Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dönemi, iimurad, sultan

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



SULTAN IKINCI MURAD DÖNEMI
1404 Haziran'inda Amasya'da dünyaya gelen Murad, babasi Çelebi Sultan Mehmed (Birinci Mehmed)'in vefati üzerine daha 17 veya 18 yasinda bir delikanli iken Osmanli tahtina geçip idareyi eline almak zorunda kaldi Ileride de temas edilip görülecegi gibi onun yönetimde bulundugu dönem, idarî, mülkî ve hukukî mekanizmanin istikrarli bir sekilde intizam ve ahenkle yürüyen bir devir olmustu Bununla beraber hâlâ Timur âfetinden kalma ve islemekte bulunan bazi yaralarin bulunduguna isaret etmek gerekir

Yas bakimindan çocukluktan henüz çikmis olan Ikinci Murad, hem savas sanatinda hem de siyasî deha ve anlayista çocukluktan çok uzakti Gerçekten henüz on iki yaslarinda iken Seyh Bedreddin Mahmud isyaninin bastirilmasinda oynadigi önemli rol, babasi Çelebi Mehmed'in, oglunun yasina göre vaktinden önce tahta çikabilecegini ve buna lâyik olabilecegini sezdigi belirtilmektedir Bunun için de hükümdar, oglunun, hükümdarlarin görmesi gereken egitimden geçirilmesini istemis, veliahdin savaslar ve iktidarin zorluklari ile karsilasmasini arzulamistir Oglunun erken yaslarda tahta geçmesi, babasinin tasarilarina da uygun düsüyordu Genç yasi, yakisikliligi, iliskilerindeki zerafet ve nezaket, gögüs gögüse olan savaslardaki mahareti, kendisinden daha yasli ve tecrübeli savasçilar ile bilhassa vasisi durumundaki Bâyezid Pasa ile yaptigi tartismalarda son derece yumusak basli davranmasi ve çocuksu görünüsüyle askerlerinin onu hem kalpten sevmeleri, hem de kudretine saygi göstermeleri, Ikinci Murad'i ordunun yegane hâkimi durumuna getirmisti Babasinda görülen muntazam yüz hatlari, oldugu gibi ogluna da geçmisti Onun manevî etkisine yakisikliligindan ileri gelmis bir tesir de eklenmisti Velhasil, bir milletin, kendi basinda bulunan hükümdarda görmek istedigi, tabiatin taci olan yakisiklilik, bütünüyle Ikinci Murad'da toplanmisti

Sehzade Murad, 1410 yilina kadar Amasya sarayinda kaldi Sonra babasi Çelebi Mehmed ile Bursa'ya, 1413'te de Edirne'ye gitti 12 yasina girince Rum vilayeti beyligi ile Amasya'ya geldi Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve Osmancik bölgelerini içine alan Rum veya Danismendiye vilayeti, Osmanlilar'in dogu sinir vilayeti olup o dönemlerde fevkalâde bir önemi haiz idi Bu yüzden Osmanli sultani, sarktaki gelismeleri çok dikkatle takip etmek zorunda idi Çünkü burada, küçümsenmeyecek miktarda Türkmen ve Mogol göçebeleri vardi Bunlari, merkezin kontrolü altinda tutabilmek pek kolay bir is degildi Iste Çelebi Sultan Mehmed, büyük oglu Murad'i lalasi Yörgüç Bey ile bu mühim vilayetin basina gönderiyordu Tayininden bir yil sonra Murad, idaresinde bulunan Amasya kuvvetleri ile Börklüce Mustafa isyanini bastirmak üzere Saruhan ve Izmir taraflarina hareket emrini almisti

Babasi tarafindan, ileride hükümdar olabilecek sekilde yetistirilen Murad, babasinin ölüm haberini alinca Amasya ile Bursa'yi birbirine baglayan uzun yolu süratle asip Bursa'ya yetisir Çelebi Sultan Mehmed'in ölümünden ancak o zaman haberdar olan Yeniçeriler, yeni sultani karsilamak üzere sehrin disina çikarlar Yeniçeriler, onunla birlikte saraya kadar gelip huzurunda geçit resmini tamamladiktan sonra bagliliklarini bildirirler Bursa'da, devlet ileri gelenleri ile yeniçeriler tarafindan kendisine bey'at edilen Murad Bey, babasinin cenazesini muhtesem bir törenle Yesil Cami yanindaki türbesine defn ettirip bir hafta yas tutulmasini emr eder 25 Haziran 1421'de, babasinin ölümünden kirk gün sonra Osmanli tahtina geçip hükümdar olan Murad'a, Yildirim Bâyezid'in damadi Seyh Emir Buharî hazretleri kendi eliyle kiliç kusatip hükümdarligini ilan eder Hükümdar olduktan sonra çevresinde bulunan beylikler ile politik bakimdan önemli olan Karaman, Germiyan, Mentese, Dulkadir, Isfendiyar beyleri ile Misir Sultani, Akkoyunlu ve Karakoyunlu emirleri, Hindistan hükümdari, Alman Imparatoru, Macar Krali Sigismond, Bizans Imparatoru ile Eflâk ve Bogdan Voyvodalari, Sirp ve Bosna Krallari, Mora Despotu ve Venedik Cumhuriyeti gibi devletlerin tamamina özel elçiler ile mektuplar gönderip kendisinin Osmanli tahtina geçip hükümdar oldugunu bildirir

Tahta geçtigi sirada babasi gibi baris temayülünde oldugu anlasilan Sultan Ikinci Murad'in bu barisçi arzusu, özellikle Bizans tarafindan farkli bir anlayisla yorumlanacaktir Bu sebeple Bizans, hemen hemen her zaman oldugu gibi, bu sefer de, saltanat degisikliginin meydana getirecegi nazik durumdan yararlanmaya yeltendi

Sultan Murad'in, Osmanli toplumunu taht hakkinda tereddüde düsürecek yasta baska erkek kardesi yoktu Onun, iki kardesi, daha babalarinin sagliginda ölmüslerdi Sadece çocuk denebilecek yasta iki küçük kardesi kalmisti Bunlar da daha sonra vebadan öleceklerdi

Daha önce de temas edildigi gibi, Müslüman ve Hiristiyan devletlere elçiler gönderen Sultan II Murad, Karaman Beyi ve Macarlarla birer baris antlasmasi yapar Barisi seven bir kimse olarak Sultan Murad, bu duygusunu her zaman açiga vuruyordu Fakat Bizans devlet adamlarinin Osmanlilar'daki saltanat degisikliginin meydana getirebilecegi ilk günlerdeki saskinlik havasindan faydalanmak istemeleri, Sultan Murad'i mücadeleye hazirlanma mecburiyetinde birakti Bizans'tan, Sultan Murad'i tebrik için gönderilen elçiye verilen gerçek talimat, Mustafa Çelebi (Düzme Mustafa)'nin elde bulunusundan istifadeyi temindi Imparator Manuel, bir koz olarak elinde tuttugu Mustafa Çelebi vasitasiyle Murad'dan bazi menfaatler temin etmek istiyordu Buna göre, imparatorun elçisi Çelebi Sultan Mehmed'in vasiyetine istinaden Murad'in, küçük kardeslerinin kendisine teslim edilmesini ister Çelebi Sultan Mehmed'in iki küçük oglunun (Yusuf ve Mahmud) Bizans'a gönderilme isi, sadece bir vasiyet olduguna göre iki devlet arasinda taahhüde bagli olmayan bir mesele idi Bunu bir hak isteme seklinde ileri sürmek, Bizans kurnazligindan baska bir sey degildi Nitekim elçinin sehzadelerle ilgili talebine veziri azam ve Rumeli beylerbeyi olarak islerin idaresini elinde bulunduran Bâyezid Pasa, padisah adina "Müslüman evladinin, müslüman olmayanlar yaninda terbiye ve egitim görmesinin Seriat-i Muhammediye'ye aykiri oldugu, bu bakimdan efendisi imparatora bu vâsilikten vaz geçerek kendisi ile iyi iliskilerini devam ettirmesini rica eyledigini" söyler Böylece, daha önce alinan vâsilik kararina uyulmayarak sehzadeler Tokat'a gönderilir

Manuel, elçilerine verilen bu cevabi ögrenince, memleketinin içinde bulundugu acikli durumu ve güçlü bir düsmanin öfkesini üstüne çekmekle kendisini tehlikelere atmis olacagini hesap etmeksizin Dimitrius Laskaris Leontarius'u iyice silahlanmis on kadirga ile Limni adasina gönderir Leontarius, imparator adina burada adeta bir sürgün hayati yasayan Mustafa Çelebi ile pazarliga girisir Yapilan bu pazarliga göre Mustafa ve onun kader arkadasi olan Izmiroglu Cüneyd serbest birakilacaklardi Mustafa, tahtin mesru vârisi olarak kabul edilecekti Limni adasindaki sürgün hayatindan sonra böyle bir devlet kusunun basina konmasina sevinen Mustafa Çelebi, saltanati ugruna bol bol vaadlerde bulunur Imparator, entrikali siyasetinin Müslüman Türkler arasinda çikaracagi nifaktan büyük faydalar umarak Mustafa'ya bazi sartlar teklif edince bunlar büyük bir istiyakla kabul edilir Buna göre sayet Mustafa basarili olursa Gelibolu ile Istanbul'un kuzeyinde Bogdan sinirina kadar Karadeniz kiyisindaki bütün sehirler ile güneyde Erysus ve Aynaroz'a kadar olan yerlerin tamamini Imparatora geri vermeyi taahhüd etti Böylece Mustafa, büyük emeklerle elde edilmis bulunan topraklan, tekrar Bizans'a vermeyi kabul ediyordu Mustafa, kendisi için utanç verici olan bu antlasmayi imzaladiktan ve yemin ile de onu teyid edip saglamlastirdiktan sonra Leontarius, 15 gemiden mütesekkil bir filo ile onu ve yandaslarini Gelibolu önlerine çikarir (Eylül 1421) Bu hareketi ile Sultan Ikinci Murad'a karsi cephe alan Bizans'la birlikte Anadolu beylikleri de yeni hükümdarin babasi olan Mehmed Çelebi'nin yaptigi ilhaklari geri almak ve Osmanli tabiiyetini tanimamak suretiyle ayaklanip Anadolu birliginin bozulmasina sebep oldular Nitekim Germiyanoglu II Yakub Bey, Sultan Murad'i tanimayarak Mustafa Çelebi'nin tarafini tuttugu gibi, Hamideli de Karamanoglu tarafindan isgal edildi Öte yandan babalan Ilyas Bey tarafindan Osmanli sarayina gönderilmis bulunan Menteseogullari'ndan Ahmed ve Leys de bu karisikliklardan istifade ile kendi memleketlerine dönmüs ve bagimsizliklarini ilan edip kendi adlarina bastirdiklari paralara Osmanli hükümdarinin adini koymamak suretiyle onu tanimadiklarini gösterdiler Anadolu birligine vurulan darbe bu kadarla da bitmiyordu Aydinoglu ile Saruhanoglu eski topraklarindan bir kismini ellerine geçirmislerdi Keza taarruza geçen Isfendiyar Bey de Osmanlilar'in himayesi altinda Çankiri, Kalecik ve Tosya'da hüküm süren oglu Kasim'i buralardan kovmustu Sultan Murad, Bizans tarafindan tertiplenen ve Osmanli ülkesini bölmeye yönelik olan Sehzade Mustafa isyani ile ugrasirken bu oldu-bittilere karsi sessiz kalmak ihtiyacini hissetmisti Zira günün siyasî sartlari bir müddet için onu böyle davranmak zorunda birakmisti

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI ve ÖLDÜRÜLMESI

Sultan Ikinci Murad, hükümdarliginin ilk iki yilini iç isyanlari bastirmak ve ülke birligini yeniden tesis etmekle geçirdi Gerek kendisi gerekse devleti için en büyük tehlike Mustafa Çelebi'nin isyani idi, Daha önce de temas edildigi gibi Mustafa Çelebi, Bizans Imparatoru'nun sözünden çikmamak, oglunu rehine olarak onun yarlina vermek ve Osmanlilar'a ait bazi yerleri Bizans'a terk etme karsiliginda Imparatorun adami ile bir antlasma yapmisti Buna karsilik Imparator da Ikinci Murad'i degil, onu hükümdar olarak taniyacakti Bu hareketin gerçeklesmesi için de Imparator ona yardim edecekti Iki taraf arasinda gerçeklestirilen bu antlasma geregince Imparator, Limni adasinda sürgün hayati yasayan Mustafa Çelebi'yi Gelibolu önlerine çikarip ona yardim edecekti Onu, 15 gemiden mütesekkil bir filo ile Gelibolu önlerine çikaran Leontarius, bu hareketi ile Bizans adina büyük bir basari saglamis oluyordu Mustafa Çelebi, yaninda Izmiroglu Cüneyd Bey ve maiyetine ilaveten bir kisim Rum kuvvetleri de oldugu halde Gelibolu'ya gelir

Mustafa Çelebi'nin kuvvetleri Gelibolu'ya çiktiklari zaman karsilarinda Sultan Murad'in kuvvetlerini buldular Iki taraf arasinda siddetli muharebeler oldu Mustafa'nin kuvvetlerine kumanda eden Cüneyd Bey, galib gelince Mustafa kadirgadan inip karaya çikar Ama muharebe yeniden devam edip siddetlenir Geceyi kadirgada geçiren Mustafa Çelebi, Gelibolu halkinin ileri gelenlerini davet ederek kendisinin Yildirim Bayezid'in oglu oldugunu, Edirne'ye gitmesi için kendisine yol verilmesini ve hükümdar olarak taninmasini ister, Gelibolu halki ve civardakiler, Mustafa Çelebi'ye bey'at ettilerse de Sahmelek komutasindaki kale muhafizlari kaleyi teslim etmediklerinden Mustafa Çelebi, Izmiroglu Cüneyd Bey ile Leontarius'u kale önünde birakarak Aynaroz taraflarina dogru yürüyüp bazi yerleri ele geçirmisti Halk, geçtigi yerlerde Mustafa Çelebi'ye iltihak ediyordu Böylece, gün geçtikçe kuvvetleri de çogalip büyüyordu Bu arada önemli olan mesele Rumeli'de sadece halk tabakasinin degil, askerin, komutanlarin ve Rumeli Beylerbeyi'nin Mustafa Çelebi'ye iltihak ederek onu hükümdar olarak kabul etmeleri geliyordu Zaten onun kisa zamanda muvaffak olmasinin ve kuvvetlerinin çogalmasinin en önemli âmili Rumeli bey ve komutanlarinin kendisine katilmalari idi

Mustafa Çelebi'nin, Müslüman kani akitilarak zapt edilmis olan topraklari Bizans'a terk etmeyi kabul eden bir antlasma imzaladigi ve devletin birligini bozacak iddialarla ortaya çiktigi halde Rumeli beylerinin ona iltihak etmesi dikkati çekecek bir noktadir Bazi tarihçilere göre bunun sebebini henüz on sekiz yasinda bulunan bir delikanlinin yerine, yetiskin bir kimsenin tahta geçmesi arzusu bulunmaktadir Bununla beraber bu meseleye sadece yasça küçük veya büyük olma açisindan bakmamak gerekir Bölge halkini etrafina toplamayi basaran Mustafa Çelebi, Vardar Yenicesinden sonra Edirne'yi de ele geçirmek suretiyle Rumeli'ne hakim olacakti

Cüneyd Bey'in fikir ve yardimi ile Rumeli'nin "Yayasini" "Müsellem" hale getiren Mustafa Çelebi, her birine elliser akça harçlik tayin ederek yeni bir teskilat kurmaya muvaffak olur Bu uygulama, askerin hosuna gider Mustafa Çelebi'nin yaptigi tahribat ve kazandigi basari haberleri Bursa'ya ulasinca Sultan Murad'in huzuru ile Vezir-i Azam ve Beylerbeyi Bâyezid, ikinci vezir Çandarlizâde Ibrahim, üçüncü vezir Haci Ivaz Pasa'larla Timurtas Pasa'nin Umur, Ali ve Oruç Beyler adindaki üç oglu bir görüsme yaparlar Bu görüsmede Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa, hem beylerbeyi olmasi hem de Rumeli beylerini yakindan tanimasi sebebiyle Bayezid Pasa'nin Mustafa Çelebi üzerine gönderilmesini teklif ederler Timurtas Pasa'nin ogullari ise bizzat padisahin gitmesini söylerler Sultan Murad, ilk iki vezirin teklifi üzere babasinin en güçlü vezirlerinden olan Bâyezid Pasa'nin gitmesini uygun görür

