08-01-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Âşığa Bağdat İrak Değildir
Âşığa Bağdat Irak Değildir
Mağripli birisi Yahyâ Efendinin ismini duyup, görmeden ona âşık oldu Yahyâ Efendinin nerede olduğunu bilmiyordu Mısır, Şam, Halep ve başka birçok yer gezip Yahyâ Efendiyi aradı Netîcede İstanbul’a geldi Gördüklerine dâimâ; “Yahyâ nerede Ey insanlar Yahyâ’yı biliyor musunuz?” derdi
Birisi onun hâlini anlayıp aradığı kişinin Beşiktaş’ta olduğunu haber verdi Mağripli yürüyerek Beşiktaş’a geldi Sorarak Yahyâ Efendinin dergâhını buldu Kapıyı çalıp, Yahyâ Efendi hazretlerini sordu Dergâhtakiler Yahyâ Efendinin Kavak’taki bahçesine gittiğini söylediler
Âşık Mağripli;
“Âşığa Bağdât ırak değildir ” diyerek Kavak’taki bahçeye geldi Bahçe çok güzel olup ortasında bir havuz vardı Yahyâ Efendi havuzun yanında oturmuştu Hizmetçiler bahçeyi suluyorlardı Mağripli doğruca Yahyâ Efendinin yanına yaklaşıp, selâm verdi ve elini öptü Sonra da; “Efendim ne olur beni talebeliğe kabûl edin Nice yıllar diyar diyar gezip sizi ararım ” dedi
Yahyâ Efendi ona;
“Acabâ maksadın nedir? Bu kadar zahmete sebep ne oldu Bize anlat, biz de sana yardım edelim, gamını giderelim ” buyurdu
Mağripli, Yahyâ Efendinin ayaklarını öpmek istedi ve;
“Efendim ne olur kimyâ ilmini bana öğretin ” dedi
Bu sözü üzerine Yahyâ Efendi;
“Sen yanlış haber almışsın Biz o senin dediğin şeyi bilmeyiz ” buyurdu
Mağripli yine;
“Efendim! Derdimin dermânı sendedir Ben arzuma kavuşmadan buradan gitmem ” dedi ve sözlerinde ısrar etti
Meğer ki Mağripli, Yahyâ Efendiyi imtihan etmek istermiş Onun maksadını anlayan Yahyâ Efendi, Mağriplinin ayak ucunda bir siyah taş gördü ve;
“Ey kişi! Şu kara taşı bana al da veriver ” buyurdu
Mağripli eğilip yerdeki kara taşı aldı ve Yahyâ Efendinin eline verdi Yahyâ Efendi o taşa dikkatle baktı O sırada taş altın kesildi Sonra havuzun içine atıverdi ve;
“Allahü teâlânın sevgili kulları taşa nazar etseler, o hâlis altın oluverir ” buyurdu
Bunu gören Mağripli;
“Elhamdülillah Cenâb-ı Hak beni maksâdıma kavuşturdu Maksadım hâsıl oldu Efendim beni kabûl edin Hizmetinizle şereflenmek istiyorum Canım başım yolunuza fedâdır ” dedi ve ellerine sarıldı Yahyâ Efendi de onu talebeliğe kabûl etti Bir bahçenin bakım işlerini ona verdi
|
|
|