Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi > Fikir & Yenilikleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atamizin, müthis, zekasi

Atamizin Müthis Zekasi

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atamizin Müthis Zekasi



Çağın en büyük Dahisi ve ATATÜRK geleceğimi görüyordu?

Bazı bilim adamlarına göre geleceği görme yeteneğinin merkezi,diansefal dediğimiz ve sempatik sinir sisteminin birleştiği beyin merkezidirBu sinir sistemi,Merkezi Sinir Sistemi denilen ve vücut hareketleri yani bilinçli hareketleri kontrol eden sinir sisteminden büsbütün başkadırBilginlere göre ,Diansefal,beynin en eski ,yani atalarımızda ilk olarak gelişen beyin kısmıdırBelki de tarihten önemli insanın içgüdüleri ile hareket etmesini temin eden altıncı his,beynin bu merkezindeydiBugünkü hayatımızda merkezi sinir sistemimizin faaliyeti o kadar fazlaydı ki,”diansefal” altıncı his ortaya çıkarmıyorAncak belli sayıdaki kişilerde kendisini gösterebiliyorGelecekten haber alabilmek için yetenekler ise daha ender ortaya çıkıyorBu görüş doğruya,Atatürk ,Cayce,Messin gibi duyarlı kişilerde beynin bu bölümünü daha faal olduğu düşünülebilir Beynin bu bölümünün altıncı his ile irtibatı tama olarak nedir? Atatürk"ün yaşamında “geleceği görme” gücünün kanıtları bulunmaktadırEn basit örnek Kurtuluş Savaşı"nda görülmüştür zaten Örneğin Muhiddin Arabi"nin gelecekle ilgili yazdığı kitabında,büyük ihtimalle Atatürk"ü kastettiği anlaşılmaktadır:

“Devleti Aliyye yıkılacakBatıdan uzun boylu,mavi gözlü bir adam gelecek

Baktığı zaman karşısındaki insanı eritecekSerbest Fırka kuracak

Adına da Serbest Cumhuriyet denilecek

Dünyaya milletini tanıtacak ve 15 sene hükümdarlık sürecek”

ESRARENGİZ HİNTLİ MİHRACE "NİN SIRRI HALA ÇÖZÜLEMEDİ…

Bilindiği gibi Hint halkı,Kurtuluş Savaşı"nda,Atatürk"ü ve Türk halkını yalnız bırakmamış ve maddi-manevi olarak ,Türk halkının yanında yer almışlardı Kurtuluş Savaşı'ndan yıllar sonra ,1929 yılında,Bir Hintli Mihrace,Atatürk"ü Pera Palas"taki(ayrıntılı bilgi için medya yorumlarına bakabilirsiniz) 101 no"lu odasında ziyaret etmeye gelmişti…

Ne amaçla ziyaret ettiği bilinmemesiyle birlikte bir başka nokta da,Mihrace"nin kim olduğudurMihrace"nin ,Atatürk"e sunduğu hediyenin kendisinde de bir sır gizliydi… Bu hediye altın sırmalı Hint işi bir ipek seccadeydi

Seccadenin üzerindeki desende,bir şamdanın asılı olduğu bir düz kemeri;her iki yanında birer güvercini bulunan,beş kubbeli bir diğer kemerin çevrildiği görülüyorduBordür motifi,fillerden oluşuyordu Desenin en ilginç unsuru ise,her iki kemerin arasındaki,dal kıvrımı ve gül motifleriyle süslü boşlukta yer alan romen rakamlı bir saat kadranıydı: Bu saat 0908"i gösteriyordu Seccade halen Perapalas"da bulunmaktadır

BULGAR IVAN MANELOF"A SÖYLEDİĞİ KEHANETLER…

Mustafa Kemal başından beri Türk Milleti"nin yaşadığı zor koşullardan sıyırıp çıkaracağını biliyordu1906"da Bulgar Ivan Manelof ile Selanik"de yaptığı konuşmalardır:

