Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Yazılar & Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahlakı, gerçek, güzelleştirmaktir, keramet

Gerçek Keramet Ahlakı Güzelleştirmaktir...

Eski 08-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gerçek Keramet Ahlakı Güzelleştirmaktir...




Gerçek keramet ahlakı güzelleştirmektir
Allah dostları kerametin kendileri için büyük bir imtihan olduğunu bilerek bu halden endişe etmişler ve “şükür”le Rabb’lerine yönelmişlerdir Onlar, asıl kerametin “istikamet” olduğunu yaşayarak göstermişlerdir
Keramet, Allah dostu bir kişide harikulade bir halin meydana gelmesidir Peygamberlerden zuhur eden olağanüstü hallere mucize denir Keramet, Hakk’ın (cc) kuluna bir ikramıdır Sufilere göre keramet iki çeşittir:
a) Şeklî ve Kevnî keramet: Hissî ve maddî keramettir Uzun mesafeyi kısa zamanda alma, az gıdayı çoğaltma, su üzerinde yürüme, ateşte yanmama örnekleri, şeklî keramete örnektir Allah dostları bu çeşit kerametlere fazla önem vermez, bu kerametlerin Allah’ın imtihanı olmasından korkarlar Bu çeşit kerameti çocukları uyutan haşhaşa veya onları eğlendiren oyuncaklara benzetirler
b) Manevî ve hakiki keramet: Bu kerametler ilim, irfan, marifet ve ahlakla ilgili kerametlerdir Bir kişi kötü bir huyundan vazgeçip yerine iyi bir huy edinirse en büyük keramet budur Hakiki keramet ilimde, irfanda, ahlakta, ibadette, taatta, amelde, edepte ve insanlıkta gösterilen üstün meziyetler, hasletler ve faziletlerdir (Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, 307)
“İstikamet kerametten üstündür Çünkü keramet nefsin, istikamet Rabb’in senden istediği şeydir” denilmiştir Bu nedenle biz her namazda Fatiha Sûresi’ni okurken Rabbimize “Bizi doğru yola hidayet et” (Fatiha, 1/5) diye duada bulunuruz
Hakiki ve büyük sufiler ilim, irfan ve ahlak sahasında yapılan değişiklikleri, ilerlemeleri, gelişmeleri ve yükselmeleri gerçek ve paha biçilemez kerametler olarak görmüşler, şeklî ve kevnî kerametlere fazla önem vermemişlerdir Bir şeyhin ve velinin gösterebileceği en büyük keramet, bir kafirin mümin olmasına, bir günahkarın kötü ahlak, eğilim ve fiillerin kaynağı nefsini terbiye etmesine vesile ve vasıta olmasıdır “Baba himmet” diyen müridine “Oğul gayret” diye tavsiyede bulunan mürşitler bu noktayı gayet güzel tespit etmişlerdir Gerekli sebep ve çalışmalara tevessül yerine, sadece olağanüstü hallerde ve bütün tedbirlerin bittiği ve çarelerin tükendiği zaman başvurulması gereken himmete müracaat edilmesi, İslam toplumunda sebep, gayret, çalışma, tedbir ve kendine güvenme gibi hususların zayıflamasına sebep olmuştur (Abdülkerim Kuşeyri, Kuşeyri Risalesi, s 434) Kuşeyri, hakiki kerametin kişinin dini bilgilerine ve dinin hükümlerine karşı olamayacağını ifade etmiştir
Allah dostlarından biri, hakiki kerametin Allah’ın dostluğunu kazanmak ve Allah’ı sevmek olduğunu şöyle ifade etmiştir: “Ne kalpte ne de yürekte sevgilinin göreceği boş bir yer yoktur Benim arzum, hayalim ve neşem Allah’tır Ömrüm oldukça O’nunla olursam hoş bir hayat yaşayacağım Kalbime gelen dert konusunda ondan başka bir doktor bulamadım” (Abdülkerim Kuşeyri, Kuşeyri Risalesi, s 450) Hakiki kerametin, Allah’ın dostluğunu kazanmak, ahlaken yücelmek ve nefsin terbiye edilmesi olduğunu Hz Rabia ile Hz Hasan el-Basri arasındaki şu örnek çok güzel bir şekilde ortaya koymaktadır Hasan Basri, bir gün Fırat Nehri’nin kenarında oturan Rabia’yı görünce seccadesini suyun üzerine serdikten sonra, “Buyurun burada iki rekat namaz kılalım” dedi Rabia: “Üstad ahiret ehline dünya pazarından bir gaye mi göstermek istiyorsun? O halde onu öyle göster ki insanoğlu benzerini göstermekten aciz kalsın” diye cevap verdi Rabia daha sonra seccadesini havaya serdi ve “Ey Hasan sen de buraya gel de insanların gözünden kaybol” dedikten sonra esas söylemek istediğini söyledi: “Üstad, senin yaptığını balıklar, benim yaptığımı ise sinekler yapıyor Hakiki keramet kişinin kendi ahlakını ve diğer insanların hal ve ahlaklarını geliştirmek, hikmet ve bilgisiyle etkili olmak ve insanlardaki kötü huyları gidermektir ( Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatler Tarihi, s 118) Kanaatimizce keramet, “Allah’ım yaratılışımı güzelleştirdiğin gibi ahlakımı da güzelleştir” duasıyla hayatı huzur ve rıza içerisinde geçirmektir Hakiki keramet, Hz İbrahim’in “Benden sonra gelecek nesiller arasında hoşça anılıp iyi duygular içerisinde hatırlanmamı sağla” (İbrahim 14/41) duasında buyurduğu gibi ölümsüz nitelik ve değerde eserler bırakarak, iki cihanımıza ve bütün insanlığa faydalı çalışmalar sunarak ölümsüzlük sırrına ermektir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.