Gelibolu yolu kapali oldugundan Bâyezid Pasa kis mevsiminde Istanbul Bogazi'ndaki Güzelcehisar (Anadoluhisari)'dan Rumeli yakasina geçer Yaninda büyük bir kuvvet yoktu Edirne tarafina gidip orada da kuvvet topladi Mustafa Çelebi'nin Gelibolu'dan çikip geldigini duyunca onu Sazlidere mevkiinde karsilar Askeri, Mustafa Çelebi tarafina geçen bu Pasa da sehzadeye iltihaka mecbur olur Mustafa Çelebi, Timur ile yapilan savasta aldigi yaralari göstererek Bâyezid Pasa'yi kendine baglayip vezir tayin etmek istediyse de çok geçmeden Evrenos ogullari ve Cüneyd Bey'in de tesviki ile onu Sazlidere'de öldürtür Bâyezid Pasa'nin öldürülmesinden sonra bütün askerleri, Mustafa'nin tarafina geçerler Bundan sonra parlak bir tören ve muzaffer bir eda ile Edirne'ye giren Mustafa Çelebi, burada hükümdarligini ilân eder Rumeli'deki bütün sehir ve merkezler, onun hükümranligini tanidilar

Mustafa Çelebi, bundan sonra Anadolu'ya geçmek üzere Gelibolu'ya tekrar hareket eder Artik Rumeli'nin bütün beyleri ve kuvvetleri onunla beraberdirler Mustafa Çelebi'nin Sazlidere basansini haber alan Gelibolu muhafizi, kaleyi Dimitrius Leontarius'a teslim etmek zorunda kalir Dimitrius, buraya asker ve mühimmat koymaya hazirlanirken, Izmiroglu Cüneyd Bey yetiserek buna mani olur Bunun üzerine Mustafa Çelebi'ye bas vuran Dimitrius'a, Mustafa Çelebi, Gelibolu'yu Imparatora teslim edecegine dair verdigi sözü unutmadigini, ancak böyle bir harekette bulunmasinin Müslüman halk arasinda büyük bir infiale sebep olacagini bu yüzden halkin kendi padisahligini tanimayacagini söyler Bunun üzerine Istanbul'a dönen Dimitrius Leontarius, durumu Imparatora anlatir

Mustafa Çelebi, Gelibolu kalesini tahkim ederek donanmaya komutanlar tayin eder Buradaki isleri yoluna koyduktan sonra Edirne'ye dönerek, daha önce kardesi Çelebi Sultan Mehmed tarafindan devlet hazinesine konmus bulunan servete el koyarak sefahata baslar

împarator, Mustafa Çelebi'nin kendisini atlatarak Gelibolu'yu vermemesi üzerine onu terk edip Sultan Murad'la anlasmak ister Bu siralarda Bursa'da bulunan Sultan Ikinci Murad, Gelibolu'nun Imparatora teslim edilmedigi haberini alinca o da bu firsattan istifade etmek ister Bunun için, Bâyezid Pasa'nin ölümünden sonra Vezir-i Azam olan Çandarlizâde Ibrahim Pasa'yi elçi olarak Istanbul'a gönderir Fakat Imparator, Gelibolu ile iki sehzadenin kendisine teslim edilmesinde israr ettigi için bir anlasmaya varilamaz Bu durum, Sultan Murad'in, Mustafa Çelebi tarafindan kazanilan basarilardan bir hayli telasa düstügünü göstermektedir Gerçekten de Sultan Murad, Yildirim Bâyezid zamaninda Bursa'ya gelen ve kaynaklarin ifadesine göre bütün Osmanli padisahlarinin kendisine hürmet ettigi, kendisinden daima hayir dua bekledikleri ve kendilerine kiliç kusatan Emir Sultan'dan manevî yardim talebinde bulunur Verilen bilgiye göre Emir Sultan, Murad ile amcasi Mustafa Çelebi (Düzmece Mustafa) arasindaki mücadelede, Sultan Murad tarafini tutup onu tesci' etmis, ayni hükümdarin 1422 Istanbul muhasarasina beraberinde yüzlerce dervis ile bizzat istirak etmistir

Cenevizliler, Osmanlilar'dan önce Foça'daki sap madenlerini isletiyor ve Saruhanogullari'na her sene bir miktar para vererek buradaki kalede ikamet ediyorlardi Buradan elde edilen saplari da Avrupa piyasalarina ihraç ediyorlardi Bölge, Osmanlilar'a geçtigi zaman bu vergiyi Osmanlilar almaya basladilar Bu Ceneviz kolonisi, dogudaki diger Ceneviz kolonileri gibi belli bir süre tayin edilen podesta (vali, komiser) veya konsoloslar vasitasiyle idare ediliyorlardi Çelebi Sultan Mehmed'in sagliginda Foça'da Jan Adorno adinda bir podesta bulunuyordu Burasi on sene müddetle kendisine verilmisti Adorno, Foça madenlerini islemek karsiliginda senede yirmi bin altin üzerine Çelebi Sultan Mehmed'le anlasmisti Çelebi Mehmed'in vefatindan sonra ortaya çikan Mustafa Çelebi hadisesi esnasinda, maden isi aksamis ve Jan Adorno yillik imtiyaz bedelini ödeyememisti

Adorno, Çelebi Sultan Mehmed'in ölüm haberini alinca bu firsattan istifade ile borcundan kurtulmak isteyerek Sultan Murad'a mektuplar yazar Bu mektuplarda o, kendisini kadirgalarla Anadolu'dan Rumeli'ye geçirebilecegini ve kendisine hiç kimsenin yapamadigi hizmeti yapacagini söylemisti Murad tarafindan memnuniyetle karsilanan bu teklif, zamani gelince iyi bir sekilde degerlendirilecektir

Böylece, Foça'lilarla da anlasan Sultan Murad'a karsilik Mustafa Çelebi, kazandigi zaferin sarhoslugu içinde kendini zevk ve eglenceye kaptirmisti Askerinin hizmetlerine karsilik, onlari mükâfatlandirmayi aklina bile getirmiyordu Hatta öylesine ki sayet Cüneyd, Sultan Murad'in hazirliklarini bildirerek kendisini tembelliginden uyandirmamis olsaydi, aleyhinde silahlandigi genç padisahi da unutacak ve Edirne'de hareketsiz oturup duracakti Cüneyd, Mustafa'ya: "Murad, Imparatorla pazarlik halinde bulunuyor, üstelik Frenklerle de anlasiyor Biz de Edirne'de hiç bir hazirlikta bulunmadan oturuyoruz Onlar bu tarafa gelmeden önce biz karsi tarafa geçelim Her bakimdan düsmanlarimizdan üstünüz Onlar bu tarafa geçerlerse, bizim için felaket olur" diyerek onu ikaz ediyordu Cüneyd, bu sözleri ile düsmanlari olan Sultan Murad'in Cenevizlilerle birlikte Avrupa'ya gelmeden önce kendilerinin Asya'ya geçmesini ögütlüyordu Gerçi O, bu düsünce ve bunun mahsûlü olan hareketleri ile daha çok kendi menfaatlerine hizmet ediyordu Çünkü sonucundan ümidini kestigi bir tesebbüsün sonlarindan, yeni bir hainlikle kurtulmak niyetinde idi

Mustafa Çelebi, derhal kuvvetlerini toplayarak 20 Ocak 1422'de Gelibolu'ya gelip Lapseki'ye geçer Sultan Murad'in müttefiki olan Cenevizlilerin donanmasi, Mustafa Çelebi'nin geçmesine mani olmak istediyse de bunda muvaffak olamaz Mustafa Çelebi'nin yaninda on iki bin atli ve bes bin yaya vardi Mustafa Çelebi, burada üç gün kaldiktan sonra Bursa'ya dogru harekete geçer Bunu haber alan Sultan Murad, Bursa'dan çikarak Ulubad'a gelir Ulubat deresi üzerindeki köprüyü keser Böylece Mustafa'nin ordusunun sol kanadi denize dayanmis, sag kanadi da Ulubat gölü ve batakliklari ile kapanmis bulunuyordu

Sultan Murad'in maiyetinde Haci Ivaz Pasa ile Timurtas'in üç oglu Umur, Ali ve Oruç Beylerle, Cüneyd'in kardesi oldugu söylenen Hamza Bey de vardi Iki taraf, Ulubat suyu önünde ve suyun iki kiyisinda karsilasirlar Bu karsilasmada hiçbir taraf üstünlük saglayamaz Sultan Murad'in ordusunda Mihaloglu Mehmed Bey de vardi Bu zat, Musa Çelebi'nin Rumeli'deki saltanati zamaninda onun beylerbeyi yani ordu komutani idi Bununla beraber el altindan Çelebi Mehmed'e taraftar idi Çelebi Mehmed zamaninda akinci beyliginde ve divanda bulunmustu Seyh Bedreddin Mahittud olayinda Tokat kalesinde hapsedilmisti Murad hükümdar olup, Mustafa Çelebi hadisesi ortaya çikinca Murad'in devlet adamlari, eski söhretli Rumeli beylerinden olan Mihaloglu'nun serbest birakilarak gönlünün alinmasini ve bunun Rumeli akinci beyleri üzerindeki nüfuzunun büyüklügünden söz ettiler Bunun üzerine Mihaloglu Mehmed Bey derhal Tokat'tan alinarak Bursa'ya getirilmis, oradan da ordu ile Ulubat önüne gelmisti

Mihaloglu Mehmed Bey, bir gece Ulubat çayinin kenarina gelerek Rumeli akinci beylerini isimleri ile çagirmaya baslar Bunlar, çay kenarina gelerek ölmüs oldugunu sandiklan Mihaloglu'nun sag oldugunu anladilar O, akinci beylerine padisahlarinin oglunu terk ederek bir düzme hükümdara tabi olduklarindan dolayi sitemde bulunur Bu sitem karsisinda onlar, Mihaloglu'nun istegi dogrultusunda hareket edeceklerine söz verirler Böylece Mihaloglu, Rumeli beylerinden, Murad'in tarafina geçeceklerine dair söz almis oldu Bu görüsmeden haberdar olan Mustafa Çelebi, korkmaya baslar

Bu korku, kalbinde büyük süphelerin meydana gelmesine sebep olur

Bu sirada Mustafa, Ulubat çayinin kiyilarina yaklasir Murad, savasa hazirlanmakla beraber, tahta çikisinda kendisine kiliç kusatan Emir Sultan'in kendisi için dua etmesini ister Emir Sultan da üç gün üst üste dua edip zaferin Murad'a ait olmasi niyazinda bulunur Bu üç gün içinde Mustafa, sinirlerinin fazlasiyla gerilmesinden dolayi bir burun kanamasina tutulur Mustafa'nin taraftarlari bunu, onun yenilecegine bir isaret sayarlar

Tam bu esnada Vezir Haci Ivaz Pasa'dan, Mustafa Çelebi'ye gizli bir mektup gelir Haci Ivaz, mektupta kendi sadakatinden bahs ettikten sonra Rumeli beylerinin Murad'la ittifakindan ve gününü tayin ettikleri bir baskinla ansizin kendisini yakalayacaklarindan inandirici bir sekilde söz eder Bundan baska Timurtas Pasa ogullarindan da Cüneyd Bey'e bir mektup gelmisti Onlarin bu mektubunda da dostluklar hatirlatiliyor ve Rumeli beylerinin Mustafa Çelebi'yi yakalayarak Sultan Murad'a teslim edeceklerine temas ediliyordu Sayet kendisi Osmanlilarin hâkimiyetini taniyacak olursa, Aydin ve havalisinin kendisine verileceginden bahs ediliyordu

Mustafa Çelebi, Rumeli beylerinin Mihaloglu Mehmed Bey ile görüsmelerinden süpheye düsmüstü Haci Ivaz Pasa'dan gelen mektup ise onun bu süphelerini büsbütün artirmisti Bunun üzerine durumu Cüneyd Bey'e açar Cüneyd Bey, kendisine gelen mektuplari da ona gösterir

"Harp hiledir" kaidesince uygulanan bu plân, kisa zamanda tesirini göstermis ve Mustafa Çelebi'nin, Cüneyd'den süphelenerek ona karsi güvensizlik duymasina sebep olmustu Cüneyd ise bu isin sonunu iyi görmediginden, bir gece Mustafa'nin ordusundaki herkes uyurken, gümüs ve altindan en degerli esyasini alarak, silah arkadaslarindan kendisine en çok bagli olan yetmis kisi ile oradan çikip Aydin yolunu tutar Kaçaklar, çadirlarinda isiklan yanar durumda biraktiklarindan, gidisleri ancak safak vakti anlasilabildi Bu haber orduda hemen yayildi Mustafa'nin askerlerini dehsetli bir korku sardi Bu korku sadece orduda degil, bizzat Mustafa'nin kendisinde de vardi O, Cüneyd'in Murad tarafina geçtigini zannetmisti Bu esnada Sultan Murad'in ordusunda borazan ve davullarin çalmasi da ondaki bu düsünceyi kuvvetlendiriyordu

Aldatilmak suretiyle hiç kimseye güveni kalmayan Mustafa Çelebi, bir an evvel Rumeli tarafina kaçip kurtulmak istiyordu Çok az maiyeti ile Lapseki'ye dogru yola koyuldu Bunun kaçmasindan sonra Ulubat nehri üzerine kurulan köprüden karsiya geçen Rumeli beyleri ve akinci tavcilari (timarli akincilar) gelip Sultan Murad'a bas egdiler

Mustafa Çelebi kaçarken Biga çayi önüne gelerek mevsim sartlan geregi nehrin taskin olmasindan dolayi Biga kadisinin yardimiyla ve bir hayli altin karsiliginda geçidi bulup karsi tarafa geçmeye muvaffak olur Sahile inen Mustafa Çelebi, orada bulunan gemilere binerek Gelibolu tarafina hareket eder Giderken takip edilmemesi için Anadolu sahilinde ne kadar nakil vasitasi varsa hepsine el koyar Gelibolu limanim da tahkim eden Mustafa Çelebi, Gelibolu'daki vasitalarin Anadolu sahiline geçmemeleri için onlari da karaya çektirmek suretiyle kendi konumunu emniyet altina alip sahillere muhafizlar tayin eder

Böylece, harp etmeksizin savas alanina muzafferâne bir sekilde sahip olan Sultan Murad'in adamlari, kendisine hiç tereddüd göstermeden ve sicagi sicagina Mustafa Çelebi'nin takib edilip bu isin bitirilmesini teklif ederler Ama Anadolu sahilinden, karsi sahile geçmek üzere onlara yardimci olacak bir vâsita da yoktu Fakat Sultan Murad, daha önce anlastigi Foça Ceneviz Beyi Adorno'ya vaziyeti bildirerek derhal harp gemilerini göndermesini ister Adorno, hazir durumda beklemekte olan yedi kadirga ile bogazi geçip Lapseki'ye gelir Sultan Murad, bes yüz kadar maiyeti ile kadirgalarin en büyügüne biner Diger kadirgalarda da Türk ve Frenk askerleri bulunuyordu Gemilerle denizin ortasina gelindiginde Adorno, Sultan Murad'in önünde diz çökerek, sap madenleri sebebiyle Osmanli hazinesine olan borcunun bagislanmasini rica eder Yirmi yedi bin Bizans altini tutan bu borç, Sultan Murad tarafindan aff edilerek Adorno'nun eline bir belge verilir Gelibolu sahilinde bulunan Mustafa Çelebi, Ceneviz gemilerinin yaklastigini görünce Adorno'ya bir adam göndererek Murad'i karaya çikarmamasini, buna karsilik kendisine elli bin altin vermeyi teklif ettiyse de bu teklif red olunur

Karaya çikmaya muvaffak olan Sultan Murad'in ordusu ile Mustafa Çelebi'nin ordusu arasinda meydana gelen muharebede Mustafa'nin kuvvetleri maglup olarak kaçarlar Gelibolu kalesi, Sultan Murad'a teslim olur Harp meydanindan sür'atle kaçan Mustafa Çelebi, nihayet Edirne'ye ulasir Sarayda bulunan hazineyi alarak Eflâk tarafina dogru kaçmaya baslar Üç gün kadar Gelibolu'da kalan Murad, kaleyi teslim aldiktan sonra süratle ve büyük bir ordu ile yoluna devam edip Edirne'ye girer

Murad, Mustafa'yi takip etmek üzere seçme kuvvetler gönderir Mustafa Çelebi, Sultan Murad kuvvetleri tarafindan süratle takip edilir Bu kuvvetler, kendisini Edirne'nin kuzeyinde ve Tunca nehrinin kenarindaki Kizilagaç Yenicesi'nde yakalayarak Edirne'ye getirirler Sultan Murad, Mustafa'nin herhangi bir sahis gibi umumi meydanda asilmasini emreder Onun, bu sekilde meydanda asilmasi, kendisinin Osmanli sülalesinden olmadiginin belirtilmesi içindi 825 (1422) yilinda Edirne'de asilarak öldürülen Mustafa Çelebi'nin Rumeli'deki hükümdarligi, takriben bir buçuk yil kadardir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



ISTANBUL KUSATMASI

Bizans Imparatoru Ikinci Manuel'in, Çelebi Sultan Mehmed'in vefatindan sonra Mustafa Çelebi'yi salivermesi ve onunla anlasarak Osmanli Devleti'nin basina büyük bir gaile açmasi, Sultan Murad'in kendisinden önce bes defa kusatilmis bulunan ve hiç birinde de alinamayan Istanbul, dolayisiyle Bizans problemine bir çare düsünmesine sebep olmustu Mustafa Çelebi isyanini, fazla kardes kani dökülmeden basarili bir sekilde atlatan Murad, Bizans'in devamli surette oynadigi iki yüzlü rolüne son vermek istiyordu

