18. Yüzyıl Felsefesi

Eski 05-10-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

18. Yüzyıl Felsefesi



Aydınlanma Çağı



olarak adlandırılan tarihsel dönem, Aydınlanma felsefesi de denilen 18 yüzyıl felsefesinin genel adıdır




Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, ''Aydınlanma felsefesi'' de denilen 18 yüzyıl

Aydınlanma felsefesi ya da 18 yüzyıl felsefeleri ''genel olarak'' insanın kendisini, hayatını ve toplumsal yaşamın düzenlenmesini yeniden gündeme almış, hem düşüncenin hem de toplumsal yaşamın köklü değişimlere uğrayacağı bir sürecin fikirsel/felsefi başlatıcısı olmuştur Bu yüzyılın sonlarına doğru meydana gelen Fransız devrimi ( 1789), ve ardında gerçekleşen modernleşme süreçleri, düşünsel anlamda etkilerini ve kaynaklarını aydınlanma felsefesinde bulmaktadır

Din ya da Tanrı merkezli toplumsal yapının ve düzenlemelerin yerini bu süreçte akıl merkezli toplumsal düzenlemeler arayışı alır Geniş ve genel anlamıyla ''aydınlanma'', ortaçağda hüküm süren dünya görüşüne karşı
felsefesinin genel adıdıryeni bir dünya görüşünün ortaya çıkması ve temelendirilmesi olarak belirtilir Bu yüzyıl yeni bir ''ideal'' ile tarih sahnesinde yer alır; bu ideale göre, aklın aydınlattığı kesin doğrulara ve bilginin ilerlemesine dayanan ''entelektüel bir kültür'' egemen olmalıdır ve bu kültür sonsuz bir şekilde ''ilerlemelidir'' Böylece ilerleme ideali, insanın geleneğin köleliğinden kurtularak sürekli mutluluk ve özgürlük yolunda gelişeceği düşüncesine dayanadırılır

Aydınlanma felsefesinin kaynağı Rönesans felsefesi ve özellikle de 17 yüzyıl felsefesinin ortaya koyduğu ilkelerdir Rönesanstan itibaren düşüncenin tarihsel otoritelerden kurtulması, bilgi
ve yaşam hakkında akla ve deneyime dayanmaya başlaması sözkonusudur 17 yüzyıl da bu gelişmeler sistemleştirilip temel ilkelere dönüştürülmeye başlanmış, rasyonalizmin belirginleştiği bu yüzyılda aydınlanma felsefesinin ''düşünsel temelleri'' bir anlamda hazırlanmıştır Sekülerleşme aydınlanma felsefesinin ve genel anlamda aydınlanmacılığın her tür girişiminde temel olmuş olan bir yönelimdir

18 yüzyıl felsefesinde bir yanda rasyonalizmin öte yandan empirizmin güçlenmesi ve bunlardan meydana gelen teorik sorunların yeni bir takım sentezlerle aşılmaya çalışılması sözkonu olacaktır Aydınlanma çağı, aklın ışığında felsefenin de yepyeni bir etkileyicilikle ortaya çıkışına, yaygınlaşmasına, yeni sentezlerle sistematikleştirilmesine etki etmiştir Bu bakımdan bu yüzyıla "felsefe yüzyılı" denmesi de sözkonusudur''Felsefe Tarihi'', Macit Gökberk, Remzi Kitabevi, 2Basım, sayfa;328


Aydınlanma nedir?


Aydınlanma Çağı, akıl'ı kurucu ilke olarak benimseyerek, tüm toplumsal yaşamın ve düşünüşün buna göre şekillendirilmesine yönelinel dönemdir Kant, aydınlanmacılığı, "aklı kullanma cesareti" olarak tanımnladığında, genel olarak Aydınlanma Çağı'nın felsefesini vermektedir 18 yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkıp gelişmiş ve " aydınlanma" fikriyle yaygınlaşmıştır

Kant, aydınlanma düşüncesinin kurucu ilkesi olan akıl konusunda şöyle der: ::Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır Bu ergin olmayış durumu ise, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır İşte bu ergin olmayışa insan kendi suçu ile düşmüştür; bunun nedenini de aklın kendisinde değil, fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen insanda aramalıdır Sapare Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster! Sözü şimdi Aydınlanmanın parolası olmaktadır

