Sabır Taşı

Eski 06-26-2009   #1
TiFus
Varsayılan

Sabır Taşı



Sabır Taşı

Fatma hanım yatan yavrusuna baktı bir kez dahaBelki de bu onu son seyrediÅŸi,son görüşüydüHayatta en çok deÄŸer verdiÄŸi,çok fazla önemsediÄŸi,hatta onun için herkesi kırıp, öz oÄŸlunu Yavuzunu bile hiçe saydığı,geleceÄŸinin teminatı gözüyle baktığı küçük oÄŸlu Fatih’ti bu köhne hastanede yatanYaÅŸlı gözleri aÄŸlamaktan kızarmış,titrek ellerini kaldırarak dua ediyordu YaradanınaAslında hiç yüzü yoktu dua etmeyeYaptığı adaletsizliÄŸi,haksızlığı,tüm insanların onları uyarmalarına raÄŸmen dikkate almamalarının hesabını nasıl verecekti Rabbine?Ne kadar dua da etse,tövbe de etse yinede telafi edemezdi hatasınıYa büyük oÄŸlu YavuzOnun yüzüne her baktığında,her yanına gelip halini hatırını sorduÄŸunda yerin dibine giriyor,utançtan bakamıyordu yüzüneHer yemekte kendinden önce anne ve babasının yemeÄŸiyle ilgilenen bir zamanlar hiçe saydıkları oÄŸullarına nasıl affettireceklerdi kendilerini? Hiçbir ÅŸey olmamış gibi nasıl davranacaklardı? Onun yüzüne her baktığında hatasını düşünüyor,keÅŸkeler zihninde dönüp duruyordu sürekliGelecekte keÅŸke dememek için yaptığımız her davranışı,söylediÄŸimiz her sözü düşünerek söylenmesi gerektiÄŸini anlamıştı ama geç kalmıştı birazYavuzun sürekli kullandığı bir söz geldi aklına ‘Söz ağızdan çıkmadan biz ona hükmederizAma aÄŸzımızdan çıktığı anda o bize hükmeder’ Aslında geçmiÅŸimiz geleceÄŸimizi yönlendirir Evet böyle derdi YavuzNeye yatırım yaparsak günü geldiÄŸinde o bizi karşılarBu dünyada da Ahirette deGeçmiÅŸimiz bir nevi geleceÄŸimizin aynasıdır aslındaFatma hanım bunları düşündükçe utancı daha fazla artıyor piÅŸmanlığını ifade edece söz bulamıyorduÇok geç kalmıştı,hem de fazlasıylaGeçmiÅŸi bir bir geldi gözünün önüneBuruÅŸmuÅŸ göz kapakları kapanmış,yaptıklarını ve yapması gerekirken yapmadıklarını düşünmeye koyuldu Ä°stanbul’un köhne bir ilçesinde gecekonduda iki oÄŸlu ve kocasıyla yaÅŸam mücadelesi veren sıradan bir kadındı oSıradan bir Anne yaniOnu diÄŸer annelerden ayıran tek farkı ise ÅŸimdi ayırt edebiliyorduOnun piÅŸmanlığı da bu yüzden di zatenAkÅŸam geç vakte kadar çalışan kocası,büyük oÄŸlu Yavuz,küçük oÄŸlu FatihÄ°ki oÄŸlundan en çok Fatihi seviyorduÇünkü o, hasta olduÄŸu için sürekli korunmaya muhtaç bir haldeydiAÄŸabeyi Yavuz saÄŸlıklı ve iÅŸinde gücündeydi Fatma hanım yatmakta olan oÄŸlunu baÅŸtan aÅŸağı süzdüBebeklik hali geldi gözünün önüneO doÄŸduÄŸunda da çelimsizdiHastalığı daha doÄŸduÄŸu yıllarda baÅŸlamıştıOnun hastalığı ile uÄŸraşırlarken Yavuz ilk okula gidiyor gayet saÄŸlıklı bir ÅŸekilde devam ediyordu yaÅŸamınaFatih’le hastanelerde koÅŸtururken Yavuz okuldan eve döndüğü zaman genelde anne ve babasını evde bulamıyor onlar gelene kadar dış kapıda bekliyordu ailesiniÇoÄŸu zaman açlıktan ve soÄŸuktan üşüyen minicik ellerini zor çıkan nefesiyle ısıtmaya çalışıyor, aç olan midesine bastırarak baÅŸka ÅŸeyler düşünmeye çalışıyorduÄ°leriden anne ve babasını hasta kardeÅŸiyle beraber geldiklerini görünce dünyalar onun oluyorduKoÅŸarak annesinin sıcaklığını duyabilmek için bacaklarına sarılıyor ve her defasında da sinirli annesinin onu ayağıyla itmesiyle zoraki uzaklaÅŸtırılıyorduEvlerine girer girmez annesi söylenmeye baÅŸlıyordu bıkıp usanmadan - Yinemi üstünü başını kirlettinSen ne biçim bir insansın anlamadım ki? Biz hasta kardeÅŸinle