Türk Boylarının Tamga 'Ları |
10-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Boylarının Tamga 'LarıTürk Boylarının Tamga'ları Tamgalar Orhun Türkçesiyle : Tarihsel kökeni çok eskilere dayanan tamgalar (damgalar) bir iletişim gereksinimi olarak türemiştir Bu sebeple hayvan, eşya ve hatta silahların damgalanması gibi harmanda elde edilmiş olan hububat da damgalanırdı Erken Türkler, Kuzey Avrasya kıtasında yaygın olarak yaşamışlar, geçimlerini çobanlık ve avcılıkla sağlamaya başlamışlardı Yazın yaylakta, kışın kışlakta yarı göçebe hayat sürdürmüşlerdi Mevsim göçleri sırasında, sürülerin birbirlerine karışmaması için her boy, sürülerine kendi tamgasını vuruyordu Harzemşahlar çağında yazılmış olan Mukaddimetü’l-Edeb’de "Mühür bastı, bugdayga" şeklinde bir cümle görülmektedir Daha sonraki çağlara ait olan Moğolca karşılığında ise yarı Türkçe yarı Moğolca olarak "Tamga daruba bugdayda" denmektedir Oğuz boyları tamgaları Aileler (oguşlar) birleşerek urug (oymak)ları, uruglar birleşerek boyları, boylar birleşerek bodunları, bodunlar da birleşerek elleri (illeri) oluşturur Bu kelimenin baş harfi "i" ile "e" karışımı bir sesle okunmaktadır Bozkırda en yüksek siyasal örgütlenme biçimi eldir Bodun yöneticisine han, el yöneticisine kağan denilmektedir Kayığ, Afşar, Bayat, Yazgır dört Oğuz boyları Reşideddin Fazlullah'a göre Bozoq boy (sağ kolu) birliğine, diğer on ikiside Üčoq boy (sol kolu) birliğine uygundur Cami’üt-Tevarih adlı kitabında iki grubun her biri oniki boyların Ordu'nun sağ ve sol kolundan oluştuğu aktarılmıştır Kaşgarlı Mahmud'a göre Divanü Lügati't-Türk'teki yirmi iki Oğuz bölüğünün tamgaları: Kaşgarlı bu tamgaların davarlara, yılkılara vurulduğunu söyler Yazıcızāde ʿÂlì'nin, Tevārih-i Āl-i Selçuḳ adındaki eserinde Oğuz boyları; Sağ Kol; Gün Ḫan, Ay Ḫan, Yılduz Ḫan Ḵayı, Bayat, Yazur, Döger, Ușar (Avşar), Ḳayzıḳ (Kızık), Alḳaövli, Ḳaraövlü, Davdarḡa (Dodurğa), Yaparlu, Bigdeli, Ḳarḳın Sol Kol; Gök Ḫan, Ṯaḳ Ḫan, Dingiz Ḫan Payındur (Bayındur), Becene (Biçene), Salur, İgdür, Bügdüz, Çavundur, Cibini (Çepni), Alayundlu, Evdagir (Üregir), Yıva, Ḳınuḳ Anadolu’da bugünkü söylenişe göre Oğuz boylarının adları: Boz-oklar: Kayı, Bayat, Kara-Evli, Ak-Evli, Yazır, Döğer, Dodurğa, Avşar, Kızık, Beğ-Dili, Karkın Üç-oklar : Bayındır, Peçenek (Beçenek), Çavundur, Çepni, Salur (salır), Eymir, Alayuntlu, Yüreğir, İğdir, Büğdüz, Kınık Oğuz boylarının simgeleri Damga-sembol (ongun) olarak sıkça kullanılan kartal, kudret ve kuvvetin temsilcisidir Göksel hâkimiyeti, yükseklerde uçabildiği için yaratıcı’ya yakın oluşu ve insanlar arasında olan hadiseleri yaratıcı’ya haber verdiğine inanılması dolayısıyla kutsal sayılmıştır Ongunlar Eski Oğuzca'da "Ongun" kelimesi "Totem" anlamındadır L Rásonyi'de Ongun'un Türkçe bir kelime olduğunu, Abdülkadir İnan, ise bu kelimenin moğolca kökenli olduğunu ifade eder Bahaeddin Ögel'de, aslında Ongun sözü moğolcadır Bunun Türkçesi "Töz"dür Töz türkçede "kök-menşe" anlamına geldiğini söyler Oğuz destanlarına göre, her boyun bir kuş sembolü vardır Bu kuşlar da genel olarak yırtıcı kuşlardan seçilmiştir Moğol tarihçisi Reşideddin Fazlullah, bu kuşlara Ongon deyimini kullanmış ve bu suretle deyim günümüze kadar ulaşmıştır Ebulgazi Bahadır Han'ın Şecere-i Türk eserine göre: Salur boyunun ki kartal, Dodurğa