Sultan Murad'in, amcasina karsi olan galibiyeti, Bizans Imparatoru'nu korkutmustu Mustafa Çelebi'yi serbest birakip onu Murad'la mücadeleye tahrik ederken, Osmanlilar'in senelerce kardes kavgalari ile kanlarini akitip zayiflayacaklarini düsünen imparatorun hesaplan tam anlamiyla gerçeklesmemisti Halbuki bütün ricalara ve kendisine saglanmaya çalisilan menfaatlere ragmen Bizans Imparatoru Manuel, Mustafa Çelebi'ye yardimi daha kârli bulmus olacak ki, Ikinci Sultan Murad'in bütün tekliflerini red edecek ve hatta Sultan Murad'in elçisi olan Çandarlizâde Ibrahim Pasa'yi dinleme nezâketinde bile bulunmayacakti

Gerçi Osmanlilar, baslangiçta imparatorun düsündügü sekilde ikiye ayrilmakla beraber, bu ikilik davasi, kisa sürmüs ve hemen hemen kansiz denecek sekilde sona ermisti Hatta fazla zayiat verilmeden halledildiginden kuvvet kaybina da ugranilmamisti

Mustafa Çelebi hadisesinin bastirildigi ve sehzadenin bertaraf edildigi haberini alan ihtiyar Manuel ile saltanat ortagi olan oglu VIII Ioannis'i bir telas alir Bu sebeple görünüste Murad'i tebrik etmek, fakat gerçekte durumu ögrenmek ve aradaki soguklugu giderip dostluga çevirmek için Bizans asilzâdelerinden Lakanas ve Marko Ganis adlarinda iki elçi gönderirler Bu elçiler, bütün kabahati Bâyezid Pasa'ya yüklerler Onlara göre Sultan Mehmed (Çelebi Mehmed)'in vasiyetine ragmen, Bâyezid, bu çocuklari vermedigi gibi elçileri de kovmustu Sultan Murad, bu iddiada bulunan elçileri huzuruna kabul etmedigi gibi hediyelerini de red eder Öyle anlasiliyor ki Sultan Murad ise Bizans'in bu iki yüzlülügüne kanmamis, baska devletlerden tebrik için gelen heyetleri kabul ettigi halde Istanbul ile ilgili hazirliklarini tamamlayincaya kadar Bizans elçilerini kabul etmemisti Fakat bütün hazirliklarini tamamlayinca elçileri huzuruna çagirarak Imparatorlarinin yanina dönmelerini ve yirmi bin askerin basinda olarak cevabini bizzat kendisinin getirecegini söylemelerini emr etmisti

Bu hareketle Sultan Murad, artik imparatora hesap sorma zamaninin geldigini kendisine bildirmis oluyordu Gerçekten de hazirliklar tamamlandiktan sonra Sultan Murad 1422 senesi Haziran ayinda önce on bin kisilik bir kuvvet ile Mihaloglu Mehmed Bey'i Istanbul çevresini vurmak üzere göndermisti Bunun arkasindan da bizzat kendisi yirmi bin kisilik bir ordu ile hareket eder 20 Haziran'da Istanbul önüne gelen ordu, Yildizlikapi'dan Haliç'e kadar sehri karadan kusatir Osmanli donanmasi da bu kusatmada hazir bulunur Osmanli ordusunda top ta vardi Surlara hücum etmek ve onlari asmak için sur yüksekliginde ve hatta bazan ondan daha yüksek tekerlekli kuleler yapilmisti Bu kusatma daha öncekilere göre çok daha çetin, zorlu ve sistemli olmustu

Bu kusatma ile Istanbul altinci defadir Müslüman Türkler tarafindan kusatiliyordu Kusatmalarin ilk dördü Yildirim Bâyezid, besincisi Musa Çelebi tarafindan yapilmisti Bizanslilar, her kusatilmada, Türklerin basina yeni yeni gaileler çikarip kurtuluslarini sagliyorlardi Bundan önceki kusatmalarin en siddetlisi, Yildirim Bâyezid'in son kusatmasi idi Fakat Timur belasi, Türkleri büyük bir felakete ugratirken, Bizansi da dördüncü muhasaradan kurtarmisti Böylece Timur, Bizans'in ömrünü yarim asir kadar uzatmis oluyordu

Osmanlilarin muhasarasindan, Imparator kadar Bizans halki da korkuya düstügünden Istanbul'da halk arasinda bazi dedikodular yayilmaya basladi Bunlarin basinda, Çelebi Sultan Mehmed zamaninda, Osmanlilara elçilik vazifesi ile gönderilen Bizans'in taninmis sahsiyetlerinden ve ayni zamanda saray tercümani olan Teologos Koraks'in bu sefer ayni vazife ile Murad'a gönderilmemis olmasi, saray nazirinin hilesine baglaniyordu Bu sebeple Imparator Manuel, halkin süphesini ortadan kaldirmak gayesiyle Teologos Koraks'i Istanbul önlerinde çadirlarini kurdurmus bulunan Sultan Murad'a gönderdi ise de Koraks bir sey elde edemeyerek gerisin geriye dönmüstü

Bizans halkinin çektigi korku ve içinde bulundugu endisenin derecesi, ortalikta dolasan dedikodu ve rivayetlerden de belli oluyordu Önemli sahsiyetlere karsi itimatsizligin bir ifadesi olan bu rivayetler, bazi kimselerin iskence ile öldürülmesine sebep oluyordu Nitekim Sultan Murad'a elçi olarak gönderilen Teologos Koraks'in öldürülmesi, böyle bir rivayetin sonucunda gerçeklesmisti Buna göre Koraks, idareciligini kendisine vermek sarti ile Murad'a sehri teslim etme sözü vermisti O, Piyi (Silivri) kapisini açmak suretiyle Murad'in sehre girmesini saglayacakti Bu dedikodu, Teologos Koraks'in, Murad'in yanindan dönüsünde tahkir edilmesine sebep oldu Saray tercümani olan Koraks, Imparatorun huzurundan çikarken muhafiz askerler bagirip çagirarak Koraks'in idamini isterler El ve ayaklari baglanan Koraks, askerlere teslim edilir Askerler, Koraks'in üzerine çullanip onun gözlerini oyup vücudunu birçok yerinden yaralarlar Bundan sonra bir zindana atilan Koraks, üç gün sonra oldugu yerde ölür Evi de yagma edilip atese verilir

Bizans içerisinde böyle hadiseler cereyan ederken, Sultan Murad da sehri almak için esasli tedbirler aliyordu Ordunun muhasarasi baslamadan önce Mihaloglu Mehmed Bey'in emrindeki askerler Istanbul çevresini vurmuslardi Sonra bizzat padisah, ordunun basina geçerek kusatmaya basladi Istanbul kara tarafindan tamamen sarilmisti Sehrin surlarinin çikis kapilarinin karsilarina siperler kazdirildi Bu siperler, gayet kalin, sert ve saglam kiris ile kalaslardan insa edilmis olup surlara dönük cephelerine ok, mizrak ve tas gülleye karsi agaç dallarindan sira halinde koruyucu mahiyette bir takim sedler ilave edilmisti Öyle ki Türk ordusu, bu kuvvetli siperler sayesinde Bizans surlarini delip tahrip edecegine inaniyordu Murad'in yaptigi bu muhasara, o ana kadar Osmanlilar'in yapmis oldugu en büyük ve en siddetlilerindendi

Sultan Murad, askerlerini gayretlendirmek ve onlarin sayilarini artirmak için Istanbul ve hazinelerinin askerlere birakilacagini ilan ettirdi Bu haber üzerine orduya pek çok yerden katilmalar oldu

Kusatmaya, Yildirim Bâyezid'in damadi Emir Sultan adi ile bilinen Seyh Semseddin Buharî de bes yüz dervis ve muhibbani ile katilmisti O, askerlerin arasinda dolasarak manevî nüfuzu ile onlari cesaretlendiriyordu Bu arada iç murakebeye dalarak ve dua ederek Istanbul surlarinin Murad'in önünde açilacagi zamani bekliyordu

Emir Sultan, sonunda çadirindan çikarak 1422 Agustos'unun 24 Pazartesi günü Kostantiniyye'nin düsecegini söyledi Bazi kaynaklarin ifadesine göre Emir Sultan, dedigi gün ve zamanda bir savas atina binmis oldugu halde sehre dogru ilerler Seyh kilicini kinindan çekip "Allah, Muhammed" diye haykirarak atini sürer O, askerin basinda idi Arkasindan Altinkapi ile Odunkapisi arasinda yani sehrin kara tarafindan surunu çevreleyen büyük hat üzerinde savas basladi Bu hücum esnasinda Imparator Manuel ölüm döseginde idi Oglu Ioannis, Sen Roman kapisini savunan askerin basinda idi Kostantiniyye'nin bütün halki bu tehlikeli günde silah altinda idi Kadinlar ve çocuklar kiliç yerine tirpan kullaniyor, fiçilarin altlarindan kendilerine kalkan yapiyorlardi Savasin en kizgin zamanlarinda bir taraftan kopan "Allah" ve "Muhammed" nadalarina karsi, Bizanslilarin söyledikleri "Hiristos" ve "Panaiya" kelimeleri isitiliyordu Günes batarken savas hâlâ sürüp gidiyordu Sonunda Osmanlilar, ordugâhlarina döndüler Bizanslilar, Müslümanlarin çekilmelerini gökten inen "Panaiya"nm (Hz Meryem) görünüsüne baglamislardi Öylesine ki o devir müverrihlerinden Kanano'ya göre bunu bizzat Emir Sultan da görmüstü

Istanbul, bu kusatmada da feth edilemedi Sultan Murad, ordusunu Istanbul surlari önünden çekip kusatmayi kaldirdi Böylece Istanbul, Imparatorun entrikalari sayesinde bir defa daha Osmanlilarin elinden kurtulmustu Imparator Manuel, Bizans'in bundan önceki muhasaralarinda oldugu gibi, padisahin basina yeni gaileler açarak hükümdarin dikkatlerini baska bir yöne çekmeye çalismis ve bunda muvaffak da olmustu O, Sultan Murad'in küçük kardesi ve Hamideli (Isparta) Sancak beyi Mustafa Çelebi'yi tesvik ederek sehzadenin saltanat davasina kalkmasina sebep olmustu Iste bu yüzden Sultan Murad, Istanbul muhasarasini kaldirmak zorunda kalmisti

Takriben iki ay kadar süren bu muhasaranin kaldirilmasi için, hücum günü olan 24 Agustos 1422'de, burçlar üzerinde görüldügü ve Osmanlilar'in bundan dolayi kusatmayi biraktiklari iddia edilen kadin hayaleti, bir hikâyeden ileri gidemez Hükümdari, muhasaradan vaz geçiren sebep ne Bizans'i kurtarmaya gelen Hz Meryem, ne de Bizans'in güçlü bir sekilde karsi koymasidir Kusatmanin kaldirilmasinin gerçek sebebi, hükümdarin küçük kardesi Mustafa'nin, saltanat dâvasina kalkisip Iznik'e kadar gelmis olmasidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



KÜÇÜK MUSTAFA ÇELEBI'NIN ISYANI

Küçük Mustafa, Çelebi Sultan Mehmed'in oglu olup babasinin sagliginda henüz on üç yasinda iken Hamideli sancak beyligine tayin edilmisti Küçük Mustafa, babasinin ölümünü müteakip, Murad'in Osmanli tahtina geçmesi üzerine, öldürülmek korkusu yüzünden Karamanoglu'nun yanina kaçmisti Sultan Murad, Istanbul muhasarasi ile mesgulken Bizans Imparatoru'nun el altindan tesvik ve ugrasilan sonucunda Anadolu'da saltanat iddiasina kalkismisti Imparator, kusatmadan kurtulmak için sehzadenin lalasi Sarabdar Ilyas'a mektuplar yazarak külliyetli miktarda altin göndermisti ki, bunlarla asker toplayabilsin Is bu kadarla da bitmeyecek ve Imparator, Küçük Mustafa'yi Istanbul'a getirtecekti Istanbul'a gelen Küçük Mustafa, Manuel ve onun çocuklari ile görüsür bu görüsmede, muvaffak oldugu takdirde imparatora karsi yapacagi fedakârlik hakkinda teminat verdikten sonra Rumlarin verdikleri kuvvetlerle Anadolu tarafina geçerek faaliyetlere baslar Bu faaliyetleri esnasinda, daha basindan beri Osmanlilar'la çekisen Karamanoglu'nun Turgutlu Türkmenleri ile Germiyanoglu'nun kuvvetleri de kendisine iltihak eder Sehzade Mustafa bu sekildeki bir iddia ile ortaya çikmakla, babasinin vasiyeti hilafina hareket etmis oluyordu

Mustafa, topladigi kuvvetlerle Bursa üzerine yürür Fakat Bursa halki, sehri ve kaleyi Mustafa'ya teslim etmek istemez Bu sebeple kendisine, memleketin ileri gelenlerinden Ahi Yakub ile Ahi Hoskadem'i elçi olarak gönderir Bunlar, Mustafa'ya para ve hediyeler takdim etmek suretiyle onu

Bursa'yi almaktan vaz geçirmeye çalisirlar Elçiler, Sehzade Mustafa'nin kendisine vezir yaptigi ve bütün bu olaylara sebep olan Sarabdar Ilyas ile de görüsürler Heyet, Bursalilarin Sultan Murad'a bey'at ettikleri için ona sadakatla bagli kalacaklarini ve gerekirse sehri müdafaa edeceklerini söyler Ayrica, bir Osmanli sehrinin Karamanoglu'nun kuvvetleri ile vurulmasinin da dogru olmayacagini anlatir Sarabdar Ilyas, heyetin bu teklifini kabul edince, Mustafa'nin ordusu oradan ayrilip Iznik tarafina dogru harekete geçer

Sehzade Mustafa, Iznik kalesini kirk gün kadar kusatma altinda tutar Firuz Bey'in oglu olan kale muhafizi Ali Bey, gelismelerden Sultan Murad'i haberdar eder Pâdisah, kaleyi sulh yolu ile teslim etmesini bildirerek Mustafa orada mesgulken kendisinin yetisecegini yazar Ayrica, küçük sehzadeyi alet edip kullanan Sarabdar Ilyas'i da ondan ayirmaya çalisir Bunun gerçeklesmesi için Sarabdar Ilyas'a adamlar göndererek kendisini Anadolu beylerbeyligine tayin edecegini bildirir Sarabdar'a gelen adam, beylerbeyilik beratini da yaninda getirmisti Bu makama karsilik Sultan Murad, Sarabdar Ilyas'tan çok önemli bir hizmet bekliyordu O da kendisi gelinceye kadar Sehzade Mustafa'nin kaçmasina engel olup onu oyalamasi idi

Sarabdar Ilyas, tiynetini bir defa daha ortaya koymustu Vaktiyle Çelebi Mehmed'in taraftari iken Süleyman'in vaad ettigi menfaat karsiliginda derhal Çelebi Mehmed'i birakarak karsi tarafa geçmisti Bu defa da saf degistirmekte bir sakinca görmemisti Anadolu beylerbeyligine kondugunu ögrenince kendisinden istenen seyleri büyük bir ustalikla basardi

Ali Bey, Sultan Murad'dan aldigi talimat üzerine muhasaranin kirk gün uzamasindan dolayi halka ve sehre hiç bir zarar gelmeyecegine dair yeminli söz aldiktan sonra teslim olur Sarabdar Ilyas da aldigi beylerbeyilik müjdesi üzerine sehirden ayrilmaz Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin sarayina yerlesen Küçük Mustafa, timar ve memuriyetler vermek suretiyle hükümdarligini ilan etmis oluyordu Böylece Osmanli mülkünde, yeniden ikinci bir hükümdar tehlikesi belirmisti Âsikpasazâde bu hükümdarligi su ifadelerle nakleder:

"Iznik'te, Ibrahim Pasa'nin sarayina kondular Etraftan gelip timar isteyene timar dahi verdiler Hüküm ve hükümet ettiler"

Sultan Murad, bütün gücü ile Istanbul'u kusatip feth etmek üzere iken, kardesi Küçük Mustafa'nin faaliyetleri üzerine, bazi tedbirler alarak kusatmayi kaldirmak zorunda kalir Çünkü kardesinin hareketleri, memleketi ikiye bölmeye yönelikti Bu ise daha tehlikeli bir durum arz ediyordu Onun için derhal Gelibolu yolu ile Anadolu'ya geçip Iznik üzerine yürür Sultan Murad'in bu yolculugu devam ederken Sehzade Mustafa'nin, Iznik'te kalmasini tehlikeli bulan Germiyan ve Turgutlu kuvvetlerinin komutanlari, onu buradan uzaklastirmaya çalisirlar Onu tehlikeden korumak için Karaman, Germiyan veya Istanbul'a götürmek istedilerse de daha önce Sultan Murad'dan beylerbeyilik beratini almis olan Sarabdar Ilyas, çesitli bahaneler ileri sürerek buna mani olur

