Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Sorularla İslamiyet

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bozdum, nefsime, orucumu, ramazan, uyarak

Ramazan Orucumu Nefsime Uyarak Bozdum

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ramazan Orucumu Nefsime Uyarak Bozdum




ramazan orucumu nefsime uyarak bozdum
Hakkında ramazan orucumu nefsime uyarak bozdum




ramazan orucumu ard arda iki defa nefsime uyarak bilerek bozdum aradan iki ramazan geçti ben kaç keffaret oruç tutacamne zaman tutacağımıda bilmiyorum şu an çok zor durumdayın hayatta çok huzursuzum bana bu konuyu geniş içerikli anlatır mısınız? En azından içim biraz olsun rahatlar



Alıntı Yaparak Cevapla

Ramazan Orucumu Nefsime Uyarak Bozdum

Eski 10-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ramazan Orucumu Nefsime Uyarak Bozdum






Orucun vakti;

Orucun Vakti
40- Orucun vakti ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar devam eden müddettir Bununla beraber, ikinci fecrin ilk doğuşu anına mı, yoksa aydınlığının ufukta uzanıp dağılmaya başladığı zamana mı itibar olunacaktır meselesinde ihtilâf yardır Bazı alimlere göre, ikinci fecrin ilk doğuşu anı esastır İhtiyata en yakın olan görüş de budur Diğer bazı alimlere göre, aydınlığın biraz uzayıp dağılmaya başladığı zamana itibar edilmelidir Oruç tutacaklar hakkında daha elverişli olan da budur
Bunun için birinci görüşe göre ikinci (gerçek) fecrin ilk doğuşundan itibaren, ikinci görüşe göre de bu fecrin doğuşundan sonra aydınlığının dağılmaya başlaması anından itibaren oruca başlamak gerekir
41- Fecrin doğuşunda şüpheye düşen kimse için faziletli olan, yeyip içmeyi bırakmaktır Bununla beraber yeyip içse, orucu yine tamamdır Ancak fecirden sonra yeyip içtiği anlaşılırsa, o zaman kaza etmesi gerekir Fecirden sonra sahur yapıldığında zan kuvvetli olsa ve başka bir delil de bulunmasa, sağlam olan rivayete göre, buna itibar olunmaz Fakat bu halde tutulan orucun kaza edilmesi ihtiyata uygundur
42- Oruçlu kimse, güneşin batışından şübhe etse, iftar etmesi helâl olmaz İftar edip de gerçek durum anlaşılmazsa, üzerine kaza gerekir Keffaretin gereği hakkında ise iki rivayet vardır Fakat batıştan önce iftar etmiş olduğu anlaşılırsa, üzerine kazadan başka keffaret de lâzım gelir
Güneşin batmış olduğu hakkında kuvvetli bir zanna sahib olduğu halde iftar eden kimse hakkında hüküm böyledir Güneşin batışından önce iftar etmiş olduğu anlaşılsın veya anlaşılmasın hüküm değişmez
43- Araştırma yaparak hem sahur, hem iftar yapmak caizdir Şöyle ki: Oruç tutacak kimse, başka bir vasıta bulamayınca, galip zannına göre sahur yemeği yer ve fecrin doğduğuna kanaat getirince oruca başlar Güneşin batışını da araştırarak yine galip zannına göre orucunu açabilir Bununla beraber fecrin doğuşunu iyice kestiremeyen için, bir an önce oruca başlamak ve güneşin battığını kestirmeyen için de, hemen orucu bozmamak ihtiyat gereğidir
44- Davul, top sesi veya kandil yakılması ile oruca başlamak veya iftar edebilmek için de, bunlann güvenilebilecek şekilde muntazam olmasına ve her taraftan görülüp işitilir bir halde bulunmasına dikkat etmek gerekir Saatlerin muntazam bir şekilde işlemekte olduğu da tecrübe ile bilinmekte olmalıdır



