Ephesos Yöresindeki Mağaralar |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ephesos Yöresindeki Mağaralar1970 yılında keşfedilen Kuşini Mağarası, Selçuktan İzmire giden asfalt yolun 7 kilometresinden sağ tarafta çok uzaklardan görülebilmektedir Ephesoslular tarafından Romalılar zamanında mermer ocağı olarak kullanılmış Kuşini Mağarasının önünde, mermer artıkları üç ayrı yığın oluşturmaktadır Mağara, içerisinden tonlarca mermerin alınması sonucunda insan emeği ile meydana getirilmiştir Girişte bulunan görkemli bloklar, mağara önünü kısmen kapatmaktadır Mağaranın içinin genişliği 100 m, derinliği 40 m, yüksekliği girişte 40 m kadardır Tavanın çökmemesi için, mağara girişinde sütun görevi yapan çok büyük bloklar oluşturulmuştur Kuşini Mağarasının tarihlemesi, yarı kesilmiş bloklara, tahta çivilerin çakılması için açılan yarıklara, duvarlardaki çalışma izlerine dayanılarak yapılmaktadır Büyük bir olasılıkla Romalılar zamanında, Ephesos kentinin en yüksek düzeye eriştiği MS 2 yüzyılda buradan mermer alındığı anlaşılmaktadır Kuşini Mağarası ile Selçuk Kenti arasındaki bölgede yer alan Kurudağın güney yamacında doğal bir oluşum gösteren Damlataş Mağarası bulunmaktadır Mağaranın girişi oldukça küçük olduğu için içerisi karanlıktır Uzun yıllardan beri damlayan su taneciklerinin oluşturduğu sarkıt ve dikitler çoktur Mağaranın genişliği 60 m, derinliği 40 m, kadardır Tabanda yapılan yüzey araştırmasında bol sayıda keramik ile Hellenistik ve Roma yağ kandilleri ele geçmiştir Kurudağ Damlataş Mağarası, elde edilen buluntulardan anlaşıldığına göre Grek ve Romalılar zamanında MÖ 400 yıllarından MS 400 yıllarına kadar kült yeri olarak kullanılmıştır 1977 yılında yapılan bir yüzey araştırmasında ise, Selçuk- Şirince Köy yolu kenarında bir mağaranın varlığı anlaşılmıştır Sütini veya Sütkaya adıyla tanınan bu mağara Selçuk merkezinden itibaren Şirince Köyü yolunda 2 km kadar ilerleyince yolun sol tarafındaki Ahmet Aka ait bağ evinin arkasındaki tepenin üzerinde yer almaktadır Evden mağara ağzına kadar olan uzaklık yaklaşık olarak 700 m kadar olup, kayalık olan bu bölge uzaklardan görülebilmektedir Sütininin girişi yanyana iki delikten meydana gelmektedir Mağaranın içine bilimsel anlamda araştırma yapabilmek için 1982 yılında girilmiştir Mağara girişinin hemen 5 m üzerinde bir kaya mezarlığının olduğu tespit edilmiştir Mezar daha önceden soyulmuş olup, 2 m yüksekliğinde 1,9 m genişliğinde ve 3,3 m uzunluğundadır Sütini Mağarasına girebilmek için girişte gittikçe daralan bir deliğe doğru 2 - 3 m ilerledikten sonra birkaç metre sürünmek, daha sonrada büyük taş bloklara tırmanmak gerekmektedir Bu engeller aşıldıktan sonra birden genişleyen bir bölme ile karşılaşılmaktadır Bu holün duvarlarında kayalar üzerine yazılmış yazıtlar bulunmaktadır Arkaya doğru bir set şeklinde yükselen bu holün sonunda bulunan dar bir delikten 15 - 20 m aşağıya doğru inildiğinde küçük bir bölmeye ve buradan daha aşağıya doğru inildiğinde de tekrar yine genişleyen bir hol ile karşılaşılmaktadır Burada da yine yazıtlar bulunmaktadır Bu holün devamında yine kısmen genişleyen yazıtları bulunan diğer bir bölme daha bulunmaktadır Bu bölmeden itibaren mağara derinlere doğru devam etmektedir Mağaranın girişinde renkli fresk kalıntıları bulunmaktadır Tahrip olmuş figürlerin başlarına ait kalıntılardan anlaşıldığına göre, bunlar Hıristiyanlık Dini ile ilgili olup azizleri temsil ettikleri düşünülmektedir İlk belirlemelere göre Bizans yazıtlarının çoğu graffiti biçimindedir Ayrıca, haç işaretleri ve monogramlar görülmektedir Yazıtlar, alt alta yazılmış adlar (Sotirikhos, Nikolaos, Mikhael Sergios, Theodosios gibi) ve tanrıya yakarış olarak belirlenmiştir Bir yazıtta "Tanrının kölesi Sotirikhos" okunmaktadır Bir başka yazıtta ise, "Ey İsa! yardım et" ifadesi kullanılmıştır Bir yerde de "amen" kelimesi yazılmıştır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|