Aydınlanma çağının ana fikri, akıl aracılığıyla doğru bilgilere ulaışılabileceği ve bu dogru bilgi ile de toplumsal yaşamın düzenlenebileceğidir Öte yandan bilim alanındaki önemli gelişmeler de aydınlanma çağına öncülük eder ve bu çağda ayrıca çok yoğun yeni bilimsel gelişmeler kaydedilir Daha 15yüzyıldan itibaren meydana gelmeye başlayan yeni keşifler ve icatlar bu süreci hazırlamış, bunun sonunda da "karanlık çağ" olarak değerlendirilen Ortaçağ'ın sonuna gelinmiştir Deney ve gözlem, aklın uygulama araçları olarak bu dönemde bilimsel yöntemim ilkeleri biçiminde ortaya çıkmış ve doğa bilimlerinde önemli gelişmelere kaynaklık etmiştir

Dinde meydana gelen yenileşme hareketleri de, dinsel düşüncenin giderek geriletilmesi ve Aydınlanmacılıkla birlikte kuruculuk ve egemenlik gücünü kaybetmesiyle sonuçlanmıştır Rönesans ve reformlarla başlayan bu gelişmeler, aydınlanmacılıkla doruğuna varmış ve buradan itibaren Modernite denilen sürecin oluşumunu hazırlamıştır Bu sürec aydınlamacılıkta ifadesini bulan köklü bir zihin değişikliği anlamına gelmektedir

Newton ve Kopernik ile tüm bir evren-dünya kavrayışı değişime uğramış, Dekart ve Kant gibi isimlerle bu değişen zihniyetin felsefi düşüncesi geliştirilmiştir Avrupadaki endüstri devrimleri'de bu sürecin maddi temelini oluşturmaktadır Yeni ve bambaşka toplumsal ve ekonomik ilişkiler icerisinde yaşamaya başlayan insanlar, ortaya çıkan yeni düşünce biçimleriyle dünyaya bambaşka gözlerle bakmaya başlamışlardırBunun sonucunda modern yaşamın temellleri atılmıştır 1789 Fransız ihtilalinin temelinde, Fransız aydınlanmacılığının belirleyici bir etkisi vardır

Aydınlanmanın doğşunda ve gelişmesinde belirlci olan bazı isimler

Newton
Kopernik
Galileo
Laplace
Dekart
Jean-Jacques Rousseau
Francis Bacon
David Hume
Immanuel Kant
Claudie Andrien Helvetius
Ettienne Bunnot de Condillac
Lois Rene de Caradeux de la Chalotais
Gothold Ephraim Lessing
Julien Offrey de Lamettrie
Thomas Hobbes
John Locke
Berkeley
Leibniz
Denis Diderot
d'Alembert
Voltaire
Montesquieu

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : 18. Yüzyıl Felsefesi

Eski 05-07-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : 18. Yüzyıl Felsefesi



18 Yüzyil Aydınlanma Felsefesi



18 YÜZYIL FELSEFESİ

( AYDINLANMA FELSEFESİ )

Avrupa’da 17 yüzyılın ikinci yarısıyla, 19 yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan ve önde gelen birtakım filozofların aklı insan yaşamındaki mutlak yönetici ve yol gösterici yapma ve insan zihniyle bireyin bilincini, bilginin ışığıyla aydınlatma yönündeki çabalarıyla seçkinleşen kültürel dönem, bilimsel keşif ve felsefi eleştiri çağı, felsefi ve toplumsal hareket


Aydınlanma hareketi içinde yer alan düşünürler, düşünce ve ifade özgürlüğü, dini eleştiri, akıl ve bilimin değerine duyulan inanç, sosyal ilerlemeyle bireyciliğe önem verme başta olmak üzere, bir dizi ilerici fikrin gelişimine katkıda bulunmuşlardır öyle ki söz konusu temel ve laik fikirlerin modern toplumların ortaya çıkışında büyük bir rolü olmuştur

Genel olarak değerlendirildiğinde, Aydınlanmayı belirleyen birtakım tavır ya da eğilimden söz edilebilir Bunlar sırasıyla hümanizm, deizm veya ateizm, akılcılık, ilerlemecilik, iyimserlik ve evrenselciliktir Bunlardan hümanizm, Aydınlanmada, her şeyden önce dünyanın, sınırları doğa tarafından değil de, ulusal sınırlar tarafından çizilen, insan! bir dünya olduğu, anlamına gelir

Dünya Tanrı tarafından yaratılmıştır, fakat o artık insanların elindedir Buna göre, dünya, insanın değerleri, tutkuları, umut ve korkularıyla belirlenen insani bir evrede bulunmaktadır Bu evrede, insanın evrensel olan doğasına büyük bir inanç beslenmiştir Temel duyguların, fikirlerin her yerde aynı olup, ulusal, kültürel ve ırk bakımından olan farklılıkların yapay olduğu savunulur Aydınlanma boyunca, bir yandan farklılıklara hoşgörüyle bakılırken, bir yandan da insanın doğası ve gerçek anlamı gün ışığına çıkartılmaya çalışılır ‘İnsani olan hiçbir şey bana yabancı değildir’ sözü, Aydınlanmanın en önde gelen sloganlarından biridir