Oruca ait niyetler

Oruçlara Ait Niyetler
71- Herhangi bir oruca kalb ile niyet yeterlidir Oruç için sahura kalkılması da bir niyettir Niyetin dil ile de yapılması mendubdur
72- Ramazan orucu, tayin edilmiş adak ve mutlak nafile oruçlar için niyetin vakti, güneşin batışından başlayarak kaba kuşluğa kadar devam eder Bu zaman içinde niyet edilebilir Fakat güneş batmadan önce veya tam istiva zamanında veya ondan sonra akşama kadar hiç bir oruca niyet edilemez Böyle niyet hususunda, mukîm, misafir, sağlıklı ve hasta olanlar eşittir
Bununla beraber istiva zamanına kadar böyle niyet edilebilmesi, ikinci fecirden sonra yiyip içmek gibi orucu bozan haller bulunmadığı taktirdedir Böyle orucu bozan bir şey, kasden veya sehven yapılacak olsa, artık niyet caiz olmaz
(Malikîlere göre, nafile oruç için böyle gün ortasına kadar niyet edilemez Çünkü sabahleyin niyet edilmeyince, o gün iftar etmek kararlaşmış olur Bir günün hem oruca, hem de iftara ihtimali olamaz
Şafiîlere göre güneşin batışından öncesine kadar niyet edilebilir Yeter ki, sabahdan itibaren oruca aykırı bir iş yapılmamış olsun Çünkü nafile ibadet için din yönünden takdir edilmiş bir zaman yoktur Bu oruç, oruç tutacak olan kimsenin isteğine bağlıdır Zevalden sonra da oruç tutma arzusu bulunabilir)
73- Bütün kaza ve keffaret oruçları ile mutlak adak oruçları için niyetin geceleyin veya ikinci fecrin başlangıcında yapılması şarttır Ayrıca bu oruçları niyette göstermek (tayin etmek) lazımdır Bundan dolayı bunlardan herhangi biri için fecirden sonra niyet edilirse veya bunlardan hangisinin tutulacağı kalb ile tayin edilmezse, bu oruçların tutulmaları sahih olmaz Çünkü bu oruçlar için belli bir gün yoktur Bunlara hangi günlerin ayrılacağı, ancak böyle bir niyet ile tayin edilmiş olur Ramazan orucu, belirlenmiş adak, herhangi bir nafile oruç için mutlak bir niyet yeterlidir "Yarınki günün orucunu tutmaya, yarın oruç tutmaya, yarın nafile oruç tutmaya" diye niyet edilebilir Bununla beraber bunlar için geceleyin niyet edilmesi, bu oruçların tayin edilmesi ve şöyle denilmesi daha faziletlidir: "Yarınki Ramazan orucunu tutmaya niyet ettim"
74- Ramazanın her günü için ayrıca bir niyet gerekir Çünkü araya geceler girmektedir Ayrıca her günün orucu başlıbaşına bir ibadet bulunmaktadır Bunun içindir ki, bir günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel olmaz
75- Bir kaza orucuna fecrin doğuşundan sonra niyet edilecek olsa, bununla kaza sahih olamayacağından, nafile oruç tutulmuş olur Eğer bu oruç bozulacak olsa, kaza edilmesi gerekir Çünkü başlanmış olan bir ibadet yarıda bırakılamaz
76- Bir kimse, daha güneş batmadan: "Yarın oruç tutayım," diye niyet edip de, sonra yarınki günün istiva zamanına kadar uyusa, gafil veya baygın bir hal de bulunsa, oruç tutmuş olmaz Fakat güneşin batmasından sonra böyle niyet etmiş olursa, orucu sahih olur