uÄŸraşıyoruz sen bize yardım edeceÄŸine daha fazla yoruyorsun Yavuz korkudan bir köşeye siniyor açlığını bile annesine söylemeye cesaret edemiyorduAkmaması için zor tuttuÄŸu gözyaÅŸlarını içine akıtarak annesinin kardeÅŸine ÅŸefkatle sarılıp - Ne yemek istersin yavrumCanın ne istiyorsa söyle onu piÅŸireyimAslan yavrum beninÄ°yileÅŸecek ve bize o bakacakBizim onu taşıdığımız gibi o da bizi sırtında taşıyacak diyerek yanağına sıcacık bir öpücük kondurmasını seyrederdi çoÄŸu zamanKardeÅŸini o da çok seviyordu ama anne ve babası sanki kardeÅŸinin hastalığının intikamını ondan alıyormuÅŸ casına kötü davranmalarına bir anlam veremiyor,kardeÅŸine her yaklaÅŸtığında annesinin hışımla parmağını ona doÄŸru sallayarak - Sakına çocuÄŸu aÄŸlatma yoksa seni piÅŸman ederim Sözlerinden sonra içten içe kardeÅŸine de kızıyordu Annesi yemek hazırlarken oda kırık dökük bir oyuncak arabayla oynamaya baÅŸladıÇocuk aklı en ufacık bir ÅŸeyle avunuyor,en ufacık bir ÅŸey onu mutlu edebiliyorduBabası da televizyonda haberleri dinlemeye koyulmuÅŸtuKardeÅŸi yattığı yerden ona bakıp arabasını istediYavuz: - Olmaz o benim arabam - Ver dedim arabayı bak anneme söylerim - Az ben oynayayım sonra sana vereyim tamam mı kardeÅŸim demesiyle kardeÅŸinin çığlığıyla irkildi - Anne abim arabayı bana vermiyor Anne koÅŸar adımlarla gelerek bir yandan söyleniyor bir yandan da Yavuzun elindeki arabayı hızla çektiHem acıyan eli, hem de arabasının gittiÄŸi için Yavuz da aÄŸlamaya baÅŸlamıştı ki oturan babası öfkeden kıpkırmızı olmuÅŸ vaziyette Yavuza tekme tokat vurmaya baÅŸladıTekmelerin bir biri ardına suratında ve tüm vücudunda patladığından Yavuz minik elleriyle yüzünü saklamaya çalışırken bir yandan da yalvarıyordu - Babacığım ne olur yapma sonra çok acıyorAnne ne olur kurtar beni söz veriyorum bir daha kardeÅŸimi hiç üzmeyeceÄŸimOyuncaklarımın hepsini ona vereceÄŸimNe olur babacığım yapma ne olur! Babanın gözü dönmüş hasta olan çocuÄŸunun intikamını alırcasına yerde zavallı bir ÅŸekilde yatan minik bedeni tekmelemeye devam ediyor onun haykırışlarını hiç duymuyordu bileAnne hissiz sadece seyrediyor Fatihe sarılmış öylece bakıyorduTaki baba Yavuzu duvara savurup kafasından kan gelene kadarYavuzun artık takati kalmamış yalvaramıyordu bileBu sesler ve bağırışmalar oturdukları gecekondunun dışına taÅŸmış komÅŸular toplanmıştı bileZaten alışıklardı bu durumaBu ne ilkti ne de sonYan komÅŸularından Hatice ana yaÅŸlı haliyle koÅŸarak girdi içeriye yerde yarı baygın kanlar içinde yatan minik yavruya bakıp, söylenmeye baÅŸladı; - Siz insan olamazsınızNe istediniz yine bu yavrudan? Bu kaçıncı? Korkarım bir gün öldüreceksiniz bu yavruyu Hiç mi Allah korkusu,Anne baba sevgisi,hiç mi merhamet yok siz de? Bir yandan söyleniyor diÄŸer yandan eline geçirdiÄŸi bir bez parçasıyla pansuman yapıyorduAma kanamayı bir türlü durduramayınca Yavuzu yaÅŸlı haline bakmadan kucaklayarak dışarı çıkardıKapının önünde ki merakla olayı seyredenlere bağırarak; - Görmüyor musunuz çocuk kötü durumda ambulansı çağırın hadii! Baba içeriden hala söylenmeye devam ediyordu - Oda Fatihi aÄŸlatmasaydıO hasta bilmiyor mu? Kendi saÄŸlıklı diye bu çocuÄŸu niye aÄŸlatıyor? Fatih kendini koruyamıyor onun yerine ben korurum oÄŸlumu Fatma hanım hala Fatih’e sarılmış başını okÅŸuyordu oÄŸlununOysa diÄŸer oÄŸlu yarı baygın Anne Anne diye mırıldanıyordu