“Bir gün gelecek,ben,hayal olarak kabul ettiğiniz bu inkilapları başaracağımMensup olduğum Türk Milleti bana inanacaktır Düşündüklerim demogoji mahsülü değildirBu millet gerçeği görünce arkasından yürürSaltanat ortadan kalkacaktırDevlet mütecanis(tek çeşit) bir unsura dayanamayacaktırDin ve devlet işleri birbirinden ayrılacaktırBatı medeniyetine döneceğizBatı medeniyetine girmemize engel olan yazıyı atarak,Latin kökünden alfabe seçilecektirKadın ve erkek arasındaki farklar kalkacaktırEmin olunuz ki hepsi bir bir olacaktır…”

Atatürk bu konuşmayı yaptığı sırada Abdülhamit ülkenin tek hakimiydiVe padişahlık kuvvetli ve kutsal bir kurumdu

ÖNCEDEN YAPILAN BİR UYARI AMA…

Çanakkale Savaş sırasında Mustafa Kemal Nablus Karargahı "nda ikinci defa 7 nci Kolordu Kumandanı olduğu yıllarda yaşanan bu olayı kendisi daha sonra şöyle anlatmıştır:

-“Bir gün Erkanı Harbiye Reisi bana o günkü raporlarını okuduBasit raporlardı,her zamanki gibi…Yalnız bu raporlarlar içinde bir nokta dikkatimi çekti…”

Evet görünürde hiç bir sonuç çıkartılamayacak bu rapordan Mustafa Kemal inanılmaz bir sonuç çıkartmış ve çok değil bir veya iki gün sonra İngilizler"in büyük taaruzu başlamıştırBundan sonrası Mustafa Kemal"in kendi ağzından:

“Yataktan kalktım,giyindimİş odasına girerek bir muharebe emri yazdım"

Emirde şunlar yazıyodu:

“Düşmam 19 Eylül akşamı taaruz edecektir” “Sonra bu emre alınması gereken tedbirleri ilave ettimBu emri Grup kumandanı olan Liman Fon Sanders Paşa"ya da gönderdim Çok hürmet ettiğim bu zat,benim raporuma gülmüş ve "ihtiyattan zarar gelmez” diye bana da bir şey söylemeye lüzum görmemiş”

19 Eylül gecesi kolordu kumandanları telefon başında çağırarak verdiği emirlerin ve alınması gereken tedbirlerin yerine getirilip getirilmediğini sorduKendisine tüm tedbirlerin alındığı bildirildiAncak ne yazık ki,kolordu kumandanları da böyle bir emri ciddiye almamışlar ve gerekli hiç bir önlemi almamışlardı Mustafa Kemal gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığını öğrenmek için bir müddet sonra telefon açtı… Olayın sonucunu yine Mustafa Kemal"den dinleyelim:

“Ben daha telefon konuşmamı bitirmeden,düşman topçusu muharebe hattımız üzerine ateş etmeye başladıGece muharebe ile geçtiBenim ordumun sağ cenahındaki ordu yarıldı,esir oldu ve boş kalan cepheden geçen düşman süvarileri Leyman Fon Sanders"in karargahına bastıHakikat anlaşılmıştıFakat neye yarar…”

DÜŞMAN DONANMASI İLE İLGİLİ KEHANETİ…

Almanya ile birlikte,Birinci Dünya Savaşı"na giren Osmanlı İmparatorluğu her şeyini kaybetmiş durumda idi 30 Ekim 1918"de imzaladığı Mondros mütarekesi ile Türk topraklarını kaybettiği gibi yavaş yavaş tarih sahnesinden de silinmeye başlamıştı… İstanbul"un işgal edildiği günlerde,İstanbul"a dönen Mustafa Kemal düşman zırhlılarını Dolmabahçe önünde gördüğü zaman üzüntüyle:

“Geldikleri gibi gidecekler

Daha sonrasını zaten biliyoruzSonuç olarak geldikleri gibi gittiler İşin ilginç tarafı Nostradamus"un da bu konuyla ilgili bir kehanetinin bulumasıdır”Centurien” adlı kitabdaki kehanet şu şekildedir:

Kongre başkanını tutan devlet adamları

İşgal kuvvetlerince sürülecek Malta"ya

Girilmiş İstanbul"a alınmış Rodos Adası

Ama geldikleri gibi gidecekler

4 Eylül 1919"da hatırlanacağı gibi Sivas Kongresi toplanmıştıKongre Başkanlığı"na, işgal kuvvetlerine karşı açıkça tavır alan Mustafa Kemal seçilmiştiKurtuluş Savaşı"nı ve Atatürk"ü destekleyen İstanbul"daki mecliste olan milletvekilleri de işgal kuvvetlerince Malta Adası"na sürgüne gönderilmiştiBu hatırlatmanın ışığında dörtlük bir kere daha okunursa ,durum daha iyi anlaşılacaktır

