Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çocuklar, farklı, için, masallar

Çocuklar İçin Farklı Masallar

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuklar İçin Farklı Masallar




Çocuklar İçin Farklı Masallar

Eskiden, İran’da, İsfahan şehrinde, Cemal adında kervancı bir genç yaşardı Kervan sahipleri kervanlarını çok güvendikleri Cemal’e gönül rahatlığıyla teslim ederler ve onun kervandaki malları kendi malıymış gibi koruyup, gözeteceğini bilirlerdi

Günlerden bir gün, Cemal İsfahan’dan kuzeydoğudaki Meşhet’e gitmek üzere, kumaş yüklü deve kervanıyla yola çıktı Kervan birkaç gün sonra Deştikebir Çölü’ne vardı İlk bakışta uçsuz bucaksız gibi görünen 400kmlik bir kum yığını Oralardaki bir kuyudan su tedarikini yapan kervan çöle girdi Aradan bir hafta geçti Kervan dıştan bakıldığında çölde ağır ağır ilerliyordu, her şey yolundaydı Ama içten içe kaynayan bir kazan gibiydi Bu kazanı başdeve kaynatıyordu Başdeve kervandaki yirmi devenin başıydı Mola verildiği zaman devamlı konuşur, bir şeyler anlatır, ötekiler de sessizce dinlerlerdi Başdeve üç dört gündür havadan sudan konularla konuşmaya başlıyor, sonradan sözü liderlik konusuna getiriyordu Koca kervanı neden bir eşek peşinden sürüklüyordu? O en önde olmasa olmaz mıydı? Sanki o olmasa kervan gideceği yere varamayacak mıydı?

“ Ben “ diyordu başdeve, “ Mısır’a gittim, Arabistan’a gittim, Yemen ‘e gittim, Anadolu’ya gittim Yüce dağlar aştım, susuz çöller geçtim Binlerce, on binlerce kilometre yol kat ettim İran’da gezmediğim, dolaşmadığım yer kalmadı Bu Deştikebir Çölü’nden defalarca geçtim Benim gibi doğuştan lider varken başınızda küçük eşek kim oluyormuş? Boy yok, post yok, bir de kervanın en önünde gider Onun liderlik neyine? Gelin şu eşeği defedelim başımızdan Lider ben olursam eğer her türlü iyiliği bekleyin benden Yoruldum diyenin yükünü sırtımda taşıyacağım…”

Başdevenin aynı tarzdaki konuşmaları sonraki günlerde devam etti Kervandaki develerden birkaçı önceleri eşeğin gitmesini istemediler

“ Kime ne zararı var garibin? “ dediler “ Bırakalım önde o gitsin, bizi Meşhet’e götürsün Zaten hiçbir işimize karışmıyor Molalarda bir kenarda tek başına oturuyor Belli ki bir derdi vardır, kimselere anlatamaz Durup dururken günahını almayalım

Başdeve böyle diyenlere karşı çıkıyordu:

“ Garip mi? Neresi garip bunun be? Acınmaz böylesine Onun yemini, suyunu biz taşıyoruz, bir de kaprislerine boyun eğecek değiliz Nerede oturursa otursun, önemli olan,onu kervandan uzaklaştırmak

Sonunda başdevenin kesin kararlılığı karşısında direnci kırılan birkaç deve, istemeye istemeye eşeğin gitmesine razı oldu

Bir gece develer eşeğin yanına gittiler ve kervanda kendisini istemediklerini söylediler Eşek bu duruma karşı çıktı Olmaz dedi, ben bu kervanı terk etmem dedi, bensiz Meşhet’e varamazsınız dedi, pusulayı şaşırır, çölde kaybolursunuz dedi Eşeğin sözlerine kulaklarını tıkayan, onun tepinmesine aldırış etmeyen develerin küfür derecesine varan hakaretleri karşısında eşek, “ Ne haliniz varsa görün “ diyerek çekip gitti

Ertesi gün başdeve çalımla yürüyordu kervanın önünde ve arada bir arkasına bakıp gururla gülümsüyordu Başdevenin fazlaca böbürlenmesi kervanın zararına oldu Kervan ilk günden başlayarak hedefinden adım adım uzaklaştı ve güneybatıya doğru geniş bir yay çizerek, Kuhistan Çölü’nün ortalarına kadar geldi Günlerdir diğer develerin ikazlarına aldırış etmeyen başdeve sonunda liderliği kaybetti Pusula şaşırılmış, kervan Kuhistan Çölü’nde kaybolmuştu Yol yok, iz yok, ne tarafa gidilmeliydi acaba?

