Niğde Efsaneleri |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Niğde EfsaneleriNiğde Efsaneleri Güllü Baba Efsanesi Selçuklu Sultanı bir doğu seferine çıkarMevsim kış olduğuğndan yollar kapanır,ordu küllüce köyü adı verilen yerde kalırAskerler soğuktan ve açlıktan kırılmak üzeredirtip biraz azalınca Sultan,karşıda bir kulube görürAtını sürer,kapıyı çalarİçeride ak sakallı ,nur yüzlü bir Türkmen kocası,Ocakta çorba kaynatmaktadırSultan daha kendini tanıtmadan yaşlı adam konuşmaya başlar"Ogeldin mi? Bende seni bekliyordumüşümüşsündür geç söyle ocağın başınaAskerlerinde üşümüştürOnlara bir çıra gönderelimde ısınsınlar Sultan şaşırırOcağın başına geçerYaşlı adam ocaktan bir çıra alıp nöbetçilerden birine verir"al bunu askerlere götürısınsınlar,az sonra çorba da hazır"derSultan dayanamaz"bu çırayla tümü ısınacak,bu tencereyle de tümü doyacak,Öyle mi?"derYaşlı adam tatlı bir gülümsemeyle başını sallar Bir süre sonra ordu çadır kurar,küçücük çıra koca bir meydan ateşi olurKaynayan çorba karavanalara kepçe kepçe dağıtılır,ama bir türlü bitmez Sultan yaşlı adama teşekkür eder,izin isterOnu sınamak içinde bri kese altın uzatırYaşlı adam "o bize değil size gerekbizim Dünya malında gözümüz yokbiz gönül adamıyız" derSonra da koynundan kış olmasına rağmen dalından yeni koparılmış gibi canlı bir gül dalı sultana uzatırSultan yaşlı adamın ellerini bir kez daha öperek "bundan sonra senin adın Güllü Baba olsun" derO günden sonra gülü Baba 'nın kulübesi yakınında bir köy kurulurAdına da güllüce denilir Bor'a ilişkin Efsane Zamanın birinde ,bir ülkede güzeller güzeli bir prenses yaşamakta ,halk bu prensesi çok sevmektedirGünün birinde prenses hastalanırHekimler derdine çare bulamaz ve işe periler karışır,ama onlar da çaresiz kalırPrenses hergün biraz daha erimekte herkes bu duruma çok üzülmektedir Günün birinde saraya bir gezgin gelirPrensesin hastalığını duymuşturOdaya girip prensesi gördüğünde gözleri dalar bir süre düşünür,sonra memnun bir yüzle "Buldum" derÇevresindekiler merakla açıklama beklemektedirGezgin şöyle der"Ben çok yer gezdim,gördüm ,gezdiğim beldeler içinde bir yer var ki sözle anlatılamazDört bucağı çöl,bozkır,kıraç toprak,yalçın kayadırBuların arasında yemyeşil bir beldedir orasıHer yanı elma,Kayısı bahçeleri ,üzüm bağlarıyla donanmıştırHavası,tüm dertlere şifadırDallarından asma kızları billur taneleri gibidirGüneş eşsiz harikalar yaratır,bülbül sesleri çevreyi çınlatırHele o tülün sessizce kayması gibi fısıldarBu diyar bu eşsiz diyar Bor'durEğer Prensesi buraya buraya getirirseniz birkaç güne kalmaz eskisinden daha sağlıklı olur der ve yitip gider Prenses buraya getirilir bir çadır kurulur üçgünde prenses iyileşirHerkes sevinç içindedirÜlkenin her yanından hastalar buraya akın etmektedir Bir zaman sonra prenses burada sıkılmıştırNiğde' ye geçer Bor da bu özelliğini yitirmiştirHalk arasında "Geçti Bor'un pazarı sür eşeği Niğde'ye" deyişinin buradan kaynaklandığı sanılmaktadır Hasan Dede'yle Ali Baba Hasan Dede günümüzde Hasan Dağı denilen yerde tek başına yaşamaktadırAksaraylı Ali Baba adlı dervişle arkadaş olmuşturAli Baba bir hamamda külhancılık yapmaktadır Bir gün Ali Baba Hasan Dede'yi ziyarete giderMendilinde bir avuç kor vardırSohbetleri süresince kor için için yanarMendile bir şey olmazBaşka bir gün de Hasan Dede,Ali Baba 'yı ziyarete giderMendiline bir avuç kar koymuşturKülhanda oturup söyleşirlerDuvara astığı mendildeki kar,erimeden öylece dururBir ara Hasan Dede'nin gözü hamamdan çıkan kadınlara takılırMendildeki kar şıp şıp damlamaya başlarAli Baba Hasan Dede ye bakar ve "Dağ başında ermişlik hüner değildir,burada ak topuklu kadınlar arasında ermiş kalmaktır"derZamanla Ali Baba'nın sözleri halk arasında da söylenip ders alınması için anlatılır Hasan Dede aslında Danişmendliler'in Başkomutanu Sultan Torasan'dırHaçlı seferleri sırasında llKılıçarslan ile birlikte yararlılıklar göstermiş ölünce vasiyeti gereği Hasan Dağı'nın toruğuna gömülmüştür |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|