Aydınlanmada hümanizmi tamamlayan tavır ise ateizm veya deizmdir Başka bir deyişle, Aydınlanmanın hemen tüm düşünürleri çoğunluk ateist ya da deist idiler Hıristiyanlıktan nefret eden bu düşünürler, batıl inançlarla, bağnazlık ve dini insanlığın ilerlemesi önündeki en büyük engel olarak görmüşlerdir İnanç ve dine karşı çıkarken akıl ve bilime sarılan Aydınlanma düşüncesi, Tanrı’nın evrene müdahalesine kesinlikle karşı çıkmış ve bilimin gerektirdiği kendi içinde kapalı ve düzenli bir sistem olarak evren görüşünü benimserken, Tanrı’yı en iyi durumda bir seyirci durumuna indirgemiştir
Akılcılık ise, Aydınlanmada insanın rasyonelliğine, doğuştan getirdiği aklına inançla belirlenir Buna göre, akıl insana matematiğin en soyut, en karmaşık doğrularını anlama ve öğrendiği bu doğruları evrene uygulama olanağı vermiştir

Aklı yine insana, iyi planlanmış gözlem ve deneylere dayanarak, doğayla ilgili sorular sorup yanıtlama imkanı sağlamıştır Bununla birlikte, akla ve insanın rasyonelliğine duyulan inanç, doğa bilimleri ve matematik alanındaki başarılarla sınırlanmış değildir Bu dönemde din bile, aklın süzgecinden geçirilir ve dinin kendisinden çok, akıl yoluyla temellendirilemeyen batıl inançlara saldırılır Bu çerçeve içinde, bütün bir toplumun, insan doğasına ve hümanizmin değerlerine göre, aklın ışığında yeniden düzenlenmesi gerektiği inancı, Aydınlanmanın en önemli inançlarından bir başkasıdır

Aydınlanmanın akılcılığını tamamlayan şey, sınırsız iyimserlik olmuştur Bu iyimserliğin temelinde ise, evrenin tüm yönleri ve her ayrıntısıyla rasyonel olduğu inancı bulunmaktadır Fiziki evren rasyonel olduğuna göre, onda bir düzen vardır ve bu düzeni belirleyen şey de, belli sayıdaki rasyonel ilkelerdir İnsan varlığı akıllı bir varlık olduğundan, ya da insan zihninin kendisi de rasyonel olduğundan, o bu ilkeleri keşfetme ve evrendeki düzeni anlayabilme kapasitesine sahip bir varlıktır Öte yandan, insan iradesini belirleyen öğe de akıl olduğu için, insan evrenin yapısına ve düzenine ilişkin bilgisine dayanarak eylemek durumundadır Bundan dolayı, insan varlığı yalnızca kendisini değil, içinde yaşadığı toplumsal düzeni de geliştirip yetkinleştirebilir

Bu bağlamda, Aydınlanmaya damgasını vuran bir diğer özellik, insan doğasının evrenselliğine duyulan inançtan başka bir şey değildir Buna göre, herkes aynı akla sahip olduğundan, herkes aynı rasyonelliği sergilediğinden, uygun bir eğitim sürecinden geçmiş olan herkes aynı doğru sonuçlara ulaşmak durumundadır

Aydınlanmanın sonuncu ve en belirleyici yönü, ilerlemeciliktir Aydınlanma hareketi içinde yer alan düşünürlere göre, Avrupa, bütün bir Ortaçağ boyunca süren bir batıl itikatlar ve bağnazlık dönemini geride bırakmıştır Bu bağnazlığın yıkılışında, din karşısında kesin bir zafer kazanan bilimin etkisi büyük olmuştur Modern bilim, evrenin tüm farklı görünüşlere rağmen, temelde çok büyük, fakat oldukça basit ve düzenli bir mekanizma olduğunu ortaya çıkarmıştır Bu düzenli evrenin bir parçası olan insanın olup, insanla içinde yaşadığı toplum bu bilgi ışığında sonsuzca geliştirebilir İnsanın refahı açısından büyük bir ilerleme kaydedilmiş olduğuna göre sınırsız ve sürekli bir ilerlemeyi engelleyecek hiçbir şey yoktur

GENEL ÖZELLİKLERİ


Akla duyulan güven nedeniyle sadece dinsel değil, siyasi otporitelerede başkaldırılmıştır
Laik bir dünya düzeni benimsenmiştir
Düşünce özgürlüğü ve hoşgörü fikri ortaya çıkmıştır
Sistemci felsefelerin yerini ; dil, kültür, toplum, sosyal düzen konusundaki düşünceler almıştır
Filozofun yerini aydın, düşünür, yazar almıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.