İçimizden Biri: Atatürk

Eski 06-29-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

İçimizden Biri: Atatürk



İçimizden biri: Atatürk





Hepimizin bildiği gibi Mustafa Kemal ATATÜRK dünya döneminin liderleri içerisinden 21 nci yüzyıla geçebilen tek liderdir Üstelik diğer liderler kendi halkları tarafından yok edilmemin acısını yaşamışken, o hala halkının ve dünyanın nabzında en büyük canlılığıyla, sevgisiyle, saygısıyla hala yaşayabilen dünyadaki tek lider

Önemli olanda sanırım, yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da bu kadar uzun süre canlı kalabilmeyi başarmak değil midir?

ATATÜRK’ü biz hep tarihe mal olmuş yönleriyle tanıdık: Asker ATATÜRK ya da devlet adamı ATATÜRK olarak

Bu verdiğim örnek dünyada tek olan örnektir Zaten herhalde bir başkasına da rastlamamız mümkün değil En büyük düşmanı; hani şu ordularını denize döktüğü düşmanı, Yunan başkomutanı Trikopis Hiçbir zorlama olmadan, hiçbir baskı olmadan her Cumhuriyet bayramı Atina’daki Türk büyükelçiliğine gidiyor Trikopis, ATATÜRK’ün resminin önüne geçiyor ve saygı duruşunda bulunuyor Böyle bir saygıyı en büyük düşmanında uyandırabilen bir Mustafa Kemal

Yıl 1938, General McArthur’un en zor, en problemli, en buhranlı dönemi Birden çok sıkılır ve yanında duran yüz yirmiden fazla kişiye döner ve aynen şöyle der: Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal’i görmek için neler vermezdim” dedirten o büyük özlemi ve onu oluşturabilen Mustafa Kemal’i







Ya da, yıl 1938 Bir İran’lı şair bir Tahran gazetesine ölümü üzerine bir şiir yazar İşte o şiirin iki mısrasını sizlerle paylaşmak istiyorum Diyor ki;

Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına
Mustafa Kemal gibi lider getirir
” dizelerindeki bu kıskançlığı oluşturabilen Mustafa
Kemal

Yıl 1976, UNESCO üyelerine bir öneriyle gelir Öneri paketindeki bir cümleyi sizlere okumak istiyorum Diyor ki ”Bu gün UNESCO’nun üzerinde çalıştığı bütün projelerin isim babası Mustafa Kemal’dir” Öneri nedir ? Öneri ise onun doğumunun yüzüncü yılında, 152 üyesi vardı UNESCO’nun 152 ülkenin devletleri aynı anda kutlasın önerisidir Birden İsveç delegesi ayağa kalkar ve şöyle söyler:

Ne yani dünyada bu kadar devlet adamı var hepsinin doğum gününü böyle kutlayacak mıyız?” şeklindeki kinayeli sözlerine, Rus delegesi ayağa fırlar yumruğunu masaya vurur ve 152 ülkenin delegelerine aynen şöyle söyler;





Genç delege arkadaşım hatırlatmak isterim ki ATATÜRK öyle dünyadaki herhangi bir lider değildir, bırakın onu bir yıl anmayı her ülke her problemimizde çare olarak aramalıyız” sözlerini döktürtebilen bir Mustafa Kemal Sonra ne mi olur?

UNESCO tarihinde ilk ve tekdir hiç negatif oy yok, hiç çekimser oy yok 152 ülke şu metne imza atar; hani İsveç delegesi demişti ya “ne yani” diye O İsveç delegesi bu imzanın atıldığı gün mikrofona gelir ve aynen şunları söyler;

Ben ATATÜRK’ü inceledim bütün ülkelerden özür diliyor ilk imzayı ben atıyorum” diyecektir