MUSTAFA SAGİR"İN CASUS OLDUĞUNU İLK KONUŞMADA BİLMESİ…

16 MART 1920"de İstanbul"un işgal edilmesi üzerine ,Kemalettin Sami Paşa Anadolu"ya Geçerken gemide bir Hintli ile tanışırBu adam Mustafa Sağır"dir Milli Harekete yardım için Hint müslümanlarını"nın kendisini gönderdiklerini söylerBöylelikle paşayı etkilemiştirAnkara"ya telgraf çeken Sami Paşa,Mustafa Sagir"e ilgi gösterilmesini isterBir süre sonra Sami Paşa Atatürk"e Hintliyi anlatır ve görüşmesini rica ederErtesi gün Atatürk ,Mustafa Sagir"i kabul eder Bu görüşme uzun sürerHintli gönderilirİki paşa yalnız kalınca Atatürk:

“Bana bak Kemal bu adam casus!…” der Sami paşa:”Aman paşam siz de çok şüphecisiniz” diyerek Atatürk"e inanmaz Atatürk konuşmayı keserek yaveri Hayati Bey"i çağırır ve şu emri verir:

-“Bu Hintli İngiliz Casusu olacakKendisini takip etsinlerMektuplarını da sansürde çok dikkatli okusunlar

Bundan sonra mektuplar o zamanlar kimya hocası olan Avni Refik Bey"e verilirBir iki tecrübeden sonra gizli yazılar bulunurMustafa Sagir yakalanarak suçu itiraf ettirilir ve idam edilir

GÖZLE GÖRÜLMEYEN YERİ BİLMESİ…

Sakarya Savaşı"ndan sonra bir subay cepheden alınan bilgileri Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal"e okuyorduKağıttaki notta cephe komutanlarından biri ,Seyit Gazi"nin kuzey-doğu tarafında bir düşman fırkasının göründüğünden bahsediyordu… Bunun üzerinde Mustafa Kemal kaşlarını çatarak:

“ Hayır!Orada düşman yokturİyi baksınlar

Subay öğle yemeğinde geri geldiBiraz da sıkılarak: -

“Haber aldım komutanımBahsedilen yerde düşman yoktur

BU KEHANETİNE DÜŞMAN GÜÇLERİ DE İNANMAMIŞTI…

Düşman Ordusu"nu tamamıyla yoketmek amacıyla başlatılan Büyük Taaruz amacına ulaşmıştıOrdularını korkunç sondan kurtarmak isteyecek olan itilaf devletlerinden durumu gizleme amacı güden fakat bu başarıları haber alan itilaf devletleri kendisinden görüşmek üzere randevu istedikleri zamanATATÜRK elçilere:

“Sizinle 9 Eylül 1922 Nif(Kemalpaşa) kasabasında görüşebilirim

İşin ilginç tarafı,bu sırada Türk Orduları Nif"den çok uzakta bulunuyorduVe 9 Eylül"e kadar oraya çarpışarak varmak çok zor,hatta imkansız gibi görülmekteydiÇünkü bu bir savaştıYani kesin tarih verilmesi norma şartlarda hiç bir şekilde mümkün değildiSavaş sırasında neler olabileceğini kim önceden kestirebilirdi ki? Aradan 10 gün geçtiBu olayı daha sonra ünlü Nutku"nda kaleme alarak şöyle demiştir:

“Dediğim gün Nif"te idimFakat benden randevu isteyenler orada yoktu…”

BAŞKENT ANKARA

Atatürk"ün Ankara"yı Başkent yapmasının ardındaki sebep hayli ilginçti: -

“Ben Türk"ün imkansızı imkan haline getiren kudretini bütün dünyaya göstermek için Ankara"yı istedimBir gün gelecek şu çorak tarlalar yeşil ağaçların çevirdiği villalar arasından uzanan yeşil sahalar,asfaltlar ve binalarla bezenecekHem bunu hepimiz göreceğiz,yakında olacak…”

