Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gazilik, ile, ilgili, vaaz, şehitlik

Şehitlik Ve Gazilik İle İlgili Vaaz

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Şehitlik Ve Gazilik İle İlgili Vaaz




Şehitlik ve Gazilik ile ilgili Vaaz
Hakkında Şehitlik ve Gazilik ile ilgili Vaaz




Şehitlik ve Gazilik (Vaaz)

18 Mart Çanakkale Zaferinin yıldönümü ve şehitler haftası olması sebebiyle bu haftaki vaazımızda Şehitlik ve gaziliğin öneminden, Ecdadımızın Çanakkale’de göstermiş olduğu üstün başarıdan söz etmeye, bu yüce duyguları anlamaya, anlatmaya çalışacağız Yüce Ecdadımızın bütün savaşlara başlarken ifade ettiği önemli bir söz, İslam Dininin vermiş olduğu manevi duygular ile, geçmişten getirdiğimiz kültürümüzün özümsenerek birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkan bir söz: “Ölürsem şehit, kalırsam Gazi” Bu söz Müslüman Milletimiz ile ne kadar özdeşleşmiştir Bu duygulara aynen sahip olmaktan şeref duyuyoruz Yüce Ecdadımızın vatanının düşmana terk etmediği gibi bizlerde aynı şekilde vatanımızı çiğnetmeyeceğimizi şerefle ifade ediyoruz

İnsanoğlunun kendisine verilmiş en kıymetli nimetlerin başında hayatı gelmektedir İnsanın kendisine sunulmuş olan bu hayatını din, vatan, millet, bayrak, namus gibi milli ve manevi değerlere adaması ise, dünya ve ahiret için en yüksek mertebelere ulaşmasına vesiledir Allah rızası doğrultusunda kişinin canını feda etmesine şehitlik, Şehit ise, Allah yolunda canını veren kimseye denir Şehit olan kişiye bu adın verilmesinin sebebi, cennete gireceğine şahitlik edilmesinden, şahadet anında bir takım rahmet meleklerin yanında bulunmasından, Cenâb-ı Allah'ın mânevî huzurunda rızıklandırılacak olmasından dolayıdır

Şehitlik Kur’an ve Sünnete övülmüş bir mertebedir Kur’an-ı Kerimde Yüce Rabbimiz şehitliğin önemini bizlere şöyle bildirmektedir

وَلاَ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ أَمْوَاتاً بَلْ أَحْيَاء عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ {} فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللّهُ مِن فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُواْ بِهِم مِّنْ خَلْفِهِمْ أَلاَّ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ {} يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللّهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يُضِيعُ أَجْرَ الْمُؤْمِنِينَ

“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler (Şehitler) Allah’ın nimetine, keremine ve Allah’ın, mü’minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler”[1]

Sevgili Peygamberimiz birçok hadislerinde şehitliğin önemine vurgu yapmış, şehit olanların cennete olduklarının müjdesini bizlere bildirmektedir Bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır "Peygamber(ler) cennettedir, şehit(ler) cennettedir, çocuk(lar) cennettedir, diri diri toprağa gömülen kız (çocukları) cennettedir"[2] Bir başka hadiste ise Efendimiz, şehitlerin cennetteki durumlarını şöyle tasvir etmiştir

ما أَحدٌ يدْخُلُ الجنَّة يُحِبُّ أنْ يرْجِعَ إلى الدُّنْيَا ولَه ما على الأرْضِ منْ شَيءٍ إلاَّ الشَّهيدُ ، يتمَنَّى أنْ يَرْجِع إلى الدُّنْيَا ، فَيُقْتَلَ عشْرَ مَرَّاتٍ ، لِما يرى مِنَ الكرامةِ

"Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister"[3]

Bu cennet Vatanın birer evlatları olarak bizler vatanımızı korumak, vatanımıza namahrem eli değmemesi için askerlik yapmakla mükellefimiz Buda bizim hayatımızın en önemli zaman dilimidir Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşımızda dile getirdiği üzere, Cennet Vatanımızı korumak hepimizin en başta gelen sorumluluğudur Akif bu hususu ne güzel dile getirmiştir