İşte o muhteşem belge diyor ki;
ATATÜRK KİMDİR; ATATÜRK ULULARARASI ANLAYIŞ, İŞBİRLİĞİ, BARIŞ YOLUNDA ÇABA GÖSTERMİŞ ÜSTÜN KİŞİ, OLAĞANÜSTÜ DEVRİMLER GERÇEKLEŞTİRMİŞ BİR İNKİLAPÇI, SÖMÜRGECİLİK VE YAYILMACILIĞA KARŞI SAVAŞAN İLK ÖNDER, İNSAN HAKLARINA SAYGILI, DÜNYA BARIŞININ ÖNCÜSÜ, BÜTÜN YAŞAMI BOYUNCA İNSANLAR ARASINDA RENK, DİL, DİN, IRK AYIRIMI GÖSTERMEYEN, EŞİ OLMAYAN DEVLET ADAMI, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU
Var mı böyle bir metin! Bir filozof derki “bir ülke için kıstas aradığınız zaman o ülkenin en büyük liderini gözden geçirin” şu anda kıstas arayan ülkelere sanıyorum bundan daha iyi bir metin gösteremeyiz İşte bu metin 152 ülke tarafından imzalanmıştır Eşi olmayan devlet adamı metni Peki daha sonra ne olmuştur; 151 ülkede hemen hemen bir yıl boyunca her yerde bu metni görebiliriz, soruyorsunuz bana o bir ülke kim? İşte o ülkenin adını vermeye benim dilim maalesef varmıyor Hadi gelin Haiti’ye gidelim Yıl 1996, Haiti Cumhurbaşkanı ölür Bir vasiyet bırakmıştır Haiti’ye baktım haritada bir kutup kadar uzak ülke Haiti Cumhurbaşkanı 1996 da öldüğünde vasiyeti açılır Vasiyetinde mezar taşına yazılması için bir metin bırakmıştır Haiti Cumhurbaşkanının bugün mezar taşında yazan hitabeyi sizlere okumak istiyorum Diyor ki “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldümPeki yıllar bir şey değiştirir mi? Hayır 2000 yılında bizim medyanın kaçırdığı bir bilgi var, ABD Başkanı milenyum mesajını veriyor Mesajın bir yerinde aynen şunları söyler; “Bugün milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal ATATÜRK’tür Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir






2000 de ABD Başkanına işte bu gerçeği de ifade ettirebilen bir Mustafa Kemal var Asker Mustafa Kemal’in, Devlet adamı Mustafa Kemal’in çok dışında bir Mustafa Kemal 2003 de bir şey değişti mi?, 2004? Hayır 2004 de bir konferans veriyorum birden bir hanımefendi ayağa fırladı Dedi ki “Ben Norveçliyim ve şu anda Norveç’te çok sık kullandığımız bir deyim var, bu deyimin anlamını anladım” dedi Hanımefendi “nedir o deyim” dedimNorveççe’de “ATATÜRK gibi düşünmek” deyimi var Çok sık kullanırız bu deyimi” ”nerelerde kullanırsınız” dediğimde “Hani bir problem veririz çöz diye o da tembellik eder çözmez Deriz ki ona bu problemin mutlaka çözümü var Birde ATATÜRK gibi düşün O gün otelime geldim televizyonu açtım o kadar çok kişiye bir de ATATÜRK gibi düşün dediğimi hatırlıyorum ki galiba Norveççe’den çok bizim dilimizin bu deyime fazlasıyla ihtiyacı var diye düşünmeden de edemedim

Bir İngiliz gazeteci ATATÜRK’le bir röportaj yapar Röportajını Amerikan Büyük Kütüphanesinden bulup getirttim ve bir yerinde Mustafa Kemal’e şöyle sorar gazeteci; Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?” Mustafa Kemal’in cevabı aynen şöyle :

Şartlarımızı koyarız Kabullerine bağlı Biz müracaat etmeyiz üye olmak için Eğer davet gelirse düşünürüz Evet, Birleşmiş Milletler sadece Türkiye’yi davet edebilmek için yasasını değiştirir ve ilk davet edilen ülke olur Mustafa Kemal’in ülkesi, Türkiyesi Birleşmiş Milletlere Sanıyorum ondan feyz alacağımız çok şey var aslında Mustafa Kemal’den Ama bu arada 2005’de daha yeni iki üç gün önce yabancı gazeteyi okuyorum Sür manşet büyük puntolarla şu başlığı atmış “Bu gün Ortadoğu’ya
düzinelerle ATATÜRK lazım
dedim yazara ATATÜRK ‘ü hiç tanımıyor herhalde Düzineye hiç gerek yok tek bir tanesi de yeterdi aslında





Örnek vermeye devam edersem inanın konferans böyle biter Filipinlerden Çin’e kadar o kadar çok örnek var ki Ama gördük 1925’de 1938’de 1996’da 2000’de 2005’de her ülkeden, her cinsten, her statüden insanın özlemle, sevgiyle, saygıyla aradığı ama bizim olan bir Mustafa Kemal’den bahsediyoruz Bu gün Türkiye’nin en büyük sorunu nedir? dersem cevap olarak kulağıma gelenler şunlar; ekonomi diyorsunuz işsizlik diyorsunuz Ama bence Türkiye’nin çok önemli bir problemi var o problemi çözersek Türkiye ekonomiyi de çözer Türkiye işsizliği de çözer Evet Türkiye’de lider yetiştirme sorunu var