Hatice ana gözyaÅŸları içinde bir yandan dua ediyor diÄŸer yandan da Yavuz’un yaralı vücudunu okÅŸuyorduHer kafadan bir ses çıkıyordu - Hastaneye gerek yok aslında çocuk bu toparlar kendini - Nerde kaldı bu ambulans? - Neden dövmüşler yine bu çocuÄŸu? En sonunda öldürecekler bu biçareyi - Bunlarda insaf yok canımHiç insan kendi evladına bunu yapar mı? Zavallı çocuÄŸun haline bakVicdansız bunlar vallahi vicdansız - Öz deÄŸildir belki de ne biliyoruz ki? Bak diÄŸerine yapmıyor - Öz canım ben biliyorumSenelerdir komÅŸuyuzAma Fatih’i hasta ,Yavuz da saÄŸlıklı ya sanki onun intikamını alıyorlar bu zavallıdan - Bu çocuk ne yapsın canım? Bumu hasta yaptı diÄŸer evlatlarını? Kaç senedir komÅŸularıyım bu çocuÄŸa bir kere sarıldıklarını görmedim ikisinin deAma Fatih’i şımartıyorlarOda gün gelir baÅŸlarına bela olurBelli mi olur hayat bu belki de dövdükleri bu zavallıya muhtaç kalırlarDiÄŸeri hasta diye tepelerine çıkarıyorlarYa bu çocuk sakat kalsa ÅŸimdi ne olacak? Hatice ana konuÅŸanlara sinirli bir ÅŸekilde bakıp söylenmeye baÅŸladı; - Bırakın dedikoduyu telefon açın da çabuk gelsin ÅŸu ambulans Hatice ana ÅŸefkatle baktı gözleri yarı aralanmış bitkin bedeneÇok kısık bir ÅŸekilde hala mırıldanıyordu - Anne beni kurtarAnneciÄŸim çok canım acıyorBaba ne olur yapmaBunları duydukça Hatice ananın gözyaÅŸları kucağındaki yaralı bedene doÄŸru akmaya baÅŸladıAradan birkaç dakika geçmiÅŸti ki ambulansın sireni acı acı çalarak yanlarına kadar gelmiÅŸtiGörevliler araçtan hızla inip yerde kanlar içerisinde yatan Yavuzu sedyeyle ambulansa bindirerek yine aynı acı sesle uzaklaÅŸtılar oradanYavuz’un yanında ne kurtarması için hala yalvardığı Annesi vardı,ne de onu bu hale gelene kadar döven babası Hiç biri yoktu yanında Onu defalarca bu ÅŸekilde dayaktan kurtaran Hatice ana vardı yanındaYaÅŸlı kadının eli minik,ürkek ve titreyen eli kavramış ona güç veriyordu - Tamam yavrum geçtiHastaneye gidiyoruzÄ°yileÅŸeceksin merak etme Ambulansın içinde doktor yarayı temizlerken Yavuz gözlerini hafifçe araladıKarşısında müşfik bir ÅŸekilde ona bakan Hatice anayı görünce buruk bir tebessüm kondurdu kan içinde kalan yüzüneGüvende olduÄŸunu anlamış minik eli yaÅŸlı kadının elini daha bir güvenle sımsıkı kavramıştıBu halde hastaneye gelmiÅŸler o geceyi orada geçirmiÅŸlerdiKendine geldiÄŸindeyse doktor sordu - OÄŸlum seni bu hale kim getirdi anlat bakalımOlayı polise bildirmeliyiz Yavuz’un sesi titriyor onu bu hale getirse de Babasının polisle karakolla uÄŸraÅŸmasına gönlü razı olmuyorduHem söylese bile eve geri döndüğünde daha kötü dayak yiyeceÄŸini de biliyorduDaha önce de bu ÅŸekilde olmuÅŸ babası ona sıkı sıkı tembih etmiÅŸti; - Sakın benim dövdüğümü söylemeYoksa beni hapse atarlarkardeÅŸin de sen de babasız kalırsınızSonra size kim bakar? Sana sorarlarsa çatıdan düştüm de tamam mı? Doktorun ısrarla sorusuna kısık bir ÅŸekilde cevap verdi - Çatıdan düştüm doktor amcaTopum oraya kaçmıştı da Hatice ananın gözleri dolduYüreÄŸinde müthiÅŸ bir sızı hissediyor doÄŸruyu söylemek istese de daha sonrasını düşünerek dudağını morartana kadar ısırarak sessiz kaldıBir ara Yavuz’la göz göze geldilerYavuz’un ona yalvaran gözlerle bakması onun yüreÄŸini daha da fazla yakıyor bir ÅŸey yapamamanın verdiÄŸi çaresizlik onu helak ediyordu Doktor çok inanmasa da çocuÄŸu daha fazla üzmek istemiyordu - Peki Annen