77- Bir kimse, ramazan ayında ramazan olduğunu bildiği halde, ne oruca ve ne de iftara niyet etmemiş bulunsa, sağlam rivayete göre, oruçlu bulunmuş olmaz
78- Bir kimse, geceleyin herhangi bir oruç için niyet etmiş bulunsa, sonra fecrin doğuşundan önce bu niyetinden dönse, bu dönüşü sahih olur Fakat oruçlu bir kimse, orucunu bozmaya niyet ettiği halde bozmasa, sadece bu niyet ile orucu bozulmuş olmaz
79- "İnşallah yarın oruç tutmaya niyet ettim," diye yapılan bir niyet sahihdir Fakat: "Yarın davete çağırılsam iftar etmeye, çağrılmazsam oruç tutmaya," diye yapılan bir niyet geçerli değildir Böyle tereddütlü bir niyetle oruç tutulmuş olmaz
80- İstiva zamanına kadar niyet edilmesi caiz olan oruçlarda, gündüzün niyet edileceği takdirde, o günün başlangıcından itibaren oruçlu bulunmuş olmaya niyet edilmesi gerekir Niyet edileceği andan itibaren oruç tutmaya niyet edilecek olsa, bununla oruç tutulmuş olmaz
81- Ramazan gecesinde veya gündüzünde bayılan veya deliren kimse, istiva zamanından önce kendine gelip oruca niyet edince oruçlu bulunmuş olur
82- Bir kimse, Ramazan ayında başka bir vacib oruca niyet edecek olsa, o kimse Ramazan orucuna niyet etmiş sayılır Bu konuda iki imama göre, mukim ile misafir arasında fark yoktur İmamı Azam'a göre, misafir olunca, niyet ettiği vacib için oruçlu bulunmuş olur Çünkü misafirin Ramazan orucunu tutma mecburiyeti yoktur
Nafile oruca niyet edilecek olsa, sahih olan görüşe göre, ramazan orucuna niyet edilmiş olur Hastanın da bu şekilde olan niyetleri, sahih olan görüşe göre, Ramazan orucuna sayılır
Misafir ile hastanın mutlak şekildeki niyetleri de Ramazan orucuna sayılır
83- Muayyen bir adak gününde, keffaret veya ramazan orucunu kaza gibi, başka bir vacibe niyet edilerek oruç tutulmuş olsa, sahih olan görüşe göre, bu oruç o vacib için sayılır; o muayyen nezir orucunun kaza edilmesi gerekir
84- Bir oruç için hem keffarete, hem de nafileye niyet edilse, keffaret olarak caiz olur Fakat bir oruç için kazaya, hem de yemin keffaretine niyet edilecek olsa, hiç biri geçerli olmaz Çünkü bunların aralarında zıddiyet vardır Bu durumda o oruç bir nafile olmuş olur
85- Bir veya birkaç ramazandan orucu kazaya kalmış olan kimse için uygun düşen, bunları kaza ederken: "Üzerine kazası ilk vacib olan oruca" niyet etmektir Bununla beraber böyle belirtilmeksizin yalnız kazaya niyet etmesi de yeterlidir
86- Bir kadın henüz adet içinde iken, geceleyin oruca niyet edip fecirden önce temizlenecek olsa, orucu sahih olur
87- Esir bulunan kimse, Ramazan ayının girip girmediğini bilemezse araştırır ve kanaatına göre oruç tutar Sonra bakılır: Eğer orucu ramazana raslamışsa veya ramazandan yahut oruç tutulması yasak olan günlerden sonra geceleyin niyet ederek oruç tutmuş ise, orucu ramazandan sayılır Ramazan günlerinden noksan olarak oruç tutmuşsa, bu noksan günleri kaza eder Fakat Ramazandan öncesine raslamışsa, caiz olmaz, yalnız nafile bir oruç olur