Lider deyince de nedense hep siyasi lider anlıyoruz ben ondan bahsetmiyorum, benim lider dediğim çok kapsamlı bir kavram Yoksa içersindeki tek bir terimdir siyasi lider veya sosyal lider Ama lider dediğim zaman ben asrın lideri dünya liderinden bahsediyorum İşte böyle liderlere ihtiyacımız var Ben şimdi soracağım size şu anda karşımda pek çok genç arkadaşım oturuyor Bunlardan bir tanesinin bir kaç dönem sonrasının Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı yada Başbakanı, Maliye Bakanı ya da evinin anne babası olmadığını bana iddia edebilir misiniz? Belki sizsiniz, ama biliniz ki işte bugün sizlerle paylaşacağım konu asrın lideri, dünya lideri yada lider olmanın küçük sırlarını ATATÜRK’le sizinle paylaşacağım



İlk sırrımız; ATATÜRK tamam arkadaşım ben topraklarınızı kurtardım askeri bir dehayım deyip yerine çekilmemiş hemen asker elbisesini çıkartıp sivil elbisesini giymiş ve inanır mısınız sınırlarını hangi sınırın lideri ise o sınırların içerisinde ne var ise ama ne var ise taşından toprağına hepsinin ama hepsinin sorumluluğunu omuzlarında hissetmiştir de onun için Mustafa Kemal bugün dünya lideridir Nasıl mı ?


ATATÜRK’ü ağlarken tarih çok ender tespit etmiştir 25 yıllık araştırmacıyım, 7 tespitim oldu İlki Çanakkale’de topçu atışımız başladığı sırada döktüğü gözyaşıdır, bir diğeri ise hepimizin bildiği bir hikaye ama ben yine de anlatacağım O günün Ankarası kurak, çorak bir köy Çankaya’dan meclise gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış ATATÜRK o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını durdururmuş, inermiş ve o iğde ağacına selam verirmişAman demişler paşam ne yapıyorsunuz böyle?”, “Eee o demiş yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var Yani “niye şaşırıyorsunuz?” der gibiymiş Ve bir gün yanında bulunan arkadaşına İşte bu benimderken bide bakıyor ağaç yok ortada hemen iniyor “Ne yaptınız bu ağaca” diyor “Paşam” diyorlar “yolu genişletmek için mecburduk kestik o ağacıYahu diyor bitek bana soraydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum” diyor Daha fazla dayanamıyor, arabasına biniyor, şoförünün ve arkadaşının gözü önünde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz? Hayır Çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlıdır ve lideri olduğu için de bu toprakların da o iğde ağacının da sorumluluğu Mustafa Kemal’in omuzlarındadır da onun için



Galiba şimdi anlatacağım inanılmaz projeyi de o gün düşünmeye başladı Hani Bir daha böyle bir şeyle karşılaşabilirsem nasıl müdahale edebilirim” diye Çok değil doğa katliamı, en kolay yaptığımız katliam



Yıl 1930 ATATÜRK Yalova köşküne doğru çıkmakta Bir de bakar bir bahçıvan koca bir çınar ağacını kesmek üzeredirYahu” der “sen hayatında hiç böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki? Kesmeye muktedir görüyorsun kendini ve niye ?” der Bahçıvan derki; “Paşam çınar ağacının kökleri köşkün temelini kaldırdı, yaprakları da köşkün pencerelerine müdahale ediyor Ya köşkü kaybedeceğiz ya ağacı keseceğiz Onun için de kusura bakmayın ama biz ağacı kesiyoruz Bir an düşünür; “Hayır gerekirse köşkü ağaçtan uzaklaştırırız” der Derler ki bu gün Mustafa Kemal bir hoş Ne demek köşkü tutup da ağaçtan uzaklaştırmak? Ama inanır mısınız mühendis değil, mimar değil, ziraatçı değil ama ne yapar biliyor musunuz? İstanbul’daki köprü altındaki tramvay raylarını Yalova’ya taşıtır Köşkü hiç yıkmadan olduğu gibi tutarak kendisi de kazma kürek temelini kazar ve köşkün altına tramvay raylarını döşeyerek köşkü ağaçtan 4 metre 80 santim kenara çekerek hala Cumhuriyetimiz gibi ayakta durmakta olan çınar ağacının kurtuluşunu temin eder