Günler sonra eşek çıkageldi Develer sessizce eşeğin arkasında tek sıra oldular Eşek şaşkın şaşkın etrafına bakınan başdeveye, “ Sen en arkada yürüyeceksin “ dedi Sonra kervan Meşhet’e doğru yola çıktı

Kervan Meşhet’e doğru yola çıkmıştı ama başdeve hırsından kuduruyordu “ Vay küçük eşek, vay…Demek sende böyle numaralar da varmış Kovulduğun kervana geri dönecek kadar yüzsüzmüşsün Bizi takip ettiğini nasıl oldu anlayamadım Bilsem peşimizden geleceğini ne yapar eder seni engellerdim Aldım mı ayağımın altına hamur gibi yoğururdum Belki şimdi sen önde ben arkadayım ama buna güvenme Hele bir Meşhet’e varalım sonrası kolay Nasılsa İsfahan’a dönüşte kuyruğunu koparır öne ben geçerim, çünkü kuyruksuz eşeğin peşinden hiçbir deve gitmez

Kervan on gün sonra Meşhet’e vardı Cemal kumaşları kervan sahibinin oradaki dükkanına teslim etti ve develere baharat yüklendi Eşek önde, develer arkada, İsfahan’a dönüş yolculuğu başladı İlk günler pek sesi soluğu çıkmayan başdeve sonraki günlerde ileri-geri konuşarak develeri kandırmak için çaba sarf etmeye başladı

“ Sayın arkadaşlar, geçmiş geçmiş, biz bugüne ve yarınlara bakalım Öyle böyle Meşhet’e geldik, şimdi İsfahan’a dönüyoruz Meşhet’e gelirken bir süre kervanın liderliğini ben yaptım Aslında ben kervanı Meşhet’e rahatlıkla götürürdüm ya nedense eşek geldi, kervanı Meşhet’e o götürdü

Başdeve konuşurken develerden biri: “ Eşek gelmeseydi biz Meşhet’e zor varırdık “ deyince başdeve: “ Sus, öyle anlamsız konuşma “ diyerek deveyi azarladı “ Beni sen şaşırttırdın Yok o yol yanlış bu yol doğru, yok oradan değil buradan gidelim diye diye yolu kaybettirdin Benim yolum doğru yoldu, eğer sen karışmasan Meşhet’e eşeksiz giderdik Eşek dedim de aklıma geldi, bu eşek molalarda neden yanımıza gelmiyor? Neden bizimle konuşmuyor? Çünkü eşek bizleri önemsemiyor, bizi küçük görüyor Onun gözünde biz pire kadarız Şimdi soruyorum: Kendini pire kadar gören ortaya çıksın Ben pire kadarım desin İçimizde böyle biri yok, olmadığına göre de hepimiz eşekten üstünüz, lider de benim

Biraz önce başdeveye karşı çıkan deve: “ Lider sen olamazsın, çünkü kervanın bir lideri var Kervanın önünde giden liderdir yani eşek liderdir

Bunun üzerine başdeve ayağa kalktı: “ Eşek olsa olsa senin liderindir O ancak sana liderlik yapar Sen bir hiç olduğuna göre eşek bir hiçin lideridir Eşek bir hiçtir

“Hayır, eşek kanıyla,canıyla oradadır, ben de buradayım Var olan bir şey hiç olamaz Eşek hiç değildir, bense hiç değilim

Başdeve devenin sözlerine içinden güldü Asıl amacı, eşeği ortaya çekip onunla kapışmaktı Deve buna aracı oluyordu Son söyledikleri gerekli ortamı hazırlamıştı Başdeve ağzındaki baklayı çıkardı: “ Eşek orada sen buradasın Eşek niye orada gelse ya buraya

