![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya GörüşüİSLÂM DÜNYA GÖRÜŞÜ İslâm dünya görüşü, insan müfekkiresi için akla gelebilen, her suale cevabı olan görüş demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya görüşü, bütün dünyaya yayılmış olan, dünyada pek çok taraftarı bulunan bir görüş mânâsına gelmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir insanın Müslüman olmak haysiyetiyle İslâm’ı bir dünya görüşü olarak kavraması zarûrîdir ![]() ![]() ![]() Bir çocuk, etrafında cereyan eden hadiseleri henüz kavramaya başladığı anda babasına basit kelimelerle mücerred ve hikemî sualler sorar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Baba veya anne kendine göre bir izahatta bulunur, çocuk da kavramış görünür ![]() ![]() ![]() Esâsen, münevverin dimağı tatmin olmaz ![]() ![]() Tüm bu faâliyetler İslâm dâvâsını felsefî bir zemîne oturtma ve felsefî dayanaklarla izâh etme arayışı şeklinde anlaşılmamalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İdrâk-i meâlî bu küçük akla gerekmez Zirâ bu terâzû bu kadar sıkleti çekmez ![]() Bir Müslüman öncelikle İslâm’ı anlamalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din: Neyi müdâfaa edeceğimizi bilmek için lüzûmludur ![]() ![]() Târih: Müdâfaa ettiğimiz şeyi târihten idrâk edeceğimiz kıssadan hisselerle doğru olarak vaz’ edebilmek için “târih ilmi”ne ihtiyaç vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dil: İşte bunca esbâb-ı mûcibeyi güzel ifâde edebilmek için de edebiyât ve dile hâkimiyet son derece mühimdir ![]() ![]() ` Bir dünya görüşü hayatı ve kainatı izah etmeli, hayat ve kainatı izah ederken yalnız şâhid olduğumuz âlemle bağlı kalmayıp, insan aklına gelebilen her suale cevap verebilmeli, bu cevaplar da kendisine temel aldığı prensiplerle mizan edildiğinde tezatsız olmalıdır ![]() ![]() Biz burada İslâm’ın diğer din ve sistemlerden ayrılan yanlarını, genel umdelerini, dünya görüşünü, insan, hayat ve kâinâtı nasıl târif ettiğini göreceğiz ![]() Bir târif, kendisinin târifi vechile, “Efrâdını câmî, ağyârını mânî” olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İLÂHÎLİK İslâm dünya görüşü, İlâhî bir dünya görüşüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kaynağı bakımından Yahudilik ve Hıristiyanlık da İlâhîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudiler, Hıristiyanlığa Hazret-i Îsâ’dan 500 sene sonra müdâhale ederek, onu ifsad ve iptal edip öz mahiyetinden, vahdaniyetten uzaklaştırmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberlerin maksatları özde aynı olmasına rağmen vazifelerinin şümûlü itibâriyle hepsi aynı vasıfta değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, mevzûu itibariyle de bir tahdide tâbi değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı dünya görüşleri, hatta dünya görüşü olmayıp da hayatın bir parçasını tahlil ve tanzim eden bazı felsefî görüşler, her şeyi bir tek sebeble îzâh ederler ![]() ![]() ![]() ![]() DUALİZM (İKİLİK) İslâm, bu âlemi zıtlar üzerine halk edilmiş kabul eder ve onu bu esas keyfiyyet nokta-i nazarından îzah eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir dünya görüşü, idrâk sahibi olanları kendisine muhâtab alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, kâinâtın var oluş hikmetini ve insan davranışlarının altında yatan sebebleri sadece bir âmile hasretmeyip, tek vecheyle îzâh etmez ![]() ![]() ![]() Mesela Freud, cinsiyet sevk-ı tabiîsini keşfetmiş, bunun insan şahsiyetindeki tesirini, değerini kavramış ve insan hayatını sadece bu sebebe istinaden izah etmeye kalkışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm ise bütün bunlardan berîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dışındaki tüm sistemler dünyevîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demek