Yıl 1930 Dünya çevre lafını ne zaman etmeye başladı? 1980 den sonra 1980 den önce, 1930 yılında dünyaya somut bir çevre dersi vermektedir Mustafa Kemal aslında Ama, biraz acı parantezlerim olacak bu konferansımda İlk acı parantezimi ATATÜRK kimdir belgesiyle açmıştım, ikinci acı parantezim burada olacak Hadi gelin 5 Mart 1996 ya gidelim yani günümüze yakın bir gün “ATATÜRK ve Türk kadını” konulu tiyatrolu konferansımı 25 gençle sunuyorum 25 gençle birlikte prova yaptık, yorulduk, oturduk, televizyonu açtık ikinci haber olarak 6 dakika müddetle ve 5 kere görüntü zumlanmak üzere önemli bir haber verildi televizyonda Haberi aynen aktarıyorum, diyordu ki “Amerika da eski bir ünlü bir müzikal hiç yıkılmadan dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle raylar üzerinde iki metre kenara çekilerek yerine yeni bir binanın yapıldığı” haberiydi Dünyada ilk kez lafı da beş kere edildi gençlerden biri kalktı bana ne dedi biliyor musunuz? “Ya öğretmenim biz tarihe pek bir daldık Bakın el alem neler yapıyor? Teknik, medeniyet biraz da onlara baksak” diyince arşivimde 1930’da ATATÜRK’ün bu işi yaparken çekilmiş resimleri, raylar üzerindeki çekilen resimlerigösterdim kendilerine ve dedim ki ”şu anda ne söyleyeceksiniz bana? Bir genç kalktı ne dedi biliyor musunuz? “Ya öğretmenim suç bizde mi? Biz bu konuyu ilk defa sizden duyuyoruz, sizden görüyoruz bu resimleri Ama o haberi bugün milyonlarca Türk genci izledi ve oturdular 25 genç, bu haberi veren televizyona bir faks çektiler Faksta aynen şu yazıyordu “İkinci haber olarak 6 dakika müddetle ama beş kez şu resimlerigöstermek suretiyle bu arada da mutlak suretle mesajı iletin dediler “Bu gün 1996,Amerika çekiyor raylar üzerinde iki metre, yerine yeni bir bina yapıyor, 1930 ATATÜRK çekiyor 4 metre 80 santim, bir ağaç kurtarmak için” bu mesajı da çok iyi verin dediler Yıl 1996 idi Yıl 2005 hiçbir televizyonda izlediniz mi? İzlemediniz Ya hocam siz bize bir tek çınar ağacı ve iğde ağacı anlattınız bunlar ATATÜRK’ün hayatında tek tek örnekler olabilir Hadi gelin Söğütözü’ne gidelim, hani şu Ankara yakınlarındaki, o zaman için 80 tane söğüt ağacının olduğu yere


Söğütözü’ne ATATÜRK hep dinlenmek için gelirmiş Bir geldiğinde galiba düşündüğünü sesli olarak aktarmış; “Ah ! burada bir kulübem olsaydı keşkeYa paşam istediğin bir kulübe olsun hemen yaparız şuraya“ demişlerBuradaki ağaçlara ne olacak pekiPaşam buradakiler söğüt ağacı; gönülsüz ağaçtır Sökeriz başka bir yere dikeriz, mutlaka tutar” demişler Bir an durur, “Bir tek şartla kabul ederim” der Burada yetecek kadar söğüt ağacını kendi ellerimle sökeceğim, kendi ellerimle dikeceğim, önce tuttuklarını göreceğim, sonra kulübe yapımına izin vereceğim Yani bugün betonu yeşile tercih eden zihniyete bence en güzel örnek teşkil eder bu Ne yapar biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal ATATÜRK makamını Çankaya’dan Söğütözü’ne taşıtır hasırlar üzerine Kabullerini orda yapar, imzalarını orda atar, çadırda kalır ama söğüt ağacını söker, kendi elleriyle diker, tuttuklarını görür, ondan sonra bugün çok küçücük ama verdiği mesaj olağanüstü büyük olan bu Söğütözü’ndeki küçük ATATÜRK kulübesinin yapılmasına izin verir


25 yıllık araştırmacıyım Benim elimde 130 belge var bizzat çevre hareketine bedenen katıldığına dair Sade bende 130 belge, kim bilir kaç belge var Keşke diyorum, keşke bu belgeler, bazı günler bizi okullar da bu kulübeye götürüp de burada anlatılsaydı sanıyorum bugün betonu yeşile tercih eden hiçbir belediye başkanı yetişmezdi


