Kapadokya’Da Kış Masalı |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kapadokya’Da Kış MasalıMasalsı görüntüsü ve eşsiz doğasıyla Türkiye’nin belki de en güzel kışı yaşanır Kapadokya’daİncecik beyaz bir örtüyle kaplanan peribacaları hiç vermediği kadar güzel pozlar verir, doğa ve tarihin bütünleştiği yer olur İncecik beyaz bir örtüyle kaplanan peribacaları hiç vermediği kadar güzel pozlar verir, doğa ve tarihin bütünleştiği yer olurDünyanın her yerini gezmiş biri dahi olsanız buraya ayak bastığınızda ezberleriniz bozulur Kulaklarınıza eski medeniyetlerin sesleri çalınır rüzgârla birlikte Taştan şapkalara benzeyen peribacaları, gün içinde mağrur ve sıcak şekilde sizi karşılarken, alacakaranlıkta şaşırtıcı şekillere dönüşür Güneşin doğuşu da batışı da sizi bambaşka dünyalara götürür Doğanın büyüleyici şekilde gözlerinizin önüne serdiği Kapadokya’yı izlemeye doyamazsınız ‘KAYMAKLI’ KAHVALTI Kapadokya’da ilk durağımız, kış aylarında benzersiz bir kahvaltı sunan Kaymaklı olur Antik adı Enegüb olan bu yeraltı şehri, Nevşehir’e 19 kilometre uzaklıktadır Kaymaklı Kalesi’nin altına oyulmuş yeraltı şehrinin sekiz katından dördü 1964’den beri ziyarete açık Yeraltı şehirlerinin yöredeki bütün evlere gizli geçitlerle bağlandığı bu gizemli kasaba, Kapodokya’nın ilginç kültürel zenginliklerini barındırır Kaymaklı, yeraltı şehrinin yanı sıra Kurşunlu Camii ve Meryem Ana Kilisesi gibi mimari örnekleriyle de dikkat çeker Kaymaklı’ya uğrayanların vazgeçilmezi ise meşhur kuru kaymaktır Bölgeye adını veren kurutulmuş kaymak, Misli Ovası ile Budovası arasında kalan bozkırların eşsiz aromasını ağızlara taşır Bal sürülerek veya ılık su ile hafif ıslatılan kaymağın üzerine koyu şerbet dökülerek servis yapılır Kaymaklı’da kahvaltıdan sonra tarihin gizemli sayfalarında dolaşmak için Derinkuyu cazip bir mekândır Su kuyularının derinliğinden adını almış Derinkuyu, Kaymaklı’ya dokuz kilometre uzaklıktadır Bu yerleşim yerinin dar koridorlarında ilerlerken bir an için nefesiniz kesilecek gibi olur Ancak mükemmel havalandırma sistemi sizi yerin katları arasında oksijensiz bırakmaz Kuyunun içinde ahır, kiler, yemekhane, kilise ve depo gibi bölümler yer alır IHLARA’DA YÜRÜYÜŞ Derinkuyu’dan sonra rotamızı Ihlara Vadisi’ne çeviriyoruz Doğa yürüyüşü sevenlerin tercihi olan bu vadiye Nevşehir’den Aksaray’a gelmeden 11 kilometre kala sola, Güzelyurt yoluna dönerek ya da Derinkuyu üzerinden ulaşılabilir Güzelyurt tabelası ile Ihlara yönüne dönerken burada size yol boyunca zirvesi karlı Hasan Dağı eşlik eder 14 kilometre uzunluğundaki vadi Ihlara’dan başlar, Selime’de son bulur Vadinin içine inebilmek için alternatif yollar kullanabilirsiniz ama belki de en zahmetsizi aşağıya doğru uzayıp giden merdivenlerdir Civar köylerde yaşayan çocuklar, size gönüllü olarak rehberlik yapar Onların keyifli sohbetleriyle aşağıya nasıl indiğinizi anlamazsınız bile Melendiz Akarsuyu’nun vadinin içinden geçiyor olması buraya ayrı bir güzellik katar Yorucu olduğu kadar keyifli bir maceraya kucak açan Ihlara Vadisi’nde, 105 kaya oyma kilise yer alır Yürüyüş yolunuz üzerinde Eğritaş Kilisesi’nin yanı sıra Ağaçaltı, Kokar, Pürenliseki, Eskibaca ve Direkli Kilisesi ziyarete açıktır Kayaların içerisine oyulmuş bu kiliseleri görmek için bazılarına tırmanmanız gerekir TESTİ VE KABAK ÇEKİRDEĞİ Uçsuz bucaksız bozkırın ortasında, akşam