Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
beyazıt, erdem, hayatı

Erdem Beyazıt Hayatı

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erdem Beyazıt Hayatı



Erdem Beyazıt'ın Hayatı



1939’da Maraş’ta doğdu İlkokul ve Lise öğrenimini Kahramanmaraş’ta tamamladı Yüksek öğrenimine 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde başladı Geçim zorluğu yüzünden 1961’de öğrenimini devam mecburiyeti olmayan Ankara Hukuk Fakültesine naklederek askere gitti Askerlik dönüşü fakülte değiştirerek yüksek öğrenimini Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı Edebiyat öğretmenliği, kütüphane müdürlüğü yaptı İstanbul Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı’nın kuruluşu sırasında genel sekreter olarak çalıştı Daha sonra, Sanayi Bakanlığı İnsan Gücü Eğitim Dairesi Başkan Yardımcısı iken bu görevinden istifa suretiyle ayrılarak Akabe Yayınları’nın ve Mavera dergisinin yönetimini üstlendi 1984’te Akabe AŞ’nin İstanbul’a taşınması kararı ile bu görevini devrederek yeniden memurluğa döndü DPT’de sözleşmeli personel olarak çalışırken, 1987 Milletvekili seçimlerinde Anavatan Partisi’nden aday oldu Kahramanmaraş’tan milletvekili seçildi TBMM’nin 18 Dönem çalışmaları süresince Milli Eğitim ve Çevre Komisyonlarında görev aldı 1991 seçimlerinde adaylığını koymadı, İstanbul’a yerleşti Evli ve dört çocuk babasıdır Tok, kavgacı, destana yatkın bir üslûpta söylenmiş olan şiirlerinde ayrıca ince duyarlılıklar işlenmiştir İslâmî ton bir “leit-motiv” halinde bütün şiirlerine yayılmıştır
Eserleri: Sebeb Ey İlk şiir kitabı 1972’de Edebiyat Dergisi Yayınları, Risaleler son şiirleri adı altında Akabe Yayınları arasında 1987 yılında çıktı, Şiirler (Sebep Ey ve Risaleler iki kitap bir arada) İz Yayıncılık tarafından 1992 yılında basıldı, İpek Yolundan Afganistan’a:1981’de İran, Pakistan, Afganistan ve Hindistan’ı içeren iki aylık gezi ile ilgili izlenimlerini kitaplaştırdı, Gelecek Zaman Risalesi - 1998 İz

Alıntı Yaparak Cevapla

Erdem Beyazıt Hayatı

Eski 10-09-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erdem Beyazıt Hayatı



AŞK RİSALESİ

Dirilmek yeniden

Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın

Bulutları yarması gibi gün ışığının

Yağmurun ansızın boşanması

Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması

Erimesi gibi karların ve buzulların

Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların

Dirilmek yeniden

Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi

Kandan kinden öfkeden

Üstümüze bir sağnak boşanmış gibi

Sürekli lekelendiğimiz çözülmeye terkedildiğimiz

Bir bataktan çıkar gibi

Yürürken otururken yatarken

Hep çürümek durumunda kalmış

Duyduklarımızdan dolayı kulaklarımız

Gördüklerimizden ötürü gözlerimiz

Dokunduklarımız için ellerimiz

Belli bir bozgun yaşamışız

Her şeye ölüm dadanmış sanki

Kadınlar ki anne olmamak için direniyorlar

Erkekler ki savaşmayı tümden unutmuşlar

Çocuklar zaten hiç çocuk olmuyorlar

Çocukluk kalkmış dünyadan gibi

Her çocuk antik çağ filozoflarından bir kalıntı sanki

Aşkın son saltanatını yaşamak içinmi ey kalbim

Ruhun serüvenine bir kale olmak için mi?