İşte bu anlamda sahneye şimdi Tahsin ÇOŞKAN’u davet edelim Tahsin COŞKAN o zamanın genç bir ziraat mühendisiGel Tahsin seni bir yere götüreceğim fikrini almak istiyorum” diyor Giderler, gösterdiği yere bakar Tahsin Bey Bataklık, sivrisinek salgını, hayvan leşlerinin olduğu berbat bir arazidirYa paşam hayrola” der Atatürk, “Buraya bütün masrafı cebimden olmak üzere bir orman çiftliği yapmak istiyorum” derYa paşam buranın ıslahı ya sizin paranızı tüketir ya da zamanınızı, neden bu kadar mümbit topraklar varken gelip de burayı tercih ettiniz?” der


ATATÜRK’ün cevabı ATATÜRK’çedir Derki ”Ben en zor olanı yapayımda siz arkamdan kolayları nasıl olsa yaparsınız” Ne bilsin ki en kolayları bile çabuk yıkabildiğimizi ama, bu arada Tahsin ÇOŞKAN “Paşam burada hiçbir şey yetişmez, pek uğraşmayın” der Ama dinleyen kim Derki “Tahsin buraya ziraatçileri getir ve incele bana resmi bir yazı getir burasıyla ilgili Biraz sonra Tahsin COŞKAN çok mutlu, kendi dediği çıktı, üzerinde “Burada hiçbir şey yetişmez“yazılı, altında da ziraatçilerin imzasının olduğu bir belgeyi Mustafa Kemal’in önüne koyar ATATÜRK biraz mütebbessim okur bu yazıyı Kaleme alır, bu kağıdın yanına aynen şunları yazar “BURASI VATAN TOPRAĞIDIR, KADERİNE TERK EDEMEYİZ” Etmez de Aynı Sakarya savunması gibi akasya savunmasını ele alır, çam ve köknarı oraya 30 Ağustos olarak tamamlar ve hiç unutmayacağımız bir gün, lütfen hiç unutmayın, tarihte atladık bu günü, 25 Mayıs 1933 Ne yapar biliyor musunuz? Hani 5 Haziranlarda kutladığımız bir gün var, çevre günü değil mi? Çevre günü ne zaman kutlanmaya başladı? 1980 den sonra Peki 25 Mayıs 1933, ATATÜRK ne yaptı? İlk Çevre günü kutlamasını yaptı Hem de bugün okullara soruyorum diyorsunuz ki ne yaptınız diye “ya ağaç diktik diyorsunuz ya çöp topladık” öyle falan değil Bütün Ankara halkını bedava trenlerle buraya getirtiyor, ağaçlar boy vermişler, altında dinlenmektedirler, havuz yapılmıştır, çocuklar yüzmektedirler Hatta bütün masrafı cebinden ödemiştir ama karı da almamıştır, buraya bir fabrika yaptırmıştır, süt ürünleri üretilmektedir, herkes yemektedir Herkes çok mutlu ama en mutlusu Mustafa Kemal ATATÜRK

Nebizade diye bir arkadaşı var, Nebizade’nin kafa çok karışıkYahu paşam senden başka bir tek kişi burada bir ağaç yetişeceğine inanmadı Peki sen nasıl anladın burada orman olacağını?” derGel Nebizade gel, şimdi anlatayım sana Hani Tahsin ÇOŞKAN’ın burada bir şey yetişmez dediği günün akşamı tebdili kıyafetle Çankaya’dan kaçtım, buradaki köylülere geldim Köylüler beni tanımadılar Köylülere, ağalar dedim burada ağaç yetişip yetişmeyeceğini bana en kolay yoldan nasıl ispat edersiniz dedim “Al dediler”, bana bir testi su verdiler, bir de kazma kürek “Kaz orayı iki gün sonra gel biz sana ne olacağını söyleriz” dediler Ah o iki gün Çankaya’da nasıl geçti bir Allah bilir bir de ben İki gün sonra gittim testiyi çıkardım, testinin içinde su bitmişti, köylülere uzattım Dediler ki bana “ağa testide su kalmamış, toprak su emiyor, bakma bunun üstünün kurak olduğuna, biraz uğraş burada ne ekersen biçersin” Ve hani Tahsin COŞKAN’ın o raporu bana getirdiği gün ben çoktan projeye başlamış epey de ilerlemiştimdiyecektir

Dünya lideri olmak öyle kolay değil biliyor musunuz Hani ATATÜRK’e kimdi en çok karşı çıkan, evet Tahsin COŞKAN’dı Onu da ATATÜRK buraya müdür tayin eder Evet lider olmak hakikaten kolay iş değil Bu arada biz bu 130 belgeye hiç çalışmamışız

Çalışmadığımızın en acı örneğini Türkiye yaşadı zaten Neydi o örnek “17 Ağustos depremi” Evet deprem bir kaderdir ama kader olmanın ötesinde dolgu alan çöktü, dolgu binalar çöktü Oysa 1930’dan beri bize “lütfen tabiatla oynamayın, tek bir ağaçla bile oynamayın” diye bize örnek olan bir liderimiz varken yaşadık bu acıyı