Keffaretin Mahiyeti ve Nevileri

Keffaretin Mahiyeti ve Nevileri
167- Keffaret, lûgat deyiminde gidermek ve örtmek manasındadır Allah, bazı kusurları ve günahları birtakım vesilelerle bağışlayıp örttüğünden bu vesilelerden her birine "Keffaret" denilmiştir Bunun çoğulu "Keffarât"dır Günahları affetmeğe de 'Tekfir-i Zünûb" denilir
168- Keffaretler, "Keffaret-i Savm = Oruç Keffareti" "Keffaret-i zihar= zevceyi haram kılma keffareti" Keffaret-i halk = ihramda tıraş olmanın keffareti" "Keffaret-i katil = hataen adam öldürme keffareti" ve "Yemin keffareti" diye başlıca beş kısımdır Bu keffaretler, yasak olan şeylerden insanları alıkor ve engeller Yapılan bir günaha, verilen bir ceza yerinde bulunur Aynı zamanda bir ibadet manasında bulunduğundan günahların bağışlanmasına bir vesile olur Bunları sırasıyla açıklıyoruz:
Oruç Keffareti
169- Oruç keffareti, Ramazanda bir özür bulunmaksızın belli şartlar içinde orucunu bozan bir mükellefin, müslüman veya gayr-i müslim bir köle veya cariye azad etmesidir Buna gücü yetmiyorsa, arka arkaya kesinti yapmaksızın iki ay oruç tutar Buna da gücü yetmezse altmış fakire (sabah akşam) yemek yedirir
Oruç keffareti böyle yemek yedirmekle olabileceği gibi, yiyeceği aynen verip temlik etmekle de olur
(Oruç keffaretinde böyle sırayı gözetmek hem Hanefîlerce, hem de Şafiîlerce gereklidir Malikîlerde sıra gözetmek yoktur, insan dilerse köle azad ederek, dilerse oruç tutarak ve dilerse yemek yedirerek bunu yapar)
170- Yemek, aç olan büluğa ermiş veya yaklaşmış altmış fakiri sabah akşam doyuracak kadar yedirmektir Bu yedirilecek yemek yalnız buğday ekmeği de olabilir, buğday ekmeği yanında katık mecburiyeti yoktur Fakat katıksız arpa ekmeği yeterli değildir
171- Eğer yüz yirmi fakire yalnız bir vakit yemek yedirilse, bu ancak altmış fakire yedirilmiş sayılır Bunlardan altmış fakire tekrar sabah veya akşam yemek yedirmek gerekir Böyle altmış fakire bir defa yemek yedirildikten sonra dağılıp gitseler, ya gelip hazır olmalarını beklemeli, ya da tekrar altmış fakiri sabah-akşam doyurmalıdır
172- Oruç keffaretinin eşya verilip temlik yolu ile yapılmasına gelince, altmış fakirden her birine beş yüz yirmi dirhem (yarım sa') buğday veya bin kırk dirhem (bir sa') arpa veya hurma veya kuru üzüm verilir Bu, tam bir fitre sadakası mikdarıdır Bunların kıymetini vermek de caizdir
173- Oruç keffaretinde bir fakire altmış gün sabah-akşam yahut yüz yirmi sabah veya yüz yirmi akşam yemek yedirmek de yeterlidir
Yine, bir fakire iki ayda her gün ya aynen veya kıymet olarak birerden altmış fitre sadakası verilmesi de yeterlidir Fakat bir fakire bir günde topluca verilecek altmış fitre mikdarı, yalnız bir günlük fitre yerine geçer Onun için her gün bir fakire bir fitre mikdarı verilir Bu keffaretlerde uygulanır
174- Oruç keffaretinin iyi hal sahibi olan fakirlere verilmesi daha faziletlidir İmam Ebû Yusuf'a göre, bu keffaret bedeli gayr-i müslim fakirlere verilemez Fetva da buna göredir
175- Oruç keffareti, oruç tutmak suretiyle olunca, bunda kesintisiz arka arkaya tutmak şarttır Onun için oruca başlayan kimse, ara vermeden iki ay oruç tutar Eğer daha iki ay dolmadan herhangi bir sebeble orucunu bozarsa, yeniden iki ay oruç tutmaya başlar Bundan kadınların lohusa halleri değil de, adet halleri müstesnadır Geçirecekleri adet günleri kesinti sayılmaz Çünkü bu halden kurtulmak kadınlar için mümkün olmayacak derecede zordur Ramazan orucunun veya muayyen bayram günlerinin araya girmesi de, keffaretin arka arkaya olmasına engeldir
176- Keffaret hususunda, keffaret ödeyecek kimsenin ödeme zamanındaki haline bakılır Buna göre, bir keffaret ödeyicisi, keffaretin gerektiği zamanda zengin iken, bunu ödeyeceği zaman fakir düşmüşse, keffaretini oruç tutmakla yerine getirir Fakat daha orucunu bitirmeden tekrar zenginleşip köle azad etmeye güç kazansa, köle azad etmek suretiyle keffareti yerine getirmesi gerekir
177- Keffaret orucuna, kamerî aylardan birinin başlangıcında başlanırsa ayın ilk günü esas alınır Böylece tam iki ayın geçmesiyle oruç keffareti tamamlanmış olur Fakat ayın başında oruca başlanmazsa, birinci ay üçüncü aydan tamamlanarak otuz gün hesab edilir, ikinci ay ise, ayın başı alınarak oruca devam edilir Bu, iki İmama göredir İmamı Azam'a göre, bu takdirde tam altmış gün oruç tutmak gerekir, ay başına bakılmaz