Sultan Murad'in ordusu, yola çikisinin dokuzuncu günü gece geç saatlerde Iznik'e gelir Henüz uyku mahmurlugunu atamamis ve Mustafa'ya bagli olan askerlerin saskin bakislari arasinda, sabahin erken saatlerinde açilan kapilardan Iznik'e girilir O anda hamamda bulunan Küçük Mustafa, Mihaloglu tarafindan yakalanmak üzere iken Mustafa'nin beylerbeyi olan Taceddinoglu Mahmud Bey, efendisine bir at bulup onu kaçirmak ister Fakat bunda muvaffak olamaz Ama Mihaloglu'nu durdurup onunla vurusmaya baslar Taceddinoglu ile Mihaloglu arasinda baslayan bu vurusma sonunda, her seyi idaresi altinda bulunduran ulu hakimin (Allah) ecel hükmü, Mihaloglu'nun sehadet beratini kanla yazip hakkini teslim eyleyecektir Nitekim, attan düsürülen Mihaloglu ölümcül bir yara alir Bundan bir kaç gün sonra da vefat eder Mihaloglu'nu atindan düsürüp ölümüne sebep olan Taceddinoglu Mahmud Bey, daha sonra saklandigi yerde yakalanip Mihaloglu'nun adamlarina teslim edilecek ve onlar tarafindan öldürülecektir

Sultan Murad'in, Iznik'i kusattigi ve Taceddinoglu ile Mihaloglu'nun vurustugu sirada firsat kollayan Sarabdar Ilyas, Mustafa Çelebi'yi yakalayip Murad'in, sehrin önünde bulunan Mirahor basisina teslim eder Âsikpasazâde bu olayi da söyle verir:

"Bunlar bunda cenkte iken Sarabdar Ilyas, Mustafa'yi tuttu kucagina aldi At üzerinde Mustafa "Hey lala, beni niçin tutarsin?" Hain Ilyas "Kardesine ileteyin" der Mustafa "Beni kardesime iletme kim kardesim bana kiyar" der Sarabdar Ilyas sakin oldu Aldi gitti Hüdavendigar'a karsi iletti" Mustafa, padisahin emri ile Iznik disinda bir incir agacinin dibinde bogdurularak cesedi Bursa'ya gönderildi Sehzade Mustafa, Bursa'da babasinin türbesine defn edildi

Görüldügü gibi Küçük Sehzade Mustafa Çelebi hadisesi, amcasininkinden daha kisa ve daha kolay bir sekilde halledilmis oldu Ikinci Murad, Istanbul muhasarasini kaldirmakla, kardesinin fazla taraftar toplamadan hakkindan gelip kendisine birakilmis olan Osmanli tahtini emniyete almak istiyordu Onun, vakit kayb etmeden isyani ortadan kaldirmaya tesebbüs etmesi, memleketin ikiye bölünmesini ve beyhude yere kardes kaninin akitilmasini önlemis oldu Böylece, Bizans'in bu son oyunu da basarisizlikla son bulmus, ama olan aldatilmis bulunan zavalli Küçük Sehzade Mustafa'ya olmustu Bizans'tan menfaat temin eden ve küçük sehzadenin öldürülmesine sebep olan Sarabdar Ilyas ise yaptiklari için:

"Suretâ ben günahkâr oldum Illa bu ikisi vilayette olsa zarar-i âmmdir Ve biri dahi bu kim, ben efendim ogluna yaramaz is etmedim Bu dünyanin murdarina bulasmadan sehid ettirdim Ve hem cemi-i âlem rahat oldu Ve hem bizden önden gelenler bu kanunu koymuslar" diyerek yaptigi fenaligi tevile çalismistir

Sultan Murad, Sehzade Küçük Mustafa'nin gailesini bertaraf etmekle birükte benzer bir tehlikenin daha mevcud oldugunun farkinda idi Bir daha kardes kaninin akitilmamasi ve ülkenin, Bizans gibi entrikaci bir devlet ile, varligini Osmanlilar'in zayiflamasina baglayan Karaman gibi bir beyligin oyuncagi haline gelmemesi için henüz ortaya çikmadan bu tehlike ve fitnenin ortadan kaldirilmasi gerekiyordu Bunun için Sultan Murad, tarihi henüz kesin olmayan bir zamanda, Tokat kalesinde tuttugu Mahmud ve Yusuf adlarindaki iki kardesinin gözlerine mil çektirip onlari kör ettikten sonra anneleriyle birlikte Bursa'ya getirir Idareleri için de kendilerine yüksek seviyeden maas baglatir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



CANDAROGLU ISFENDIYAR BEY ILE OLAN MÜCADELE ve IDARÎ DÜZENLEME

Karamanogullari'ndan sonra Anadolu Beylikleri'nin en kuvvetlilerinden plan Candarogullari, Karamanlilar gibi Osmanlilar'in en zor ve sikintili anlarindan faydalanmaya çalisan beyliklerden biri idi Nitekim Candaroglu Isfendiyar Bey, Sultan Ikinci Murad'in amcasi Mustafa ve küçük kardesi Mustafa Çelebi'lerie mesgul oldugu ani firsat bilerek ondan yararlanmaya çalisarak Tosya, Çankiri ve Kalecik'i geri almisti Halbuki buralar, daha önce Çelebi Sultan Mehmed zamanindaki gayretler sonucunda elde edilmis olup Osmanli himayesinde kalmak sartiyle Isfendiyar'in oglu Kasim Bey'e verilmisti Isfendiyar Bey'in geri aldigi bu yerler, Osmanlilarin taraftan olan oglu Kasim'a ait yerlerdi Isfendiyar Bey, bu topraklan almakla da yetinmeyip Tarakli Borlu denilen Safranbolu'yu alip Bolu'ya dogru uzanmisti Bu arada Kasim Bey de Iznik hareketi esnasinda kaçip Sultan Murad'in yanina gelmisti Sultan Murad, Küçük Sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince Isfendiyar'a karsi kuvvet gönderdi Kasim Bey de Osmanli kuvvetleri ile birlikte bulunuyordu Osmanli ordusu Bolu'ya geldigi zaman Isfendiyar Bey'in ordusundaki Kasim Bey taraftarlari, efendilerinin bulundugu Osmanli ordusunun saflarina katilirlar Böylece Isfendiyar Bey, büsbütün sarsilir Bununla beraber savasi kabul etmekten baska çaresi de kalmamisti Bu sebeple Bolu ile Gerede arasinda yapilan savasta maglub olup bozguna ugrar Muharebenin karisikligi arasinda kendi Kapicibasisi Yahsi Bey tarafindan basina vurulan bir "bozdogan"la kulagi sagir olur Zorlukla Sinop kalesine siginan Isfendiyar Bey artik sagirdi

Candaroglu'nu takib eden Osmanli kuvvetleri, Kastamonu ile Bakir Küresini zapt ederler Isfendiyar Bey, küçük oglu Murad Bey baskanliginda bir heyet vasitasiyle baris istemek zorunda kalir O, bu barisi saglamak üzere Osmanli devlet adamlarina da ayri ayri mektuplar yazarak tavassutlarini ister Bu arada torununun (Ibrahim Bey'in kizi) padisah tarafindan nikahlanmasini da teklif eder Sultan Murad'in adamlari, barisilmasi için hükümdarlarina ricada bulunurlar Bunun üzerine Sultan Murad, sulh yapmayi kabul etti

Bu antlasma geregince Kasim Bey'e yerleri tekrar geri verilecek, Osmanlilarin aldiklari Kastamonu ile Bakir Küresi Isfendiyar Bey'e iade edilecekti Fakat Isfendiyar Bey, Bakir Küresi hâsilatindan büyük bir kismini

Osmanli Devleti'ne verecek ve gerektigi zaman da Osmanli ordusuna asker gönderecekti (827 H/1423 M)

Sultan Murad, bundan sonra bazi idarî tasarruflarda bulunup ondan sonra Edirne'ye dönmeye karar vermisti Hükümdar ilân edildigi zaman henüz on sekiz yaslarinda bulunuyordu Karsisinda da tehlikeli ve kuvvetli bir rakip olarak amcasi Mustafa vardi Hükümdarliginin ilk senesi ümidsiz denecek kadar korkunçtu Bununla beraber etrafinda ve kendisine sâdikane bir sekilde bagli olan Bâyezid, Ibrahim, Haci Ivaz Pasalarla Mihaloglu Mehmed Bey ve Kara Timurtas Pasa'nin vezirlik rütbesine kadar çikartilmis olan ogullan Ali, Umur ve Oruç Bey'ler bulunuyordu

Daha önce de görüldügü gibi Bâyezid Pasa, Mustafa Çelebi hadisesinde Rumeli Beylerbeyi oldugu için onun üzerine gönderilmis, sonunda Düzme Mustafa tarafindan katl edilmisti

Sultan Murad, küçük sehzade Mustafa Çelebi olayini halledince vezirleri ile maiyetindeki bazi mühim sahsiyetler arasinda mevcut rekabet ve geçimsizliklerin farkina varir Devlet merkezinde fazla nüfuz sahibi kimselerin varligini kendi kudret ve hâkimiyeti için bir engel telakki etmis olmali ki, bunlarin bir kismini yeni vazifelerle merkezden uzaklastirma ihtiyacini duyar Sultan Murad, Rumeli'ye dönmeden önce bu isi halletmeliydi Bunun için Kara Timurtas Pasa'nin ogullarindan Umur Bey'i Kütahya'ya, Ali Bey'i Saruhan (Manisa) sancak beyligine gönderir Oruç Bey'i de Anadolu Beylerbeyi yapar Padisah, kendi lalasi olan Yörgüç Pasa'yi da Rumiye-i sugra valisi olarak Amasya'ya gönderir Evrenoszâdeler ile Pasa Yigit oglu Turahan Bey ve Gümlü oglu gibi Rumeli beylerinin harp zamaninda padisahin maiyetinde birlesmeleri hariç baska zamanlarda Rumelideki vazife yerlerinde bulunuyorlardi Onun için Rumeli beylerini ilgilendiren bir tedbire lüzum yoktu Böylece divanda sadece Ibrahim Pasa ile Haci Ivaz Pasa kalmislardi

Bu defa da iki vezir arasinda nüfuz rekabeti bas göstermisti Vezir-i A'zam Ibrahim Pasa, devletin kurulusu ile birlikte hizmete giren Çandarli hanedanindan olup babasi Hayreddin ve biraderi Ali Pasa'lar da bu vazifede bulunmuslardi Ibrahim Pasa, Çelebi Sultan Mehmed'e olan sadakati ve tehlikeli zamanlardaki hizmeti ile taninmis olup Çelebi Mehmed zamaninda kadiaskerlik ve ikinci vezirlikte bulunmustu Bâyezid Pasa'dan sonra birinci vezir olmustu

Haci Ivaz Pasa da Çelebi Mehmed'in bütün savaslarina istirak etmis, Karamanog'lu'nun Bursa'yi muhasarasi sirasinda burayi müdafaa ve muhafazada sebat göstermisti Mustafa Çelebi hadisesinde aldigi tedbirler ve yazdigi mektuplarla Mustafa Çelebi kuvvetlerinin dagilmasina sebep olmustu Bu bakimdan büyük hizmetleri olan degerli bir sahsiyetti Çelebi Mehmed zamaninda hürmet görmüs, Yesil Camiin plânlarini tertip ederek disardan memlekete sanatkârlar getirtmisti

îste bu iki degerli vezir arasindaki rekabet, Haci Ivaz Pasa'nin sahneden çekilmesine sebep olmustu Haci Ivaz Pasa'nin kul (yeniçeri) ile gizli münasebetlerde bulundugu, padisaha suikast yapacagi ve divana silahla geldigi Sultan Murad'a haber verilir Bir gün divanda Padisah, Haci Ivaz Pasa'nin gögsüne eliyle dokunarak içinde zirh bulundugunu anlayip sebebini sorunca Haci Ivaz Pasa buna cevap veremez Bu durum, söylenenlerin dogru olabilecegini hatirlattigi için gözlerine mil çekilmek suretiyle Bursa'da ikamete mecbur edilir Bu olayin hangi tarihte oldugu kesin olmadigi gibi, hadisenin bir at gezintisi sirasinda cereyan ettigine dair rivayetler de bulunmaktadir Bu hadiseden sonra Ibrahim Pasa rakipsiz kalmis ve padisahin kendisine tam anlamiyla güvenmesinden dolayi tamamen müstakil imis gibi is görmüstür Haci Ivaz Pasa ise hicretin 831 (1428) yilinda Bursa'da vefat etmistir Cenazesi Pinarbasi'nda Kuzgunluk mevkiine defn edilmistir

Bu idarî düzenlemeden sonra padisah, Gelibolu üzerinden yeniden Rumeli'ye geçip Edirne'ye gelir Sultan Murad, saltanatinin buhranli geçen ilk yillarini geride birakip devlet islerini idarî ve siyasî bir düzene kavusturduktan, ülke ve halkin problemlerine çözüm yollari bulduktan sonra biraz rahat bir nefes almaya baslar Çünkü artik içerde taht kavgasina yeltenip ülkeyi bölünme noktasina getirecek kimse kalmamisti Disariya göre ise Sultan Murad'in gücü, kendisinden çekinilir bir kuvvete ulasmisti Bu bakimdan artik evlenip rahat bir nefes alabilirdi Zira Isfendiyar Bey'in, bizzat padisaha vermeyi teklif ettigi torunu Hatice Alime Hanim'la evlenme zamani gelmisti Bu sebeple padisah, gelini almak üzere Isfendiyar Bey'in sarayina Çasnigirbasi Elvan Bey, Tavasi Serafeddin Pasa ile Reyhan Pasa; kadinlardan Halil Pasa'nin dul esi ve padisahin Sah Ana diye hitab ettigi Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimi ile daha birçok erkek ve kadini külliyetli miktarda mal ve esya ile gönderir Bunlar "mihr-i muaccel"i takdim edip gelini getireceklerdi Kastamonu'da sölenler tertipleyen Isfendiyar Bey de gelenleri rütbelerine göre agirlayip bir nice ikramda bulunur Orada akd edilen dügün merasiminden sonra Isfendiyar Bey, torununu Halil Pasa ile Germiyanoglu Yakub Bey'in hanimlarina teslim ederek büyük bir merasimle ugurlar Hicretin 828 (1424) yilinda gerçeklesen bu dügünün, Sultan Murad bakimindan Edirne'de mi yoksa Bursa'da mi yapildigi kesin olarak tesbit edilebilmis degildir Zira kaynaklardan bir kismi bunun Edirne'de, bir kismi da Bursa'da olduguna dair bilgi vermektedir Bazi kaynaklar ise Sultan Murad'in bulundugu yeri zikr etmezler Uzunçarsili, Sultan Murad'in nikahladigi kizin adinin Hatice Sultan oldugunu hicrî, 906 (M 1500) tarihli bir vakfiyesi bulundugundan, kabrinin Bursa'da Kükürtlü Kaplicasi'nin yakinindaki Hatice Sultan Türbesi denilen büyük bir türbede oldugunu, orada daha baska kabirlerin de bulundugunu, ne türbe kapisinda ne de diger kabirlerde bir kitabenin bulundugunu nakleder

Sultan Murad, evlendigi yil içinde kiz kardeslerinden üçünün de dügünlerini yaptirir Hemsirelerinden Sultan Hatun'u Isfendiyar Bey'in oglu Kasim Bey'e, Ayse Hatun'u bilahare Varna muharebesinde sehid düsecek olan Karaca Bey'e, Ayse Hatun'u da Çandarlizâde Ibrahim Pasa'nin oglu Mahmud Bey'e nikahlamisti Bu dügünler vesilesiyle büyük ziyafetler veriliyor, fakir ve yoksullar doyuruluyor, dügüne istirak eden herkese ihsanlarda bulunuluyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



RUMELI'DE ISTIKRARIN SAĞLANMASI

Candaroglu Isfendiyar Bey üzerine yapilan harekâti firsat bilen Eflâk voyvodasi Drakul, Silistre'yi geçip Osmanli topraklarina taarruz etmisti Sultan Murad'in emri ile bu taarruza karsilik olmak üzere Firuz Bey de Eflâk'a siddetli bir akin yapmisti Bu akinda Firuz Bey, Drakul'u maglub etti Maglub olan Drakul iki senelik haraca karsilik bir miktar para ve bazi hediyeler verecegini taahhüd etti Bu maglubiyetle Drakul, barisa zorlanmisti Sultan Murad'in Anadolu'dan Edirne'ye gelmesi üzerine Drakul iki oglu ile birlikte bizzat Edirne'ye gelmis ve bagliligini arz edip iki yillik vergisini de takdim etmisti Bunun üzerine yaptiklarina göz yumulan Drakul, yerinde kalmak üzere ülkesine gönderildi Ama iki oglundan biri (veya ikisi) de rehin olarak Osmanli sarayinda alikonmustu 1424 yilinda gerçeklesen bu barisla bölge nisbeten rahat ve huzura kavusmus oluyordu