Deve, başdevenin niyetini anladı Birden acıdı eşeğe Durup dururken eşeğin başı belaya girecekti Keşke başdeveye karşı çıkmasaydı Onunla laf kavgasına girmeseydi Artık geri dönemezdi: “ Eşek buraya gelir Dur, gidip çağırayım

Deve, eşeğin yanına gitti: “ Özür dilerim Rahatsız ettim Başdeve sizi çağırıyor

“ Başdeve mi? Beni mi çağırıyor? Ne işi varmış benimle başdevenin? “

“ Efendim, yola çıktığımızdan beri sizin önde olmanızı hazmedemedi Hep kendi önde olsun istiyor Bütün amacı sizi kervandan uzaklaştırmak

“ İyi işte ben gitmiştim, ama kervan Kuhistan Çölü’nde kaybolmuştu Geri dönmesem haliniz haraptı

“ Bunu ben de biliyorum Hep başdeveye yanlış yaptığını söyledim, onu uyardım Tutturmuş bir liderliktir gidiyor Sizi kıskanıyor Az önce kervanı ben Meşhet’e götürürüm diyordu Ben, eşek gelmeseydi biz Meşhet’e zor varırdık dedim Siz gittikten sonra onu şaşırttığımı, bundan dolayı yolu kaybettiğini söyleyip beni azarladı

Deve diğer konuşmaları da anlattıktan sonra eşek: “ Öteki develer neden başdeve ile birlik oluyorlar, ben onu anlayamadım? “

“ Ben de anlayamadım İki-üç deve gönülsüz dinliyordu onu ama şimdi sesleri çıkmıyor Mola verildiğinde başdeve hep konuşuyor, kendini övüyor Siz yalnız başınıza bir kenarda dinleniyorsunuz Hiç kendinizden bahsetmiyorsunuz Herhalde nedeni bunda aramak gerek

“ Demek istediğini anladım Ben yıllardır kervan çekerim Asla yolumu şaşırmadım, çünkü mola verilirken gündüz güneşe, gece yıldızlara bakarak rotayı ayarlarım Ne kadar yol gelindiğini, ne kadar yol gidileceğini hesap ederim Eğer molalarda sizin yanınıza gelip başdeve gibi lak-luk yaparsam yolumu şaşırırım Gel gidelim bakalım, başdeve ne diyecekmiş? “

“ Efendim, isterseniz gitmeyelim Başdevenin amacı kavga çıkarmak

“ Korkma canım, başdeve de kimmiş? Ben onu suya götürür, susuz getiririm Başdeve kazdığı kuyuya düşecek

Eşek önde, deve arkada hızlı hızlı yürüdüler Bu sırada deve düşünüyordu “ Vay be, eşeğe bak Canavar kesildi Kim bilir kim bu? Rakibi bir başdeve değil ki, başdevenin arkasında on sekiz tane deve var Ama herhalde eşek boşa konuşmadı Başdeveyi tuzağa düşürecekmiş? Plan hazır demek Efeler gibi yürüyor Ben böyle eşeğin yoluna baş koyarım

Deve: “ Efendim, sonuna kadar yanınızdayım Ölürüm de ayrılmam sizden

Eşek: “ Sen cesur bir devesin Doğruluktan ayrılma Seni yardımcım yaptım

Deve: “ Teşekkür ederim, efendim Bu göreve layık olmaya çalışacağım

Eşek başdevenin önüne gelince arka ayakları üstünde dikildi, ön ayaklarını beline dayadı, göğsünü şişirdi, kafasını yukarı kaldırdı, kaşlarını çattı:

“ Evet, seninle konuşmak istiyorum, devecik Kervandan ayrılıyorsun Kervan, İsfahan’a gidiyor, sen Meşhet’e dönüyorsun

Eşek öylesine sert konuşmuştu ki, başdeve şaşırdı Hem eşek emir veriyordu Başdeve kekeledi: “ Devecik mi?! Kim devecik? Meşhet’e niye döneyim? “