ki İslâm, insana dualist bir perspektif getirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İSLÂM DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN PRENSİPLERİ İslâm, diğer dünyâ görüşlerine benzeyen husûsiyetlerine ilâveten, İlâhîlik ve Dualizm gibi hâiz olduğu iki temel husûsiyet ile diğerlerinden tamamen ayrılır ![]() ![]() ![]() İslâm dünya görüşünün hikemî, felsefî, mücerred prensiplerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1-Âlem-şümûllük (Üniversalizm) Prensibi: Yani bütün kainata şâmil bir izâhat getirmiş olması, dar bir çerçeve ve mekânla kendisini tahdid etmemesidir ![]() 2-Tecrid (İdealizm) Prensibi: Bu prensib İslâm’ın muşahhası değil, mücerredi esas aldığını ifâde eder ![]() 3-İnsaniyetçilik (Hümanizm) Prensibi: İslâm, hümanisttir ![]() 4-Gerçekçilik (Realizm) Prensibi: İslâm, realisttir, hayalden hareket etmez ![]() 5-İradecilik (Volantarizm) Prensibi: İnsan ve cinleri ezelden bir irâde sahibi kabul eder ![]() ![]() İslâm dünya görüşünün müşahhas, amelî ve ahlâkî prensipleri de kısaca şunlardır: 1-İyimserlik (Optimizm) Prensibi: İslâm dünya nizamı iyimserdir ![]() ![]() ![]() ![]() 2-Murâkabe Prensibi: 3-Teaddîlik (Dinamizm) Prensibi: İslâm müteaddîdir ![]() ![]() ![]() ![]() 4-İctimâîlik (Sosyal Adâlet) Prensibi: İslâm ictimâî bir dindir ![]() ![]() 5-Nizam Prensibi: İslâm, anarşiyi kabul etmez, ferdi ve cemiyeti dakik bir sûrette tanzim eder ![]() ![]() 6-Adâlet Prensibi: Adâleti insanın huzur ve saâdeti için temel bir esas kabul eden bir dünya görüşüdür ![]() 7-Hürriyet Prensibi: İslâm, mes’ûl tuttuğu insanı hür kabul eder ve mes’ûliyetin bir gereği de irâdeyle birlikte hürriyettir ![]() 8-Fiilî kıstas Prensibi: Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm-’ın ef’âlini esas alarak, fiilî ve müşahhas örnek kabul ederek hayatı, ferdî ve ictimâî planda tanzim etmek demektir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya Görüşü1-İSLÂM DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN MÜCERRED VEYA FELSEFÎ PRENSİPLERİ A-ÂLEMŞÜMÛLLÜK (ÜNİVERSALİZM) PRENSİBİ Dünyâ görüşü, insan müfekkiresi için hatıra gelebilen her suale kendi içinde tezada düşmeksizin cevap verebilen, hayâtın tamâmını îzâh edebilen bir görüş demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Meselâ Yahudîler, aslı İlâhî olmak itibâriyle mutlaka âlemşümûl olması gereken dinlerini, ırklarına tahsîs etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Türk boylarından biri olan Hazarlar da Mûsevî şeriatındandır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Diğer insanların dine ihtiyâcı yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allâh tarafından beşerin seâdet ve selâmetini temîne medâr olmak üzere gönderilmiş bir görüşün yeryüzünde bir avuç insana ait olması onun dışındakilerin bu nimetten hariç tutulması aslâ mantıkî olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Irkların üstünlüğü iddiâsını ortaya atan Kont de Gobina adında bir Fransız’dır ve bir iddiâya göre de Yahudî’dir ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın kavimlere bakış açısı, hadd-i lâyığında bir ehemmiyet atfetmek şeklindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm kavmiyeti ihmal etmez, görmezden gelmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sosyal verâset genlere kadar intikâl ettiği için bunun tezâhürleri çocukta tecellî eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Namuslu bir âilenin çocuğu kötü yola giderken “Bu yaptıklarımı annem babam görse ve bilse, üzüntüden felc olurlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Irk bir vâkıadır, sosyal verâset ve asâlet bir realitedir ![]() ![]() ![]() Âlemşümûl bir din olan İslâmiyet’i dünya görüşü yapan temel esaslardan birisi mevzuu itibariyle tahdide