Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, herşey, tanıyalım, vücudumuz, vücudumuzu

Vücudumuz Hakkında Herşey Vücudumuzu Tanıyalım

Eski 10-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vücudumuz Hakkında Herşey Vücudumuzu Tanıyalım




Vücudumuz hakkında herşey vücudumuzu tanıyalım

Canlılarda bazı tepkilerin alınmasını sağlayan hücreler vardırBu hücreler duyu organlarını meydana getirir Bu duyu organları beyin tarafından kontrol edilir

Duyularımız ve Beyin

Çevremizde olup bitenleri duyularımız aracılığıyla anlarız Örneğin, çevredeki cisimleri gözlerimizle görür, sesleri kulaklarımızla işitiriz İyi ve kötü kokuları, burnumuzla algılarız Besinlerin tatlarını dilimizle anlar, cisimlerin sertliğini, yumuşaklığını, soğukluğunu ve sıcaklığını derimizle hissederiz

Duyuların alınmasını sağlayan yapılar reseptörler olarak adlandırılır Reseptörlerle alınan uyartılar duyusal sinirlerle beynin ilgili merkezlerine iletilir

Kısacası duyu organlarımız, çevreden gelen uyarıları, duyu sinirleriyle beynimize gönderir Beyin aldığı uyarıları değerlendirir, sonucu hareket sinirleriyle duyu organlarına bildirir Sonuçta organlar, görevlerini yerine getirerek, çevreyle uyum içinde olmamızı sağlar Her duyu organı almış olduğu uyartıyı beyinde değerlendirip, tepkisini ilgili organda gösterir

Her bir reseptör uyaranın ne olduğuna bakmaksızın ancak özelleşmiş olduğu cevabı verir Örneğin göz ışığa duyarlıdır, kulak titreşime duyarlıdır, burun ve dil suda çözünen maddelere duyarlıdır, deri dokunmaya duyarlıdır

İnsanda dış ortama açık 5 duyu organı vardır Görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama olmak üzere beş duyumuz vardır Görme duyusu organımız gözler, tat alma duyusu organımız dildir Koklama duyusu organımız burun, işitme duyusu organımız kulaktır Derimiz ise dokunma duyusu organımızdır

GÖZ VE GÖRME DUYUSU

Gözler ışığa duyarlıdır İnsanlarda göz,ışık alan ve bundan dolayı görme olayını gerçekleştiren çok özelleşmiş bir organdır Gözler kafatasının göz çukuruna yerleşmişlerdir Göz görme işinde doğrudan görev alan kısımlar ve bunları koruyan yapılardan meydana gelmiştir Bu koruyucu yapılar; kaşlar ,göz kapakları, kirpikler, gözyaşı bezleri ile göz yuvarlığını göz çukuruna bağlayan ve hareketini sağlayan kaslardır Göz kapakları göz yaşı bezlerinin çıkardığı sıvıyı kırpma hareketi ile gözün saydam tabakasına yayarak bu tabakanın kurumasını engeller Ayrıca kapanarak gözü korur

Gözün görmeyi sağlayan kısımları ise; reseptörler, mercek ve ışık etkisiyle oluşan uyartıları (impulslar) beyne ileten sinirlerden ibarettir

Göz yuvarlığı dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur Sert tabaka, damarlı tabaka ve ağ tabaka dır

1- SERT TABAKA

Göz yuvarlığını en dıştan saran, parlak beyaz, sık telli bağ dokudan yapılmış sert bir tabakadırBu tabaka gözün iç kısmında bulunan daha nazik dokuları korur ve göz yuvarlağına dayanıklılık kazandırarak gözün şeklinin bozulmasını önler

Sert tabaka, gözün ön tarafında ve ortasında incelerek saydamlaşır ve “saydam tabaka”yı oluşturur Işığı geçiren saydam tabakaya "KORNEA" denir Saydam tabaka (kornea) göze gelen ışığı kırarak gözün iç bölgesindeki göz bebeğine geçirir