baban yok mu yavrum senin? - Var efendim - Neden yanında deÄŸiller peki? - KardeÅŸim hasta olduÄŸu için onu yalnız bırakamadılarBen de Hatice ana ile geldim Doktor’un kafası iyice karışmış vaziyette Hatice ana ya döndüHatice ana müşfik bir ÅŸekilde bir doktora bir de Yavuz’a bakarken gözyaÅŸları sel olmuÅŸtu yine KeÅŸke anlatabilseydiKeÅŸke küçücük çocuÄŸun vücudundaki morlukların mimarı olan kiÅŸiyi ele verebilseydiKeÅŸke yüreÄŸinden geçeni açıklayabilseydiKeÅŸke yapabilseydi tüm bunlarıBoÄŸazında düğümlenen bu keÅŸkelere daha fazla dayanamadıGözlerini doktordan hızla kaçırırken gözyaÅŸlarını gizlemek istercesine arkasını dönerek çıktı odadanKapıda doktorun çıkmasını beklerken hala tereddüt içindeydiSöylese daha kötü olur muydu acaba? SöylemediÄŸinde de yine aynı ÅŸekilde davranması kaçınılmazdıGel-git ler içerisindeyken doktor da Yavuzu muayene edip odadan çıkmıştı Hatice ananın yanına gelip yavaşça mırıldandı; - ÇocuÄŸu muayene ettimVücudun da morarmamış bir yer kalmamış Bunlar kesinlikle düşme izi deÄŸil Åžiddete maruz kalmış bu çocukKim yaptı bunu? Bunu yapan insan olamaz - Ne olur doktor bey kimseye söylemeyinSize yalvarıyorumYoksa daha kötü vaziyette geri gelir buraya Belki de mezara gider Allah korusunZoraki sadece bunları söyleyebildiKelimeler boÄŸazında düğümlenip kalmıştıYüreÄŸinin bir tarafı - Söyle de cezasını çeksin insafsız adam Derken bir tarafı da; - Sakına eve geri geldiÄŸinde kesinlikle çocuÄŸu yaÅŸatmazBelki de akıllanmıştır Bir daha yapmazKorkmuÅŸsa bir daha dövmez belki de DiyorduAma bu söylediklerine o da inanmıyordu aslında Doktor daha da fazla hiddetlenmiÅŸ sıktığı yumruÄŸunu diÄŸer eline vurarak söylenmeye baÅŸladı; - Bu minik bedeni bu hale getirenler aramızda dolaşıyorÄ°nanamıyorumVallahi aklım almıyorAllah cezalarını versin böylelerininÇocuk kendinde çıkarabilirsinizAma emniyette olduÄŸundan ve başına bir daha böyle bir ÅŸey gelmeyeceÄŸinden eminseniz alın götürün evine Hatice ana üzerine bir kat daha fazla yük binmiÅŸ,ağırlığı kaldıramayacağını düşünürken kapı aralığından çelimsiz elleriyle onu çağıran Yavuza bakıp; - Tamam götüreyimÄ°nÅŸallah bir daha bunu yapmazYaparsa da biz mahalleli olarak ona dersini veririz inÅŸallah - Peki siz bilirsinizSize geçmiÅŸ olsun - SaÄŸ olun doktor bey oÄŸlumAllah sizden razı olsunSiz kim bilir daha nelerini görüyorsunuzdur? - Evet çok olayla karşılaşıyoruzAma pek çoÄŸu kaza,yaralanma vesaireBen en çok kendinden küçük ve korumasız yavruların bu ÅŸekilde hayvanca hırpalanmasını hazmedemiyorum - Hiç kimse hazmedemiyor evladımKim hazmedebilir ki? Ä°nsan olanın yüreÄŸi kaldırır mı böyle bir ÅŸeyi? Güçsüzlük ifadesi aslında buKendinden küçük birini dövmek,hırpalamak Zavallılığın bir ifadesi bence - Evet teyzeciÄŸim haklısınızZavallıların iÅŸidir buAma Allah er geç kim zavallı kim güçlü gösterirAllah büyüktür teyzeciÄŸim,Allah en büyüktür - Amenna oÄŸlum amenna Hatice ana doktora teÅŸekkür ederek ayrıldı yanındanYavuzun yanına geldiTebessüm ederek baÅŸladı konuÅŸmaya; - Hadi bakalım bu kadar yatmak yeter dedi doktor beyArtık eve gitme vakti geldiYavaÅŸ yavaÅŸ çıkalım mı? Yavuz’un ışıldayan gözleri bir anda karardıEve dönmek, bu ifade ne kadar soÄŸuk ne kadar kötü ve ne kadar canını acıtıyordu onunVücudundaki aÄŸrılara aldırmadan yavaşça doÄŸrulduGüvendiÄŸi el yine imdadına yetiÅŸmiÅŸ onu yataktan düşmekten