Bölgede istikrarin saglanmasina tesir eden âmillerden biri de süphesiz ki Bizans'la varilan antlasmadir Gerek Düzme Mustafa, gerekse Küçük Mustafa olaylarini çikarip Sultan Murad'i ve ülkesini bir hayli yoran, kardes kaninin akitilmasina sebep olan Bizans, artik yapacak bir sey bulamadigi için Osmanlilar'la iyi geçinmek ihtiyacini hissetmisti Zira aksi takdirde kendi ülkesi ve imparatorluklari tamamen elden gidebilirdi

Bu dönemde, Bizans Imparatoru Manuel, henüz hayatta ise de çok yasli oldugundan sekiz dokuz seneden beri bütün isleri saltanat ortagi olan oglu VIII Ioannis görüyordu Ioannis, daha kötü bir duruma düsmemek için Sultan Murad'a müracaatla baris yapmak istedigini bildirir Bunun için elçi olarak Lukas Notaras, Melahrinos ve Bizans tarihçisi Françes'i Sultan Murad'a gönderir Yapilan anlasma geregince Bizans, her sene Osmanli hazinesine üçyüz bin akça veya otuz bin duka altini vermeyi kabul ettigi gibi, Misivri ve Terkos mintikalari hariç olmak üzere, daha önce Bizanslilara geçmis olan Karadeniz sahilindeki bütün yerler ile Selanik havalisinde bulunan Situnion ve Ustruma (Karasu) taraflarina ilaveten, Osmanlilar'in Zeytin dedikleri Izdin'i de terk ediyordu (28 Subat 1424)

Yine 1424 senesinde Sirp despotu Istefan (Etyen) Lazareviç, Edirne'ye gelip eski dostluk antlasmasini yeniledi Onunla birlikte bir Türk heyeti Alman Imparatorlugu'na seçilmis olan Macar Krali Sigismond'u tebrike ve iki yillik bir mütareke müzakeresinde bulunmak için gönderildi Buna göre Osmanli heyeti, hem Sigismond'un imparatorlugunu tebrik edecek, hem de iki yillik bir mütareke imzalayacakti Osmanli hükümdari bu heyetle birlikte kiymetli hediyeler de göndermisti Sigismond tarafindan kabul edilen Osmanli heyeti ile iki yillik bir baris antlasmasi imzalanir Bu akitten sonra Sigismond, Osmanli padisahina ayni sekilde hediyeler gönderir

Rumeli'de istikrarin saglanmasina sebep olan anlasmalar yapildiktan ve bölge harpsiz bir döneme girdikten sonra artik Anadolu'daki pürüzlerin ortadan kaldirilmasina sira geliyordu

Çelebi Sultan Mehmed'in vefati ve iki Mustafa Çelebi'nin isyanlari zamaninda, daha önce Osmanli sarayinda rehin bulunan Mentese Beyi Ilyas Bey'in iki oglu Leys ile Ahmed kaçarak memleketlerine gelmis ve hükümdarlik yapmaya baslamislardi Rumeli'deki durumu düzene sokan Sultan Murad, Mentese tarafina gelerek bu iki kardesi elde edip Tokat kalesine gönderdikten sonra beyligi tamamen ilhak etmisti Hicrî 829 (M 1425) tarihinden itibaren bu beylik artik tarihe karismisti

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



IZMIROGLU CÜNEYD BEY'IN AKIBETI

Kaynaklarda Izmiroglu, Aydinoglu, bazan da Kara Cüneyd diye adlandirilan bu beyin babasi olan Ibrahim, Yildirim Bâyezid tarafindan Izmir'e subasi olarak tayin edilmisti Ankara savasi sonrasinda çikan kardes kavgalari esnasinda Cüneyd Bey, önce Isa Çelebi'ye yardim etmis, arkasindan da Süleyman Çelebi ile birleserek onun tarafindan Ohri sancak beyligine getirilmisti Kardesler arasindaki mücadeleden istifadeyi düsünen Cüneyd Bey'in bu dönemdeki faaliyetlerinden ilgili bölümlerde bahsedilmis ve hakkinda bilgi verilmisti

Daha önce de temas edildigi gibi Cüneyd, Mustafa Çelebi (Düzme Mustafa) kuvvetleri ile Ulubat suyu kenarina kadar gelmisti Burada, Sultan Murad tarafindan tatmin edilip Aydin beyligine döner Bundan sonra bütün gayretiyle eski Aydinogullan topraklarini tamamen elde etmeye çalisir Böylece Anadolu birligini yeniden bozma faaliyetlerine ön ayak olur Osmanlilara olan bagliligi red edip Osmanli idarecileri ile ugrasmaya baslar Bunun üzerine Sultan Murad, onu yola getirmek maksadiyla yeni Aydin ili beyi Yahsi Bey ile Anadolu Beylerbeyi Oruç Bey'i vazifelendirir Ancak bu beyler Cüneyd'e karsi bir basari elde edemezler Bu son muvaffakiyet üzerine Aydin Bey'i olarak harekete geçen Cüneyd, Anadolu beylerini ve Bizans'i Osmanlilar'in aleyhine tahrike baslar O, bununla da yetinmeyerek Venedik ile de ticarî ve siyasî münasebetlere girisir Bununla beraber Sultan Murad'in Anadolu Beylerbeyligine tayin ettigi Hamza Bey, bu meseleyi ciddi bir sekilde ele alarak Halil idaresinde gönderdigi kuvvetler, Cüneyd'i Akhisar civarinda maglub edip onu sigindigi Ipsili kalesinde kusatirlar Cüneyd, Karamanoglu Ibrahim Bey'in yardimlarini saglamak maksadiyla gizlice onun yanina gidip bir miktar Karaman askeri ile döndüyse de, bilahare bu yardimci kuvvetlerin kaçmasi sonunda Sisam adasinin karsisinda bulunan Ipsili kalesinde oglu Bâyezid ile birlikte tutunmaya çalisir Bu arada Bizans Imparatoru VIII Ioannis ve Venedik ile temasa geçerek yeni bir saltanat müddeisini Selanik'e geçirip Rumeli'nde isyan çikarmayi tasarlar Fakat Murad Bey, Cenevizliler'den kiralanan gemiler ile onu deniz tarafindan da sIkIstirdigmdan vaziyeti gittikçe kötülesmeye ve artik müdafaada bulunamayacak bir duruma gelir Bunun üzerine Hamza Bey'e teslim olmak zorunda kalan Cüneyd, kanina girdigi insanlara karsilik 1425 yilinda öldürülür Çanakkale hapishanesinde bulunan oglu Kurt Hasan ile kardesi Hamza Bey de ortadan kaldirilarak soyuna son verilir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



KARAMANOGLU MEHMED BEY'IN ANTALYA'YI KUSATMASI VE OGLU IBRAHIM BEY'IN OSMANLI HIMAYESINE GIRMESI

Ankara Muharebesi'nden sonra Timur tarafindan yeniden kurulan Karaman Beyligi'nin basina Alaeddin Ali Bey'in oglu Mehmed Bey tayin edilmis, kardesi Bengi Ali Bey de Mehmed Bey'in hâkimiyeti altinda olmak sartiyla Nigde ve havalisine getirilmisti Mehmed Bey, Osmanlilar'dan çekindigi için bir ara Memlûk sultaninin himayesini kabul etmisti Fakat Memlûk Devleti'ne ait bazi yerlere el uzattigi için o devletle de arasi açilmisti Gerçekten de Tarsus kusatmasi yüzünden Memlûklularla arasi açilan Karamanoglu Mehmed Bey, önce Nigde'ye hâkim bulunan kardesi Bengi Ali Bey, sonra da Dulkadiroglu Nasirüddin Mehmed Bey'le giristigi mücadeleyi kayb etmis ve Dulkadirliler tarafindan esir alinarak Kahire'ye gönderilmisti Memlûk Sultani Melik Müeyyed Seyh, gerek Bursa'da, gerekse Tarsus ve Kayseri'de giristigi taskin hareketlerinden dolayi Karamanoglu Mehmed Bey'i azarlayip hapse attirmisti Onun yerine de Karaman hükümdari olmak isteyen Nigde hâkimi Bengi Ali Bey'i destekleyerek onun hükümranligini tanimisti Böylece Bengi Ali Bey, Karaman hükümdari olmustu Fakat Memlûk sultani Melik Müeyyed'in ölümünden biraz sonra hükümdarligi elde eden Seyfeddin Tatar, Mehmed Bey'i serbest birakarak memleketine gönderir Bengi Ali Bey, Mehmed Bey'in idareyi tekrar ele geçirmesi üzerine yeniden Nigde'ye çekilir

Bilindigi gibi Ankara Muharebesi'nden sonra Antalya ve Korkuteli ile civari, Timur tarafindan Hamidoglu Osman Bey'e verilmisti Osman Bey, Antalya'yi Osmanlilar'dan alamamis ise de Korkuteli taraflarinda hüküm sürüyor ve Antalya'yi da elde etmek için çare ariyordu

Gerek Çelebi Sultan Mehmed'in ölümü, gerekse Mustafa Çelebiler isyanin, meydana getirdigi karisikliklardan istifade etmek isteyen Hamidoglu Osman Bey, Antalya'yi zapt etmek istemis, fakat bu ise tek basina gücünün yetmeyecegini anlayinca Karamanoglu ile birlikte hareket etmeye karar vermisti

O dönemde, Osmanlilarin Antalya Sancak beyi olan Firuz Bey oglu Hamza Bey, bu birlesmeye mani olmak ve dolayisiyla sancagini kurtarmak için henüz iki kuvvet birlesmeden önce Korkuteli'nde bulunan Osman Bey'in kuvvetlerine baskin yapmis, Hamidoglu da bu müsademe esnasinda öldürülmüstü Bu olaydan sonra Karamanoglu Mehmed Bey, Antalya önüne gelip kaleyi karadan kusatmisti Bu sirada kaleden atilan bir gülle, Karamanoglu'na isabet ederek ölümüne sebep olmustu Böylece Antalya, hem muhasara hem de isgalden kurtulmustu Karaman ordusunda bulunan Mehmed Bey'in büyük oglu Ibrahim Bey, babasinin cenazesini alarak Karaman ordusuyla birlikte dönmüs ve Mehmed Bey'in cenazesini Larende'ye (Karaman) defn etmisti (27 Safer 826/9 Subat 1423)

Mehmed Bey'in ölümü üzerine yaninda bulunan ogullarindan Ali Bey, aralarindaki saltanat rekabeti yüzünden askerin Ibrahim Bey'i istedigini görünce kaçip Antalya kalesine siginir Ibrahim Bey ve diger kardesi Isa Bey ise babalarinin cenazesini alip memleketlerine dönerler Fakat Mehmed Bey'in kardesi Bengi Ali Bey, kardesinin öldügünü ögrenince Konya'ya gelip hükümdarligini ilân etmisti Bunun üzerine Ibrahim ve Isa Beyler, babalarinin cenazesini defn ettikten sonra Osmanlilar'a siginmak zorunda kalmislardi

Bu arada Antalya sancak beyi olan Hamza Bey de Karamanoglu Mehmed'in ölümünü ve Antalya'nin kurtuldugunu, kendisine iltica etmis olan Mehmed Bey'in oglu Ali Bey'le Sultan Murad'a arz etmisti

Ibrahim Bey, amcasi Bengi Ali Bey'in yerine hükümdar olmak üzere Sultan Murad'in yardimini istemisti Sultan Murad, eskiden beri aralarinda bulunan akrabaligi kuvvetlendirmek için Ibrahim Bey'le kardesleri Ali ve Isa'ya birer kiz kardeslerini vererek onlari kendine baglamaya çalisir Osmanli siyasetine uygun düsen bu davranisla Sultan Murad, aradaki eski düsmanliklari ortadan kaldirmayi hedefliyordu Bu düsmanligi tamamen yok etmek için onlarin her birine Rumeli'nde birer sancak da vermisti Bu arada Ibrahim Bey'e kuvvet verip onun Konya ve Larende üzerine yürümesini saglayan Sultan Murad'in bu kuvveti sayesinde Ibrahim Bey, amcasini kaçirip Konya'da Karaman Beyligi'ne hâkim oldu Fakat bunun karsiliginda da daha önce Osmanlilara ait olup Timur tarafindan Karamanogullari'na verilmis olan bazi yerleri (Hamideli Beysehir) eski sahiplerine yani Osmanlilar'a terk etmeye razi oldu (1424)

Sultan Ikinci Murad, gerek Rumeli, gerekse Anadolu'da kismen baris, kismen de mücadelelerle sagladigi sükûnetin devam etmesi için daha bazi islerin yapilmasi gerektigine inaniyordu Nitekim Amasya, Tokat ve Canik havalisindeki yerlerde bir takim küçük Türkmen aile ve asiretleri vardi Bunlar, gerek bulunduklari kalelerinin sarp olusu, gerekse devletin baska bölgelerde mesgul olmasindan istifade ile zaman zaman çevrelerini vurup eskiyalik ediyorlardi Halk, bu yüzden bir hayli sIkInti çekiyordu Hatta Solakzâde'nin ifadesine göre, insanlar bunlarin yüzünden evlerinden çikamaz hâle gelmislerdi Bunlarin normal bir hale gelmesi ve geregi gibi idareleri devleti bir hayli mesgul ediyordu Bu yerli Türkmen ailelerinden bir kismi, Ankara muharebesinden sonra Çelebi Sultan Mehmed tarafindan ortadan kaldirilmis ise de büyük bir grubu faaliyetlerine devam ediyordu Sultan ikinci Murad, lalasi Yörgüç Pasa'nin faaliyetleri sonucunda bunlarin büyük bir kismini ortadan kaldirmaya muvaffak olmustur

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



GERMIYANLI MÜLKÜNÜN OSMANLI'YA VASIYETI

Daha önce, Yildirim Bâyezid tarafindan zapt edilmis bulunan Germiyan Beyligi, Ankara Muharebesi'nden sonra yeniden dirilttirilen diger Anadolu beylikleri gibi o da tekrar bagimsizligina kavusmustu Germiyanoglu Ikinci Yakub Bey de ülkesine yeniden sahip olmustu Yakub Bey, "Fetret Dönemi" diye bilinen sehzadelerin mücadeleleri esnasinda Çelebi Sultan Mehmed tarafini tutmustu Bir ara Karamanoglu'nun tecavüzüne maruz kaldiysa da Çelebi Sultan Mehmed'in, Karamanoglu'nu yenmesi üzerine Yakub Bey, Osmanlilar'in himayesinde devletini idare etmisti

Kiz kardesinin oglu olan Çelebi Sultan Mehmed'in ölümü üzerine Yakub Bey, Osmanlilar'daki saltanat degisikliginden istifadeye yeltendi Bu yüzden Sultan Ikinci Murad'in kardesi ve Hamideli Sancakbeyi Mustafa Çelebi'ye meyl ederek Karamanoglu ile birlikte Mustafa'ya kuvvet verip yardim eder Bununla beraber Sultan Murad, Yakub Bey aleyhinde hiç bir harekette bulunmuyordu O da son anlarina kadar beyligini muhafaza etmisti Hatta Osmanli hükümdari, "Sah Ana" diye hitab ettigi Yakub Bey'in esini, Candaroglu Isfendiyar Bey'in torununu alacagi zaman gelini getirmeye göndermisti

Erkek evladi bulunmayan Yakub Bey, kiz kardesinin torunu olan Murad'i gün geçtikçe sevmeye baslar Bu sevgi, erkek evladinin olmayisi ve Osmanlilar'in ileride büyük bir devlet haline gelecegini sezmesi üzerine onun, ülkesini Osmanlilar'a vasiyet etmesine sebep oldu

Bu sebepledir ki, ilerlemis yasina ragmen Edirne'de bulunan padisahi ziyaret etmek ister Bu gaye ile yola çikan Yakub Bey, Bursa'ya gelir Oradan Çanakkale Bogazi'na kadar giderek Gelibolu'da Rumeli yakasina ayak basar Ikinci Murad, Yakub Bey'i karsilamak için Meriç ve Ergene üzerinde insa ettirmekte oldugu köprü sahasina kadar gelir Bu vesile ile Sirbistan siniri valisi Ishak Bey'in idaresinde orada yaptirmakta oldugu köprünün insaat durumunu görme imkânini da elde eder Yüz yetmis kemer üzerine kurulan ve hâlen Uzunköprü ilçesine adini vermis bulunan bu köprü, yapilis tarzindaki özellikten dolayi Ikinci Murad'in sultanlik çaginda kurulmus binalar arasinda ilk plânda yer alir