Ankara 13 Ekim"de başkent olduBazı Batılı devletler Ankara"nın nüfusu ve kırsallığı yüzünden büyükelçi göndermeyeceklerini açıklamalarına rağmen karar değişmedi

RADYO VE SİNEMA HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ

Atatürk"ün radyo ve sinema hakkındaki sözleri onun “ileri görüşlü”lüğünü bir kez daha kanıtlıyor -

“Sinema,gelecekteki dünyanın bir dönüm noktasıdırŞimdi bize basit bir eğlence gibi gelen eğlence olan radyo ve sinema bir çeyrek asra kalmadan yeryüzünün çehresini değiştirecektirJaponya"daki kadın,Amerika"daki zenci,Eskimo"nun ne dediğini anlayacaktırTek ve birleşik bir dünyayı hazırlamak bakımından sinema ve radyonun keşfi yanında tarihte devirler açan matbaa,barut,Amerika"nın keşfi gibi olaylar oyuncak nispetinde kalacaktır

Bu sözler radyonun emekleme,sinemada ise yeni yeni çalışmalar yapıldığı bir dönemde ifade edilmiştir Bir diğer önemli nokta ise “Tek ve Birleşik Dünya “ düzeninden bahsetmesidirBana kalırsa herkesin İnternet"i tanıması bu olayı kavraması için bile yeterlidir

İTALYANLARIN HABEŞİSTANA SALDIRMASIKİM BİLEBİLİRDİ Kİ?

Bu olayı aktaran Atatürk"ün yakın arkadaşı Münir Hayri Egeli"dirEgeli"nin ağzından naklediliyorum: Habeşistan Savaşı başlamadan önce İtalya"nın Rodos"a askeri harekatta bulunduğu günlerdi…Bir akşam Atatürk"ün sofrasına davet edilenler onu balkonda gezinirken buldularAtatürk:”Tevfik Rüştü” nerde?” Diye sorduAnkara Palas"da bazı sefirlere ziyaret veriyorlar,dediler Daha sonra hep birlikte davetin verildiği Ankara Palas"a gidildi Atatürk Arnavutluk Elçisi Asaf Bey"in yakınında giriş ve çıkış kapısını iyi görebileceği bir yere oturdu Atatürk:

”Asaf Bey,gazetelerde bir takım resimler görüyorumArnavutluk"da operet mi oynanıyor?”

Bu sözleri ile Kral Zogo"nun sorguçlu resimlerini kastettiğini anlayan elçi şaşırıyor…Atatürk devam ediyor: -

“Cumhuriyet"de ne zarar görüldü ki,krallık ilan edildiHem takip edilen politika tehlikelidirİtalya"nın Arnavutluk"u Balkanlar"da bir basamak yapması muhtemeldir

Müdahaleye kalkan İtalyan sefirine Ata:

“Haber aldığımıza göre Roma"da bazı öğrenciler elçilik önünde gösteri yaparak Antalya"tı istemişlerAntalya sigara paketi midir ki sefir cebinden çıkarıp versinAntalya buradadırBuyurun alınHem benim bir teklifim varHakikaten böyle bir şey düşünüyorsa,Musolini"ye müdahale edelimAntalya"ya asker çıkarsınBütün ihracaat tamam olunca harp ederizMağlup eden hakkına razı olur

Bu sözleri duyan İtalyan elçisi atılıyor:”Bu bir harp ilanı mıdır?”

Atatürk:

”Hayır ben burada bir fert olarak konuşuyorumTürkiye de harp ancak Türkiye Büyük Millet Meclis"nin yetkileri içindedir

Bu durum üzerine Başbakan İsmet Paşa"ya haber verilir telefonlaVe Ankara Palas"a çağrılır Atatürk bunu haber alınca:

“Hükümet geliyor,biz gidelim” der Çankaya"ya döndüğü zaman şunları söyler:

“İtalya ile harp tehlikesi yokturRodos"a yapılan hareket Habeşistan"a yönelecektir

O yıllarda İtalya"daki faşist yönetim kendine yeni sömürgeler arıyorduAvrupa gazetelerinde zaman zaman İtalya"nın Rodos Adası"na yakın Anadolu topraklarını işgale hazırlandığına ilişkin haberler yayınlanıyorduTürk hükümeti de her ihtimale karşı bütün tedbiri almıştıAncak Atatürk"ün söylediği yine gerçekleşti ve İtalya Türkiye yerine Habeşistan"a saldırdı