kurtarmıştıYataÄŸa oturup karşı ki camdan dışarıya baktı Yavuz Hava pırıl pırıl aydınlıktıAma onun yüreÄŸi kapkara vaziyette gidiyordu evineHırpalandığı,dövüldüğü,horlandÄ±ÄŸÄ ±,itilip kakıldığı yere dönüyorduTitrek bir sesle baÅŸladı konuÅŸmaya; - Hatice ana sen olmasaydın ben ne yapardım Gerisini söyleyemediSesi kısılmış,boÄŸazında düğümlenip kalmıştı sözcüklerDaha çok ÅŸeyler söylemek istese de aÄŸlamaktan konuÅŸamayacağını anladıBir süre öylece sessiz baktı bu yüreÄŸi kocaman kadınaBu nur yüzlü kadını imanı mı böyle yapmıştı? Gıpta ile baktı yüzünde ki çizgileri derin ama imanın verdiÄŸi nurla parlayan bu kadınaO da büyüyünce tıpkı onun gibi olmaya yemin etti o günOnun gibi müşfik,onun gibi sevecen, onun gibi yardım sever,onun gibi imanlı Hatice ana eÅŸyaları toparlamış Yavuzun koluna girerek çıktılar odadanKoridorda ilerlerken akÅŸam onun halini görenler acıyarak bir birlerine gösteriyorlardı zor yürüyen bu çocuÄŸuKapıya kadar gelmiÅŸlerdi ki,Hatice ana; - Bir dakika bekleBen taksi çağırayım yavrum sen ÅŸurada otur Yavuz mahcup olmuÅŸtuEmekli maaşıyla zar zor geçinen kadına daha fazla yük olmamak için; - Gerek yok Hatice ana ben yürürüm YaÅŸlı kadın onun neden böyle dediÄŸini anlamıştıTebessüm ederek karşılık verdi; - Sen yürürsünde yavrum ben yaÅŸlı bir kadınımBen yürüyemem Onlar kendi aralarında konuÅŸurlarken taksi yanaÅŸmıştı bile yanlarınaTaksiye binerek hızla uzaklaÅŸtılar oradanYavuz eve gidince neler olacağını düşünüyor,bir taraftan da aÄŸrılarını düşünmemeye çalışıyorduVe nihayet kapının önüne geldiklerinde arabadan inerek yavaÅŸ adımlarla eve yöneldiÄŸinde arkasına dönüp Hatice ana ya baktıO gelmiyorduKendisine baktığını fark edince; - Sen yalnız git oÄŸlumYine bir ÅŸey yaparlarsa sakın orada durma koÅŸ bize gel tamam mı?Ben seni kurtarırımHadi yavrum Allah yardımcın olsun - Her ÅŸey için teÅŸekkürler Hatice anaSen bana öz annemden daha fazla annelik yaptın hakkını helal et - Helal olsun yavrumHelal olsun Eve iyice yaklaÅŸtığında içeri girip girmemekte tereddüt ettiTitreyen eli zile deÄŸmiÅŸ kısa bir süre sonra da kapı açılmıştıKapıyı açan annesiydi - Gel bakalımÄ°yileÅŸtin demekSen saÄŸlıklısın zaten sana bir ÅŸey olmazTurp gibisin senHadi bakalım geç kardeÅŸini oyala bende yemek hazırlayayımBirazdan baban da gelir iÅŸten Ãœrkek adımlarla içeri girdi YavuzKardeÅŸi yine televizyonun karşısındaki koltuÄŸa oturmuÅŸ önünde meyve tabağı kumanda diÄŸer elinde,keyfi yerindeydi Yıllar bu ÅŸekilde akıp gitmiÅŸ,KardeÅŸi hasta olduÄŸu gerekçesiyle hep el üstünde tutulmuÅŸ,şımartılmış,o ise saÄŸlıklı olduÄŸu için azarlanan,dayak yiyen horlanan,hatta çoÄŸu zaman kardeÅŸinin yapmış olduÄŸu yaramazlıklar yüzünden bile cezalandırılan ikinci sınıf muamelesi gören bir kiÅŸilik olarak hayatını devam ettirmiÅŸtiAma sürekli acı çekerek büyümüş okula parasız baÅŸkalarının verdiÄŸi kıyafetler ve kitaplarla,kar,kış demeden yürüyerek gidip gelmiÅŸtiAcılarla yoÄŸrulmuÅŸtu yani Orta okul ve lisede hem çalışıp hem okumuÅŸ,okul ihtiyaçlarını kendisi çıkardığı gibi eve de katkıda bulunuyorduKardeÅŸi ise iyileÅŸmesine raÄŸmen çelimsiz olduÄŸu için yine el üstüde tutularak servisle gidiyordu okulaYavuz asla kıskançlık duymuyor,aksine kardeÅŸine çok üzülüyorduOnun iyileÅŸmesi için sürekli dua ediyor Hatice ana dan ona miras kalan dua yı dilinden düşürmüyorduOnu kızdıran tek