uğramamasıdır, demiştik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kutuplarda Eskimo mu yaşıyor, o da tebliğât-ı Muhammediyye’ye muhâtaptır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âlemşümûl bir sistem olan İslâm, Kitap ve Sünnete dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() “–Ne ile hükmedeceksin” diye sorar ![]() Sahâbî de; “–Kur’ân ve sünnet ile ![]() ![]() Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; “–Onda bulamazsan” diye sorunca sahâbî: “-İctihâdımla ![]() ![]() ![]() Bugün iktisâdî durumlar değişmiş, deniz hukûku, hava hukûku çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ` Bazı dinler muayyen bir topluluğa gelmiştir ![]() ![]() ![]() Mekân ve mevzûu itibariyle tahdide uğramayıp bütün âlemi muhâtap aldığı için, ins ü cin bütün beşeriyet İslâm’ın dâvetine icâbet etse de, etmese de ümmet-i Muhammed’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde Hıristiyan’ın îmânı, hükümden kaldırılmış bir kânuna tâbî olmakta inad eden birine benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üniversal bir prensiple beşeriyyeti tanzim eden İslâm nazarında insanlar, bir babanın evlâtları gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beşeriyyete getirdiği kanunlar itibâriyle İslâmiyet’in inananlar ve inanmayanlar tefrîkı dışında bir başka taksîmi mevcûd değildir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya GörüşüB-TECRİD VEYA İDEALİZM PRENSİBİ İslâm, en muşahhas ve nefsânî hâdiseleri bile mücerret bir gâyeye yön-ledirir ![]() ![]() Namaz, sûret-i zâhirede bir şekildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bedenî ve şeklî bir ibâdet olan namaza yüce bir rûh yükleyen İslâm, en nefsânî bir fiil olan cinsî münâsebeti bile mücerred ve ideal ölçülere göre tanzim eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yemek de nefsânî bir arzudur ![]() ![]() ![]() İslâm, her fiile bu tarzla yaklaşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca hakîkati maddeye hapsetmiş olan materyalistlerin görüşlerinin aksine maddeyi bile sırrî bir îzaha götürür ki bugün modern fizik ve kimya da bu îzâha yaklaşmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Materyalistlere karşı ilk aksü’l-amel Bergson tarafından verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Mücerred ve ideali tervîc eden İslâm, insanı mânevî cepheye çekmeye çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ` Tecrîd, insanın mâsivâdan uzaklaştırılarak her an Allâh’ın istediği şekilde istikâmetlendirilmesini de ifâde eder ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, insanın rûhunu yüceltecek kanunlar koymuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan rûhunun mücerrede akışı fıtrîdir ve bu bir ihtiyaç olarak tâ çocukluktan itibâren tatmini gereken bir açlık gibi karşımıza çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ` İslâm idealizminin, realist telâkkî ile tezat teşkil ettiği zannedilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mükemmele ulaştırmanın en parlak tezahürü, mü’minin dâvâsının “vâsıl-ı ilâllâh olmak” gâyesine mâtuf bulunmasıdır ![]() ![]() ![]() Seven, sevgisi ölçüsünde sevdiğinin hâliyle hallenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşk da, iki gönül arasındaki bir cereyan hattıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sevginin büyüklüğü, gerektiğinde sevilen uğrunda yapılan fedâkârlık ve girilen risk ile ölçülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanda melekiyet ve hayvâniyet olmak üzere iki veche vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan sabahleyin başını kaldırıp doğan güneşe doğru şöyle bir bakmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fakat akıl ve mantığımız, çoğu zaman bu harikalar önünden, kayaların üzerinden yuvarlanan