Teori, Teoriler Tek Başlık Altında |
09-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Teori, Teoriler Tek Başlık AltındaVroom'un Beklenti Teorisi Vroom'un (1964) beklenti teorisi (expectancy theory), motivasyon konusunda ortaya atılan süreç teorilerinden biridir Burada, bireysel davranış, davranışın sonuçlarının algılanan değerine (valence) göre açıklanır Öte yandan bireyler, hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak imkânlar arasında, kazanç-paha hesabı yaparak ve bilinçli bir şekilde tercihte bulunur Bu açıdan bakıldığında diğer motivasyon teorilerine kıyasla Vroom'un teorisinde bireylerin hedefleri doğrultusunda rasyonel tercihler yapmalarına ağırlıklı bir yer verilmektedir Vroom'un (1964) teorisi, daha sonra başka araştırmacılar (Porter ve Lawler, 1968; Nadler ve Lawler, 1991, Steers, Porter ve Bigley, 1996) tarafından geliştirilmiştir |
Teori, Teoriler Tek Başlık Altında |
09-06-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Teori, Teoriler Tek Başlık AltındaFestinger tarafından ortaya atılan bu teoriye göre bireyler kendileri hakkında bir kanaate varmak için görüşlerini, değerlerini, yeteneklerini veya duygularını değerlendirme ihtiyacı hissederler Bu ihtiyaç objektif yollardan giderilemediğinde, kendilerini diğerleriyle karşılaştırarak bir fikre varmaya çalışırlar Genel olarak birey ile diğerleri arasındaki fark (bireyin aleyhine) çok büyükse karşılaştırmadan kaçınılır Festinger, sosyal karşılaştırma teorisi çerçevesinde şu tür sorulara cevap aramıştır: Niçin diğeriyle karşılaştırmaya gidilir? Kimlerle karşılaştırma yapılır? Sosyal karşılaştırmanın kişiler açısından sonuçları nelerdir? Festinger'in modeli, rasyonel bir birey varsayar Sosyal karşılaştırma teorisyenleri, daha sonraki yıllarda yeni karşılaştırma stratejileri üzerinde durmuşlardır: Yatay, aşağıya doğru ve yukarıya doğru karşılaştırmalar gibi |
Teori, Teoriler Tek Başlık Altında |
09-06-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Teori, Teoriler Tek Başlık AltındaSkript Teorisi Kutupsallık teorisi (polarity theory) olarak da adlandırılan ve ideoloji-kişilik ilişkilerini irdeleyen bu teori, Batı düşüncesinde ideolojinin yeni bir kavramlaştırmasını sunan Tomkins (1963, 1982) tarafından öne sürülmüştür Tomkins'e göre, hümanist ve normatif yönelimler arasında bir kutuplaşma vardır: Sağ ve sol dünya görüşlerini de ayırdeden bu kutuplaşma, teoloji, aaaafizik, matematik anlayışları, estetik teorileri, siyaset kuramları, epistemoloji, çocuk yetiştirme tutumları, psikoterapi yaklaşımları gibi hayatın her alanında farklı yaklaşımlara yol açmaktadır Birey, grup ve kültüre ilişkin ideolojiler, hümanizm ve normativizm boyutlarına göre anlaşılıp sınıflandırılabilir Tomkins'in tanımladığı şekliyle, insanı, etkin, yaratıcı, düşünen ve arzulayan bir varlık olarak gören hümanist yönelim, onu kendinden hareketle anlayan bir yaklaşımın ifadesidir Buna karşılık normatif yönelim, gerçekliği, insandan bağımsız olarak tanımlama eğilimindedir; Bu anlayışta insan, kendi dışında belirlenmiş kurallar, normlar sistemine ve gerçekliğin dünyasına uyma potansiyeliyle anlaşılabilir Farklı kişilik ve ideolojiler, normatif-hümanist ya da sağ-sol kutupları arasında uzanan bir süreklilik çizgisi (continuum) boyunca yerleştirilebilir Bu çerçevede sağ-sol kişilik farklılıkları, ideo-affektif yapılar ya da kısaca "kalıplar" olarak tanımlanır Bu kalıplar, pek çok alanda etkisini göstermektedir Örneğin farklı çocuk yetiştirme yaklaşımları, bir ucunda çocuğun çevreye uyumuna ve itaatine ağırlık veren bir eğitim anlayışı, öbür ucunda ise çocuğun kendi gerçekliğinin ortaya çıkarılmasına, kendini ifade etmesine ağırlık veren eğitim anlayışlarının bulunduğu bir çizgi üzerinde konumlandırılabilir Normatif-hümanist tutumlar, bilinen diğer bazı psiko-sosyal değişkenlerle de ilişkili görünmektedir Nitekim ülkemizde yapılan bir araştırmada Göregenli (2000), normatif-hümanist eğilimler ile otoriterlik arasında olumlu bir ilişki olduğunu saptamıştır |
|