2- DAMAR TABAKA

Sert tabakanın altında yer alır Gözü besleyen kan damarları bu tabakada bulunur Damar tabakanın iç yüzeyinde, siyah renk maddesi taşıyan hücrelerin (melanin) meydana getirdiği bir tabaka bulunur Bu tabaka fazla ışığı emerek göz yuvarlağının içini karanlık bir oda haline çevirir

Damar tabaka gözün ön kısmında kalınlaşarak merceği tutan askılarla, İRİS adı verilen renkli kısmı meydana getirir İRİS,düz kaslarla donatılmış ve renk maddesi (pigment) yönünden zengin hücrelerle, dokulardan yapılmıştır İris taşıdığı renk maddesine göre kahve rengi, yeşil ve mavi renklerde olur İrisin ortasında, göz bebeği denilen ve göze ışığın girmesini sağlayan küçük bir delik vardırGöz bebeği iristeki kaslarla büyütülüp küçültülebilir Böylece göze giren ışık miktarı ayarlanır Kuvvetli ışıkta göz bebeği küçülür, az ışıkta büyür

GÖZ MERCEGİ irisin arkasında yer alır İki taraflı dış bükey olan saydam bir yapıdırÜzeri esnek saydam bir zarla örtülüdürMercek göz bebeğinden giren ısınları kırılarak ağ tabaka üzerine düşmesini sağlar Mercek, halka seklindeki mercek bağları ile gözün kirpiksi cismine tutunur Kirpiksi cisim ,sert tabaka ile saydam tabakanın bırlesme bölgesine yakın bir yere tutunan dairesel ve uzunlamasına kas liflerinden meydana gelmiştirBunlara kirpiksi kaslar denir Saydam tabaka ile mercek arasında kalan boşluğa ön oda adı verilirGöz merceği ile iris arasında kalan küçük boşluğa ise arka oda verilirMercek ile ağ tabaka arasında kalan kısmı,camsı cisim denilen berrak ve jelatinimsi bir madde ile doludur

3- AG TABAKA (RETINA)

En içteki tabakadır Işığa duyarlı reseptör hücreler ile sinir hücreleri ile döşenmiş karmaşık bir yapıya sahiptir Reseptör hücrelerde sinirler bu tabakaya ağ gibi yayıldığı için Ağ tabaka denmiştir

Ağ tabakadaki duyu sinirlerinin aksonları göz yuvarlağının arka tarafında bir noktada birleşerek göz sınırını meydana getirirler Optik sinirin göz yuvarlağından çıktığı bölgede reseptörler olmadığı ve görüntü meydana gelmediği için kör nokta adını alır

Saydam tabaka ile göz merceğinden geçen eksenin, gözün arka kutbunda retinayı kestiği yerde çukurca bir bölge vardır"SARI LEKE" denilen bu kısımda ağ tabaka oldukça incedir

Görmenin fizyolojisi

Cisimleri görmemizi sağlayan duyu organımız gözlerimizdir Ancak, görmenin gerçekleşebilmesi için ışığa ihtiyacımız vardır Cisimlerden yansıyan ışık saydam tabaka ve göz bebeğinden geçerek merceğe gelir Mercekte kırılan ışık, ağ tabaka üzerindeki sarı benekte ters bir görüntü oluşturur Bu ters görüntü, duyu sinirleriyle beyne iletilir Beynimiz aldığı uyarıyı değerlendirir ve cismi düz olarak görmemizi sağlar

Göz uyumu : Uzağa veya yakına baktığımızda göz merceği yassılaşıp şişkinleşerek odak uzaklığını ayarlar Böylece görüntü net olarak retinaya(ağ tabaka) düşer Buna göz uyumu denirCismin görüntüsü sarı lekeye ters ve cisimden küçük olarak düşer Görme sinirleri uyartıyı beyine gönderir Beyinde görüntü düz ve cisme eşit olarak algılanır

Mercek gözü iki bölüme ayırır Saydam tabaka ile mercek arasına “ön oda” , mercek ile ağ tabaka arasındaki geniş boşluğa”arka oda” denir Göz yuvarlağının içi ışığı kırma ö-

zelliği olan “göz sıvısı” ile doludur Arka odayı dolduran sıvıya “camsı cisim” denir