Yakub Bey, geçtigi bütün yollarda oldugu gibi Edirne'de de hürmet ve itibar görür Padisah, onu yasinin büyüklügüne ve mevkiine lâyik bir hürmetle karsilar Yakub Bey, Edirne'de misafir bulundugu siralarda büyük senlikler yapilir Devrin en büyük hekim ve sairlerinden olan Seyhî, mihmandar sifati ile onun maiyetine verilir Seyhî, gezmelerinde ona refakat etmeye ve arzularinin en küçügüne kadar bütün isteklerinin yerine getirilmesine memur edilmisti

Bu söhretli misafir, gördügü misafirperverlikten dolayi minnettar olarak ülkesine döner Sultan Murad'in, emrine verdigi askere karsi o kadar cömertçe davranir ki, Gelibolu'ya ulastigi sirada parasi tükenir O zaman padisaha bir mektup yazarak durum ve ihtiyacini bildirir Sultan Murad, Germiyan Beyi'nin mektubunu okudugu zaman:

"Cenab-i Hak, Germiyan Beyi'ni bize öyle bir kardes olmak üzere göndermis ki, kendi gelirinden baska bizimkileri de yiyor" diyerek derhal onun sanina lâyik olacak sekilde bir miktar para gönderir

Ikinci Murad'i ziyaret ettigi sirada seksenini bulmus olan Yakub Bey, ilk karsilasmada Sultan Murad'in elini öpmek istediyse de padisah elini vermez Karsilikli öpüsüp musafaha ederler Yakub Bey, ziyaretinin sebebini anlatarak içten gelen arzusunu sifahî (agizdan) arz ile ölümünden sonra memleketini padisaha vasiyet eyler O, ülkesini kizkardeslerinin çocuklarina birakmak istemiyordu

Edirne'de bir ay kadar kalan Yakub Bey, Kütahya'ya dönüsünden bir sene sonra 832 Rebiülahir (1429 Ocak)'ta vefat ederek Kütahya'da yaptirmis oldugu imâret mescidi mihrabinin arkasina defnedilir Yaninda zevcesi Pasa Kerime Hanim da vardir Yakub Bey, hastalandigi sirada yazdirip Ikinci Murad'a gönderdigi vasiyetnâmesinde ülkesini Osmanlilara vasiyet eyleyip terk ettigini tekrarlamisti Böylece Yakub Bey'in vasiyeti üzerine beyligi, Osmanli idaresine girmisti Buranin sancak beyligine de Kara Timurtas Pasa'nin torunu ve Umur Bey'in oglu Osman Bey tayin edilmistir

Aradaki fasilalar hariç olmak üzere takriben otuz sene kadar Germiyan hükümdari olan Yakub Bey, çok cömert bir insandi Bilginleri seven bir kimse olarak Yakub Bey, sarayinda pek çok sair, edip, bilgin ve tabibin bulunmasini saglamistir Edirne'de kendisine mihmandar olarak tayin edilen Seyhu's-Suara Seyhî Sinan da bizzat kendi himayesinde yetisen ve sonradan Osmanlilar'in hizmetine giren bir kimse idi

O, ilim ve fikir adamlarini himaye hususunda babasinin izini takib etmisti Türkçe'nin gelismesine hizmet etmis, meshur ilk Türkçe imâret vakfiyesini güzel bir yazi ile hak ettirerek imâretin duvarina koydurmustu

Çok cömert, eli açik, ihsani bol bir kimse olan Yakub Bey, Bursa'ya geldigi zaman Osman, Orhan, Yildirim Bâyezid ve Çelebi Sultan Mehmed'in türbelerini ziyaret eder Bu esnada henüz hayatta bulunan Emir Sultan'i da ziyaret ederek elini öper

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



SIRBISTAN VE GÜVERCINLIK KALESI MESELESI

Sirbistan, Birinci Kosova muharebesinden beri Osmanlilar'in nüfuzu altinda idi Ankara muharebesinden sonra Sirbistan himayeden çikmamakla beraber kendi lehine bazi tavizler elde etmisti Kosova muharebesinde öldürülen Lazar'in yerine Stefan Lazareviç (1389-1427) Sirp despotluguna getirildi Stefan Lazareviç, Temmuz 1427 senesinde evlad birakmadan ölünce onun yerine kiz kardesinin oglu Jorj Brankoviç, Sirp despotu oldu Osmanli tarihlerinde Vilk (babasinin adi Vulk) oglu diye bahs edilen Jorj Brankoviç'in Sirp despotu olur olmaz bazi kalelerini Macarlara terk etmesi, Osmanlilar ile Sirp ve Macarlar arasinda bazi çatismalarin çikmasina sebep oldu Bu adam, selefi ve Osmanli dostu olan Lazareviç'in gütmekte oldugu siyaseti terk ederek gerektiginde Osmanlilar'a karsi kendini müdafaa etmek ve Türk taarruzlarini kuzeye yani Macaristan'a geçirmemek için hem Alman Imparatoru hem de Macaristan Krali olan Sigismond'a kendi topraklarindan bazi mühim yerleri vermisti Bu yerlerden birisi de Sirplarin merkezi olan Semendire ile Orsova arasinda ve Tuna nehri kenarindaki Golumbaç (Kolombaç) idi Osmanlilar buraya "Güvercinlik" diyorlardi Halbuki eski despot Stefan Lazareviç, ölmeden önce burayi on iki bin duka altin borcuna karsilik "boyar" yani beylerinden birisine rehin olarak vermisti Belgrad'i isgal eden Sigismond, parayi ödemeden Kolombaç'i da almak isteyince, boyar kaleyi Osmanlilar'a terk etti

Sigismond'un, Macaristan'a açilan yollar üzerinde önemli ve stratejik bir mevkide bulunan Güvercinligi zorla almak istemesi üzerine Sultan Murad, kalenin müdafaasina kosar Macadar bir basari elde edemedikleri gibi Sigismond da ölüm tehlikesi geçirerek bir fedaisi sayesinde zor kurtulmustu Sigismond, muvaffak olamayinca Osmanlilarla anlasmak zorunda kalir ve Güvercinlik'in Osmanlilar'a geçmesini kabul eder

Belgrad'in Macarlara verilmesi üzerine hükümet merkezini daha önce Semendir'e nakl etmis olan Jorj Brankoviç, Sigismond'un basarisiz oldugunu görünce ondan ümidini keserek Osmanlilar'la anlasmaya çalisir Varilan anlasmaya göre o, her sene Osmanli hazinesine elli bin duka altin vermeyi, Macarlarla münasebetlerini kesmeyi ve padisah istedigi zaman Osmanli ordusuna asker göndermeyi kabul eder

Sultan Murad, Edirne'ye döndügü zaman hükümdarlara nâmeler göndererek yeni fetihlerini bildirir Güvercinlik ve Krusevaç gibi kalelerin ele geçirilmesiyle Osmanli sinirlari, Sirbistan'in kuzeyinde yeni gelismeler kayd etmisti Güvercinlik, Macaristan'a açilan yollar üzerinde oldugu gibi bilhassa Sirbistan'in müdafaa ve elde tutulmasina yarayacak bir mevki isgal ediyordu Onun içindir ki, zaptindan on alti yil sonra Segedin muahedesi yapilirken Güvercinlik üzerinde bir hayli durulacaktir Macaristan bakimindan çok önemli bir üs olarak kabul edildigi için burasi, her firsatta Macarlar tarafindan gözetlenecektir Hatta Fatih Sultan Mehmed, 1473 senesinde Uzun Hasan'a karsi sefere giderken Macar elçisi Padisahin ve dolayisiyla Osmanlilarin bu müskül durumundan yararlanarak Güvercinlik'in terkini veya kalesinin yikilmasini isteyecektir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



SELÂNIK VE YANYA'NIN FETHI

Birinci Murad zamaninda kusatilip alinamayan, fakat hicrî 791 (M 1394) yilinda Yildirim Bâyezid tarafindan zapt edilen Selânik, Ankara Muharebesi'nden sonra Bizans Imparatoru ile uyusmak isteyen Emir Süleyman tarafindan Bizanslilara terk edilmisti Selânik sehrinin, Osmanlilar tarafindan ilk defa olarak fethi ve bilahare tekrar Rumlarin eline geçisine dair bilgiler, Yildirim Bâyezid dönemi hadiseleri arasinda zikr edilmisti

Osmanlilar'in saltanat degisikligi ve buna bagli olarak çikan taht kavgalari fitnesi ortadan kalkip tehlikeli durumlarinin düzelmesinden sonra sira daha önce ellerine geçmis olan Selânik'in yeniden elde edilmesine gelmisti Bunun için Sultan Murad, Evrenoszâdelerle Turahan Bey komutasindaki ordusuyla Selânik'i muhasara ettirmisti Bu sirada Manuel'in oglu Andronikos, Selânik valiliginde bulunuyordu Muhasara yüzünden sikintiya düsen halk, Andronikos'un muvafakati olsun olmasin, kendilerine yiyecek vermek ve sehri mamur hale getirmek sartiyla Venediklilere satmaya karar verir Venedikliler, kendilerine sadik kalmak sartiyle Selânikliler'in tekliflerini kabul ile elli bin duka altin karsiliginda Selânik'i satin alirlar Böylece Selânik halki, para karsiliginda kendilerini yabanci bir millete satarken, Venedikliler de kan yerine keselerinden para dökerek Ege kiyilarinin en mühim sehirlerinden birine sahip olurlar Bu esnada zaten hasta olan Andronikos da Venedikliler'ce Mora'ya gönderir (H 826 / M 1423)

Sultan II Murad, Selânik'in Venedikliler'in eline geçmesini istememisti Fakat o sirada daha pürüzlü ve önemli isler oldugundan ses çikarmamis ve uygun bir zaman gözetlemeyi uygun görmüstü Sultan Murad, 1426 yilinda Ayasolug'a giderek orada bulundugu sirada Midilli, Sakiz ve Rodos ile eski antlasmalari yeniledigi zaman Venediklilerin Selânik'i almalarindan dolayi bunlarla olan muahedeyi yenilemeyerek Venedik elçisini geri çevirmisti

Padisah, buradaki islermi yoluna koyduktan sonra Edirne'ye döner Venedikliler yeni bir heyet göndererek muahedeleri yenilemek istedilerse de padisah: "Selânik, babamdan kalma mülkümdür Büyük babam Bâyezid bazusunun kuvvetiyle burasini Rumlardan aldi, eger oranin idaresi Rumlarin elinde bulunsaydi, bunlara haksizlik ettigimi belki iddia edebilirlerdi Siz ise Italya'dan gelen Latinlersiniz Buralara sokulmaniza sebep ne? Ya arzunuzla oradan çekiliniz, ya da hemen gelirim" cevabini verir Böylece elçiler bir is göremeden geriye dönerler Osmanlilar'in bu sekildeki kesin tutumu üzerine Venedikliler, ilk günlerden itibaren isi diplomatik yollarla ve gürültüsüz atlatmaya çalisirlar Sultan Murad'a defalarca elçi gönderirler ama bu çabalarin hiç birisi Sultan Murad'i bu oldu bitti karsisinda yumusatamaz Bu arada Venedikliler, sehrin zapti kadar garip ve tuhaf olan bir muameleye bas vurarak bizzat Bizanslilarin tavassutunu temin ederler Padisah, imparatorun bu tavassutunu çok garip bulmustu Ioannis'in göndermis oldugu Nikola de Gona ve Frangopulos adlarindaki elçilerine, sayet Selânik imparatora ait olsaydi orayi hiç bir zaman zapt etmek istemeyecegini, fakat Venediklilerin, imparatorun arazisi ile kendi topraklan arasina yerlesmesine de müsaade edemeyecegini söyleyerek anlari da geri gönderir

Bu müzakereler esnasinda sefer hazirliklarini da ihmal etmeyen Sultan Murad, 1430 senesi Subatinin ortalarinda Edirne'den Serez'e gelir Burada Anadolu Beylerbeyi olan Hamza Bey komutasindaki Anadolu kuvvetleri ile Sinan Bey komutasindaki Rumeli kuvvetlerini bir araya getirir Kendisi Serez'de kalarak Hamza Bey'i ileriye gönderir Bütün kusatma hazirliklari yapildiktan sonra Venedik valisinden sehrin teslimini ister Fakat Venedik valisi bunu red eder Bunun üzerine Hamza Bey sehri topla dövmeye baslar Selânikliler, Venedikliler'den donanma ve yardim istedilerse de bu yardim gerçeklesmedi Muhasara karargahina gelen Sultan Murad, sehrin bir an önce düsmesini istiyordu Venedikliler Rumlara itimad edemediklerinden kendi askerlerini Rumlarin arasina dagitmislardi Bu sekilde sehir müdafaa edilirken Rumlarin gevsekligini ve icabinda karsi tarafla anlasmalarini önlemeyi düsünüyorlardi

Umumi hücumla alindigi takdirde sehrin zarar ve tahribata ugrayacagini hesaplayan Hamza Bey, hem buna mani olmak, hem de fazla zahmet çekilmeden fethi mümkün kilmak için surlardan içeriye adamlar soktu Sayet Venedikliler, Rumlardan gelebilecek bir hainligin önünü almak üzere önceden gerekli tedbirleri almamis olsalardi belki de Hamza Bey'in adamlari gayelerine ulasacaklardi Buna meydan vermemek düsüncesi ile Venedikliler, her Rum askerinin yanina degisik memleketlerden ücretle topladiklari adamlardan kurulu yagmaci (Butineur) denilen askerden birini koymuslardi Ayrica Hamza'nin oklarinin ucuna mektuplar sararak Rumlari sehir kapilarini açmaya tesvik etmesi, buna karsilik kendilerine hürriyet ve himaye vaad etmesi de bir sonuç vermedi Çünkü Venediklilerin çok siki tedbirler almalari üzerine sehre sokulan adamlarla içeriye firlatilan mektuplarin, Rumlar üzerindeki tesirleri önlenmisti

26 Subat gecesi meydana gelen depremde halk büyük bir heyecan yasadi Fakat Venediklilerin çabasi sonucunda bu korku ve heyecan giderilerek müdafaa daha bir güç kazandi Rumlar, Venediklilere mecburen itaat ediyorlardi Hamza Bey'in tekliflerini kabul etmeyen Venedikliler'e karsi padisah, hücuma karar verir Bu, sehrin zapt edildigi zaman, âdet oldugu üzere yagmaya ugramasi demekti Hükümdar böyle bir karar almak zorunda kalmisti Çünkü daha önceki bütün baris ve teslim çagrilari cevapsiz kalmisti

28 Subat'i 1 Mart'a baglayan gece, Selânik halki arasinda genel hücumun ertesi gün yapilacagi söylentileri dolasmaya baslar Bunun üzerine halk, kalabalik topluluklar halinde kiliselerde toplanmaya basladi En fazla kalabalik ise Aziz Dimitrios'un tabutu bulunan ve içinde devamli olarak "kutsal yag" akan kilisede toplanmisti O gün aksama dogru, Osmanlilar'in, limandaki üç Venedik kadirgasini yakmasi, Venedikliler arasinda büyük bir korkunun meydana gelmesine sebep oldu Bu yüzden bütün askerlerini kaleden çekip gemilere bindirdiler Venediklilerin, sehrin savunmasindan ayrilmalari, Rumlari büsbütün perisan etmisti Bu yüzden onlardan da bulunduklari mevzileri terk edenler oldu Ertesi gün safakla baslayan genel hücum sonunda Osmanli askeri sehre girmeye basladi Bu esnada Selânik halkindan bazilari, gruplar halinde Venedik kadirgalarina binmek istedilerse de bunlar, Venedikliler tarafindan gemilere alinmazlar Selânik sehrini para karsiligi alan Venedikliler, sadece sehrin ticaretini düsünüyorlardi Zira Selânik, Ege Denizi'nde ticarî mevkii parlak bir sehirdi Fakat orada barinamayacaklarini anladiklari zaman dindaslari olan Rumlari, Müslüman olan Osmanlilar'a terk etmekten çekinmemislerdi

Öyle anlasiliyor ki sehrin umumî bir hücumla alinacagi söylentileri bosu bosuna çikarilmis bir iddia degildi Zira Mart ayinin ikinci günü sato tarafindan yapilan siddetli bir hücum ve merdivenlerle üzerlerine çikilan surlarin isgali sonunda, kale kapilarinin açilmasi ile sehir zapt edildi (27 Receb 833/2 Mart 1430) Selânik'in düsmesi, Avrupa ve bilhassa Venedik'te büyük üzüntülere sebep olmustu

Selânik zapt edilince Sultan Murad, Vardar Yenicesi ile diger sehirlerden Türk aileler getirterek buraya iskân ettirir Bu politikasi ile o, sehrin Müslüman Türk hüviyeti kazanmasina çalisiyordu O, sadece iskân ile yetinmiyerek buraya yerlestirilenler için bazi imkânlar da sagliyordu Bu sebeple Aya Dimitri (Sen Dimitrios) kilisesi hariç olmak üzere diger bütün kiliseleri camiye tahvil ettirir Hammer'in ifadesine göre bazi kiliseleri de yiktirip onlarin malzemesinden sehrin ortasinda bir Türk hamami yaptirir