Bu başkaldırma kanatlanma

Durmadan geçiyordu o zamanlar

Üstümüzden tanklar toplar binler tonluk arabalar

Boğuk bir ses madeni bir böğürme

Bir metropol devinin içimiz titreten iniltisi

Ta uzaklarda şehirlerin üstünde kımıldayan

Bir korkunun yüreğimizde biriken tedirginliği

Bir sam yeli gibi bedenimizi yüzümüzü saçlarımızı

Yalayarak

Çekiyordu bizi ve herkesi

Ama sen uzaklardaydın ey kalbim

Uzaklardaydın, sevdiğim uzaklardaydı

Ayın ve yıldızların çağlayarak

Berrak şelaleler yaparak

Coşku içinde aktığı

Bir yerlerdeydi

Hani bir gün bir çobana rastlamıştık

Kavalıyla bir sümbülü emziriyordu

Adı ferhat mıydı neydi

Koyunların kurtların böceklerin ve çiçeklerin

Sadakatten mest oldukları

Her birinin gözlerinde

Kaybolur gibi kayar gibi

Dalıp gittiğimiz o saadet evreni

Kayaların yüzlerinden okuduğumuz o ebedi bilinç

Bizi çekip almıştı kılcal damarlarımızdan

Yaslan göğsüme sevdiğim

Benim gönlüm gök gibidir açık deniz gibidir

Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir toprak gibidir

Sen ki bulut gibisin

Ay gibisin güneş gibisin bazan

Usul usul inen

Yağmur tıpırtılarını

Dinler gibi

Dalıp gitmiştik

Sen konuşuyordun

İpil ipil yağan bir yağmur gibi konuşuyordun

Onlar ki konuklarımızdı

Adları Keremdi Yusuftu Kaystı

Hepsi de ezelden tanıdıktı dosttu

( Ara Çağrı )

Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım

Her gelişin bir taze haberdi unutmadım

Aşktı alıp verilen altın bir vakitti yaşadığımız

Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki

unutmadım

Can oynanırdı evlerde yollarda meydanlarda

Can alınıp can verilirdi hiç unutmadım

Sen uyurdun uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir vadi

Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki unutmadım

Ah sevgili ! Hayat görünürdü kapından, bir çırpınış

yüreklerimizde

Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde

unutmadım

Toprağa düşen tohum onda gizlenen renk şekil koku

Senin için biçimlenirdi renklenirdi kokardı senin için

unutmadım

Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri

İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah

unutmadım

O dirildi O dirildi diye birden çalkalanan sokaklar

Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı hiç unutmadım

Ey aşk ey dirilik soluğu ey evrenin hareket kaynağı

Nasıl unuturum nasıl unuturum hiç unutmadım

Haydi gel sevgilim

Uzanalım toprağın altına

Çiçekler mayalansın göğsümüzde

Bu akıp giden bu kör gidip yol giden

Kalabalıkları bu insanları

Ezen çiçekleri, bir kere bile farkına varmayan

Dökülen bu yıldızları yağmur birikintilerine

Çiğneyerek geçen bu adamları ve kadınları

Uyarmak için bir an durdurmak için

Bu bizi terkeden, bacaları öksüz ve boynu bükük

İçimizde sonsuzluk kavislerinden izlerini taşıdığımız

Ama şimdi kendimizi zorlasak da

anımsayamadığımız tasarlayamadığımız o kırlangıçları

Ah tekrar dönülebilir mi? yaşayabilirmiyiz ?