Sarı lekedeki hücrelerin iyi görev yapabilmesi için “A” vitamini gereklidir A vitamini eksikliğinde “gece körlüğü” hastalığı ortaya çıkar



Alıntı Yaparak Cevapla

Vücudumuz Hakkında Herşey Vücudumuzu Tanıyalım

Eski 10-16-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Vücudumuz Hakkında Herşey Vücudumuzu Tanıyalım




KULAK VE İŞİTME DUYUSU

İşitme ve denge organımızdır Üç kısımda incelenir

Dış Kulak : Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur Ses dalgalarının toplanarak kulak zarına iletilmesini sağlar Kulak yolu içindeki kıllar ve kulak yolundan salgılanan sıvı kulağa yabancı toz gibi maddelerin girmesini önler Kulak yolundan salgılanan sıvı(kulak kiri) aynı zamanda kulak zarının yumuşaklığını sağlar Kulak zarı dış kulakla orta kulağı birbirinden ayırır

Orta Kulak : Kulak zarı ile oval pencere denilen zar arasında küçük bir oda gibidir Kulak zarına bağlı ilk kemik “çekiç” kemiğidir İkinci kemik “örs” ve üçüncü kemik “üzengi” kemiğidir Bu kemiklerin üçüne birden “kemik köprü” denir Bu kemikler kulak zarından alınan ses dalgalarını iç kulağa iletir Vücudumuzun en küçük kemiği üzengi kemiğidir

Orta kulak “östaki borusu” ile yutağa açılır Östaki borusu dış kulak ile orta kulak arasındaki hava basıncını dengeleyerek kulak zarını korur

İç Kulak : İşitmeyi sağlayan yerdir İçinde işitme sinirleri ve duyu hücreleri bulunur Orta kulaktan itibaren “oval pencere”ile başlar İç kulaktaki “dalız” oval pencere yoluyla gelen ses dalgalarını sıvı dalgalanması halinde “salyangoz” a iletir Salyangozun içinde işitme duyu hücrelerinin bulunduğu “korti organı” bulunur Buradan da işitme duyu sinirleriyle alınan u-yartı beyine taşınır ve ses beyin tarafından algılanır Salyangozun üst kısmında “üç yarım daire kanalı” bulunur Bu kanalların içindeki sıvı ile vücudun dengesi algılanarak beyine bildirilir Kulak, işitme görevinin yanı sıra, vücudun dengede durmasına da yardım eder Bu dengeyi, iç kulakta bulunan yarım daire kanallarıyla sağlar Vücudun dengesini “beyincik” sağlar

İşitmenin fizyolojisi

Dış ortamdan gelen ses dalgaları kulak kepçesi tarafından toplanarak dış kulak yolu boyunca kulak zarına iletilir Kulak zarı; dış kulak ve orta kulağı birbirinden ayırır Ses dalgalarının kulak zarında yaptığı titreşimler orta kulakta bulunan ve sırasıyla çekiç,örs ve üzengi olarak isimlendirilen kemikçiklerde hareket oluşturur Bu kemikçikler kulak zarı ile iç kulak arasında irtibat oluştururlar Yani kulak zarında oluşan titreşimleri iç kulağa iletirler İç kulakta labirent adı verilen ve işitme ve dengeden sorumlu organ tarafından alınan ses dalgaları işitme siniri boyunca beyne iletilir Beyin gelen ses dalgalarını analiz eder ve işitme fonksiyonu gerçekleşmiş olur

Ses dalgalarının izlediği yol :

Ses – Kulak yolu – Kulak zarı - Kemik köprü –D alız - Salyangoz

DİL VE TATMA DUYUSU

Tat alma organımızdır Ancak tat dışında sindirim ve konuşma gibi olaylarda da görev alır Dil kaslardan yapılıdır Üzerinde girintili çıkıntılı tat alma cisimcikler i(tat memecikleri , papilla) bulunur Dilimiz suda çözünebilen maddelerin tadını alabilir ve dört farklı tada duyarlıdır Dilin farklı bölgeleri farklı tatlara duyarlıdır Ucu tatlı, orta kenarları tuzlu, arka kenarları ekşi ve arkası acı tatları algılar

