Felsefe-Sır Hiç De Sır Değildir/Ahmet İnam |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Felsefe-Sır Hiç De Sır Değildir/Ahmet İnamGizi yaşamı, dünyamızda eksik olan bir yaşam Gizi yaşamı daha nitelikli, daha yaşanmaya değer bir dünyadaki yaşamdır Aydın, ülkemizde ve dünyada çoğunlukla gizi yaşamının uzağındadır Gerçekçi olma, eleştirili bakma, siyasal savaşım içinde eyleme yönelik olma gibi kaygılar çağımız aydınını sakı yoğun bir yaşama güdülüyor Gizi yaşamı, ilk görünüşte aydınların değil de "mistik"lerin, sanatçıların, dîndarların, bir tür ahlâkçıların yaşadığı yaşam izlenimini veriyor! "Eylem insanları, eylemciler, gizi yaşamın uzağında kalırlar" düşüncesi yaygın görünüyor Oysa gizi yaşamındaki sır insanı, sır aydın da eylemde bulunabilir Üstelik aydın etkinliği, sır aydınsız yeterince gelişemiyor Sır aydın, kendi içiyle, dışıyla iletişime açıktır! Yöresinin en uzak köşelerinde dolaşabilir, düşüncesini duygularıyla, bedeniyle ilişkilendirebilir, tavrının dayanaklarını bilir Tavrını eylemiyle ortaya koyabilir İçine ve dışına açıktır! Yöresindeki havayı etkin biçimde yaşayabilmesi onun içi ve dışıyla ilişkiye girmesine yardımcı olur Yöresini, yurtları, yurtlar arası bağlantılarıyla birlikte olunca devingenliği ile yaşantılayıp var kılabildiğinden "en uzak içiyle" en uzak dışı arasındaki iletişimi etkileşimi görebilir Buna sırlaşma diyorum Özbek şâir Cemal Kemal'in bir şiirinden esinlenerek Şiirin Özbek Türkçesiyle söylenişi şöyle: Sazim sırlaş könglim bilen birleşib Bu âlemde yahşi-yaman sirlaşar Seyyareler yanar kökte imleşib, Dengizler tübide mercan sirlaşar Şemalge şivirleb, saç yazar sümbül, Ot da yana-yana ağaç balar kül, Bostanning mahremi gül bilen bülbül, Çemende can ile canan sirlaşır Sirlarge talibdir siyneyi âlem, Ba'zide şerhige hayrandır kalem Dost bilen düşmannig, bu kandak elem, Aytişibçin ile yalğan sirlaşar Asrlar derdini tağ kılıb üyib, Evlâdlar bakarlar örtenib küyib, Evlâdlar bahtini ortaga koyib, Tarih babama bilen zaman sirlaşar Cemal siring açma, sözing kıl tamam, Leblerde aks etsin kollar dagi cam Sirlarga çömilgen şu sölim akşam, Sening ruhing bilen asman sirlaşar Günümüz Türkçesiyle söylenirse: Sazım sırlaş gönlüm ile birleşip Bu âlemde yahşi yaman sırlaşır Seyyareler yanar gökte göz kırpıp Denizler dibinde mercan sırlaşır Rüzgâra fısıldar, saç olur sümbül, Ateşte yanarak ağaç, olur kül, Bahçemin mahremi gül ile bülbül, Çimende can ile canan sırlaşır Sırlarla dolmuştur sine-i âlem, Kimini izahta şaşkındır kalem, Dost ile düşmanda, bu nasıl âlem, Söyleşip gerçekle yalan sırlaşır Asırlar derdini dağ gibi yığıp, Evlatlar babalar tutuşup yanıp, Evlatlar bahtını ortaya koyup, Tarh atam ile zaman sırlaşır Cemâl sırrın açma sözün kıl tamam, Dudakta aksetsin ellerdeki câm, Sırlara gömülen şu güzel akşam, Senin ruhun ile âsman sırlaşır Sırlaşma yörenin dolayı ile, dolayının ötesindeki evren ile gizi ikliminde haberleşmesidir Gizi yaşamı belli bir havada karşılıklı paylaşımlarla yaşanıyorsa bu bizi iklim adını verebileceğimiz ortam ve çevreye götürür İklim yörelerin birlikte yaşadıkları ortak havadır Evrende yahşi-yaman, iyi-kötü, güzel-çirkin sırlaşır! Sakı ikliminde bu sırlaşmayı, bu derin iletişimi göremeyiz Sakı iklimi etkileşimi, iletişimi elbette yaşatır bize, ama bu etkileşim sırlaşma değildir! (Zaman zaman yahşi-yaman sırnaşır birbirine sakı ikliminde, sırlaşmaz!) Saz, şairin içine ve dışına yapacağı gezinin olanağıdır, bir güç, bir hava, bir eylem ve yaratı olan gönül ile sırlaşmaya çıkılır Varlıkların sırlaşması duyulur! Çünkü evreni, kendimizi dinlemeye açıktır kulağımız! Gökyüzünde gezegenler, denizin dibinde mercanlar sırlaşır! Sırlaşma, bu anlamda ontolojik bir özellik oluyor Evren sürekli oluşumunu gerçekleştirirken, evrenin her zerresi her zerresiyle sırlaşır Zaman içinde, geçmiş ile şimdi, şimdi ile gelecek sırlaşır Sır aydın, neyi, neden, kimden, ne zaman, nerede, nasıl sakladığı konusunda açık biridir Şiir çarpıcı biçimde fizik dünya ile toplumsal, kültürel, etik dünyaların etkileşim içinde olduğunu anlatıyor Sır aydın, böyle bir etkileşim evreninde, toplumunun, kültürünün sorunlarına bakar Dolayısıyla kavrama, anlama, görme, görüş getirme gücü olandır * Ahmet İnam |
|