Uzansak yerin altına ve toprak olsak

Haydi gel sevgilim

Bir daha deneyelim

Bir kere daha kesmek için yolunu kalabalıkların

Yüreğimizden gönlümüzün derinliğinden

Vermek hep vermek için

Çünkü dağıttıkça çoğalır bizim zenginliğimiz

Aşkın bir adı da berekettir

En iyi anlatandır o

Hirada bir mağarada

Gözden döküleni

Gönülden geçeni

Ah hep o kelimeyi bulmak için bütün bu

Çabalarım

Seni çağıracak olan

Nasıl da unuttuk

Oysa daha anar anmaz adını

Ansızın patlayan bahara bir pencere açmışız gibi

Kış ortasında çıkıveren güneş gibi

Birden sıyrılıverip bulutlardan

Üryan görülen can gibi

Doldururdun içimizi

Ve eviçlerimizi

Ah oruçlu bir ağustos vaktinde

Bir kayanın dibinden kaynayan

Soğuk ve berrak sulara

Uzanıp kana kana

Avuç avuç alıp

Yüzümüzde içimizde

Duyduğumuz

Gibi

Aşk

Ah bir yalnızlık vaktinde

Herkesle birlikte olduğumuz

Gene de yalnız olduğumuz

Bir parkta

Ta uzaklardan gelir gibi

Bir tamburdan bir ezginin

Bizi bizden ve herşeyden

Alıp götürdüğü gibi

Aşk

Haydi gel sevgilim gene arayalım

Makam-ı İbrahimde rastlanan ayak izlerini

Dedesinin elinden tutup Kubays dağına götürdüğü

Yüzüsuyu hürmetine yağmur istediği

Yeryüzünün bereketlenip çiçeklerle bezendiği

Develerin coşarak çöllerde

Ayak sesleriyle şiirler bestelediği

O vakitleri

Haydi gel bir daha bir daha

Arayalım

Herkesin ve herşeyin uykuya vardığı

Bir vakitte

Gürül gürül

Bardaktan boşanır gibi

Yeryüzünü ve gökyüzünü

Dünyanın bu yüzünü ve öbür yüzünü

Geceyi ve gündüzü

Dolduran

Yüreğimizi kuşatan

O kitaptan

Okunanı

Yaşamak, avını gözleyen

Sessiz gergin

Soluk soluğa

Bir atmaca

Sağ elimin

Parmakları ucunda

Ve ölüm

Bir güvercin

Beyaz

Süzülen masmavi gökten

Berrak sulara

Bir yıldız kayıyor kayıyor kayıyor

Bir dal uzuyor uzuyor

Bir gül kanıyor bir seher vaktinde

Yanıyor bir ateş için için

İçimde içimin de içinde

Bir ezgi dönüyor dönüyor dönüyor

Bir ney eriyor dudaklarımda

Aşkın bir adı da yorulmamaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Erdem Beyazıt Hayatı

Eski 10-09-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erdem Beyazıt Hayatı



SEBEB EY

Fetih Gemuhluoğlu'nun aziz anısına

Ürpertir tabiat üfleyince rüzgarı derin gök soluğu

Ulu ses dokununca çarka

Düşer ölümün gölgesi eşyaya

Başlar eşyada hareket kurtulmak için kendinden

Daha öteye geçmek için arınmak gibi elbiseden

Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini

Sonra ses olur

Zamanın idrak incisi ses döner döner döner de

Yönelir sebebe

Sebeb ey

Sesi damarla çizer

Mutlak sözü damarda kanla çizer

Uzar bir göz ağrısının gecesi uçsuz bir nehir gibi

Bir bebeğin ilk hecesi düşer ağzından ansızın ve bulur

Aklı yontan o sonsuz sesi bulur

Sonra toprak sıkışır sıkışır taşar da renk olur tarlada

Güneşin çarpılmış elçisi Van Gogh'la gelir önümüze

Portakalla yayılır karanfilde tutuşur karar kılar denizde

Renk denizde karar kılan ebedi tarla olur

Renk başkaldırırken helezonlar çizerken ses

Som fatih su fetheder tabiatı

Döner döner döğünür eritir dağları yobaz kayaları

Daha der sığmaz kabına yönelir göğe teslim olur

Ve düşerken toprağa çağırır

Sebeb ey

Her sabah bütün bitkiler iştahlı bir çocuktur

Emer emer emerler toprak anayı

O sultan hazinesi o hep veren sonsuz cömert anayı

Yeşil hayat kırmızı hareket sarı sabır emerler

Ve beyaz iman çizer sesini

Tamamlar kavisini

Sebeb ey

Alıntı Yaparak Cevapla

Erdem Beyazıt Hayatı

Eski 10-09-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Erdem Beyazıt Hayatı



paylasim icin sagol azade, bir siir de ben ekliyim

VEDA

Bu şehirden gidiyorum

Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi

Gururu yıkılmış soy atlar gibi

Bu şehirden gidiyorum

İnsanlar taş gibi bana yabancı

Ağaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarlarda

Bir tambur bir yalnızlığı anlatıyorsa

O ışıksız pencereden

Ben onu bile bile duymuyor gibiyim

Bu şehirden gidiyorum

Gömerek geceyi içime

Sabahın hüznünü beklemeden

Gidiyorum bu şehirden

Erdem BEYAZIT

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.