RUSYA"NIN GELECEĞİ

Kurtuluş Savaşı sırasında en büyük desteği Rusya"dan alan Mustafa Kemal,savaş sonrasında ise ilişkileri belli bir düzeyde sürdürüyorduÇünkü Lenin"den sonra iktidarı ele geçiren Stalin Rusya"yı keyfi bir şekilde yönetiyordu… 1936 yılında Atatürk her zamanki gibi Çankaya"daki akşam yemeklerinde ülkenin sorunlarını konuşurken,masadakiler sık sık Paşam,Ruslar şöyle ileri adımlar atıyor,ekonomide,sanayide,askeri alanda şöyle başarılı oluyorlar diye anlatıyordu Atatürk"ün bunun üzerine yemeği bırakıp masanın üzerindeki içinde meyvelerin bulunduğu tabağı alıyor ve yere atacakmış gibi yapıyorMasadakilere :

”Eğer bunu yere bıraksam kaç parça olur?” diye soruyor “40 parça olurdu Paşam”diyorlar “Hayır” diyor Atatürk,soruyu yine tekrar ediyorlar,aynı cevabı alıyorBunun üzerine "Bilemediniz…” diyor Ve devam ediyor:

“Biraz sabredin…Yurtta Sulh,Cihan"da Sulha sarılınÇünkü 60 yıl sonra Rusya 60 parça olucakBu nesil Bolşevik ihtilali yaptıKan kussa,kızılcık yedim derOğulları da babalarının istikametinde giderAma ondan sonraki nesil Rusya"yı 60 parçadan böler…”

Bu sözler 1936 yıllarını şöyle bir hatırlayalımHenüz daha IIDünya Savaşı çıkmamış ve Rusya büyük bir güç olmamışken,bu söz söylenmiştirAnlattığı şeyler 64 yıl sonra gerçekleşmiştirAtatürk devam etmiştir: -

“Bu gün Sovyetler Birliği dostumuzdur,komşumuzdur,müttefikimizdirBu dostluğa ihtiyacımız vardırFakat,yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremezTıpkı Osmanlı gibi,tıpkı Avusturya Macaristan İmparatorluğu gibi parçalanabilir,ufalanabilirBu gün Rusya"nın elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirlerDünya yeni dengeye ulaşabilirİşte o zaman Türkiye ne yapacağını bilmelidirBizim,bu dostumuzun idaresinde dili bir,inancı bir,özü bir kardeşlerimiz vardırOnlara sahip çıkmaya hazır olmalıyızHazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildirHazırlanmak lazımdırMilletler buna nasıl hazırlanır?Manevi köprüleri sağlam tutarakDil bir köprüdürİnanç bir köprüdürTarih bir köprüdürKöklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyizOnların bize yaklaşmasını beklemeliyiz,bizim onlara yaklaşmamız gerekliliğidirRusya bir gün dağılacaktırO zaman Türkiye onlar için örnek bir ülke olacaktır”diyen Atatürk :

”Türkiye 21 nci Yüzyılı şekillendiren Avrasya için bir kilit ülke konumundadırOnlar bizi örnek alacaklardır” diye görüşünü bildiriyor Atatürk"ün ileri görüşünü 1999 yılından 2000 yılına girerken gözlem yapan ve gazeteleri televizyonları yani kısacası dünyayı takip eden herkes şu an bile anlayabilir

AVRUPA BİRLİĞİNİN KURULUCAĞINI BİLİYORDU…

Atatürk dış politikaya da önem verilmesini çok iyi biliyorduTürkiye"nin komşularında meydana gelebilecek olaylardan etkilenebileceğini savunan Atatürk bir akşam Çankaya Köşkü"nde çocukluk ve mahalle arkadaşı Asaf İlbay"ın da aralarında bulunduğu dostlarına dış siyaset hakkında şunları anlatır: -

“Bir Balkan Birliği"ne lüzum vardırBeni bırakınız ki fırkamın lideri olarak Balkanlar"da bir seyahat yapayımBalkan devlet adamlarıyla konuşayım ve efkarı umumiyeyi hazırlayayımDünyanın ufuklarında kara bulutlar görüyorumBalkan Birliği kurulabilirse,bir Avrupa Birliği"ne yol açılabilirBatı devletleri de er geç birleşmiş olacaklardır"