yağmur damlaları gibi bir hisse almaksızın geçip gidiyor ![]() ![]() ![]() ![]() ` İslâm, beşerin önüne bitip tükenmesi mümkün olmayan en azametli davayı koymuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düşünün ki her salât ü selâm, Peygamber -aleyhissalâtü vesselâm-’ı Allâhu Teâlâya bir merhale daha yaklaştırmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Azamet-i ilâhiyyeyi kavramak için şu misali de verebiliriz ki yeryüzüne her yağmur ve kar tânesini bir melek indirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyâda hiçbir sistemin dâvâsı bu kadar azametli olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azamet-i ilâhiyyenin ihtişâmını Kur’ânî hakîkatlerden biriyle de şöyle kavrayabiliriz: Mûsâ -aleyhisselâm- zât-ı ilâhiyyeyi müşâhede talebiyle niyâz etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Azamet-i ilâhiyyeyi hakkıyla idrâk mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İsbat keyfiyeti bakımından ikrâr ile inkâr aynı durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mutlak mânâsıyla münkir olmak düşünen bir beyin için mümkün değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan beyni çocuk yaşta metafizik suâller sormaya başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, Allâh’ın azametini müteâl olarak, idrâk ötesi mükemmel olarak tavsîf ettikten sonra Cenâb-ı Hakk’a vâsıl olmayı beşere bir vazîfe olarak yükler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rûhânî âlemleri itibâriyle ins ü cinnin kâffesi Allâh’ı müdriktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her canlı varlığın mîdesi kazınır, bir şey yemek ihtiyâcı fıtrîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kâfirin rûhu kafesteki kuş gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() Îmân, şuur altında olan Allâh inancı ve kâinâttaki şu muammâyı kavrayarak kendini tatmin etmektir ki, kalp huzûruna ulaştırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Felc olmuş, sinirleri kopmuş bir adam düşünün ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün bunların netîcesi şudur ki, Allâhu Azîmuşşân’ın azametini ve mâhiyetini kavramak husûsunda insan beyni tabiî bir meyille, İlâhî şartlandırma ile mütehallîdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm idealist bir dünya görüşü olmak itibâriyle kâinâta bakış ve onu anlayış tarzında insana ideal bir perspektif getirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Allâh Kur’ân’da yıldızın doğduğu ve öldüğü yere yemin eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Allâh bekâ sıfatını yalnızca kendisine tahsis etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Havada milyonlarca toz yüzüyor ![]() ![]() ![]() ![]() Kâinât yaratılalı ne kadar zaman oldu bilinemez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünya -tahmînen- elli milyon seneden beri bu âlemde görülmüştür ve hâlen dünyâya ışığı gelmekte olan göremediğimiz yıldızlar vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir cisme verilecek hareket, ışık hızından süratli olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir cismi ışık hızında hareket ettirebilirsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsana böyle azametli bir dâvâ takdîm eden başka bir sistem hayâl bile edilemez ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya GörüşüC-İNSANİYETÇİLİK VEYA HÜMANİZM PRENSİBİ İslâm, insanı insan olmak itibâriyle dikkate alır ![]() ![]() ![]() Peygamber efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ihtiyar bir Yahudî geçerken sahâbîlere: “–Îtibar gösterin, bu bir zamanlar kavminin efendisiydi ![]() ![]() Bir cenâze geçerken de Peygamberimiz, ayağa kalkınca ashâb, cenâzenin bir Yahûdî olduğunu söylediklerinde, “Olsun, o da bir insandır ![]() ![]() Cenâb-ı Hak insana