Bizler iyi değerlendirmemişiz onun çevre hareketini ama bakın dünya ne güzel değerlendirmiş hareketini Ben size bu bilgileri vermek için 1919 başladım ve bugüne kadar çıkan bütün gazete ve dergileri tarıyorum Taramam sırasında 28 Temmuz 1933 günün Cumhuriyet gazetesinde bir haber okudum İnanılmaz bir haberdi Hani bir çiçek alıyoruz, kırmızı renkte, hediye götürüyoruz ve adına da “ATATÜRK Çiçeği” diyoruz O ATATÜRK çiçeğinin adını biz koyduk zannediyorduk ama bakın gazeteyi aynen okuyorum Gazete haberi şu “Chicago özel, geçenlerde Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden doktor Kirk Landın laboratuarlarında muhtelif ameliyeler neticesinde kırmızı renkte yeni bir çiçek elde edilmiştir Profesör bu yeni çiçeğe isim ararken yanında duran ama Tarsus Kolejinde ATATÜRK’le tanışmış, ondaki tabiat bilgi ve ilgisine hayran olan bir diğer profesör bu çiçeğe ATATÜRK isminin verilmesini önermiştir Ve bu öneri dünya nebatat dairesine iletilmiş ve ATATÜRK’ün yaptığı çalışmaların anlatıldığı toplantıda oy birliğiyle kabul edilmiştir” Yani dünyadaki her ülkede bu çiçek Gazi ATATÜRK adıyla üretiliyor ve satılıyor

Peki başka bir lider var mı diye araştırdım bir çiçeğe adını veren, başka hiçbir lider yok Çünkü tabiatıyla bu kadar bütünleşebilen bir lideri dünya tarihi yazmamıştır

Diyor ki Mustafa Kemal ”çevre hareketi dışında eğer lider olacaksanız eğer lider olmaya kalkıştıysanız ki içinizde öğrenci arkadaşlar var mutlaka sınıf başkanları vardır eğer sınıf başkanı olacaksan bu bir liderliktir sınırın nedir? sınıftır sınıfın içerisindeki tek bir tebeşir tanesi tek bir sıra tek arkadaşının problemiyle ilgilenemeyeceksen o liderliği kabul etmeyeceksin demektedir Mustafa Kemal

Peki ikinci sırrımız ne? İkinci Sırrımız; dünya tarihi sadece bir sıfatı Mustafa Kemal’e vermiştir Başka dünyada hiçbir liderin alamadığı bir sıfattır bu hangi sıfat mı?

Ne dersiniz? Evet Başöğretmen diyen var aranızda, hoşgörülü evet biliyorum hepsi gönlünüzden geçen sıfatları ATATÜRK’ün ama soruyorum sizlere bir insan doğumundan ölümüne kadar ya bir askerdir, ya bir devlet adamıdır ya çevrecidir ya tiyatrocudur ya sanatçıdır ya arkeologdur bir şeydir Ama bunların hepsi birden olabilen dünyadaki tek lider Mustafa Kemal ATATÜRK olduğu için dünyada “kültür antropologu” sıfatı verilebilen tek lider Mustafa Kemal’dir

Kültür Antropologu” nedir ne değildir uzun uzun başınızı ağrıtmayacağım Hadi gelin 5 Mayıs 1935, Ahlatlıbel’e gidelim Ahlatlıbel Ankara yakınlarındaki kazıların başladığı yer biliyorsunuz Bütün arkeoloji kazılarının yapılma emrini veren Mustafa Kemal, müzelerin açılma emrini veren de Mustafa Kemal Ama bugünkülerde olduğu gibi açın, kazın, imza; öyle değil Nasıl yetişmiş inanın, 25 yıllık araştırmacıyım hiç anlamadım Bakıyorsunuz Efes kazıları başlıyor iki kere gidiyor, Konya‘da Asar kazıları başlıyor başında, birde bakıyorsunuz Ahlatlıbel kazıları başlamış başında, toprak alıyor, ölçüyor, biçiyorYa ne yapıyor Mustafa Kemal” diyorlar Çankaya’ya gidiyor,

