Serdar Oğuz Sözleri

Serdar Oğuz Şiirleri Yazıları

Bir kadını acımasız yapan giden erkekti, ama acımasızlığı

gidenin suratına çarpmasını sağlayan erkek, kesinlikle

gelendi Gelen için hissettikleri gidenle asla kıyaslanamazdı;

ama beyninde, ruhunda yeni kader için yerler açmalıydı

Esasında bugün, baharı gelmiş yüreğin

tam da temizlik zamanıydı

**

Zamana ortak yalnızlığı, yalnızlığa katık insanlarıydı aslında tek suçlu? Öğretilenleri umursamadı Mantığı bahaneledi,

kadınlar kitabının ?Yapılmaması gerekenler, ama en çok yapılmak istenenler? kısmının ilk cümlesine uygun hareket etti?

Öyle ya! Kilitli masumiyet ancak ve ancak, yaşadığı

derin yalnızlıkla takas edilebilirdi!

**

İnsan kendini pak sanır

Ama ne zaman ki tenin gölgesine bir başka beden yanaşır,

İşte o zaman! Bedenin gerçek rengi ayrışır

**

Kadın, çoğu zaman hür iradesiyle başlayamaz yeni bir ilişkiye Dışlanmışlık, doyurulmamış sevgi iter her defasında yeni bir erkeğe? Ve o erkek bazen Tanrı?nın gönderdiği olur

Aklı, kullanılmadan bozulmaya yüz tutmuş sözlere
baskın yemişti Aşk ne aynı çatı altında alevlenmiş,
ne geç kalmasına bile razıyken söz verdiği saatin
akşamına yetişmişti

Astarına aşk çekilmiş vadeli vaatler,
yarına endeksli sevgiler,
deneysel sevişmeler!

Erkeğin verdiği plastik çiçeklerin en renklileriydi
Kalp gözüne hoş görünse de, nihayetinde sahteydi

Anne demek için bile en az bir, dost demek içinse sayısız
senelere ihtiyaç duyarken, sıra aşka gelince yok sayar
insanoğlu seneleri Haftaları yok sayar Bazen birkaç gün
bile araz durmaz Önemi yoktur “Aşk”ta senelerin, ayların, haftaların hatta günlerin!

“Aşk”sa eğer, önemi olmaz birbirini ne kadar eskittiğinin!

Altı üstü birkaç günde en fazla ne yaşanabilirdi ki(!) ikisi de zamanı yok sayıp sevmiş, üstüne bir de utanmadan özlemişlerdi(!) Zaman, aşk ve özlem için birkaç günü kayıt dışı bırakıyorsa, bedbaht ayrılıklar için de, birikenler bakımından yılları yok sayabilir miydi?

Suç yazmamıştı ki kanunlar aşka tecavüze İstese de karşı koyamadı hiçbir gece Yüreğini kapı dışarı eden sevgili, yalnızca tene indirgemişti aşkı, sevmeyi Gün geçtikçe bir adım daha ölüme yaklaşıyor olması kan kaybettiğinden değil, tamamıyla kendini kaybetmesindendi Vazgeçmek sevdiği adamda rehinliydi, ondan sebep istese de vazgeçemedi

Bazen, tek kişilik vedalar edersin habersizce
Hem ne önemi vardır ki çift kişilik elvedaların!
Zaten karşı taraf hiç olmamışken, ya da olmasına
izin verilmemişken

Tek yön vedalar edersin bazen

Sen, sevdiğini sandığın adama; oysa, yatak sınırları dışında sevmeyi başaramadığı kadınlarına Herkes çok geç kalmış olsa da…

Yaşayan, bitmeyen, yalnızca başrolleri değişen bir hikâyenin
satırlarındaki adam ve kadın gibiydiler Birinin kimsesi yoktu,
diğeri kalabalıktıİkisi de çok yalnız, sayılarsa yalnızlığa faydasız

Seni yazdığım her bir harf, en az yalnızlığıma doğduğun gün kadar kutsal olsa da, Tanrı’m birkaç satır yazmak için mi getirmişti seni bana?

Vicdanım sanık yüreğime bir celp daha yolladığında, anladım ki! Kader mahkûm etmişti, son yalnızlığımda, ruhsuz bir aperatif sevdaya daha Sabah olduğunda yerime bıraktığım ağlak hayallerle yatağımda bulsam da seni! Biliyordum! Ruhunun evimi geceden terk ettiğini Eve döndüğümde ise durmayıp, onların ardından senin de gideceğini…

Biliyordum…Yeni güne emanet ettiğim, senle ilgili bütün çelişkilerimin, son kullanma tarihinin çoktan geçtiğini

Başaramamıştık biz, aynı zamanlarda sevmeyi!

En çok acı veren de neydi biliyor musun?
Ben olmadık zamanlarda seni düşünüp, ısınmak için seni yakarken içimde… Sen hayallerinde bile olsa, üşüyordun bende sessizce…

Serdar OĞUZ ( AŞKA İNAT ZAMANLAR )

An gelir gitmek istemezsin, ama mantığa mecbur boyun eğersin An gelir, aşk gelir

Bazen senelerce süren birliktelikler,
zamana inat bir günde,
hatta birkaç saatte bitebilir
Bazen yılları es geçip, haftalara ya da yalnızca birkaç güne
sığan bir duyguysa, bir ömür sürebilir…
Ne zaman âşık olduğun,
ya da âşık olduğun kişinin ne zaman geldiği çok önemlidir…
Çünkü yaşadığın her ilişkiye,
ilişkinin ait olduğu her döneme farklı anlamlar yüklersin…