kendinden bir vasıf ikrâm ederek kıymet vermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan Allâh’ın bütün esmâ-yı ilâhiyyesinden tecellî almakta, nasîb almakta bu âlemde tektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-, ins ve cinnin yaradılış gâyesini bildiren âyetteki yaradılışın sebeb-i hikmetini beyân eden “li-ya‘budûn” kelimesini “li-ya‘rifûn” olarak tefsîr etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âlem-i gaybtan âlem-i şuhûda geçiş kademe kademe gerçekleşmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan da kendi âleminde mertebeleniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ` Bir buğday tanesinde buğday cinsinin tüm husûsiyetlerinin mevcûdiyeti gibi bir nev’in tohumunda da o nev’in bütün husûsiyetleri mevcuttur ![]() ![]() ![]() Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dîde-i ekvân olan Âdem’sin sen “Kendine ibret gözüyle şöyle bir bak! Sen, âlemin özü ve kâinâtın gözbebeği olan Âdem’sin ![]() ![]() ![]() İslâm bize Kurân’ı, Cenâb-ı Hak’da mevcût bütün hakîkatlerin, âlem-i gayb hakîkatlerinin kelâm sûretindeki kâmil bir tecellîsi olarak takdîm etmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “el-İnsanu ve’l Kur’ânu tev’emân” «Kurân ve insan ikiz kardeştir» buyuruyor ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak kâinâttaki nakışları, yağmurun gelişini, topraktan nebâtın çıkışını, uykuya dalmayı ve bunun ölümden bir misâl olduğunu, sabah kalkışını bildirir ![]() “(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı?” (Gâşiye, 17-20) Velhâsıl kâinâttaki fiilleriyle, eserleriyle, sanatıyla sanatkâra, asıl müessire ulaşmaya çağırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kur’ân-ı Kerîm, insana inmiştir ![]() ![]() “İnsan görmez mi ki, biz onu bir damla sudan yarattık ![]() ![]() Onun bir atılmış sudan yaratıldığını hatırlatır ![]() ![]() Bir insan ölüsünün kokusu en ağır ve en pis kokudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak Kur’ân’a, “oku” emriyle başlar ![]() ![]() ` Bugünkü beşeriyyet hümanizmi gâye edinmiştir ![]() ![]() ![]() Fransa komünist partisinin eski genel sekreteri ve sonradan Müslüman olan Roger Garudy, Marks’ın tüm kitapları yakılsa tekrar yazabilecek kadar bu sistemi bilen ve güçlü bir mütefekkirdir ![]() Garudy, Yıldız Sarayı’nda bir konferans verirken gazetecinin biri: “-Sizi daha önceleri Hıristiyan, sonra da komünist olarak görüyoruz ![]() ![]() ![]() Garudy ise; “–Ben Amerika’da tahsil gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir gün benim hakkımda bir Fransız subayı vur emri çıkarttı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben bir Müslüman’ım Allâh’ın verdiği bir câna kıyamam ![]() ![]() ![]() ![]() Bu erin ifâdeleri beni İslâm’ı tedkîk etmeye sevketti ![]() ![]() “–Tedkîkimin netîcesinde şunları gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’ın hümanizmi de realisttir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadsiz hudutsuz bir şekilde beynelmilelcilik İslâm’da merduttur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Irkların üstünlüğü fikrini ortaya atan Kont de Gobino’nun bu görüşü, büyük devletleri, otoriter idâreleri parçalamak ve Yahudîlerin tezgahını kolayca kurup o milletleri daha rahat istismâr etmelerini sağlamak gâyesine hizmet eden maksatlı bir görüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahûdîler, îtikâd olarak Hazret-i Âdem’den geldiklerini kabul etmiyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a) Aslolan kadındır ![]() ![]() ![]() b) Yahudîler, bizim gibi şeytanı melûn ve cin soyundan addetmezler ![]() ![]() ![]() ![]() c) Allâh nasıl ki bizim istifâde etmemiz için hayvanları yaratmışsa Yahûdîlere göre -şeytandan dûn mevkîde olduğu için- Âdem’i, sâir insanları da Yahûdîye