Çankaya’da üç gün üç gece hiç uyumadan; uyumamak için alnına ıslak bezler koydurmuş, birilerini çağırıyor, telefonlar ediyor bir heyecan bir telaş Üç gün sonra gelin diyor Ahlatlıbel’e gidiyoruz Hemen geliyor diyor ki “arkeologlar toplanın Biliyorsunuz başlarında en büyük arkeologumuz Zübeyir KOŞAR var Bu Zübeyir KOŞAR’ın bir e bir anısıdır Toplanıyor ve diyor ki Mustafa Kemal heyecanla; kazdığınız yer yanlış, şurayı kazmanız gerekir Yabancı arkeologlar “el insaf paşam, anladık iyi askersin iyi devlet adamısın ama yani bu işte bizim işimiz niye karışıyorsun” der gibi aralarında birkaç şey oluyor ama emir büyük yerden Başlıyorlar Mustafa Kemal’in gösterdiği yeri kazmaya Sonuç mu? Bütün bulgular oradan çıkacaktır İnat uğruna, kendi ceplerinden öder ve kendi dedikleri yeri kazarlar hiçbir bulguya rastlamayacaklardır

Bunun üç gün sonrası, ATATÜRK Galip ARCAN’ın yazdığı “Sırat Köprüsü” adlı piyese davetlidir Davetiyede böyle yazar piyesin başında mutludur biraz sonra sinirlenmeye başlar bir müddet sonra bitince “bana Galip ARCAN’ı çağarın!” der Galip ARCAN gelince “bu piyesi siz mi yazdınız? “derEvet paşam ben yazdımHayır, bu bir Bolunun Flor Doranj adlı boldvilin’in aynen çevirisi neden bunu belirtmediniz hakkınızda soruşturma açtırıyorum” diyecektir Buna benzer pek çok anıyı da okuyunca ne dedim biliyor musunuz? Samimi konuşacağım inanın sizlerle Dedim ki “a be Atam boldvilin’e varıncaya kadar ne zaman okursun? ne zaman kafanda tutarsın Ve o sırada ne yaptım biliyor musunuz? Yirmi yıllık araştırmacıydım, ATATÜRK’le iddiaya girmek gibi, dedim “senin başında durmadığın ilerletmeye çalışmadığın bir alan bulmak benim boynumun borcu olsun

O sırada da “Sanat ve ATATÜRK” adlı araştırmamı yapıyorum baktım resimde Türk tarihinde ilk resim sergisini o açıyor, heykelde dinin etkisini kaldırıyor ama karşıma yedinci sanat dalı geldi Ne? Sinema dedim “herhalde burada iddiayı kazandım” Hey hat, baş yönetmen Cezmi AR, başrolde Mustafa Kemal, film çekiyorlar Ve Cezmi Ar Mustafa Kemal’e tabi Cumhurbaşkanı ya diyemiyor şöyle dur böyle dur diye diğer oyunculara şiddetle bağırıyor Atatürk “Gel Cezmi gel, burada başkomutan sensin ben bu işi bilmem Önemli olan işin iyi çıkması Bana da aynı şiddet ve hiddetle
bağıracaksın
” der Cezmi AR hayatının son günlerinde “ben bir daha asla öyle bir oyuncuyla çalışmadım” diyecektir

Yıl 1937, Münir Hayri EGELİYLE odalarına çekilirler Çankaya’ da ne mi yaparlar? ATATÜRK bir film senaryosu yazmıştır, adını da koymuştur; “Ben bir İnkılap Çocuğuyum” dur adı Kendi yazdığı film senaryosunu Münir Hayri EGELİ çekecektir, ATATÜRK oynayacaktır Ama yıl 1937’dır, ömrü vefa etmemiştir Derim ki haydi filmciler bulun bu senaryoyu filme çekin pokemondan çok daha faydalı olacağına ben kesin gözüyle bakıyorum

Bu arada ATATÜRK’ün her şeyi iyide ben iddiadan vazgeçtim, tamam dedim Kesinlikle iddia falan yok artık, iddiayı Mustafa Kemal kazandı ama merak ediyorum nasıl yaptı diye Asıl sır nerde? O sırada en büyük lider eleştirmeninin sözü geldi elime

Liderleri çok sıkı eleştiren bir eleştirmen diyor ki ATATÜRK için “Liderler içerisinde eleştiri acizliği yaşadığım tek lider Mustafa Kemal’dir Çünkü bütün Rönesans, bütün reform, bütün aydınlanma çağı etkinlikleri bir adamın kafasında toplanmış, bir çağa sığan etkinlikler on yılda başarılmış, bu büyük bir mucizedir en büyük radikal Mustafa Kemal’dir” bunu biz demiyoruz dünyanın en büyük lider eleştirmeni diyor