178- Bir kimse bir ramazan içinde veya birkaç ramazanda özürsüz olarak birkaç defa kasden orucunu bozmuş olsa, bunlardan dolayı yalnız bir keffaret öder Sahih olan görüş budur Çünkü ceza yönü, keffarete üstün gelmektedir Sebebleri bir olan cezalarda bir ceza yeterlidir Bu bir ceza hepsine yeter Fakat keffaret yapıldıktan sonra tekrar orucunu aynı şekilde kasden bozacak olursa, bundan dolayı ayrıca bir keffaret gerekir Birinci keffaret ile tam bir ders alınamadığı anlaşılmış olur
Zihar Keffareti
179- Bir kimse karısının tamamını veya onun yarısı gibi bir payını veya tümüne delâlet edecek bir uzvunu, kendisine ebedî olarak haram bulunan anne ve kız kardeş gibi bir kadının tamamına veya bakması haram olan bir uzvuna benzetirse, bu zihar olur Karısına şöyle demesi gibi: "Sen bana anam gibisin, sen bana anamın arkası gibisin, senin boynun annemin arkası gibidir" Bu şekilde söz söyleyen mükellef bir müslüman üzerine keffaret gerekir ki, bu keffareti yerine getirmeden karısı ile ilişki kurması helâl olmaz Böyle söylemekle yalan konuşmuş ve helâl olan bir şeyi haram göstermiş olur
Zihar keffareti aynen oruç keffareti gibidir Bu konuda "Hukuki İslâmiye ve Istılâhat-ı Fıkhiye" adındaki eserimizde ayrıntılı açıklama vardır
Traş Olma Keffareti
180- Traş keffareti, hac için ihrama girip de, bir özürden dolayı saçlarını vaktinden önce traş ettirenin tutacağı üç gün oruçtan ibarettir Bu orucun arka arkaya tutulması şart değildir, ayrı ayrı günlerde de tutulabilir Hac bölümüne bakılsın
Adam Öldürme (Katil) Keffareti
181- Adam öldürme keffareti, bir müslümanı veya İslâm idaresi altında yaşamakta olan bir gayr-i müslimi (zimmîyi) kasıdlı olarak değil de, bir hata sonucu öldüren bir müslümana gereken keffarettir Gücü varsa bir mü'min köle veya cariye azad eder Buna gücü yoksa iki ay arka arkaya oruç tutar Ava atılan bir kurşun ile bir şahsın öldürülmesi, hata yolu ile adam öldürme kısmındandır
Yemin Keffareti
182- Yemin keffareti, yaptığı bir yemine bağlı kalmayıp onu bozan bir müslümana gereken bir keffarettir Eğer gücü yetiyorsa, müslim veya gayr-i müslim bir köle veya cariye azad etmekten veya on fakiri akşam-sabah doyurmaktan ibarettir Yahut on fakire birer parça orta halli birer elbise giydirmektir Bu üç şeye gücü yetmeyen üç gün arka arkaya oruç tutar Bu oruç arasına, hayız sebebiyle dahi olsa, bir kesinti girerse yeniden tutulması gerekir
(Şafiîlere göre, bu oruçta tevali (arka arkaya oruç tutmak) şart değildir)
183- Yemin keffareti için on fakire fitre mikdarı bir şey verilmesi de yeterli olur Bir fakire on gün birer fitre verilmesi veya on gün sabah-akşam yemek yedirilmesi de yetişir Çünkü bir fakir değişik günlerde başka başka fakir yerindedir Bir vakit yemek verip bir vakit yemeğin bedelini vermek de caizdir
184- Yemin keffareti için bir fakire on gün birer elbise verilmesi de caizdir Fakat on elbise bir fakire bir günde verilse, yalnız bir elbise verilmiş gibi olur Yine bu keffaret için on fitre mikdarı bir fakire bir günde verilse, bir fitre verilmiş sayılır
Keffaret için her fakire verilecek elbise, hiç olmazsa onun bedeninin tamamını veya çok kısmını örtecek bir halde bulunmalıdır Boylu bir entari gibi Onun için yalnız kısa bir gömlek veya yalnız bir don verilse yeterli olmaz Çünkü bunlardan yalnız birini giyinen kimse örf bakımından çıplak sayılır Doğru olan görüş budur Bu elbisenin iki-üç parçadan ibaret olması ise, daha iyidir Bununla beraber bir elbise kısa da olsa, yemek yerine bir bedel olarak da verilebilir
185- Bir kimse yeminini bozmadan keffarette bulunamaz Çünkü keffaret bir tevbe demektir Tevbe ise, günahdan sonra yapılır Bir de keffaret, yeminde sadık olma yerine geçer Asıl üzerinde durmak mümkün oldukça onun yerini tutacak olana gidilmez
186- Mal ile yapılan keffaretler, ölülerin kefenlerine, borçlarına veya mescidlerin inşasına harcanamaz Çünkü keffaret bedellerinin fakirlere yedirilmesi veya onlara temlik edilmesi (mülkiyetlerine geçirilmesi) şarttır Bu harcamalarda ise yemek yedirme ve mülkiyete geçirme bulunmaz



Dini Tüm Konular Hakkında Bilgi sahibi olmak için

wwwmumsemacom


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.