hizmet için yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ` Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- kölesiyle Şam’a giderken deveye kölesiyle nöbetleşe biniyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–İkimiz de dünyaya çıplak geldik, çıplak gideceğiz ![]() ![]() ![]() İslâm, insana hiçbir sistemin veremeyeceği şerefi veriyor ![]() ![]() ![]() Allâh -celle celâlühû- meleklere Hazret-i Âdem’e secde edin diye iki sebeple emretti: 1) Hazret-i Âdem’in varlığın özü ve temel sebebi olan Nûr-i Muhammedî’yi hâmil olması ![]() 2) Hazret-i Âdem’in nefse mâlik olması ![]() İnsanın cennetten tard edilmesine sebeb olan nefs; nasıl secde edilmeye sebeb oluyor? Meleğin otomatik olarak hayra meyletmesi, mîras yemiş adama benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya GörüşüD-GERÇEKÇİLİK VEYA REALİZM PRENSİBİ İslâm Allâh’ın tâyiniyle bu âlemde tahakkuk etmiş olan gerçekleri kâle alan onları nazar-ı dikkate alarak kâide koyan bir dünya görüşüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir zaman için geçerli olan görüşleri değil, her zaman için geçerli olan görüşleri, insanın değişmeyen tabiatına ve kâinâtta değişmeyen hakîkatlere tetâbuk eden görüşleri ihtivâ eden eserler eskimezler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allâh her varlığı belli bir maksad için yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir hayvan yavru doğuracağı zaman bir mağara arar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “İnsan neden yaratıldığına bir baksın! O, atılmış bir sudan yaratılmıştır ![]() Cenâb-ı Hak uzvî husûsiyetleri kendi murâd-ı ilâhiyyesini gerçekleştirecek vasıfta yaratmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâmiyet o realist sistemdir ki, Allâh’ın her varlığı yaratmaktaki murâd-ı ilâhîsini gerçekleştirecek vasıfta yarattığı mahlukâtı nizamlarken o vasfı dikkate alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Komünizmin insanları iktisâdî hayatta eşit hâle getirmesi, kâbiliyetliden kırparak, kâbiliyetsize yüklemesi sâyesinde mümkün olur ki fiiliyatta o bile mümkün olmamıştır ![]() ![]() İslâm ise realist bir sistem olarak, insan ve kâinâta hâkim olan ilâhî kânunların îcâbı husûsiyetleri dikkate alarak kâide koyar ![]() ![]() Bunun gibi sayısız misaller vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Din afyondur”, diyen Marksist sistem, bütün hâdiseleri iktisâda bağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan ve cemiyet davranışlarının altındaki faktörü Marks “iktisâd”, Freud, “şehvet” olarak görüyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Komünizmde olsun, diğer beşerî sistemlerde olsun insan birer sayıdan ibârettir ![]() ![]() ![]() ![]() Meselâ “Bir fabrikada bir kişi, iki ay işçi olsun, iki ay şef olsun, iki ay fabrikanın müdürü olsun, iki ay fırında çıraklık yapsın, hamur yoğursun, iki ay kürekçilik yapsın, iki ay kasada dursun ![]() ![]() ![]() Yere çizilen bir çizginin başında bütün insanlar dizilseler ve bu insanlar düdük çalınınca koşmaya başlasalar, enerjisi en fazla olan koşucu, diğerlerini geçer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kapitalizm de istîdatlara yön verme, istîdatlara inkişaf hakkı tanıma vaadleriyle çıkış yaptı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’da ise program insandan başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm insanın saatine bile bir nizâm verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanların vaz‘ ettikleri siyâsî, iktisâdî, ictimâî bilcümle doktrinlerin her biri temel prensiplerinde insanın saâdetini gâye ittihâz eder ![]() ![]() ![]() Beşerî dinleri ikâme edenler, kendi kendilerine, yani Allâh tarafından vazîfelendirilmeden, semâvî dinlerin gâyesi gibi bir gâye tâkib ederek, insanları kendi temel