|
|
Konu Araçları |
allah, allah şaşırtmasın, doğru, ifadesini, insanı, kullanmak, mudur, şaşırtır |
&Quot;Allah Şaşırtmasın&Quot; İfadesini Kullanmak Doğru Mudur? Allah İnsanı Şaşırtır Mı? |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
&Quot;Allah Şaşırtmasın&Quot; İfadesini Kullanmak Doğru Mudur? Allah İnsanı Şaşırtır Mı?"Allah şaşırtmasın" ifadesini kullanmak doğru mudur? Allah insanı şaşırtır mı? Hakkında "Allah şaşırtmasın" ifadesini kullanmak doğru mudur? Allah insanı şaşırtır mı? "Allah şaşırtmasın" ifadesini kullanmak caizdir Bu ifadeden kasıt nefsimize uyup da yanlış yola sapmamamız için edilen bir duadır Hayır ve şerrin Allah’tan olması cihetiyle, insanları hidayete erdiren ve dalalete düşüren ancak O'dur Önce şunu belirtelim Cenab-ı Hakk'ın dilediğine hidayet buyurması caizdir İnsanları saadete erdiren ve şekavete düşüren ancak o dur Lakin yüce Rabbimizin bir kulunda dalalet yaratması, o kulun kendi cüzi iradesini kötüye kullanması sebebiyledir Yoksa, kul kendi kabiliyetini dalalet yoluna yöneltmedikçe, Cenab-ı Hak onu o yola sevk etmez Aynı durum hidayet için de söz konusudur Nasıl ki insan rızık için gerekli bütün teşebbüsleri yaptıktan ve sebeplere başvurduktan sonra neticeyi Allah’tan bekler Zira Rezzak (rızık verici) ancak Odur "Men yehdillâhu felâ mudille leh Ve men yudlil felâ hâdiye leh: AIlah (CC) bir kimseyi hidayete erdirirse kimse onu saptıramaz O kimi de, dalâlete iterse, kimse onu hidayete getiremez" Mânâ olarak, hidayet; doğru yol, rüşd, peygamberlerin gittiği istikâmetli olandır Dalâlet ise, sapıkların yolu; doğru yolu kaybetme ve istikametten ayrılma demektir Dikkat edilirse, bunların her ikisi de birer iş, birer fiildir Ve insana ait yönü ile birer ufûle, birer fonksiyondur Bu îtibarla, bunların her ikisini de Allah'a vermek gereklidir Arzettiğimiz gibi, her fiil Allah tarafından yaratılmaktadır Allah' ın tasarrufu dışında olan hiçbir fiil gösterilemez Dalâleti (yoldan çıkmayı), "Mudil" isminin gerekçesiyle yaratan, hidâyeti (doğru yola ulaşmayı), "Hâdi" isminin tecellisine bağlayan ancak Allah (CC)'dir Evet, ikisini veren de Haktır Ama, bu demek değildir ki; kulun hiçbir müdahalesi, alakası olmadan, Allah tarafından zorla yoldan çıkarılıyor veya hidâyete yani doğru yola sevk ediliyor da, o da ya dâll (sapık) veya râşid (dürüst) bir insan oluyor Bu meseleyi kısaca şöyle anlamak da mümkündür: Hidâyete ermede veya dalâlete düşmede, işlenen bir fiil ne kadarsa; meselâ, bu iş on ton ağırlığında bir iş ise, bunun onda birini dahi insana vermek hatadır Hakiki mülk sahibi Allah'tır ve o iş mutlaka mülk sahibine verilmelidir Bunu bir örnekle izah edecek olursak: Allah hidayet eder ve hidayetinin vesileleri vardır Camiye gelmek, nasihat dinlemek, fikirlerini nurlandırmak, hidayetin birer yoludur Kur'ân-ı Kerim'i dinlemek, mânâsını araştırıp derinliklerine nüfuz etmek de hidâyet yollarındandır Resûl-i Ekremin (SAV) huzuruna gitmek, ders verirken önünde oturmak, onu can kulağı ile dinlemek; veyahut, bir İslam aliminin dersini dinlemek, onun cenneti andıran iklimine girmek, onun gönülden ifâde edilen sözlerine kulak vermek ve ondan gelen tecellîlere gönlünü ayna yapmak, hidâyet yollarından birer yoldur İnsan bu yollarla, hidâyete yakınlamış olur Evet, câmiye geliş küçük bir yakınlaşma olsa da, Allah (CC) camiye gelişi hidâyete vesile kılabilir Hidâyet eden Allah'tır; fakat, bu hidâyete ermede Allah'ın kapısını, "kesb" ile yani istemek fiiliyle çalan kuldur İnsan, meyhâneye, puthâneye gider; böylece "Mudill" isminin kapısının tokmağına dokunmuş ve "Beni saptır" demiş olur Allah da isterse onu saptırır Ama dilerse engel çıkarır, saptırmaz Dikkat buyurulursa, insanın elinde o kadar cüzi bir şey vardır ki, bu ne o hidâyete ne de dalâlete hakiki sebep olacak mahiyette değildir Şöyle bir misâl arz edeyim: Siz, Kur'ân-ı Kerimi ve vâz u nasihatı dinlediğiniz keza, ilmî bir eser okuduğunuz zaman, içiniz nûra gark olur Halbuki bir başkası minarenin gölgesinde ezân-ı Muhammediyi duyarken, vâz u nasihati işitirken, hatta en içten dualara kulak verirken rahatsız ve tedirgin olur da; "Bu çatlak sesler de ne?" diye ezanlar hakkında şikayette bulunur Demek oluyor ki; hidâyet eden de, dalâleti veren de Allah'tır (CC) Ama bir kimse delâletin yoluna girdiyse, Allah (CC) da, binde 999,9 ötesi kendisine ait işi yaratır; -tıpkı düğmeye dokunma gibi- sonra da insanı, dalâlete meyil ve arzusundan ötürü ya cezalandırır, veya afveder Okunma Sayısı : 1406 Sorularla İslamiyet |
|