetinin faaliyetleriydi Almanya, ileride çıkacağına inandığı bir Avrupa savaşında geniş hammadde ve insan kaynaklarına sahip olan Osmanlı imparatorluğundan yararlanabileceği ölçüde faydalanmak istiyordu Bu amaçla Türkiyeye gönderdiği askeri heyetlerle Osmanlı Ordusunu güçlü hale getirmeye çalışıyordu Bu askeri heyetler Osmanlı imparatorluğunu Alman silah devlerine büyük siparişler vermesini sağlayarak hem ekonomik kazanç sağlıyorlar hem de Osmanlıyı Almanyaya daha bağlı kılıyorlardı Alman-Türk ilişkilerinde 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı bir dönüm noktası oldu Bu tarihten sonra İngiltereden tamamen ümidini kesen Osmanlı hızla Almanyaya yakınlaştı Berlin- Bağdat demiryolu hattı projesi de bu yıllarda ortaya atıldı İlk kez İngiltere tarafından dile getirilen Bağdat demiryolu hattı Avrupayı zengin petrol yataklarının bulunduğu Basra körfezine bağlayacaktı Sadece Türkiye ayağı 2700 km uzunluğu geçiyordu Osmanlı İmparatorluğu gerek asker sevkiyatında kullanmak gerekse bu hattın geçtiği bölgelerdeki vergi gelirlerini arttırmak için bu demiryolunun yapılmasını istiyordu 1897 Osmanlı-Yunan savaşında da demiryollarının önemini gören Osmanlı yöneticileri bu hattın yapılması için sabırsızlanmaktaydı Çok önemli tartışmalardan, İngiltere, Rusya ve Fransanın engelleme girişimlerinden sonra Bağdat demiryolu yapım imtiyazı Alman Deutshe Bank şirketine verildi Sözleşmenin imzalandığı 1902 yılından 1911′e kadar çok yavaş olarak ilerleyen hat yapım çalışmaları, bu tarihte İstanbulda yeni bir anlaşmanın imzalanmasından sonra hız kazandı İngilterenin desteği ve izni olmadan bu projenin gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gören Deutshe Bank yöneticileri verdikleri çeşitli ödünlerden sonra 1914 yılının Haziran ayında onları da projeye ortak etmek suretiyle Bağdat demiryolu hattının önündeki son engeli de kaldırdılar Ancak çok kısa süre sonra savaş başlayınca bu rüya da tarihe gömülmüş oldu 1914 yılı Haziranına kadar aşağıdaki hatlar işletmeye açılmıştır Bulgurlu - Ulukışla (38 Km) Dorak - Yenice (18 Km) Yenice - Mamure (97 Km) Radşu - Halep - Trablusşam (203 Km) Ulukışla - Karapınar (53 Km) Toprakkale - İskenderun (59 Km) Bağdat - Sumike (62 Km) Trablusşam - Tel EBİAT (100 Km) Sumike - İstabolat (57 Km) İstabolat - Samarra (57 Km) Konya - Bağdat hattının 887 Kmsi tamamlanmıştı Samarrat - Musul - Tel EBİAT (690 Km) Sonuç olarak eser, Almanyanın, içinde bulunduğu durumdan da yararlanarak Osmanlı İmparatorluğunu nasıl kendi amaçları doğrultusunda kullandığını ve çıkar sağladığını açık olarak ortaya koymakta ve tarihe ışık tutmaktadır |
|