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hâyasızca akın

Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın

Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı

İslam Dinide vatanın korunmasına önem vermiş, bu uğurda yapılan görev başında ölünürse şehit olarak Rabbimize kavuşulacağını bizlere bildirmiştir Hz Peygamber Efendimiz gece uykusunu terk ederek nöbet bekleyenleri şu şekilde müjdelemektedir

عيْنَانِ لا تَمسُّهُمَا النَّارُ : عيْنٌ بكَت مِنْ خَشْيةِ اللَّهِ ، وعيْنٌ باتَت تحْرُسُ في سبِيلِ اللَّهِ

"İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz"[4] Bir başka hadiste şöyle buyrulmaktadır "Allah yolunda hudutta bir gün nöbet tutmak, başka yerlerde bin gün nöbet tutmaktan daha hayırlıdır"[5]

Hudutları beklemek ve oralarda nöbet tutmak en kutsal görevlerden biri olup, sulh zamanı da olsa askerlik vazifesi İslâm nazarında cihad sayılır Vatan müdafaasından maksat, sadece sahip olunan toprakları korumak olmayıp, bunun arka planındaki esas gaye, o topraklar üzerinde yaşayan insanların dinini, canını, malını, ırz ve namusunu korumak ve milletin fertlerini hürriyet içinde yaşatmaktır Özellikle hudutta nöbet tutmak, diğer yerlerde nöbet tutmaktan daha faziletlidir Çünkü orada hayâtî tehlike daha çok olup, sürekli uyanık ve dikkatli olma mecburiyeti vardır Ayrıca her an düşmanla karşı karşıya gelme ve bir çatışmaya girme ihtimâli daha yüksektir Bu sebeple hudut boylarında bir gün nöbet tutmak, hudutlar dışındaki yerlerde bin gün nöbet tutmaktan daha hayırlı ve faziletli kabul edilir Bir kimse askerlik görevi yaparken vazife başında ölürse, o şehid olarak Rabb'ine kavuşur Şehidin amel defteri kapanmaz ve dünyada işlediği güzel ve hayırlı işlerin sevabı da kıyamete kadar devam eder Şehid, kabirde meleklerin sorgulamalarından ve kabir azâbından muaf tutulur[6]

Vatan, Din millet uğruna öldürülenler İslam Dininde şehit sayıldığı gibi malı, canı ve ailesi uğrunda öldürülenlerde şehit kabul edilmişlerdir Hz Peygamber (sas) bir hadislerinde bu hususu şöyle ifade etmektedir

منْ قُتِل دُونَ مالِهِ فهُو شَهيدٌ ، ومنْ قُتلَ دُونَ دمِهِ فهُو شهيدٌ ، ومن قُتِل دُونَ دِينِهِ فَهو شهيدٌ ، ومنْ قُتِل دُونَ أهْلِهِ فهُو شهيدٌ

"Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir"[7]

Hüküm bakımından Şehîdler üç kısımdır:

1- Hakîki şehîd: İslâm'ın yücelmesi (îlâ-i kelimetüllah) vatan müdafası için savaşırken ölen Müslümanlar Bu kimseler, yıkanmaz, kefenlenmez, namazları kılınıp kanlı elbiseleri ile defnedilir Uhud, Bedir ve Çanakkale şehîdleri gibi

2- Hükmî şehîd Hakîkî şehîdin şartlarından birini taşımaması sebebiyle yıkanıp kefenlenen ve âhiret itibariyle şehit olanlardır Savaşta yaralandıktan sonra yiyip içen, uyuyan, tedâvi gören, başka bir yere nakledilen ve daha sonra ölen kimseler; deprem yangın, sel felaketi, âfet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda boğularak ölen, kolera, veba ve veremden ölen, göçük altında kalarak ölen, ilim yolunda ölen Müslümanlar da hükmen şehittirler Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır "Allah yolunda öldürülmekten başka yedi (tane daha) şehidlik vardır Taundan ölen şehiddir Boğularak ölen şehiddir Karın ağrı-sıyla ölen şehiddir Yanarak ölen şehiddir Göçük altında kalarak ölen şehiddir Doğum üzerine ölen şehiddir"[8]

