Karadeniz Hikayeleri:D |
11-10-2008 | #1 |
GöKKuŞaĞı
|
Karadeniz Hikayeleri:DMasal ve hikayelerimiz AYI İDİ, MAYI İDİ Evvel zaman içinde, köyün kadınları ormana odouna gitmişler Beraberlerinde de genç bir kız varmış Kızın yükü ağır geldiğinden oturup biraz dinlenmek istemiş Diğer köylüler önden gitmişler Dinlenen kız, kalkıp yürümeya başladıysa da bir müddet sonra her tarafı sis kapladığından, kız yolunu kaybetmiş, bir ayıya rastlamış Ayı kızı zorla kaçırarak mağarasına götürmüş Kendisini bal ile meyve ile beslemiş Üç ay sonra kız ayıya alışmış evlenmişler Aradan 15 yıl geçmişÇocukları olmuş Ayı kızı ailesinin evine götürmüş Eve vardıklarında kız eve girmiş Ayı'yı gören köylüler onu öldürmüşler Kadın bunu görünce ağlamış ve şu ağıtı yakmış: Ayı idi mayı idi Gene benum kocamidi İyi di kötü idi Evine çok bağlı idi Yağı balı çok idi Askerluği yok idi Bu bili, bu bili CAZI BABAANNE Vakti zamanında evin birinde bir gelin, beyi ve kaynanası ile mutlu bir şekilde yaşarlarmış Bir gün gelinin bir nur topu gibi bir çocuğu dünyaya gelmiş Zavallı anne ve baba daha sevinçleri kursağında iken iki gün dolmadan bebek, ağzı kan revan içinde ölmüş "Allah'ın emri ne yapalım" diyerek anne-baba çocuğu mezara koymuşlar Yıllar sonra ikinci çocukları olmuş, o çocuk da aynı şekilde ölmüş Artık anne baba ne yapacaklarını şaşırmışlar Gel zaman git zaman üçüncü çocukları dünyaya gelmiş Ancak çocuğun annesi lohusa halinde yatağında uyur iken bir ara bir örümceğin hızla bebeğin üzerine gittiğini görmüş Eliyle onu öldürmek istemiş Ne varki örümcek düşmüş bir ayağı kırılmış Uyku halindeki anne artık ölür diye örümceği bırakmış Kadın her zamanki gibi sabah aynı saatte kalkmış, ahırdaki hayvanları bakmaya gitmiş, döndüğünde bakmışki, kaynanası hala kalkmamış, kaynanası ondan çok daha önce kalkar ve ateşi yakarmış Vakit epeyi geçince gelin kaynanasının odasına girmişKaynana: - Hastayım gelinim, kalkamıyorum, demiş Gelin: - İlaç getireyim de iç, diyerek ilacı getirip içirmiş Kaynana bir müddet sonra ayağa kalkmak için doğrulunca, ah bacağım feryadı ile tekrara yatağa düşmüş Gelin durumu anlamış, beyinide anlatmış İşin sonunda o nur topu gibi bebeklerin ciğerini kazıyıpkanını içenin bu kaynana olduğu, kaynanın gerçekte örümcek şekline bürünen bir cazı olduğu örümcek şekline bürünmüş olduğu apaçık ortaya çıkmış HALA DERESİ EFSANESİ Zamanın birinde kendisine yurt tutup oturacak yer arayan bir aile Ayder yolu üzerinde boş bir yer bulur Oraya yerleşir Aradan yıllar geçer Bir gece derenin karşısında sönük bir ışık görürler Uzun zamandır, yalnız yaşadıkları bu yerde bir komşu sahibi olmak onları sevindirmiş, tanışmışlar Kendilerinin Hala isimli bir kızları varmış Komşunun da bir oğlu Zamanla birbirlerine aşık olup, nişanlanmışlar Oğlan evlenme parası kazanmak için gurbete gitmiş Gidiş o gidiş oğlan'dan üç dört sene ses seda çıkmayınca uımut kesilmiş, kz bir başkasına nişanlanmış Düğün dernek kurulmuş Tam düğün gününde düğün evine oğlanın gurbetten döndüğü haberi ulaşmış Kız bunu duyunca eski sevgisi depreşmiş Gelinliği ile düğün evinden koşa koşa çıkmış Dere geçilecek gibi değilmiş Ama o heycanla kendini dereye atmış Dere o kadar azgınmışki, karşıya geçmeyi başaramamış Dere almış götürmüş Hala Gelini O gün bugündür derenin adı Hala Deresi, Köyün adı da Hala Köyü olmuş CAZI KARISI Anan yoğ idi Nenen hiç yoğu idi Dedenun dedesi daha girmemuşti beşiğeVar idi, yoğ udi bir Hasanika Hasanika gezer iken gördü bir armut ağacı Çıktı armuda başladı yemeğe Keldi bi Cazi Karisi Niyeti idi bozukArmud'un altından seslendi