düşüncelerine göre mes’ûd etmeye müteveccih kâideler koyarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm, zaman ve zemîne göre değişebilen husûslarda ise hâle göre hareket etmeye imkân tanıyan mütehavvil hükümler koymuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mütehavvil hükümler konulduğu gibi hiç hüküm konulmayarak, ictihâda havâle edilip, müctehidlerin bu işi halletmesini temin yoluna da gidilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a-Kuvve-i akliyye, b-Kuvve-i bedeniyye, c-Kuvve-i şeheviyye ![]() Bunların her üçünün de ifrat, tefrid ve vasatının sınırlarını tâyin eder ![]() ![]() Kuvve-i şeheviyye de insan tabiatında mevcûd olan fıtrî temâyüllerden biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyanların iddiâ ettikleri gibi kalbin bir kadına takılıp kalması yahut bir kadının kalbinin bir erkeğe takılıp kalması, onu putlaştırması tehlikesi ve muhabbetullâha bu yüzden onun engel olduğu iddiâsı yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Amel îmândan bir cüz değildir ![]() ![]() ![]() ![]() Elinde imkânı olmadığı için evlenemeyene bir vebâl yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Velhâsıl İslâm, realist olduğundan insan tabiatındaki değişmeyen husûsiyetlere göre kâide koyar ve bundan dolayı da eskimez ![]() ![]() ` İslâm, insan gerçeğini hesâba katarak kâide vaz‘ eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm her meseleyi çözümleme yoluna gitmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dini 1400 sene önce gelmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Serâhsî, hanefî fıkhını yazan zâttır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslâm Dünya Görüşü |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dünya GörüşüE-İRÂDECİLİK VEYA VOLANTARİZM PRENSİBİ Fâil-i mutlak Allâh -celle celâlühû-’dur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm irâdeye ehemmiyet veren bir dindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir tiyatroda bir oyun oynansa karışıklık çıkmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kuyumcularda hassas teraziler vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Kâinatta her şeyi Allâh takdîr eder ![]() ![]() ![]() a)Kader-i Mutlak b)Kader-i Mukayyed Kader-i mutlakta kula ne mücâzât ne de mükâfat vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allâh’ın da insana verdiği irâde sebebiyle insanın hata yapma ihtimâli böylece ortaya çıkmış oluyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm’da sırf kuru akılla çözülmesi hayli müşkil olan girift, derin, zorlu ve devâsa meseleler vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bir baba yeni yürümeğe başlayan çocuğunu iki-üç adım ötesine koyar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Babasından mîras devralarak zengin olan bir kimseye “Âferin, sen zengin oldun, zenginsin!” demek alay olur ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Allâh, insanlar için cennette bulunma daha şerefli olsun diye onları dünyaya göndermiş, aynen çocuğu iki metre öteye koyup “Gel bana!” demek kabilinden, cenneti kazanmaya medâr olacak bir takım amellere muktedir olmaları için dünyaya tard etmiştir ![]() Aynı ağacın gölgesinden bin tane gölge üst üste konsa bir cesâmet oluşturmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allâh, bizim istihkâk ile cennete girmemizi murâd etmiş bunun mantıkî bir izâhı olsun diye de Âdem’i zelleye sürüklemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Basîretin bağlanmasıyla insan kasıt ve irâdesi olmadan teşekkül eden fiile zelle diyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Cennet: İnsanlar, maddî âlemden aldığı intibâlarla düşündüğünden Cenâb-ı Allâh, cenneti bağlar, bahçeler olarak tasvîr eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() a- Âraz; renk, sıcaklık