ÅŸey anne ve babasının kardeÅŸi ve ona farklı davranmalarıydıO kadar farklı davranıyorlardı ki,bunu herkes hissediyor çoÄŸu zaman etrafındaki insanların ona acıdıklarını fark ettiÄŸinde ise fazlasıyla üzüyordu ama elinden bir ÅŸey gelmiyorduBu hal o askere gittiÄŸinde de devam ettiOnu bir kere bile aramadılarO ise Allah inancı sayesinde onları asla terk etmeyip sürekli hal hatırlarını sordu Asker arkadaÅŸları Yavuzun anne abasının yaÅŸadığını bile bilmiyorlardıAkÅŸamları arkadaÅŸlarına ailelerinden gelen telefonlar anons ediliyor,her konuÅŸanda müthiÅŸ bir sevinçle geri gelerek, ballandırarak anlatıyorlardı aileleriyle konuÅŸtuklarını O ise bunu bir kere bile yaÅŸayamadıGeceleri sessizce aÄŸlayarak geçirir,gündüz arkadaÅŸlarına bir ÅŸey hissettirmezdiTek sırdaşı RabbiydiSadece ona derdini açar ailesinin doÄŸru yolu bulmaları için dualar ederek geçiriyordu geceleriniÇünkü çarenin sadece onu yoktan var eden de olduÄŸunu biliyorduArkadaÅŸları gayet rahat para harcarlarken ona hiç para gelmediÄŸi için bir ÅŸey alamıyordu ama o buna aldırmıyorduAilesinden istediÄŸi tek ÅŸey sadece onu arayıp sormalarıydıFakat bir kere bile aramadılar Tezkere aldığına sevinememiÅŸti bile YavuzBölükten toplanan parayla Ä°stanbul’a zar zor gelmiÅŸ, YaÅŸadığı mahalleye girince de ilk iÅŸi Hatice ana nın mezarını ziyaret etmek olmuÅŸtuSaatlerce dua etti oradaOna çok ÅŸey öğretmiÅŸti çünküVicdanlı olmayı,müşfik olmayı,merhameti,sabrı,imanı ve insan olmayı ondan öğrenmiÅŸtiHayatına deÄŸer katmıştı onunNeden dünyaya geldiÄŸini,ne yapması gerektiÄŸini hep o öğretmiÅŸti onaO,öldüğü zaman da en çok üzülen de Yavuz olmuÅŸtu tabiKoruyucusunu kaybetmiÅŸti,onunda deÄŸerli olduÄŸunu hissettiren tek kiÅŸiyi kaybetmiÅŸti,yiyen,içen,gezen et yığını deÄŸil de Allaha ibadetle emrolunan bir kul olduÄŸunu ondan öğrenmiÅŸtiUzun uzun dua etti bu unutamadığı gerçek ana ÅŸefkatini hissettiÄŸi tek kiÅŸinin mezarında Sonra ayakları ister istemez eve yöneldiKapıyı komÅŸu gibi çaldıAnnesi açtı kapıyıYaÅŸlanmış,saçlarına aklar düşmüş bu kadın onu doÄŸuran ama ÅŸefkat göstermeyen bu kadın,dövülmelerinde sessiz kalan bu kadın için ne hissediyor olabilirdi? Koca bir boÅŸluk Sadece buAnnesi herhangi bir komÅŸu gibi sarıldı oÄŸlunaFatih büyümüş yine her zaman ki gibi şımarık bir edayla abisine hoÅŸ geldin dediAynı anne babaya sahip olduklarına,kan bağının bulunduÄŸuna inanamıyorduBu soÄŸuk buz dağı onun kardeÅŸimiydi? KardeÅŸ neydi? Ne yapardı aslında? Ya anne baba neydi? Onlar ne yaparlardı? DoÄŸurmakla mı sınırlıydı görevleri?Yanağındaki ize baktıBu yine bir dayak seansında meydana gelmiÅŸti ve bir ömür boyu taşıyacaktı onuTaşımak zorundaydıHer aynaya baktığında yanağını kaplayan o kapanmaz yarayı gördüğünde ne hissedecekti?Çocukları sorduÄŸunda ne cevap verecekti onlara? Babasını nasıl anlatacaktı? Ya tepkisiz kalan annesini? Ahiret’te ne cevap vereceklerdi peki Allah’a? Nasıl savunacaklardı kendilerini? Adaletsiz davranan bu insanlar Allah’tan nasıl adalet umacaklardı? Evet Allah adildirHem de hiç kimsenin olmadığı kadarNihayet akÅŸam olmuÅŸ baba da gelmiÅŸti iÅŸtenÖylesine sarıldı vücudunun pek çok yerinde imzası bulunan oÄŸlunaYavuz da ona yönelirken ürkekti,titrektiAniden dövmeye baÅŸlamasından korkan bir hali vardı ama artık imkansızdı bu Yavuz o gün hep gözlemlediYaÅŸadığı bu ev,onun isteÄŸi dışında anne-baba