İstanbul-Sultanahmet Camii |
08-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul-Sultanahmet CamiiSultanahmet Camii Ahmet tarafından İstanbul'daki tarihi yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır Cami Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de gene mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camisi konumuna ulaşmıştır Aslında Sultan Ahmet Camisi külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkanlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate şayan en önemli yanı, 20000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir Caminin içi 260 pencereyle aydınlatılmıştır Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camisidir 6 Minarenin Hikayesi Efsaneye göre dönemin padişahı I Ahmet, başta minareleri altından yaptırmak istemiştir Ama kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya yanlış işiterek, "altın" sözcüğünden "altı" yaparak, camiyi 6 minareli inşa ettirmiştir Ancak efsaneler bir kenara, İstanbul'da meydana gelen her büyük olay, her büyük eser, Islam dünyasini yakindan ilgilendiriyor ve baslica konu ediliyordu Sultan Ahmet Camisi'nin yapilmasi da hayranliklar, genis yankilar uyandırmıştı Fakat Imparatorlugun bazi eyaletlerinden de itirazlar gelmişti Itiraz edenler, camiye altı minare yapilmasi kabe'ye saygisizlik olur diyorlardi Çünkü o zamanlar alti minaresi olan tek mebed Mekke'de idi Padisah bu meseleyi bütün İslam alemini memnun edecek bir sekilde halletti: Mekke'ye yedinci minareyi yaptirdi Minarlerle alakalı diğer bir husus da, şerefelerdir Sultanahmet minarelerinin dördü üçer, ikisi de ikişer şerefelidir ve toplam 16 şerefe yapmaktadır ki bu da aynı zamanda Sultan Ahmet'in 16 padişah olduğuna işaret eder Sultan Ahmet Camisi'nin 1895 yılındaki haliCaminin içeriye açılan 3 kapısından herhangi birinden girildiğinde dış görünüşü tamamlayan boyama, çini ve vitray camlarının zengin ve renkli süslemeleri ile karşılaşılır İç mekan büyük bir bütündür; ana ve yan kubbeler geniş sivri kemerlerin dayandığı 4 iri sütun üzerinde yükselir Caminin içini 3 taraftan çevreleyen balkonların duvarları, yine iznik çinileri ile süslüdür Bunların yukarısı ve bütün kubbe içleri ise boya işidir Avlunun batı girişinde ise, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır Bu kordon avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmaması için eğmesini gerektiriyordu Bu, padişahın bile camiye girerken kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylemdi |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|