Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
buhur, ceylan|masal, dağı, hikaye, ile, kınalı, özetleri

Buhur Dağı İle Kınalı Ceylan|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Dağı İle Kınalı Ceylan|Masal Ve Hikaye Özetleri




Buhur Dağı ile Kınalı Ceylan

Bir varmış, bir yokmuş… Bir vakitler, herkeslerin türlü savaşlardan sonra terkettiği bir viran şehrin yanında, bir dağ varmış… Bahar geldiğinde, eteklerine dağılmış binlerce kocayemiş, ıhlamur, amber ve mersin ağaçlarından yayılan baş döndürücü koku, tüm şehri tütsülermiş…Bu yüzden halk, Buhur Dağı ismini vermiş ona eskiden…
Dağ onca ağacına, çiçeğine, suyuna, taşına rağmen çok yalnızmış… Gün geceye durduğunda, gökyüzüne bakar, gördüğü her yıldıza bir türkü söylermiş… Efkarından pınarları ağlar, toprağı sızım sızım sızlarmış… İstermiş ki rüyaları gerçek olsun, gönlüne göre bir yareni olsun, koynunda uyuyup koynunda uyansın, dağ daha bir dağ olsun, sevda daha bir sevda olsun
Yine öyle gecelerden bir gece, kaldırmış başını göğe, haykırıyormuş türküsünü ki; birden, bir hışırtı duymuş… Bakmış ki güzeller güzeli kınalı bir ceylan durur karşısında… Durur da öylece süzer nazlı gözlerini ona doğru…Buhur Dağı’nın kalbine kor ateşler düşmüş, heyecanla sarsılmış gövdesi…Dile gelmiş de seslenmiş bir bakışta vurulduğu Kınalı Ceylan’a…
”İşte nicedir beklediğim, nicedir düşlediğim yarim geldi, umudum, ışığım, sevincim geldi, hoş geldi… Yaklaş maralım, daha da yaklaş ki yakından göreyim güzelliğini
Ceylan ürkek, ceylan telaşlı, ardına bile bakmadan, seke seke gözden kaybolmuş sessizce… Sinmiş uzaktaki bir ağacın gölgesine, derdini dillendirmiş kendince:
”Sesini duydum uzak diyarlardan, yaktığın türkülerde anlattığın bendim koca dağ, Buhur Dağı!… Sesine sevdalandım da buldum seni, yüreğine sevdalandım da sevdim seni Ne var ki ben bir yaralı ceylan, sana ne hayrım olur ki, sana verecek neyim var ki Geldim, gördüm, bildim seni…Fakat benim daha gidecek yolum, çekecek çilem var
Rüzgarlar Kınalı Ceylan’ın sedasını taşıdığında Buhur Dağı’na, kara bulutlar çökmüş zirvesine… Dağ öfkeli, dağ kırgın, adeta kükrer gibi söylemiş meramını:
”Duydum seni kınalım, duydum da duymasına, hem kendini gösterir hem de neden kaçarsın? Her gece seni söyledim ezgilerimde, seni yazdım gökyüzüne Uçan kuşun kanadında, çağlayan nehirlerin nefesinde, tan yerinde şavkıyan seherlerde, yağmurların buğusunda aradım izini Önce bana görün, sonra bırak git diye mi? Hemen şimdi dönesin bana geri, ya da ilelebet kanasın yaran; öyle ki kımıldayamayasın, öyle ki bir yudum su içmeye kalkamayasın çöküp kaldığın yerden!”
Ceylanın küçücük yüreği burkulmuş acıyla… Korka korka dağın hışmından, seslenmiş ona titreyen sesiyle:
”Nedir bu hiddetin, feryadın? Nedir bu halden sual etmez gazabın?… ’Zaman’ dedikleri bir ilaç varmış, ben daha yollara düşüp onu bulacağım, yaramı onunla sarıp bekleyeceğim iyileşmeyi… Sende kalırsam şu halimle; sana acıdan, tasadan başka bir şey veremem Sen bir yüce dağsın, sabır taşlarıyla döşeli bayırların… Beni sen de anlamazsan, kimler anlasın?”
Dağ küsmüş, ceylan boynu bükük; vurmuş kendini yollara… Bağrında Buhur Dağı’nın hasreti, vuslata ömrü yetsin diye dualar ederek Yaradan’ına, gözden kaybolup, gitmiş uzaklara…
Buhur Dağı fısıldamış ardından:
” Bekleyeceğim seni maralım, taşım üstünde taş kalmayıncaya, toprağımda tek bir ot bitmeyinceye değin…”
Ay güneşi, güneş ayı kovalamış durmuş, mevsimler mevsimlere, yıllar yıllara kavuşmuş… Diyar diyar gezmiş ceylan, deva bildiği mahir zaman iyileştirirken yarasını, Buhur Dağı’nın içli sesi, gönlünün mabedinden bir an olsun silinmemiş… Kızıl kınalı başını semaya kaldırıp da sevdasının ve sevdalısının sırrına erdiği yalnız gecelerinde, her bir yıldızdan yüreğine yansıyan ışık, yarinin kendisine adadığı türkülerinin giziymiş…
(Masalcı tam da öyle bir anda, sesini verivermiş masala…)
”Gecedir; ayrı düşmüş sevgililerin elzemi hasretleri göğsünde emziren… Gecedir; tek yürekte iki taşkın nehir gibi coşan, ikiyi bir kılan, biri ikiye bölen sevdaların beşiği… Ömür denilen ise ahu gözlü ceylanın kirpiğinde kanat çırpması kadar bir kelebeğin… Ceylan fani, dağ fani… Geldi vakti saati… Düştü ceylan sevdasının, sevdalısının yollarına…”
Günler birbiri ardına inci gibi dizilirken, hiç durmadan koşmuş ceylan… Ayaklarında dermanı kalmamış, acıkmış, susamış… Bir an olsun durmamış, Buhur Dağı’nın billur ırmaklarının suyuymuş susadığı, Buhur Dağı’nın kaynağıyla besleyip büyüttüğü ağaçların yemişleriymiş acıktığı… Derman, Buhur Dağı’nın koynundaymış
Birbirlerini gördükleri ilk andaki kadar ışıltılı ve sakin bir gece, Kınalı Ceylan varmış yarinin eteklerine… Nice soğuk iklimlerden sıcak iklimlere değin yolunu gözlediği ceylanını, gelişinden bilmiş Buhur Dağı… Seslenmiş usulca:
”Ey kınalım, ey güzeller güzeli ceylanım, döndün demek sonunda bana… İyileşti mi yaran? Buldun mu çareni; bir su damlası gibi akıp gittiğin, bir kum tanesi gibi savrulduğun yollarda? Senin gönlümü kasıp kavuran hasretin, ehramı oldu ağaçlarımın, çiçeklerimin; tohumlar bile çatlayamadan küle döndü toprağımda… Vardın geldin ama; şimdi benim sana verecek neyim var; susuzluğunu gidereceğin bir pınarım bile yok ki; kuruyup gitti hepsi, acıktıysan seni neyle doyurayım; sabır taşlarımda biten otlarla kanmazsın ki açlığına
Ceylan bitkin; tırmanırken dağın yamacına, devrilivermiş bedeni kurumuş dalların arasına, küçücük kınalı başını vurmuş kocaman bir taşa… Son mecaliyle konuşmaya çalışırken, şu kelimeler dökülmüş dilinden:
”Sar beni Buhur Dağı’m… Sar beni yazgım olan; canım tenimden çıkmadan beni sana kavuşturan sevdan ile… Toprağından kanıma aksın ölüm, kanımdan toprağına aksın dirim, hasretinle yaktığın çiçeğin, ağacın, kanımla hayat bulsun yeniden Ben sana karışayım, sende son bulup, sende doğayım… Bak şu kızıl yıldız var ya; işte o benim yıldızımdır Ona söyleyerek şimdi en güzel türkünü, kollarında uyut beni güzel sesinle…”
Ve canını teslim etmiş ceylan oracıkta, nazlı gözleri kapanırken düşen iki damla yaş; yuvarlanıp dağın iyi yanına, iki ayrı ırmağa dönüşürken…
Buhur Dağı, tüm acılardan da büyük bir acıyla öyle sarsılmış, öyle inlemiş ki, gökyüzü yırtılmış sesinden, şimşekler çakmış, simsiyah bir yıldırım düşmüş zirvesine; ikiye bölmüş koca dağı…
O geceden sonra mevsim ne vakit bahara dönse, Buhur Dağı’nın ikiye ayrıldığı, Kınalı Ceylan’ın gözyaşlarından oluşan iki ırmağın kavuştuğu yerde kızıl bir gonca gül bitermiş Açıp da yaprağını, kokusunu yele verdiğinde yıldızlı gecelerde; kimselerin duymadığı, kimselerin bilmediği bir türkü yankılanırmış o vadinin en kuytu yerinde…