ve kardeÅŸi olan bu insanlara baktı uzun uzunFatihin anne-babasına davranışlarına baktıHakaret ediyor,küfrediyorduEmirler yaÄŸdırıyordu onun için çırpınan bu insanlaraOysa o bir kere bile karşı çıkmamıştı onlaraBir kere bile saygısızlık göstermemiÅŸ, sürekli saygılı davranmıştı onlaraOysa Fatih annesine emirler yaÄŸdırıyordu sürekliYavuz annesine sofra kurarken yardım ettiYaÅŸlanmış ve bezgin haline dayanamadıSofraya oturmuÅŸlardı ki Fatih bağırmaya baÅŸlamıştı - Neden bir bardak getirdin? Ne biçim sofra bu? Ä°nsan ol biraz yaGit bir bardak daha getir Yavuz ÅŸaşırmıştıYutkunduBir ÅŸeyler söylemek istese de sabretmek daha iyidir dediKabahat onda deÄŸil,onu bu hale getirenlerdeydiHastalığından eser kalmamasına raÄŸmen yine onu kullanarak anne babasına hükmeden bu insanda tıpkı babasını hatırlattı onaO gece pek bir ÅŸey konuÅŸmadan yattılarAslında hesap sormak istiyordu onlara - Neden beni hiç aramadınız? Neden hiç para göndermediniz? Hasta olup olmadığımı hiç merak etmediniz mi? Neden? Neden? Hiç birini soramadıGerek duymadı belki deNe yararı olurdu ki sormasının? Zamanı geri alamayacağına göre ne iÅŸe yarardı ki hesap sormak? - Sessiz kalmak en doÄŸrusuSessiz kalıp uygun bir ÅŸekilde burayı terk edip gitmek Diye geçirdi içinden Sabah olunca ilk olarak iÅŸ bulmaya karar verdiAma bu o kadar zordu kiBöylece haftalar geçmiÅŸ o çok aramasına raÄŸmen hala bir iÅŸ bulamamış,anne ve babasının hakaretleri yavaÅŸ yavaÅŸ baÅŸlamıştıVe Allahın izniyle çalışabileceÄŸi bir iÅŸ bulmuÅŸ genellikle iÅŸe yürüyerek gidip geliyor yol parasına kadar biriktiriyorduEvlenme yaşının geldiÄŸini düşünse de ailesinin yardım etmeyeceÄŸini bildiÄŸinden dolayı kendi çabasıyla bir ÅŸeyler yapabilmek için sürekli gece gündüz çalışıyorduEve de para veriyordu ama annesi onun biriktirdiÄŸi paraya göz dikmiÅŸtiBir gün yine iÅŸten geldiÄŸinde Yavuzu bir kenara çekerek nasihate baÅŸladı; - Bak oÄŸlum bu paraları bu ÅŸekilde biriktirmen iyi deÄŸilDeÄŸer kaybediyor bunlarÄ°stersen sen onları bilezik yaptırBen takarımHem evden çalınmamış olurHem de düğünün olacağı zaman onları bozdurarak ihtiyaçlarını giderirsin Yavuz çaresiz kabul ettiKendisine nasihat verecek,doÄŸruyu gösterecek,onun yanında olan birilerinin olmasını çok istediÄŸinden, bu teklifin de onun için hayırlı olduÄŸunu düşünmüştüErtesi gün,canını diÅŸine takarak biriktirdiÄŸi geleceÄŸine yaptığı yatırımı bilezik olmuÅŸ,onu döven,hırpalayan,azarlayan,kıyaslayan annesinin kolundaki yerini almıştıDirseÄŸine kadar gelmiÅŸti bu bilezikler Yavuz bu arada hem çalışıyor,hem de kendini geliÅŸtirmek için kitaplar okuyor,bir ÅŸeyleri doÄŸru yerden öğrenmek adına sürekli koÅŸturuyorduVe nihayet seneler sonra kendi gibi düşünen birini tavsiye etti bir arkadaşıGörüşmeler sonunda evlenmek üzere anlaÅŸtılarFakat ailesini ikna etmesi gereken Yavuz bunu bir türlü yapamıyor sürekli onlarla karşı karşıya geliyorduÇok fazla dindar buldukları gelin adayını istemeye gitmek imkansızdıVe son gün Yavuz senelerdir yapmak isteyip te yapamadığını baÅŸardıOnlarla konuÅŸmaya karar verdiAkÅŸam yemeÄŸinden sonra anne ve babasını karşısına alarak baÅŸladı konuÅŸmaya; - Anne-babaBen sizden ÅŸimdiye kadar kendi adıma bir ÅŸey istemedimHer ihtiyaç duyduÄŸumda yanımda deÄŸildinizÄ°htiyaçlarımı hep baÅŸkaları karşıladıEn zor anlarım da bile,size en fazla ihtiyaç duyduÄŸum anlarda