Tat almanın fizyolojisi

Üzeri deriyle kaplı olan dilimiz, tükürük bezlerinin yardımıyla sürekli ıslak kalır, besinleri tükürük yardımıyla ıslatır Islanan besin maddeleri sinirler üzerinde kimyasal bir etki meydana getirir Bu etki, sinirler tarafından beyne iletilir Beyin, tadın hangi maddeye ait olduğunu anlamamızı sağlar

BURUN VE KOKLAMA DUYUSU

Burun koku alma organıdır Uç kısmı kıkırdak, arka kısmı kemikten yapılıdır Burun boşluğu “sapan” kemiği ile ikiye ayrılır Boşluklardan ortaya doğru üçer tane kemik çıkıntı iner Aralarında hava dolaşan bu kemiklere “boynuzcuk kemikleri” denir Bu kemiklerin arasındaki boşluklara “sinüs” denir Sinüslerin iltihaplanmasına “sinüzit” denir Burun boşluğu mukus salgısı yapan epitel hücreleriyle döşenmiştir Burun içindeki kıllar ve mukus kirli havayı temizler, mukus havayı nemlendirir, burun içindeki kıvrımlar havayı ısıtır

Koku almanın fizyolojisi

Koku alma sinirleri burun boşluğunun üst tarafındaki “sarı bölge” de bulunur Havaya karışan koku zerrecikleri mukus içinde çözünerek koklama sinirlerini uyarır Duyu sinirleri bu uyartıyı beyine taşır Böylece koku algılanır

Koklama ve tatma duyuları suda çözünebilen maddelere duyarlıdır Bu nedenle birbiriyle yakından ilgilidir Örneğin nezle olduğumuzda koku ve tat alma duyularımız iyi çalışmaz

Erişkin bir insan yaklaşık birkaç bin kadar kokuyu rahatlıkla ayırt edebilir Kadınların ve çocukların koku alma duyusu daha gelişmiştir İnsanların CO gibi zehirli gazları algılayabilme yeteneği yoktur

Koku reseptörleri çok çabuk adapte olurlar Kokunun alındığı ilk saniyede yaklaşık %50oranında adaptasyon gerçekleşir Ve sonraki birkaç dakika içinde o kokuya adapte olunur Koku duyusu ile tat duyusu birbiri ile ilişkilidir Üst solunum yolları enfeksiyonlarına bağlı olarak kokunun alınmasında bir sorun olduğu zaman maddenin tadı farklılaşır Koku duyusu tat duyusundan çok daha yüksek oranda hoşa gitme veya gitmeme şeklinde lezzetin ortaya çıkmasında etkilidir

DERİ

Dokunma duyu organımız deridir Ancak derinin duyu dışında başka görevleri de vardır

Dıştan içe doğru ölü tabaka, üst deri, alt deri ve yağ tabakalarından oluşur Üst derinin canlı olan alt kısmında deriye rengini veren renk tanecikleri (melanin pigmenti) bulunurAlt deri üst deriden daha kalındır Alt deride kıl kökleri, yağ bezleri, ter bezleri, duyu cisimcikleri, kılcal kan damarları, duyu sinirleri bulunur

Derinin Görevleri:

a) Dokunma duyu organıdır Basınç, sıcak-soğuk, ağrı ve sertlik-yumuşaklık, düzlük- pürüzlülük gibi duyuları algılar

b) Terleme yaparak boşaltıma yardım eder

c) Gaz alışverişi yaparak solunuma yardım eder

d) Vücudumuzu dış etkilerden(çarpma, mikroplar vb) korur

e) Vücudumuza desteklik sağlar Estetik ve güzellik verir

f) Vücut ısısının ayarlanmasına yardım eder


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.