yemeği için en uygun mekân Ürgüp’tür Nefis tandır ekmeğinin kokusunu takip ederek bile bulursunuz yolunuzu Menüde ise mutlaka kısık odun ateşinde ‘osbar’ adı verilen testilerde yavaş yavaş pişen testi kebabı olmalıdır Sabırla pişmesini beklersiniz ama sonuçta gelen lezzetin tadını unutmanız mümkün değildir Sıcak sıcak sunulan tandır ekmeğini, nefis yöre salatalarını ve ayranı da unutmamak gerekir Ürgüp merkezinde yer alan lokantaların çoğu, yöresel yemeklerin geçmişine sadık kalarak hazırlayıp masanıza getirmekle övünür Saç kavurma ve özel kabıyla servis edilen güveç de tatmanız gereken lezzetler arasında yer alır Kapadokya’nın turistik merkezi Ürgüp, karayoluyla Nevşehir’e 15 dakika uzaklıktadır Ürgüp’ün sembolü haline gelmiş olan üç peribacası, şehrin hemen dışında, Nevşehir yolu üzerinde bulunur Bu bölge yöresel el sanatlarının örneklerini bulabileceğiniz çarşılarıyla alışveriş için de uygun bir yerdir Hediyelik olarak el dokuması kumaşlar, bez bebekler, peribacası maketleri, Avanos çömlekleri, bakır eşyalar alabilirsiniz Çeşitliliğin bol olduğu Ürgüp’te, sütte çifte kavrulmuş kabak çekirdeğini almayı unutmayın KAYA KİLİSELERİ ARASINDA Kapadokya, yağmurla rüzgârın, tarihle coğrafyanın el ele vererek yazdığı bir şiir gibidir Bu şiir gibi yerleşim yerinin belki de en gözde turistik yeri Göreme’dir Ürgüp’ten 10 kilometre uzaklıktaki Göreme, Nevşehir-Ürgüp-Avanos üçgeni arasındaki etrafı vadilerle çevrili bölgede yer alır 4 ile 13 yüzyıllar arasında manastır hayatının yaşandığı bölgede, her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler görülür Peribacaları ile birlikte yüzyılların birikiminin buluştuğu bu doğal ve kültürel zenginlik, Dünya Kültür Mirası Listesi’ndedir Açık Hava Müzesi ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bu bölge, geçmişte manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak bilinir 1960’ta faaliyete geçen müze on manastırdan oluşur Sizi ilk karşılayan Rahipler Manastırı’nın yanı sıra bu dev açık hava müzesinde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Yılanlı Kilise, Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Tokalı Kilise ve Aziz Barbara Kiliseleri görülecek yerler arasındadır Göreme’de, Kapadokya’nın pek çok yerinde olduğu gibi, konaklamak isteyeceğiniz çoğu yer, kayalara oyulmuş butik otellerdir Sizi antik çağlara götürecek bu mekânların el dokuması halı ve kilimleri üzerinde dostlarla çay sohbetleri kışın güzelliğini pekiştirir ÇANAK ÇÖMLEK DİYARI Kızılırmak’ın kıyısındaki Avanos’a uğramadan Kapadokya gezisi tamamlanmış olmaz “Kör bile bilir Avanos’un yolunu, çanak çömlek kırığından” deyişinin doğruluğunu kanıtlarcasına killi çamurun insan elinde nasıl şekillendiğini görebileceğiniz eski bir gelenek olan çömlekçiliğin anavatanı gibidir Avanos Geçmişi Hititlere kadar uzanan çömlek ustaları çamura hayat verir ellerinin arasında Dönen bir platform üzerinde çamurun şekillendiğini görürsünüz çömlek atölyelerinde Avanos atölyelerinde çömlek, küp, testi ve güveç gibi işlevsel mutfak gereçleri bir yana, Hitit ve Frig gibi Anadolu’nun en eski formlarını tekrarlayan hediyelik eşyalar da sevdiklerinize ulaştırılmayı bekler Vaktiniz varsa bir çömlek atölyesine uğramanızı tavsiye ederiz Kim bilir? Belki de içinizdeki sanatçıyı Kapadokya’da ortaya çıkarabilirsiniz Yazı:Ayşe Doğan Fotoraf:Hamit Yalçın |
|