bile hiç yanımda olmadınızBeni dünyaya getirmeye vesile olan iki insan olarak sizden ilk ve son kez bir ÅŸey istiyorumEmin olun bunu ben yapabilseydim veya bir baÅŸkasına yaptırabilseydim sizden asla istemezdimÄ°lk kez bana analık babalık yapın bu sizden son isteÄŸimAnne ve babası uzun süre düşündükten sonra bir kere kızın evine gidip istemeyi kabul ettilerAma babanın bir ÅŸartı vardı, hışımla söze atıldı; - Bak ama sadece bir kere giderimBir daha asla gitmemNe halin varsa görYavuz ailesiyle ilk kez gidip isteme iÅŸlemini yaptılar,kızın ailesi olgun insanlardı ve zorluk çıkarmadan; - Onlar istiyorsa bize laf düşmezHaklarında hayırlı olur inÅŸallahGelin adayı içeri girip bir ÅŸeyler ikram ettiÄŸinde baba sinirli bir ÅŸekilde baktı oÄŸlunaÖrtülü bir gelin istemiyorlardıHele birde bu ÅŸekilde fazla örtülü olunca iyice sinirlenmiÅŸtiAnne aslında Namaz kılmasına raÄŸmen oda çok hoÅŸnut deÄŸildi bu iÅŸtenYavuz kendi çabasıyla evi tutup,birkaç eÅŸya aldıKendilerini zorlamadan basit bir düğün yapacaklardıAilesi Yavuz’u bir kez daha ÅŸoka sokup ihtiyaç duyduÄŸu zaman vereceklerini söyledikleri bilezikleri vermemiÅŸtiKız, Yavuz’un durumunu bildiÄŸi ve onun üzülmesini istemediÄŸi için kendi bilezik takmaktan hoÅŸlanmadığını söyleyerek onları almamasını, annesine hibe etmesizi istedi YavuzdanYavuz hayran olmuÅŸtu bu olayaÅžimdiye kadar ailesi ondan ne koparabilirlerse kar sayarlarken karşısında evlenmeyi düşündüğü kız,hiçbir ÅŸeyin önemli olmadığından Allah’ın ileride daha fazlasını verebileceÄŸinden bu dünya malının gelip geçici olduÄŸundan söz ediyorduHatta daha da ileri giderek Ebu zerin sözü gibi diyordu - Biz en güzel eÅŸyalarımızı gerçek dünyamıza göndeririz - Çok sevindi YavuzHayatı boyunca ilk kez birileri onu kiÅŸiliÄŸinden dolayı takdir ediyor,dünya menfaatini boÅŸ gördüğünü önemli olanın sadece Kurani bir yaÅŸam olduÄŸundan söz ediyordu Zor ÅŸartlarda evlenip yuvalarını kurmuÅŸlardı bileYavuzun ailesi yine onunla ilgilenmiyor sadece Fatihle ilgileniyorduNihayet Fatihte biriyle tanışmış ve eve getirmiÅŸtiBu Yavuzun babasının istediÄŸi gibi yarı çıplak dolaÅŸan birini buldu Fatih ve aniden düğünsüz bir ÅŸekilde getirdi eveUzun bir süre beraber yaÅŸadılarTabi Fatihin hakaretleri ve karısına bile iÅŸ yaptırmaması ipleri iyice koparmıştı ki,Fatih evin tapusunu bir ÅŸekilde üzerine alarak iyice yaÅŸlanan anne babasını evden kovmuÅŸ bir daha da asla onların yüzüne bile bakmamıştıVe aylar sonra evi sattıklarını karısının da ev parasıyla beraber kaçtığı haberi ÅŸok etkisi yarattı Fatma hanımda O biricik oÄŸlu,kıyamadığı,hiçbir kötülüğü konduramadığı oÄŸlu hastaneye kaldırılmıştıYavuz,hem anne ve babasına bakıyor hem de hastanedeki kardeÅŸiyle ilgileniyorduAma bir kere bile onların yüzüne vurmadan bir görev olarak adletmiÅŸti bu iÅŸiÇünkü o,sabrı kaynağından öğrenmiÅŸti,insanlığı,ÅŸefkati,yardıma koÅŸmayı,karşılıksız,hiçbir ÅŸey ummadan sadece Allah rızası için mücadele etmeyi inandığı dinden öğrenmiÅŸtiHayat o kadar farklı geliÅŸiyordu ki, bir anda belki de kendisi hiç ummadığı bir insana muhtaç kalabilirdi Hayat bu, her an her ÅŸey olabilirAllah her birimizi farklı ÅŸekillerde imtihan ediyorBunu bu ÅŸekilde bilmek ve bu ÅŸekilde inanmak ne büyük lütuf

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

GeliÅŸmiÅŸ Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.