Böylece Müslümanlarin rahat ibadet etmeleri ve diger sosyal tesislerden istifade etmelerini saglamisti

Osmanli kaynaklan, Selânik'in kirk günlük bir kusatma sonunda zapt edildigini yazarlarsa da yabanci kaynaklarda buranin daha kisa bir sürede zaptedildigi bildirilmektedir Subat ortalarinda baslayan kusatma, 2 Mart'ta sona erdigine göre bu sürenin çok daha az oldugu anlasilmaktadir

Selânik muhasarasi devam ederken, Amiral Andrea Moceniko komutasindaki Venedik donanmasi, Gelibolu'yu zapt etmek için ugrastiysa da bunda basarili olamadigi gibi gemi bakimindan da zayiata ugradi Zira henüz emekleme durumunda bulunmasina ragmen Osmanli donanmasi, onlarin basarili olmasina ve Gelibolu'yu ele geçirmelerine engel olmustu

Amiral Moceniko'nun yerine geçen Silvestr Morisini Selânik'in intikamini almak için 1431 yilinda Çanakkale bogazinin Anadolu yakasindaki istihkamlara ani bir baskinda bulunarak ele geçirdigi muhafizlari öldürmüs, surlarini da tahrib etmisti Bundan sonra Sultan Murad ile Venedikliler arasinda Gelibolu'da bir muahede imzalanir Bu muahede ile Selânik'in Osmanlilar'a terk edildigi belgelendirilip kabul ediliyordu Dukas'in ifadesine göre Venedikliler, Egriboz adasinin Osmanlilar tarafindan zapt edilmesinden korktuklari için böyle bir baris teklifinde bulunmuslardi

Selânik'in zaptindan takriben bir buçuk sene sonra 13 Safer 835 (9 Ekim 1431)'de Yanya Osmanli topraklarina katildi Yildirim Bâyezid zamanindan beri Yunanistan'in Epir bölgesinde Latin kökenli despotlar vardi Osmanlilarin yüksek hâkimiyeti altinda bulunan ve merkezi Yanya olan Epir despotu Karlotoçi (Carlo Tocco) ölünce ogullari arasinda hâkimiyet mücadelesi bas göstermisti Bunlardan Memnon adindaki ogul, Osmanlilar'dan yardim ister Bunun üzerine Sultan Murad, Karaca Pasa komutasinda gönderdigi kuvvetler ile Memnon'a yardim edip onu arzusuna kavusturur Bununla beraber yerli Ruro halki, ogullar arasinda meydana gelen bu mücadele ile Latinlerden memnun degildir Bu yüzden aradan fazla bir zaman geçmeden Yanya halkinin ileri gelenlerinin meydana getirdigi bir heyet, o siralarda Selânik civarinda bulunan Sultan Murad'i ziyaret eder Heyet, halkin hürriyetine, örf, âdet ve ibadetlerine dokunmayacagina dair Sultan Murad'dan bir ferman aldiktan sonra sehrin anahtarlarini kendisine teslim eder Sultan Murad, Yanya'yi teslim almak için Karaca Pasa'yi görevlendirir Karaca Pasa'nin sehri teslim almasindan sonra buraya da Türkler iskân edilir

Yanya'nin baris (sulh) yolu ile alinmasi ve özellikle halkin istegiyle Osmanli idaresinin kabul edilmesi, Osmanli idare ve adaletinin, Balkan halklari üzerinde nasil iyi bir tesir meydana getirdiginin göstergesidir Kendi dindaslari olan Latinlerin zulüm ve çekismesinden bikan halk, adalet ve hak sinasliklarina güvendikleri Osmanliya baglanmayi tercih etmisti

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



BALKANLAR'DAKI YENI OLAYLAR

Macarlar, eskiden beri Balkanlar'daki milletlerin Osmanlilar'a karsi tavir koymalarini istiyor ve kendilerini bölge halklarinin bir çesit hâmisi kabul ediyorlardi Bu yüzden, Eflâk ve Sirbistan'in Osmanlilar'la olan baglantilarini kesmekte kakarli görünüyorlardi Durumun nezaketini bilen Osmanli devlet adamlari da buna karsi tedbir almakta gecikmiyorlardi Onun için de zaman zaman çatismalar meydana geliyordu Bu çatisma ve anlasmazliklara ilaveten bölgede iç karisikliklarda sürüp gidiyordu Devamli karisikliklara sebep olan bölgedeki olaylari Eflâk ve Sirbistan hadiseleri olmak üzere iki kisma ayirmak mümkündür

EFLÂK HÂDISELERI

Eflâk'in söhretli voyvodasi Mirça'nin ölümünden sonra bölge, senelerce sürecek olan iç karisikliklara sahne olacaktir Bu mücadeleler esnasinda voyvodalarin bazilari Macarlar, bazilari da Osmanlilar'dan yardim göreceklerdir Eflâk'taki iç mücadele Mirça'nin kardesinin çocuklari olan Dan'lilar ve Mirça'nin oglu Vlad Drakula'nin torunlari olan Drakul'lular arasinda cereyan ediyordu Bu mücadeleler sebebiyle voyvodalar makamlarini yeterince saglama alamadiklari gibi bu dönem Eflâk kaynaklari da kifayetsiz olduklari için voyvodalarin saltanat tarihlerinde karisikliklar bulunmaktadir

Mirça'nin ölümünden sonra kardesinin oglu Dan, Eflâk voyvodasi olmustu Fakat bu voyvoda, Bogdan prensinin yardimini alan Vlad Drakul tarafindan öldürülür Dan'in oglu Osmanlilar'dan yardim istedigi için kendisine yardim edildiyse de bunda iyi bir basari saglanamadi Bu yüzden bu da babasi gibi Vlad tarafindan öldürülür(1431) Vlad, bu cesareti, Macarlarin ve bilhassa Sigismond'un kendisini himaye etmesinden aliyordu Dukas ve Hammer'in ifadelerine göre Eflâk Beyi (voyvodasi) Vlad, ya insafsiz ve zâlimliginden veya Sigismond'un kendisine verdigi Dragon nisanindan dolayi Drakul (Eflâl dilinde hilekâr, Seytan) lakabi ile aniliyordu Vlad, bütün bu himayelere ragmen Sigismond'un kendisini Türklerin elinden kurtaramayacagini düsünerek rakiplerine galip gelmekle birlikte Osmanlilar'a da sokularak görünüste onlara olan bagliligini göstermek istiyordu Filhakika Vlad Drakul, Osmanli hükümdarinin, Karaman seferine hareket edecegi esnada bizzat Bursa'ya kadar gelerek bagliligini arz ve Sultan Murad'in Macaristan'a yapacagi seferlerde kendisine her türlü kolayligi gösterecegini vaad ettigi gibi böyle bir seferde Osmanli ordusuna klavuzluk edecegini de taahhud eder Bu arz-i ubûdiyetten memnun olan Sultan Murad, onu tekrar ülkesine gönderir

Büyük bir idarî ve diplomatik tecrübeye sahip olan Osmanli devlet erkâni, Vlad'in iki yüzlülügünü çok iyi biliyordu Bu sebeple onun Macarlarla olan münasebetlerini bozmak için ayni sene (1432), yanina asker vererek onu Transilvanya'ya akin yapmaya memur eder Bu sekilde, Vlad Drakul vasitasiyle Macarlara büyük bir darbe indiren Sultan Murad, bilahare Macarlarla dostlugu yenilemek ister Zira Sultan Murad, Macaristan ile dostça münasebetlerin faydali olacagini düsünür Bu sebeple Imparatorun bulundugu Bâl sehrine tantanali bir elçilik heyeti gönderir Sigismond, heyeti Bas kilisede ve bütün hükümdarlik alametleri üzerinde bulundugu halde kabul eder Bu elçilik erkânindan on iki kisi ilerleyerek Imparatora altin sikkelerle dolu on iki altin kupa, bir takimi sirma islemeli, bir takimi da kiymetli taslarla süslü ipekli elbiseler sunar Böylece mütareke yenilendikten sonra Sigismond, Sultan Murad'in elçilerini gayet sahane bir surette taltifederek birçok hediyelerle Padisahlarina gönderir (Kasim 1433)

SIRBISTAN HÂDISELERI

Eflâk voyvodasi Vlad Drakul gibi Sirp despotu Jorj Brankoviç te Macarlara dayanip onlardan yararlanmak istiyordu Zaten Macarlar da Sirp despotunu Osmanlilar aleyhine tesvikten geri kalmiyorlardi Sirbistan'in iki önemli sehrinden Belgrad'in Macarlar, Güvercinlik'in de Osmanlilar elinde bulunmasindan dolayi her iki devletin Sirbistan üzerindeki dikkatleri daha fazla hassasiyet kazanmisti Sirp despotunun Osmanli Devleti'ne sadik görünmesine ragmen el altindan da Osmanlilar'in aleyhindeki bazi hareketleri, Üsküp Sancak Beyi Ishak Bey tarafindan haber alinip merkeze bildirildiginden, onun komutasindaki bir ordu ile Sirbistan içlerine dogru bir akin yapilir Bu akinla, Sirp despotunun Macarlarla olan alâkasini kesmek ve Osmanlilar'a olan bagliligini güçlendirme hedeflenmisti

Ishak Bey komutasindaki Osmanli ordusunun Sirbistan ortalarina kadar bir akin yapmasi, Sirp despotu Brankoviç'i telaslandirir Bu yüzden Macarlarla olan münasebetlerini kesmeyi ve kizi Marya (Mara)'yi Osmanli hükümdarina zevce olarak vermeyi kabul ederek barisi saglayabildi Sarica Pasa, Osmanlilara olan baglilik yeminini ettirmek ve padisahin nisanlisini getirmek üzere Jorj Brankoviç'in sarayina gider Bununla beraber yine ayni sene (1433) içinde, Evrenoszâde Ali Bey'in Macaristan'a yaptigi bir akinda basarili olamamasi, Brankoviç'i yeniden Macarlarla münasebetlerini gelistirmeye yöneltir Hatta kizini padisaha nisanlamis olmasina ragmen onun henüz küçük oldugunu ileri sürerek dügünün yapilmasini da tehir eder

Iki yüzlü harekette Eflâk voyvodasindan da usta davranan Jorj Brankoviç, Macar Krali Sigismond ile birlikte Karamanoglu Ibrahim Bey'le gizlice anlasarak onu, Osmanlilar aleyhine kiskirtmaya ve bir takim faaliyetlerde bulunmaya sevkeder Bundan cesaret alan Ibrahim Bey, Osmanli ülkesine saldiracak ve bazi yerleri ele geçirecektir Fakat ileride de bahs edilecegi gibi Sultan Murad, Karamanoglu Ibrahim Bey'in hakkindan geldikten sonra tekrar Rumeliye dönecektir Durumun kendi aleyhindeki vehametini görmekte gecikmeyen Brankoviç, padisahin hiddetini teskin ile dikkatini baska seyler üzerine çekebilmek için kizi Mara'yi aldirmasi istirhaminda bulunacaktir Sultan Murad, pasalarini toplayip kendileri ile bu durumu görüsünce pasalar "almak gerek sultanim" demislerdi Bunun üzerine sultan da "tedarik neyse edin" diyerek Kizlaragasi Reyhan Aga ve Oruç Bey ile Sirp sinirlari üzerinde toplanmis olan askerin komutani Ishak Bey'in esini gelini almak üzere bir heyetle Üsküp'e, oradan da Semendire'ye gönderir Âsikpasazâde hadiseyi su ifadelerle nakl eder:

"Bir kaç günlük yol kalinca Vilk oglu, kâfir beylerinin hatunlarini karsi gönderdi Acayip konukluklar eyledi Gayet iyi tazimle Semendire'ye getirdiler Onda dahi nihayetsiz konukluklar etti Çeyizinin hesabini yazmislar Defterini Özbek Aga'ya verdiler Vilk oglu demis ki: "Ben çeyizi kizima vermedim, Hünkâra verdim, dilerse bu câriyesine versin, dilerse gayri câriyesine versin" Elhasil kizi Edirne'ye getirdiler hünkâr kendine dügün etmedi "Bir sipahi kâfirin kizina ne dügün gerek" dedi Ve her ne kim Vilk oglu dedi, onu Hünkâr'a dediler Hünkâr eder "Benim câriyelerime verecegim yok mudur ki onun kizinin çeyizini vereyin" dedi Hiç nesne kabul etmedi Geri çeyizini ol kiza verdi Bir sehl zaman durdu, Bursa'ya gönderdi Isfendiyar kizi dahi Bursa'da idi, onu Edirne'ye getirdi"

Jorj Brankoviç, mutad merasimle, kizini Osmanli sarayina götürmek üzere gelen heyete teslim eder Edirne'ye gelen Mara oradan da Bursa'ya gönderilir

Sultan Murad, kizi Mara'yi Edirne'ye göndermis olan Jorj Brankoviç'e pek güvenemiyordu Bu sebeple Sirp despotu ile Eflâk voyvodasinin Macarlar'la arasini iyice açarak kendisine baglanmalarini saglamak için Macaristan harekâtina katilmalarini emr eder Padisahin emri geregince Jorj Brankoviç ve Vlad Drakul 1438'deki Macaristan akinina katilirlar Her iki hükümdarin Evrenoszâde Ali Bey komutasindaki akinci kuvvetlerine iltihaklarini müteakip Demirkapi üzerinden Tuna nehri âsilir Birbuçuk ay kadar süren akinlar esnasinda, Transilvanya'da bazi sehirler zapt ve kaleler de tahrib edilir Bu akinlar esnasinda birçok ganimet elde edilir

Sultan Murad, 1438 kisinda Brankoviç'in kizi Mara ile evlendi Bununla beraber Sirbistan hududundaki Türk kuvvetlerinin komutani olan Ishak Bey'den aldigi raporlar, kayinpederine itimad edilemeyecegini gösteren delillerle dolu idi Sultan Murad, müstereken icra edilen Transilvanya akinina ragmen Macarlarla aralarinin açilmadigini görünce, Sirbistan problemine kesin bir çözüm getirme kararma varir Buna göre Karamanoglu'nu tahrik edenlerden birisi daha bütünüyle ortadan kalkacakti

Sultan Murad, Brankoviç'in, Semendire'nin anahtarlari ile birlikte Edirne'ye gelmesini emr eder Brankoviç, itaat edecek yerde, büyük oglu Greguar'i Semendire'nin tahkim ve müdafaasina memur eder Kendisi de diger oglu Lazar'i yanina alarak Sigismond'a halef olan Albert'e siginir

Sultan Murad, Brankoviç gibi Eflâk Voyvodasini da davet etmisti

Voyvoda Drakul, Jorj Brankoviç'i taklid etmeyerek padisahin dâvetine icabet eder Vlad Drakul, ordugâha gelince yakalanarak Edirne'ye gönderilir Edirne'den de Gelibolu'ya yollanarak haps edildiyse de iki oglunu rehin olarak birakmayi kabul ettiginden hapiste uzun süre tutulmayarak serbest birakildi Vlad Drakul ülkesine dönerek yine eski makamina geçer

Sultan Murad, Sirbistan isini kesin bir sonuca baglamak için Semendire üzerine kuvvet sevk eder Brankoviç'in oglu tarafindan müdafaa edilen Semendire, üç ay müddetle kusatilir Bu esnada, Sirbistan islerini çok iyi bilen Ishak Bey, hacdan dönünce kusatmanin siddeti artirilir Bu siddetli kusatmaya tahammül edemeyen Semendire, 1439 yilinda teslim olur Asikpasazâde, sehrin fethinden hemen sonra onun Müslüman Türk sehri haline getirilmesi için kadi tayin edildigini, Cuma namazinin kilindigini ve hisarina asker kondugunu yazar Sehri müdafaa edenlerle birlikte esir düsen Greguar, daha önce rehine olarak Edirne'ye gönderilmis bulunan kardesi Stefan ile birlikte Tokat'a yollanarak hapsedilir

Semendire muhasarasi devam ederken bir Macar ordusu sehrin imdadina geldiyse de Ishak Bey ile Timurtas Pasaoglu Osman Çelebi tarafindan maglub edildikten baska Macaristan'a da akinlar düzenlendi Osmanlilar bu sefer esnasinda pek çok esir ve ganimet aldilar Seferde bizzat bulunmus olan tarihçi Âsikpasazâde, "esirlerin sayisinin çok fazla oldugunu, kendisinin bile bes esir satin aldigini, esirlerin fazlaligi sebebiyle fiyatlarinin düstügünü, hatta bir askerin, güzel bir cariyeyi bir çift çizme ile mübadele (degistirdigini) ettigini" yazar

Sultan Murad, bu sefer esnasinda, eteklerinde kuruldugu dagin madenlerinin çoklugundan dolayi "Sehirler anasi" diye adlandirilan Novaberda'yi bizzat kendisi yeniden feth ederek ele geçirdi (1439) Böylece Sirbistan'in diger sehir ve yerleri de zapt edilmis oluyordu Novaberda, daha önce zapt edilmis ise de fetret döneminde tekrar Sirplara iade edilmisti Maden ocaklari ile meshur olan Novaberda, asirlarca Osmanli ordusunun mermi ihtiyacini kullanmada hizmet görmüstü