boyunun kızıl kartal, ve Kınık boyunun da ak kartal'dır Kartal, Altay mitolojisinde en büyük Tanrı sayılan Ülgen'in yedi oğlundan biridir Kınık boyu : cürre karcığay, yani çakırdoğanın erkeği (Farsça cürre = kuşların erkeği) Kayı boyu : sungur (Reşideddin Fazlullah’ın listesinde şahin'dir), yani şahinlerin en büyüğü olan akdoğan'dır Bayındır boyu : laçin (Reşideddin Fazlullah’ın listesinde şahin'dir), gezgin şahin Yıva boyu : tuygun, yani yaşlı erkek çakırdoğan Prof Bazin Özbekçedeki karşılığını bulmuştur: kari erkek karcıyağ Salur boyu : bürgüt, yani kral kartal Afşar boyu : çure-laçin, yani erkek Bayağı doğan falco peregrinus Begtili boyu : bahri, yani pandion haliaetos, yani küçük balıkçıl kartal ya da balık-kartal Büğdüz boyu : italyu (tam olarak köpekleri alan anlamındadır), yani falco lanarius (Rusçada balaban), av için yetiştirilen dişi ya da kutsal doğan'dır Bayat boyu : ükü, yani grandük Yazır boyu : turumtay (Reşideddin Fazlullah’ın listesinde çakır'dır), yani bozdoğan (Falco columbarius aesalon) Eymür boyu : adı bilinmeyen bu kuşa isperi, falco subbuteo, yani delicedoğan denebilir Karabölük boyu: küyenek sarı, yani küçük sarı kerkenez (küye’nin nek’le kısaltılmışı) Alkaevli boyu : küyenek, yani kerkenez İğdir boyu : karcığay, falco columbarius, yani çakırdoğan Üreğir boyu : biku, yani gecekuşu Tukirka boyu: kızıl karcığay, yani kızıl çakırdoğan Ulayundluğ boyu : yağalbay, falco vespertinus, yani gece çakırdoğanı Tüger boyu : küçügen, yani kuzuların büyük çakırdoğanı Peçenek boyu : ala toğunak, lanius exubitor, yani haşarat yiyen boz saksağan'dır Çavuldur boyu : buğdaınık Kononov’un bunu Humay olarak yorumlaması yanlıştır Bu kuş da humay gibi Kırgız halkbiliminde yer alan efsanevi bir kuştur Adı buğdaykuşu olduğu düşünülür Çepni boyu : humay Farsçası hüma olan efsanevi bir kuştur Bir önceki kuşta olduğu gibi yine bir hata yapılmıştır, fakat bu kez hatayı Ebulgazi Bahadur Han yapmıştır Efsanevi kuşların burada yeri yoktur Gerçekte ongun’ları kumay, yani kar çakırdoğanı'dır Çarukluğ boyu : sarı karcığay, yani sarı çakırdoğan |
Türk Boylarının Tamga 'Ları |
10-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Boylarının Tamga 'LarıTürk tarihine ışık tutan motifler : TAMGA…(lar) Bir topluluğun ulus olması için gerekli yazılı olmayan kaideler vardır…kültür, ahlak, din, dil gibi…ve toplumlar bu yazılı olmayan kuralları sembolleştirerek tarihe izler bırakırlar binlerce yıldan beri tarihin yazılmasında, şekillenmesinde önemli katkıları bulunan TÜRK MİLLETİ’de kendi tarihine bu tip sembollerle ışık tutmuş, tarihe adını altın harflerle yazdırmışlardır ön türklerin tarihe not düştükleri işte bu sembollerin en önemlileri TAMGALAR’dır “Türklerin tarih boyunca granit taşlara kazıdıkları özel işaretler Türk Kültürüne; Türklerin sosyal yazışmalarına ve Türk tarihine ışık tutar niteliktedir Bu şekillere ad olarak verilen Tamga kelimesi sözlük anlamı olarak bir şeyin üzerine bir nişan basmaya yarayan araç, bu araçla basılan nişan, bir kimsenin herkesçe bilinen lekesi, şeklindedir “ “TAMGA” kelime anlamı olarak bugün türkçemizde kullandığımız “DAMGA” kelimesinin karşılığı olsa da, taşıdığı mana ve derinlik “damga” kelimesinden çok daha önemli ve kıymetlidir tamga ya da tamgalar ve buluntuları türk tarihine ışık tutan