Peki, tamam laf iyide diyorsunuz ki laflar karın doyurmuyor, Esas sır nerde çok merak ediyorum On yılda bir bakıyorsunuz kara tahtanın başında harf öğretiyor, bir bakıyorsunuz şapka giyiyor, bir bakıyorsunuz tiyatro eseri oynatıyor, yok efendim arkeolojik kazılara gidiyor, tren raylarının genleşme hesabını yapıyor, Ankara’daki caddelerin ne kadar mesafede olacağı konusunda şehirleşme planları yapıyor, E on yılda bunların hepsi peki nasıl? Ben esas sırrı nerde buldum biliyor musunuz? Onun bir sözünde Ama bu bence, ve dedim ki bu sözü okuyunca keşke şu karga kovalamasını kafalarımıza yerleştireceklerine şu sözünü yerleştirselerdi herhalde Türkiye çok farklı bir yerde olurdu şu anda ATATÜRK diyor ki “Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan irini eğer kitaplara vermeseydim bu gün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım Esas sır bence burada Çocukluğunda eline geçen iki kuruştan birini kitaplara verdiği için 35 yaşında general, 40 yaşında başkomutan, 42 yaşında
cumhurbaşkanı, 46 yaşında dünyada pek çok reformist var ama hiç biri dile dokunabilmeyi cesaret edememiştir; dile dokunabilen tek reformist Mustafa Kemal’dir

İşte bunu yapabilen ve 53 yaşında nutku yazan genç olarak tarihimize geçecektir Mustafa Kemal


Okumayla, ama nasıl okuma biliyor musunuz? Bildiğimiz gibi bir okuma değil Sizi 1914 Anafartalar’a götürüyorum Anafartalar’da savaşın bir dinlenme yerinde çadırınıza gelirsiniz postalları çıkarır rahatça dinlenmek istersiniz Öyle bir şey yok Macar Türkoloğu Nemetin, Fransız Türkoloğu Devinin Türkoloji albümleri duruyormuş Açıyor onları okuyor Mustafa Kemal Diyorlar ki “niye bunları okuma gereği duyuyorsun” verdiği cevaba bakın; onlara diyor ki: “Savaştan sonra bu dilin değişme ihtiyacı var onu
tespite çalışıyorum
Yıl 1914, gelelim 1916’ya Bitlis cephesi komutanı Mustafa Kemal Bitlis cephesinde çökmekte olan bir cepheyi kurtarıyor ve çadırına geliyor, yaveri İzzettin ÇALIŞLAR’ı çağırıyor ve eline bir not veriyor Notta ne yazıyor biliyor musunuz?





Savaştan sonra ilk işimiz Türk kadınına serbestisini vermek, onu erkeğinin yanında eşit haklara sahip kılmak Yıl 1916, Türk kadının değil adı, değil kimliği, hiçbir şeysi yok Sokağa çıkma hakkı olmayan bir Türk kadını Peki sizce tam savaşın en hararetli zamanında neden Türk kadını geldi Mustafa Kemal’in aklına Ha, Kurtuluş Savaşında gördüğümüz kadın manzarası, değil ATATÜRK’ü, dünyayı şaşırtan bir manzaradır Ülkelerin savaşları olmuştur ama top yekun savaş örneği ilk defa Kurtuluş Savaşında görülmektedir

Araştırmacı Yazar Profİlknur GÜNTÜRKÜN KALIPÇI

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk

Eski 06-29-2009   #2
Gözyaşı
Varsayılan

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk



Önemli olanda sanırım, yaşarken ölmek değil, öldükten sonra da bu kadar uzun süre canlı kalabilmeyi başarmak değil midir?

Burası ilgimi çekti



Çok güzel bir konuya değinmişiniz kaliteli bir paylaşım olmuş teşekkürler şengül hanım

__________________
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk

Eski 06-29-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk



Okuduğun için ben teşekkür ederim Gözyaşıİsterimki tüm üyelerimiz bu paylaşımı okumalarıdırİlk senin okuyacağını da biliyordum sevgili Gözyaşı
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk

Eski 06-29-2009   #4
Gözyaşı
Varsayılan

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk



Ben beğendim eğer ilgi görürse sabitlemeyi bile düşünüyordum bende okumalarını istiyorum çok güzel bir yazı gerçekten sabitliyorum hemen
Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk

Eski 06-29-2009   #5
TiFus
Varsayılan

Cevap : İçimizden Biri: Atatürk



Ellerine Sağlık Şengül Abla Çok Anlamlıydı Bazı İnsanlar Vardır Ölseler Bile Kalbimizde Yaşarlar Benim İçin Öyle Sadece 2 Kişi Var Atatürk Ve Barış Manço 2side Kimse İçin Ölmez Kalbimde Herzaman Yeri Ayrıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.