gibi ancak maddenin îzâhında kullanılan tavsîfî unsurlar ![]() b- Cevher: Kendisi bizzat var olanlar ![]() Gözümüz olmasaydı, rengi bilebilir miydik? Burnumuz olmasaydı kokunun varlığını idrâk edebilir miydik? Belki nice varlıklar var da bizde onları idrâk edecek meleke bulunmadığı için biz idrâk edemiyoruz ![]() Cennette ses, renk, sıcaklık gibi dünyevî arazların trilyon katı kadar araz vardır ![]() ![]() 2) Ru’yet-i Cemâlullâh: Allâh’ın cemâlini görmektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanı irade sahibi bir varlık olarak kabul eden İslâm bu iradeyi beşere ruhlar aleminde Cenâb-ı Allâh’ın izâfe ettiğini kabul ediyor ![]() “–Ben sizin Rabbiniz değil miyim” Bunun mânâsı Allâhu Teâlâ’nın insanı bir hukuk süjesi olarak, hukûkî bir şahsiyet olarak akde ehil, irade sahibi bir muhâtab kabul ettiğidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Allâh, insanları ilm-i ezelisiyle -ebedî olarak- cennette yaşamaya memur etmeden önce dünyâya göndermeyi ve onların iktisâblarının, verdiği bu nîmetleri nasıl kullanacaklarının -kendi bildiği halde- gene insanlar için zâhir olmasını murad etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allâh’ın kendi murâd-ı ilâhiyyesi îcâbı olarak mes’ûl kılmak istediği mahlukâtı ins ve cindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir çocuğu alıp oyuncakçı dükkanına götürerek: “–Oğlum sana bir oyuncak alacağım, buradan bir oyuncak seç ![]() “–Oğlum bak bu çakı, bunu alırsan îcâbında elini kesersin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sancılı devirlerinde bile bu memlekette emr-i bi’l-ma‘rûf, nehy-i ani’l-münkerde bulunan âlimler var olmuştur ![]() ![]() Bu yol gösterici yardımlara ve îkâzlara rağmen, çocuk gider de kötü bir oyuncağı seçerse Mevlâ-yı Müteâl de ona tercihinin tahakkuk etmesi imkânını veriyor ve âdetâ “Peki o halde, al o âleti, çıkar gözünü ve gör başına geleni ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, kendi irâde ve ihtiyârıyla, irâde ve ihtiyârını iptal etmiş ise mes’ûliyeti bâkî; kendi irâde ve ihtiyârı dışında irâde ve ihtiyârı selbolunmuşsa mes’ûliyeti mürtefîdir ![]() İslâm, normal şartlarda ins ü cinni irâde sahibi bir varlık ve bu irâdenin de kendisine ezelde bir mevhibe-i ilâhî olarak verildiğini kabul eder ve bundan dolayı insanın hayrına mükâfât, şerrine mücâzât mevzubahis olur ![]() ![]() ![]() ![]() Köpek gezdiren insanlar görürsünüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ` Şeyh Muhammed Nûru’l-Arab’ı, irâde-i cüz’iyyeyi inkâr ediyor diye Sultan Abdülhamid’e şikâyet ettiler ![]() ![]() ![]() “–Efendim, siz irâde-i cüz‘iyyeyi inkâr ediyormuşsunuz, bu doğru mu? Şeyh de cevâben: “–Evet, irâde-i cüz‘iyyeyi kabul etmiyorum, ama herkes için değildir ![]() ![]() “–Bu nasıl olur?” diye sorarlar ![]() “–Ben sokakta elimi ister cebime sokar, ister önüme bağlarım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cevâb, müzâkereleri kafes ardından tâkib eden Sultan Abdülhamid’in çok hoşuna gitti ve münâkaşa bitti ![]() Îtidâl Gözlerin ve kulakların bir tâkati olduğu gibi beynin de bir tâkati vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine buradan baktığımız zaman Amerika’yı göremiyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir muallim tahtaya iki nokta koyar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tabiat, bir takım ilâhî kânunlarla şartlandırılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun mânâsı şudur ki insan beyni kendi müşâhede sahası içine giren hakîkatlerde vâkıf olabildiği gerçekleri hayâlen ve zihnen temâdî ettirerek sonsuza kadar götürür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Altınoluk Kütüphanesi |
![]() |
![]() |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|