en önemli bulgulardır türkler, tarih sahnesine çıkışlarından beri kendilerini tanımlayan bu sembolleri kah mağara duvarlarına işlemişler, kah dokudukları kilimlerde sergilemişlerdir tamgalar bazen bir bayrak olarak karşımıza çıkmış, bazen de birkaç tamga bir araya gelerek bir objenin tanımını oluşturmuşlardır bugün anadolu türklüğü’nün atası olarak bilinen OĞUZ BOYLARI’na ait tamgalar; türklerin taşlara imlediği tamga resimlerinin manaları; ESKI TÜRK DAMGALARININ GÜNÜMÜZE YANSIMALARI Orhun’dan Anadolu’ya kadar uzanmis olan Türk damgalari, Orhun ve Yenisey Yazitlarindaki benzer veya çok az farkli veya tamamen farkli sekilleriyle Anadolu’daki çesitli boy, soy, oba, asiret ve cemaat ile aileler arasinda kullanilmakta ve halâ yasamaktadir Türk damgalari Anadolu’da su yerlerde kullanilmaktadir 1 At ve sığırda, 2 Koç veya koyunun sırtında, kuyruğunda veya başında, 3 Koç ve koyunun kulak veya burnunun üstünde, 4 Kovanlarda, buğday veya un ambarlarında, 5 Mezar taşlarında, 6 Hece tahtası adi verilen, tahtadan yapılmış mezar işaretlerinde, 7 Kilim ve halılarda, 8 Keçelerde, kepeneklerde, 9 Heybe, torba ve un çuvallarında, 10 Nakiş ve yanişlarda, 11 Ziynet eşyalarinda, 12 Nazarlıklarda, 13 Ev kapı ve duvarlarında, 14 Kap kacakta, 15 El, yüz, alin, pazu ve göğse yapılan döğmelerde, 16 At koşum takımlarında Türk damgalarini bu kadar çesitli olmasi ve kullanilmasi, Türk toplumunun folklor ve etnolojik malzemelerinin, zenginlesmesinde baslica unsurlardan biridir işte bu tamgalar türk tarihine dair en önemli yazılı kaynak olan “ORHUN KİTABELERİ”nin yazın dili olan “GÖKTÜRK ALFABESİ”ni oluşturmuşlardır Oysa ki bu tamgaların oluşturduğu alfabede kullanılan RUNİK YAZI stili türklerin dışında birçok uygarlıkta da gözlemlenmiş, avrupa’da yapılan arkeolojik araştırmalarda göktürk runik yazısı ve türk tamgalarından esinlenilen birçok türk tamga’sına rastlanılmıştır cermen runik; indus vadisi runik; orhun runik-viking runik karşılaştırması; runik Björketorp taşı; anadolu, ön türk runik; orhun yazıtları runik; şimdi burada orhun kitabeleri’nin tarihi ile bu bulguların tarihleri karşılaştırıldığında kronolojik bir sorun ortaya çıkmakta orhun kitabeleri, runik yazıyla taşlara kazınan bu örneklerden çok daha yeni… bu durumda tamgaların göktürklerden çok daha önceki türk topluluklarına ait bulgular olduğu neticesi ortaya çıkıyor yani türkler göktürklerden çok daha evvel, tamgalar vasıtasıyla kendilerine has bir alfabe geliştirmiş ve yazıyı bulmuşlar, buldukları bu haberleşme yolunu da kendilerinden sonra gelen nesillere ışık tutsun diye yaşadıkları coğrafyalara kazımışlar ve kendilerinden sonraki toplumların kültür birikimlerinde önemli roller üstlenmişlerdir… |
Türk Boylarının Tamga 'Ları |
10-11-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Boylarının Tamga 'Larıfransa vichy kenti yakınında yüce konfigürasyon yazıtı; ispanya-bask bölgesinde yaptığı incelemelerden; göktürk runik alfabesi ile çözülen etrüsk yazıtları; portekiz’de rastlanan en az 5000 yıllık “uç tamga”sı norveç’te bulunan taş akıncılarız… eski dünyanın herhangi bir köşesinde bulunan tarihi bulguların köktürk alfabesi ve tamgalar yoluyla ortaya çıkarılabilmesi de tarihin türklerde başladığına dair en önemli delildir |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|