Sirbistan'a karsi yapilan hareket, Bosna Krali Tvartko'yu korkuttugundan, Osmanli hazinesine daha önce vermekte oldugu yirmi bin duka altini yirmi bes bine çikarmisti

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



BELGRAD'lN MUHASARASI

Tarihî kronoloji itibari ile Karaman seferinden sonra olmasina ragmen, olaylarin akisi içinde Sirbistan hadiseleri ile yakin ilgisinden dolayi bu muhasaradan bahs edildikten sonra, Karaman olaylarina temas edilecektir

Sirbistan'in fethinden sonra Belgrad için de bir seyler yapmak gerekiyordu Zira o siralarda Macar hâkimiyetinde olmakla beraber Belgrad, gerçekte bir Sirp sehri idi Filhakika o tarihlerde Bohemya'da meydana gelen krallik mücadelesi ile Alman Imparatoru ve Macaristan Krali Albert'in ölümünden dolayi meydana gelen çekismeler, Sultan Murad'i düsüncesini gerçeklestirmeye yöneltmisti O, bu sehrin stratejik durumunu çok iyi biliyordu Bunun için de "Belgrad, Engürüs vilayetinin kapisidir" diyerek onun askerî önemini ortaya koyuyordu Sultan Murad, Belgrad'i muhasara için önce Evrenosoglu Ali Bey komutasinda bir ordu gönderdi Arkasindan bizzat kendisi de bu kusatmaya istirak etti Kusatma hem karadan hem de nehirden yapiliyordu Osmanli toplari kaleyi dövmeye baslayinca ondan büyük bir parçayi yikip bir gedik açtilar Osmanli birlikleri buradan içeri daldilarsa da siddetli bir mukavemetle karsilastilar Sehri Zovan adinda Raguza'li bir rahip müdafaa ediyordu Evrenosoglu kusatmayi kaldirmadi Surun etrafindaki hendek kenarina kadar büyük bir siper kazdirdi Bu arada kale burçlarindan, kendisini rahatsiz edenleri de kaçirdi Polonya Krali iken ayni zamanda Macaristan kralligina da getirilmis olan Viladislas, Sultan Murad'dan kusatmayi kaldirmasini rica etmis ise de buna pek aldiris edilmedi Bu siralarda Macaristan içlerine dogru da akinlar devam ediyordu Fakat alti ay kadar devam eden Belgrad kusatmasi, zamanin uzamasindan dolayi kaldmldi

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



KARAMAN SEFERI

Murad Bey'in destegi sayesinde idareyi elde edip is basina gelmis olmasina ragmen, Karamanlilar'in, Osmanlilar'a karsi takib ettikleri tarihî ve daimî düsmanlik siyasetine devam etmekte mahzur görmeyen Ibrahim Bey, mevkiini ve yerini kuvvetlendirdikten sonra Sirp despotu ve Macarlar'la ittifak ederek Osmanlilar'in aleyhindeki faaliyetlerine baslar Osmanlilarin, Rumeli'deki sIkIsik durumlarindan devamli olarak istifade etmeyi adeta bir prensip haline getiren Karamanlilar, bu sefer de rollerini Ibrahim Bey vasitasiyle oynuyorlardi

Evrenoszâde Ali Bey'in, Macaristan'a yaptigi bir akinda muvaffak olamamasi üzerine, Balkanlar'daki Hiristiyanlarla is birligine giren Ibrahim Bey, 1433 senesinde de Sirp ve Macarlar'la birleserek Osmanlilar'in aleyhinde bir ittifak kurmustu

Karsilikli anlasmalar geregince Macarlar ile Sirp despotunun Tuna'yi geçip Güvercinlik (Kolambac) kalesine taarruzlari esnasinda Karamanoglu Ibrahim Bey de Beysehir'den sonra Hamideli'ni isgal etmeye baslayarak bu sancagin beyi olan Sarabdar Ilyas'i esir almisti Rumeli islerinin kritik bir vaziyet arz etmesinden dolayi yerinden ayrilamayan Murad Bey, her iki tarafi da tarassut ediyordu Bununla beraber Rumeli'ndeki isler yüzünden Edirne'yi birakip Karamanoglu'nun üzerine gidemiyordu Karamanoglu da bunu bildigi için isgal sahasini gittikçe genisletmeye çalisiyordu

Sultan Murad, Sinan Pasa komutasinda bir ordu sevk ederek Macarlari maglub eder Maglub olan Macarlar'dan bir kismi Tuna nehrinde bogulurken krallari da zor kurtulmustu (1433)

Sultan Murad, Güvercinlik önünde kazanilan bu zaferden sonra Rumeli'ndeki vaziyetin düzeldigini görünce vezir Saruca Pasa'yi Edirne muhafazasinda birakarak Karamanoglu'nun üzerine yürür Aksehir, Konya ve Beysehri'ni alan Sultan Murad, Bozkir'a kadar gidip Karamanoglu'nu takib eder Yaninda bulunan Karamanoglu Isa Bey'i de Karaman hükümdari ilan edip, Ibrahim'i sonuna kadar takib edecegini açikça ortaya koyar Buna karsilik Ibrahim Bey, âlimlerden Mevlânâ Hamza vâsitasiyle özür dileyerek barisa talib olur Padisahi bu konuda ikna etmek için Mevlânâ Hamza, epey dil döker Bunun üzerine Sultan Murad:

"Senin hatirin için günahindan vaz geçelim, fakat onun bu makama gelmesi bizim yardimimizla olmustur Simdi onu azl ederek biraderi Isa Bey'i Karaman Bey'i yapmayi uygun gördüm" deyince Mevlânâ Hamza, Padisahin ayaklarina kapanarak onu düsüncesinden vaz geçirir Sonunda is, Osmanlilar'dan aldigi yerleri iad etmekle tatliya baglanir Sultan Murad, Sükrüllah'i (Behcetü't-Tevânh adli eserin müellifi) Karamanoglu'na elçi olarak gönderir

Osmanlilar'a karsi giristigi tecavüzden dersini aldiktan kisa bir müddet sonra Dulkadirogullan'na ait Kayseri'yi zapt etmesi, Ibrahim üzerine yeniden kuvvet gönderilmesine sebep oldu

Bu son gelismeler karsisinda Macarlar'la ayni zamanda hareket eden Sultan Murad, Macarlar'in maglubiyeti üzerine 1437 baharinda tabiî müttefiki Dulkadirlilarla beraber dogudan ve batidan Karaman ülkesine taarruz eder Tokat'tan yola çikan kuvvetli bir Osmanli ordusu, Maras Bey'i Dulkadirli Süleyman Bey'le birlikte Kayseri'yi kusatirken, Murad Bey de Rumeli ve Anadolu kuvvetleri ile Aksehir'e girer Böylece Karamanlilari, isgal ettikleri yerlerden çikarir Ibrahim Bey, Ikinci Murad'in kiz kardesi olan haniminin ricalari üzerine bu sefer de af edilir

Daha önce de belirtildigi gibi Sultan Murad, kizkardeslerinden birini de Karamanoglu Ibrahim Bey'in kardesi olan Isa Bey ile evlendirmisti Isa Bey, Ikinci Murad tarafindan Hamideli sancakbeyligine getirilmisti Karaman Devleti'nin yanibasindaki bir Osmanli sancaginin basina, Ibrahim Bey'in en büyük rakibinin getirilmis olmasi onu ürkütmüstü Bu korku yüzünden olsa gerek ki, 1437 yili sonlarina dogru Ibrahim Bey, kardesi Isa Bey ile giristigi bir vurusmada onu öldürür

Bu arada, Osmanlilar'in Dulkadirogullari'ni himaye etmesini bir türlü hazmedemeyen Memlûklular, Karamanoglu'nun Osmanlilar karsisinda ezilmesinden dolayi endiseye kapilirlar Zira bu, Osmanlilarin tek baslarina Anadolu'nun hâkimi durumuna gelmeleri, ve Anadolu'da kendilerine ait olan topraklarin kaybi demekti Osmanlilar ile Memlûklular arasinda Karaman ve Dulkadir gibi tampon devletlerin bulunmasi, Memlûk Devleti için bir garanti olarak görülüyordu Bunlarin, Anadolu'da Osmanlilari ezip ortadan kaldirmalari imkânsizdi Fakat fütuhatçi olan ve dünyanin en müsait jeopolitik mevkiinde yerlesmis bulunan Osmanlilarin Memlûklulari ezmesi imkân dahilinde idi Bu durumu bilen Memlûk idarecileri, Osmanlilarla savasmak üzere bizzat sultanlarinin sefere çikmasini bile düsünmüslerdi Fakat Sultan Murad'in Anadolu'da kalmayip Rumeli'ye geçmek üzere oldugu haberinin gelmesi üzerine sultan bu tasavvurundan vazgeçer Bununla beraber Suriye valisine Anadolu islerine çok dikkat etmesi emrini verir

Alıntı Yaparak Cevapla

Sultan İi.Murad Dönemi

Eski 10-10-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sultan İi.Murad Dönemi



SAHRUH'A KARSI TAKIP EDILEN OSMANLI SIYASETI

Sultan Murad, dedesi Yildirim Bâyezid zamaninda oldugu gibi bir anda kendisinin de yeni bir tehlike ile karsi karsiya geldigini görür Bütün bati Hiristiyan dünyasini sevince bogan bu tehlike, dogudan geliyordu Venedik gibi bazi Hiristiyan devletler ise bu tehlikeyi bir silah gibi kullanarak bazi Osmanli sehirlerini istila ümidine bile kapilmislardi

Timur'un çok dindar oldugu söylenen oglu Sahruh (1404-1447), Anadolu ve Iran'da babasi tarafindan tesis edilen füli durumu yeniden iade etmek arzusunda oldugundan Anadolu'daki olaylari yakindan takib ediyor ve mektuplari ile bazi durumlari tasvib etmedigini bildiriyordu Öbür taraftan, önce Timur'un sonra da Sahruh'un destegini saglayan Akkoyunlu Bey'i Karayülük Osman Bey, ona bir mektup göndermisti Mektubunda Anadolu beylerinden Karamanoglu Mehmed Bey, Isfendiyar Bey, Hamidoglu Hüseyin, Cüneydoglu Hamza ve Dulkadir Bey Süleyman ile Birlikte Bizans ve Trabzon imparatorlari da dahil olmak üzere Gürcü meliklerinin de emrine girmek için kendisini beklediklerini yazmisti

Timur'un yaptigi tahribati unutmayan Osmanlilar, içislerinin karisik olmasina ragmen, kudretini devam ettiren Sahruh'un ölümüne kadar (1447) ona açiktan açiga cephe almaktan uzak durmuslardi Sultan Ikinci Murad, Memlûk ve Karakoyunlular gibi Timurlulara kafa tutmayi düsünmüyordu O, dedesi zamanindaki Timur hadisesinden iyi bir ders almisa benziyordu

Sultan Murad, Memlûk Devleti ile de iyi geçinmeye dikkat ediyordu Bu devletin, Anadolu siyasetine karsi kötü bir tavir takinmamaya itina ediyor, onlarin çogu zaman Osmanlilar'in tabii olan Karaman ve Dulkadirogullari'nin islerine müdahale etmelerine ses çikarmiyordu Zira o, Balkanlar'in ve Anadolu'nun mutlak hâkimi olmadan, bu ülkelerdeki tabi devletleri ortadan kaldirmadan, Timurlular ve Memlûklular gibi kudretli Müslüman dogu devletleri ile, sonunun nereye varacagi ve nasil bitecegi belli olmayan bir mücadeleye girmenin hiç bir faydasi olmayacagini biliyordu

Bütün Anadolu topraklari üzerinde metbûluk iddiasinda bulunan Sahruh, Memlûklularin, Anadolu siyasetine karsi açik bir sekilde cephe aliyordu 1437 yilina kadar Memlûk yöneticilerinin Osmanlilarla hemen hemen hiçbir ihtilafi olmadi Hatta Sahruh, Anadolu'ya girince bunlar, dört elle Osmanli dostluguna sarildilar Karamanoglu Ibrahim Bey de bu yüzden onlara karsi cephe aldi Zira bir Osmanli Memlûk ittifaki demek Karaman Beyligi'nin haritadan silinmesi demekti

Sahruh'un, 17 Eylül 1429'da Selmas Meydan savasinda Karakoyunlularla müttefiklerini perisan etmesi ile Anadolu ve Suriye yollari bütün genislikleri ile onun önünde açilmis bulunuyorlardi O zamana kadar Sahruh'un aleyhinde olabilecek herhangi bir faaliyette bulunmamakla beraber Sultan II Murad, bu durumdan endise duyuyordu Sultan Murad'in bu endisesinin farkina varan Venedik, bu tehdidi siyasî bir manevra ile kendi lehine çevirmeye yeltendi ise de Sultan Murad'dan istedigini elde edemedi Sahruh'un, adi geçen savasi kazanmasi, Misir'da da büyük endiselere sebep olmustu Buna karsilik Osmanli Memlûk yakinlasmasi daha bir perçinlenmis görünüyordu Sahruh'un Herat'a dönmesi ile bu iki büyük devlet rahat nefes aldilar

Sahruh'un üçüncü Azerbaycan seferine çikmasi (1435), Osmanlilarca yeni bir tehlikenin isareti olarak görüldü Buna karsilik Avrupa'da ise büyük ümit ve hayaller uyandi Zira Yildirim Bâyezid döneminde oldugu gibi, II Murad'in da basina bir felâketin gelmesi artik an meselesiydi Bu da onlar için Osmanlilar'in ortadan kalkmasi ve Avrupa'nin, Müslümanlardan temizlenmesi demekti

Karakoyunlu hükümdari Iskender Bey, Sahruh'un oglu Muhammed Cuki Mirza'nin önünden kaçarak Tokat'a gelip siyasî mülteci olarak Osmanlilar'a siginir Ibn Hacer'in ifadesine göre Iskender Bey, ulak gönderip kisi Tokat'ta geçirmek üzere II Murad'dan müsaade ister Bunun üzerine Sultan Murad, Amasya valisi olan Yörgüç Pasa'ya Iskender'in lâyik oldugu sekilde agirlanmasini emr eder O, bununla da yetinmeyerek Karakoyunlu beyine on bin altin ile sirmali elbiseler, islemeli silahlar, altin egerli atlar, köle ve câriyeler göndermisti Yine padisahin buyrugu üzerine Yörgüç Pasa da Iskender'in askerleri için lazim olan bin kepenek, iki bin çul ve torba ile davar vesair hayvan tedarik etmisti

Bu esnada Sahruh, kalabalik ve muazzam ordusu ile Azerbaycan'da bulunuyordu Bu ordunun tehdid sahalarinin nerelere kadar uzanacagi pek kestirilemiyordu Iskender Bey'in Osmanlilar'a siginmasi, babasi Kara Yusuf Bey'in Yildirim Bâyezid'e ilticasina benziyordu II Murad, Iskender

Bey'i reddetmeyi hükümdarlik serefi ile mütenasib görmemekle beraber, Timurlulara bagli olan ve ikide bir ayaklanan bu Karakoyunlu hükümdarlarindan da kurtulmak istiyordu Zira o dönemin en güçlü ordusuna sahip olan bu Türk Hakanligi ile sonu nereye varacagi belli olmayan bir savasa girmek istemiyordu

Baharin gelmesi, Sultan II Murad'a bu beyi topraklarindan uzaklastirma firsatini vermisti Çünkü Iskender Bey'in askerleri, baharla birlikte yöredeki halka saldirmaya, onlarin çoluk çocuklarini esir etmeye ve mallarini ellerinden almaya baslamislardi Bunlara engel olamayan Yörgüç Pasa, durumu Sultan Murad'a bildirir Böyle bir karsiliga cani sikilan Osmanli Padisahi, Anadolu Beylerbeyi olan Timurtas Pasa oglu Umur Bey'i, Iskender'in üzerine gönderir Ona, ilk önce Iskender'e memleketi güzellikle terk etmesinin bildirilmesini, bundan bir netice alinmadigi takdirde üzerine varilarak zorla hudud disi edilmesini emr eder Umur Bey, aldigi emir üzerine Iskender Bey'e bir mektup yazarak memleketi terk etmesini ister Bu mektup üzerine Iskender, askerlerini alip Osmanli ülkesini terk eder Zira artik Osmanli ülkesinde kalmak tehlikeli bir hal almistir Buna, 1436 baharinda Sahruh'un bütün Anadolu devletlerine onu kabul etmemeleri gerektigine dair gönderdigi mektup da ilave edilirse artik Iskender Bey için yapilabilecek bir seyin kalmadigi anlasilir O da Tebriz'e gidip Sahruh'a boyun egmeyi uygun görecektir Sahruh da isi daha fazla ileri götürmek istemez Irkdas ve dindas devletlerle mecbur kalmadikça harbe girmenin bir mânâsi yoktu O da Herat'a döner

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.