Avrupa Birliği düşüncesi ilk olarak ancak IIDünya savaşı sonrasında ortaya çıkabilmiştir1960"ların başında Batı ülkeleri tarafından üzerinde konuşulmaya başlanmış olan bu düşünce,1980"lere gelindiğinde ancak genişlemeye başlayabilmiştir Oysa ki,Atatürk bakışlarını bir noktada yoğunlaştırarak dalgın bir halde ısrarla şunları şunları söylüyordu:

Evet,bir Balkan Birliği ve sonra da Batı Devletleri Birliği beşeriyeti ve ulusları,görünür görünmez felaketlerden koruyabilirYoksa insanlığın başına gelecek sefalet ve ıstıraplara ölçü yokturDünya bir uçurama doğru gidiyor…”

UÇAKLARLA İLGİLİ KEHANETİ

Atatürk uçakların henüz daha bırakın savaşlarda kullanılmasını normal günlerde bile kullanılmadığını ve birçok kimse için ölüm kutusundan başka bir şey olmayan günlerde ,Fransa"da Abidin Daver"e söylediği uçaklarla ilgili şöyle demiştir:

“Teyyareler gün gelecek savaşlarda önemli roller oynayacaktır

1908 yılında söylenen bu söz ,Abidin Daver"in hiç aklına yatmadığını itiraf etmiştirÇünkü o yıllarda uçağı savaşta kullanılması akıllarda dahi yok gibi bir şeydi

ANNESİNİN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ GÖRDÜĞÜ RÜYA…

Zübeyde Hanım rahatsızlığı artığından Uşşakizadeler "in evinde oğluna hasret vefat ederAncak bu haber Paşa"ya nasıl haber vereceklerini düşünüyorlardı Annesinin ölümünden habersiz olan Mustafa Kemal ,aynı saatlerde trenle çıktığı Yurt gezisinde uyumaktaydı Gecenin ilerleyen saatlerinde gördüğü kabus gibi rüya yüzünden kan ter içinde uyanırBir sigara yakar ve zile basarak kompartımanındaki hizmetine bakan Ali Çavuş"u çağırıp: -“Gördüğüm rüya canımı sıktı…”der Ali Çavuş :

”Hayırdır Paşam” deyince Atatürk de rüyasını anlatır: -“Pek hayır olacağa benzemiyorKırlık bir yerdeymişizHer taraf yeşillikBirden bire sel geliyor,annemi alıp götürüyorEndişe ediyorumYaverlere söyle,İzmir"e telgraf çekip annemin sağlık durumunu sorsunlar…”

Acı haber tez gelir derler…Kısa bir süre sonra Yaver Salih"in yolladığı şifreli telgraf le gelirAtatürk telgrafın şifreli olduğunu derhal anlayarak: -“Annem öldü mü?” Ali Çavuş üzgün bir şekilde telgrafı uzatır: -

“Başınız sağ olsun Paşam” Gözleri yaşla dolan Atatürk :

“Bana malum olduBana malum oldu…Bunun kabusunu gördüm benAnamZavallı çilekeş anamBenim anam öldü başka analar sağ olsun

diyerek koltuğuna çöker Vatan hizmetinin zorunluluğu yüzünden annesinin cenaze törenine katılamaz

Bunlar ve bundan daha fazlası kehanet Atatürk"ün düşüncelerinde belirmiştirDaha sonra bunları çeşitli olaylardan sonra dile getirerek parapsikolojik yeteneğini görmemize neden oluyorDaha fazla bilgilenmek için Gazeteci Ali Bektan"ın 18 yıllık alın teriyle çıkardığı “ATATÜRK"ÜN KEHANETLERİ” adlı kitabını alabilirsinizGerçekten bizim için bir “Kader” diyebileceğimiz Atatürk sözleri,fikirleri ve düşüncerini TÜRK HALKINA her zaman önüne sunmuşturBize düşen böyle bir kişiliğe sahip olduğumuzla övünmek yerine,bize kalan mirasları olan ülkemiz ve düşüncelerini geliştirip yeni neslin çocuklarına “net bir “ TÜRKİYE bırakmak için çalışmamız gerekecektirDEMİŞTİR

alinti

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.