3- Dünya hükümleri bakımından şehîd; Müslümanların yanında savaşırken ölen münafıklardır Bunlar da yıkanıp kefenlenmeden cenaze namazları kılınır, kanlı elbiseleri ile defnedilir Ancak îmânları bulunmadığı için âhirette şehîdlik sevabı alamazlar Şehîdlik, Müslümanlara özgü bir niteliktir Müslüman olmayanlar şehîd olamazlar[9]

Allah yolunda yaralanıp gazi olmak ise yine şehitlik gibi yüce mertebelerden biridir Din uğruna savaşan, mücahit anlamına gelen gazi, özellikle Türklerde savaşta başarı kazanan kumandanlara, hatta hükümdarlara şeref unvanı olarak kullanılmıştır[10] Kuran-ı Kerimde ve Hz Peygamber'in hadislerinde Allâh yolunda savaşanların övülmesi, şehitlik ve gazilik hakkındaki müjde ve haberleri sebebiyle Türk kültüründe, "ölürsem şehit, kalırsam gazi" tabiri ortaya çıkmıştırYüce Ecdadımız hiçbir zaman esaret altına düşmemiş bu uğurda ölümü şehitlik, kalmayı ise gazilik saymıştır Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şöyle buyrulmaktadır

قُلْ هَلْ تَرَبَّصُونَ بِنَا إِلاَّ إِحْدَى الْحُسْنَيَيْنِ

"De ki: Bize iki iyilikten, gazilik ve şehitlikten başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz?"[11] Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde gazilik unvanını almış insanlara şu müjdeyi vermektedir

ما مِنْ مَكلوم يُكْلَمُ في سبيل اللَّه إلاَّ جاءَ يَوْمَ القِيامةِ ، وكَلْمُهُ يَدْمِي : اللوْنُ لونُ دمٍ والريحُ رِيحُ مِسْكٍ

"Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah'ın huzuruna gelir Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur"[12]

Yüce Milletimiz milli ve manevi değerlerimiz uğruna evlatlarını kınalayarak askere uğurlamış, ölümü şehitlik olarak bilmiş geride kalmayı gazilik olarak şeref saymıştır Nitekim Çanakkale savaşında Ülkemizi ele geçirmek üzere gelen düşman kuvvetleri kahraman ecdadımızın savunması karşısında bozguna uğramışlardır Mehmet Akif Ersoy bu durumu şöyle dile getirmiştir

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,

Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;

Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;

"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi

Âsım'ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek

Çanakkale Savaşı Milletimizin var olup-olmama savaşıdır Bu savaş bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirterek zaferle sonuçlanmıştır Dün Ecdadımız kendisine düşen vazifeyi yüz binlerce şehit vererek yerine getirmiştir Vatanı sevmek, düşmanlara onu terk etmemek, kendisine gelecek her türlü zarara karşı gerekli tedbirleri almak ve gerektiği zaman onun için canını vermek kutsal bir vazifedir Türkiye’miz bizim için en vazgeçilmezlerdendir Atalarımız bu topraklar için kendilerine düşen bütün vazifeleri layıkıyla yerine getirmişler, bu topraklara namahrem elini değdirmektense ölmeyi şeref sayarak şehitliğe sevinçle uçmuşlardır Bugün, vatanımızı muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için bize düşen vazifeleri en güzel şekilde yerine getirmeliyiz Ayrıca şu husus unutulmamalıdır ki, vatan sevgisi imandandır

Kurtuluş Savaşında milletimizin göstermiş olduğu tek vücut mücadele, dünyaya bu topraklara namahrem eli değmeyecek olmasının en önemli işaretidir Ülkemizi işgal altına almak isteyen düşman orduları, ölmeyi şehitlik kalmayı gazilik sayan Müslüman Ecdadımız tarafından hüsrana uğratılmıştır

Şehitlik ve gazilik insanın varabileceği en önemli manevi makamlardan biridir Bu vesile ile Bu Cennet Vatanımız için canını vermiş aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimiz rahmetle ve minnetle anıyoruz Ruhları şad olsun Yüce Rabbim Devletimize dirlik, Ordumuza kuvvet, Milletimize birlik nasip etsin Bizi birbirimizden ayırmasın

Vaazımızı Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle bitiriyorum

Zannetme ki ecdadın asırlarca uyudu

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıtada yer yer kanayan izleri şahid,

Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücahid

Cumanız mübarek olsun Allah’a emanet olun



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.