Alıntı Yaparak Cevapla

Buhur Dağı İle Kınalı Ceylan|Masal Ve Hikaye Özetleri

Eski 10-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Buhur Dağı İle Kınalı Ceylan|Masal Ve Hikaye Özetleri




ASLAN İLE CEYLANIN HİKAYESİ

Her sabah bir ceylan uyanır Afrika'da, kafasında tek bir düşünce vardır:

En hızlı kosan aslandan daha hızlı koşabilmek

Yoksa aslana yem olacaktır

Her sabah bir aslan uyanır Afrika'da, kafasında tek

bir düşünce vardır:

En yavaş kosan ceylandan daha hızlı koşabilmek

Yoksa açlıktan ölecektir

İster aslan olun, ister ceylan olun, hiç önemi yok!

Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini,

Hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız

gerektiğini bilin

Çünkü eğer aslansanız ve en yavaş kosan ceylanı bir önceki gün

yakalamışsanız

Ve bugün bir ceylan yakalamak niyetindeyseniz,

Artik, bilmelisiniz ki en yavaş kosan ceylan dünkünden

daha hızlıdır

O halde, düne göre hızınızı artırmanız gerekmektedir

Yok, eğer ceylansanız ve henüz aslana yem olmamışsanız,

Hızınızı düne göre mutlaka artırmalısınız

Çünkü sıra size gelmiş demektir

Yani, hayat koşusunda devam edebilmenin tek koşulu var:

Dünden daha hızlı olabilmek

Bakin bakalım simdi kendinize!

Ondan, şundan, bundan değil, "dünden" hızlı mısınız?


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.