tatlı bir sesle bağurdu Hasanika'ya : - Uuuy anan kurban olsun saha Hasanika oraya ne yapayisun -Armut yiyirum - At bağa bi armut Atar oğa bi armut Cazi karisi onu mahsustan tutmaz - O kitti bayışağa Kızlar kesulsun saha İn bi dal aşağa, at bağa bi daha Atar oha bi daha - O da gitti bayışağa, in bi dal daha aşağa, at bağa bi dağa Hasanika armut ata ata geler aşağa son dal idur çuruk birden duşer başaşağa Geçirur baygunluk Cazi karısı tutar Hasanika'yı, kor torbasına, alur keturur evine Kitler oni bir odayaCazi karisi evden ayrılurken kızı Fadime'ye: - At kazani ustune,hazır uyuyi at Hasanika'yı da içine Pişir ko dolaba Geldummi yeruk Hasanika uyanmış duymuştur bunu Lakin kelir duymamazliktan Fadime atar kazani ustune içine doldurur suyu Yakar da eteşu Çağurur Hasanika'yı - Hasanika git da bak Kazanun içine boncuklarım ordamidur? Hasanika bili ya işi uzaktan bakar kazanaDer Fadime'ye: - Ben gormedum, sen bi bak onlara Tam bakar iken Fadime Vurur oğa bi tekme Atar oni kazanın içine Pişirur oni eder kavurma, koyar sahanlara yerleşturur tereklere Kelir Cazi Karisi bakar etler tereğe, başlar onlari yemeğe Yerken da: - Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri Hasanika'nun etleri cimi cimi butleri Hasanika meğer çıkmuş idur çatıya der ordan oğa: - Fadimenun etleri cimi cimi butleri Cazi Karisi duyar oni, tükürur yediklerini Kurar hemencecuk bi plan Uğraşur çatıdan aşağı indirmeyi oni - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Eskemileri koydum birbiri ustune oyle çiktum Oda koyar iskemileri ust uste Çıkar ustlerineÇıkar ustlerine da beceremez duşer altına, incitur dizini Gene seslenur: - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Yiğne yine ustune koydum da öyle çiktum Kodi yğne yiğne ustune çıkamadi Geçti yiğneler oğa - Uuuy Hasanika oraya nasil çiktun? - Kizdurdum bi şiş soktum oni kendume, attı beni buraya Cazi Karisi kizdurur bi şi, sokar oni kendine; ceberur kider Hasanika iner aşağa Araştirur bulur Cazi'nun hazineleriniOlur zencun HORON HİKAYESİ Karadenizde düğünlerde horonun farklı bir yeri vardır Sabah başlayan oyunlar akşama, hatta ertesi günü akaşamına kadar devam ettiği çok olurdu Oyuna bir girildi mi bırakılmaz, ancak yoruldu mu şöyle bir nefeslenmek için oyundan çıkılır, yerini hemen sıradaki alırdı İşte böyle bir düğünde Fadime yorulmuş, horondan çıkmıştı, o anda evi hatırına gelir Eve gider Bakar evde yemek kalmamış, yiyecek bir şeyde yok Anbarın anahtarı da kocası Temel de Ehh Temel de düğünde Hemen düğün evine gider Temel horon da Fadime kocasına durumu anlatmaya çalışır Temel oralıklı olmaz Oyuna devam eder Fadime yavaş yavaş kızmaya başlar Temel'e çıkışır: - Adam, anahtarı ver da; eve yiyecek bi şey kalmadı, çocuklar açlıktan geberiyi Temel horon'dan çıkmadan, horon havasın da uyar biçimde, türkü ile şu karşılığı verir: - Al belumden belumden Al gerumden gerumden Fadim anahtarı kocasının belinden alır, eve gelir, ambarı açar, çocukları yedirir Ancak, tarlaya gitmesi gerktiğinden anahtarıda Temel'e vermek gerekir Gene bi koşu düğün evine gelir Temel hala oyundadır Fadimeyi gören Temel istifini bozmadan, türkü ile: - Koy belume belume Gene eski yerune Fadime, anahtarı oyunu bırakmayan kocasının beline bağlıyarak, tarlaya gider Akşam ezanıyla eve geldiğinde Temel de düğün evinden yeni dönmektedir
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
Cevap : Karadeniz Hikayeleri:D |
11-10-2008 | #2 |
perisu_1907
|
Cevap : Karadeniz Hikayeleri:D:D:D sadece gülüorumm |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|