Hayat Kırıklığı - Cem Mumcu |
10-25-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Hayat Kırıklığı - Cem MumcuHayat Kırıklığı - Cem Mumcu Cem Mumcu etrafında ve dünyada olup bitenlerin kendi içinden nasıl geçip gittiğini ne izler bıraktığını gözlüyor Yaşama dair dünyaya dair o ana düne yarına ve olan biten bir sürü şeye dair hissettiklerine düşündüklerine bakıyor… Sonra çırılçıplak soyunup içini açıyor bize… Ve kendisi görürken bizlere de gösteriyor Cem Mumcu’nun on yılı aşkın süredir yazdığı yazılar bu kitapta bir araya getirildi Futboldan teröre aşktan ilişkilere sinemadan cinselliğe İnternet’ten mizaha dek çok çeşitli ve güncel konuların yazarın içinden geçişine tanık oluyoruz… Ve Cem Mumcu’nun içini görüyoruz en içini ta kendisini Bakın neler geçiyor bir yazarın içinden… Böyle işte… Ölmez sağ kalırsam kafayı toplayınca (bu hafta hindiba çorbası kabak graten yiyicem bülumum vitamini bünyeye alıcam sabahın kör saatinde kalkıp eşofmanize olup deli gibi koşucam yüzüme lahana masajı yapıcam önerildiği biçimde istesem de istemesem de haftada üç kez aaaa yapıcam bol bol kendine yardım kitabı okuycam ve müren balığının solungaçlarını haşlayıp uygun yerime tarif edildiği biçimde sürücem) daha ciddi şeyler yazacağım bu konuda Ama duyduklarınız hiç hoşunuza gitmeyecek Kitabın içinden: Yazmakla bitmiyor Yazdıklarım kitap olduğu andan itibaren iç dolaşımımdan çıkıp dışarı açılıyor Adeta içimdeki kanama dışarıya uç veriyor O kanı elleyen o kanla kirlenen şaşıran rahatsız olan seven ve daha bilemediğim her türlü ilişkiye giren okurun artık metne her istediğini yapma hakkı var Yapsın bana ne!… Hayır bunu diyemiyorum Çünkü metin öteki ucundan bana bağlı kalmaya devam ediyor okur için Yeter ki beni bulmayagörsün elindeki diğer ucu bir biçimde sallıyor Başka türlü bir dolaşım başlıyor yani Sanki olumsuz bir şeymiş gibi anlatıyorum değil mi? Hayır tam anlamıyla değil ama bazen öyle Okurla karşılaşmaktan söz etmek istiyorum aslında Ve bunu yaparken – yani bunu yazarken – bile onunla karşılaşmanın hesabını yapmamam gerekiyor Hatta onunla ne türlü bir karşılaşma yaşayacağımı hayal bile etmemem lazım ki kanım dışarıya akmadan önce onunkiyle karışmasın En iyi yol bunu önemsememektir Evet aynen bunu söylüyorum: Okura olumlu ya da olumsuz hiçbir şey hissetmemeli ve ona herhangi bir değer vermemeli hatta onu yok saymalıyım Öyküm kalemimden dökülürken ona iyi görünmeyi onun beni sevmesini şaşırtmayı hiç mi hiç düşünmemeliyim Ona daha temiz görünsün diye sözcüklerimi akşamdan suya yatıracak değilim Varsın pis olsun veya onun istemeyeceği kadar temiz Ayrıca ona karşı herhangi bir sorumluluğum olduğunu da düşünmüyorum Sorumsuz bir yazarım ben Ne yalan söyleyeyim yazarken çok eğleniyorum sevişir gibi yazıyorum üstelik partnerimi bile düşünmeyecek kadar bencil bir biçimde yapıyorum bunu Avazım çıktığınca bağırıyorum “Konu komşu ne der?” diye düşünemem Çünkü o zaman zevk almıyorum Benim sevmediğimi okur sevse bana ne! Yazarken sadece kendimle karşılaşmak istiyorum Tam da böyle oluyor Yani demek istediğim aslında benim ilk okurum kendimden başkası değil Ki onunla karşılaşmak bile yeterince can yakıcı (sayfa 63) onu kızdırmayı Yazarı: Cem Mumcu Yayınevi: Okuyan Us Sayfa Sayısı: 299 Kitabın adı: Hayat Kırıklığı Basım Tarihi: Ocak 2006
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|