Eşeğin korkusuzluğunu, başdevenin şaşkınlığını gören develer birer-ikişer eşeğin arkasında toplandılar Bunda eşek olmadan İsfahan’a varamayacakları endişesi önemli olmuştu Başdeveye kalsa o kervanı Hazar Denizi kıyılarına götürürdü Yalnız kaldığını gören başdeve ses çıkaramadı Daha sonra develer bir daha başdevenin sözlerine aldanmayacaklarını söyleyerek, onun da İsfahan’a gelmesini eşekten rica ettiler Eşek, bu öneriyi kabul etti Kervan, başka olay olmadan İsfahan’a vardı

SON

Yazan: Serdar Yıldırım [ Bursa - 1995 ]



Alıntı Yaparak Cevapla

Çocuklar İçin Farklı Masallar

Eski 10-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çocuklar İçin Farklı Masallar




Çocuklar İçin Farklı Masallar

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman icinde kalbur saman içinde Allah`ın kulu çokmuş, bir dağın başında, bir ormanın yanıbaşında keloğlanın yaşadığı köy varmış
Keloğlanın bir tek anacığı, anacığının da bir tek kel oğlu varmış Dünyada başka kimseleri olmadığı için hep birbirlerine destek olurlar, kuru ekmek yeseler kimselere belli etmezler, padişahlara layık yemekler yedik diyerek kötü durumlarından kimseleri haberdar etmezlermiş
Keloğlan çok akıllıymış ancak akıllı olduğu kadarda tembelmiş Anası hadi oğlum, bahçeden bir soğan al dese, iki saat düşünür, üç saat hesap yapar, o soğanı bahçeden ayağına nasıl getirtebilir, onu düşünürmüş Sonunda bir yolunu bulurmuş ama annesi de bu arada çıldırır dururmuş Günler böyle gelip geçerken, Keloğlanın anacığı bir gün hastalanmış, bütün iş güç keloğlana kalıvermiş O tembel keloğlan gitmiş, yerine aklı başında çalışkan bir keloğlan gelivermiş Anası yattığı yerden keloğlana emirler yağdırıyor, bizimki de oradan oraya koşuyormuşBu böyle günlerce sürmüş, keloğlan sonunda yorgunluktan bir köşeye düşmüş O sırada bir fare keloğlanın yanına gelip:
- Keloğlan keleş oğlan, her işi beleş oğlan, nasıl ama çalışmak, zor geliyor di mi ? demiş
Keloğlan gözünü aralamış, fareyi kovalamış Fare tekrar gelmiş bu sefer iyice yaklaşıp,
- heeyyy Duydun mu prensesin başına gelenleri, Her kim prensesi iyileştirse, kral onu kızıyla evlendirecekmiş, demiş Sonra bir çırpıda anlatmış, güzeller güzeli prenses aylardr ağlayıp duruyormuş ve onu kimseler susturamıyormuş Kızımı güldüren her kim olursa, onu prens yapacağım demiş kral Keloğlan bunu duyduktan sonra, `Bu iş böyle olmayacak, başka şeyler yapmak lazım `diye hoplayıp zıplamaya başlamış Öyle hoplayıp zıplayarak evlerinin yakınındaki dağın eteklerine kadar gelmiş Dağın eteklerinde açan çiçekleri toplamış Bu çiçeklerin özelliği insanları kıkır kıkır güldürebilmesiymiş Anasından öğrendiği kadarıyla, hepsini bir araya getirirse, prensesi güldürebileceğini biliyormuş Bütün gün topladığı çiçekleri bazı karışımlarla suladıktan sonra , çiçekleri alıp, sarayın yolunu tutmuş Az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş, sarayın kapısına geldiğinde iki takla atıp, sırada bekleyenlerin yanında sıraya geçmiş Akşama doğru ona sıra geldiğinde neredeyse yorgunluktan uyuyacak hale gelmiş Onu içeri almışlar,keloğlan elindeki kağıdın içinde sakladığı çiçekleri prensese uzatmış Prenses çiçekleri line alır almaz kıkır kıkır gülmeye başlamış, öyle çok gülüyormuş ki, kral ,kraliçe ve beraberindeki herkes prensesle gülmeye başlamış Prenses mutluluktan uçuyor gibiymişKeloğlan o gün kurulan düğünle prensesle evlenmiş, anasını hasta yatağından aldırmış ve saraya getirmiş Anası da kel oğlunun kel kafasına kocaman bir öpücük kondurmuş


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.